Zeynep ve Arkadaşlarım 14

Ertesi sabah ikimiz de kötü kalkmıştık. Gece boyu Zeynep kalkıp başım ağrıyor deyip su içmeye ve tuvalete kalkmıştı. Sonunda sabaha doğru bir kaç saat kesintisiz uyku uyuyabilmiştim. Kalktığımda elleriyle başını tutan Zeynepe sordum
“İyi misin canım?”

“Hayır yaa” dedi zeynep “gece boyu başım ağrıdı, şimdi biraz daha iyiyim.”

“Bende aynen” dedim.

“Aşkım dün gece olaylar çok kontrolden çıktı” dedi Zeynep ve devam etti “çok üzgünüm zaten tam ne oldu da hatırlamıyorum ama sabah saçımda kurumuş döl bulunca bir şeyler olduğunu hatırladım”

Başını bana doğru çevirdi ve ağlayacakmış gibi dudağını büktü. Hatırladığı ‘bir şeyler’ de en iyi arkadaşlarımın yarraklarının sertliğini ölçme bahanesiyle onun çıplak vücuduna boşalmalarıydı. Onu üzgün görmeye dayanamıyordum. Düşünmeden hemen “bir şey olmaz aşkım ya” dedim.

“Bir şey olmaz diyorsun da bir şey olur aşkım” dedi “yani masumane bir şekilde anlatmış olabilirim ama sonuçta üç tane azgın adam var burada. Yani sadece onlarla eğleniyorum gibi ama aynı anda da sanırım ne kadar ileri gidebileceğimi de görmek istedim”

“Dün jakuzi de olanlar da biraz fazla ileri gitmekti bence” dedi ve göğsüme yaslandı. Ağlamaklı bir suratı vardı.

“Yani biraz daha dikkatli olabilirsin aşkım” dedim “artık seninle arkadaş olduklarını biliyorsun, onlar da senin eğlenmeyi seven bir kız olduğunu biliyorlar. Sürekli soyunmak zorunda değilsin.”

“Biliyorum” dedi gözünden bir yaş akarken “ya ilk gece olanları anlattıktan sonra sen çok azmıştın ya, yine öyle olur diye de düşünmüştüm”

Tamamen haklıydı. Şu anda bile bir göğsü atletinden dışarıda gözüküyordu ve ben semserttim. Göğüsüne bakmaktan değil, arkadaşlarımın göreceğini hayal ettiğimden.

“Yani evet haklısın aşkım, ben de hiç bu kadar azdığımı hatırlamıyorum ama bu biraz sıkıntılı olabilir bence” dedim

“Aşkım yaaa” dedi ve sarıldı bana “endişelenmene gerek yok seni bırakmam ben, söz artık daha dikkatli olucam, gereksiz ne seni ne onları azdırıcam”

“Tamamdır” dedim

“Tamamdır” dedi “bir şey olursa da söz hemen sana anlatıcam.”

Yataktan kalktı, bir ağrı kesici aldı ve duşa gireceğini söyleyip çıktı.

Kapı açıldığında duş sesi çoktam geliyordu, hemen alır çıkar diye düşünürken son söyledikleri kafama takıldı. Bir şey olursa anlatıcam demişti. Neden bir şey olsun ki yani? Hem işler iyi giderse de Zeyneple evlenebilirdik. En iyi arkadaşlarım düğünüme geldiğimde Zeynepin gelinliksiz nasıl göründüğünü bilecek olmaları yine dimdik yapmıştı beni.

Ben düşüncelere dalmışken Zeynepin hala gelmediğini fark ettim. Bir an nerede olabileceğini düşünüyorken fark ettim. Kesin duşta bizimkilerden biri vardı, zeynepte kesin onların yanına girmişti. Hemen bir şort ve tişört geçirip soluğu banyoda aldım.

Banyonun kapısını kapalıydı ve duş sesi geliyordu. Kapıya tıkladım. Cevap veren yoktu. Bir daha tıkladım.

“Dolu!” diye seslendi utku.
“Girebilir miyim?” Diye sordum. Niye sorarsın ki bunu dimi. “Acil su dökmem lazım!”

“Tamam” dedi utku. İçeri girdim ve tabiki buğulu camın arkasında iki silüet vardı. Biri kısa boylu ve uzun kahverengi saçlıydı. Zeynep onunla içeride çırılçıplaktı ve birbirlerine yapışmış gibiydiler.