Zamanın İzinden – 1. Bölüm

Hayatımın en büyük 2 şokunu anlatmak istiyorum. Bu yaşadığım iki şok da aklımın ucuna dahi gelmeyecek şeylerdi, ancak yavaş yavaş ve ilerleyen bölümlerde onlara yer vereceğim.
2024’ün ikinci ayında 24.Doğum günümü annemin her zamanki özel hazırlıklarıyla kutladık. Güzel bir pasta, apartmandan (site) iki komşu ve çocukları ve bir iki arkadaşımdan oluşan ufak tefek bir doğum günü partisiydi. Annem, doğum günü pastama “her şeyim” yazdırmıştı.

Annem 1980 doğumlu, 44 yaşında bir Türk kadınıydı. Özel bir eğitim kurumunda müdürlük yapıyordu, işini seviyordu ve oldukça rahat bir işi vardı. Kendisini uzun uzun tarif etmek, betimlemek istemiyorum çünkü kelimelere dökülemeyecek kadar güzeldi benim için. Ancak yine de çok merak edecek olursanız, Ezgi Mola’ya olan benzerliğinden rahatlıkla söz edebilirim. Google görsellere “Ezgi Mola Milf” diye arattığınıda çıkan görseller sanki o ünlü kadına değil de benim anneme aitti…

Babamı ise hiçbir zaman tanıyamadım, kim olduğunu bilmiyordum. Dahası annem de tam bilmiyordu, söylediğine göre annem ile tek gecelik ilişkisi sonrası sırra kadem basmıştı ve annem birkaç hafta sonra hamile olduğunu öğrenmiş ve çocuğu, yani beni doğurmaya karar vermişti. Çünkü annem de aslında benim gibi babasını hiç bilmiyordu ama daha da kötüsü annesini de bilmiyordu. Bebekken, birkaç günlükken hatta kendisini çocuk esirgeme kurumunun avlusuna bırakıp gitmişlerdi. Yetiştirme yurdunda büyüyen annem için aile hayatı demek ben demektim, tüm ömrünü bana adamıştı. Elbette ki zaman zaman çıktığı adamlar olmuştu, ancak hiçbiri birkaç aylık ilişkiden öteye gidememişti.

Çünkü annemle benim aramda tarifi konamayan bir bağ vardı.

“Misafirlerimiz gitsin, hediyeni vereceğim acele etme” diye fısıldadı annem. Yemek masasının altından bacağına temasta bulunmuş ve hafifçe okşamıştım. Redditte ortak noktalarımızdan dolayı tanıştığım yabancı bir arkadaşım olan W.Junior’un anlattığı hatırılarının bir enstantanesindeki detaydan etkilenmiş olmalıydım sanırım…

Evet, annemle uzun senelerdir devam eden tutkulu bir ilişkimiz vardı. Dışarıda ve topluma karşı anne-oğul rollerimizi uygulamaya devam ediyorduk. Hatta evde de, tek başımıza olduğumuz çoğu zamanda da bu rollerimize doğal davranışlarımızla devam ediyorduk. Sadece geceleri, yatak odasında veya bazen gündüzleri hormonlarımız tavan yaptığında, anne-oğul rollerimizi bir süreliğine askıya almaktan çekinmiyorduk.

Annemle oldum olası yakındık, ergenlik sonrasında bile beni banyo ettirmeye devam ettirmişti. Fakat bunda oldukça nadir rastlanan bir hastalık diyebileceğim “geç ergenlik” mevzusunun da etkisi olmuştu. Çoğu kişi on iki – on üç yaşında ergenliğe girerken ben tamı tamına 17 yaşının sonlarına doğru ergenliğe girmiştim. On Beş yaşında doktora göründüğümüzde yapılan tahliller sonrası doktor, korkulacak bir şey olmadığını ve 2 sene içinde ergenliğe girip hızlı bir gelişim göstereceğimi söylemiş ve annemin içine su serpmişti.

Gerçekten de söylediği olmuştu. 17 yaşımda birden boyum uzamış, sesim iyice kalınlaşmış, özel bölgelerimde kıllar fışkırmaya başlamış ve en önemlisi penis boyum oldukça uzamıştı.

Özel bölgelerimde ilk kıllarım çıkmaya başladığında nasıl traş olunacağını annem öğretmişti, ancak öğretmekle kalmamış zaman zaman rutine bağlayan bir devamlılık ile yardımcı olmaktan da çekinmemişti, banyoda çıplaklığımız bizim için yemek yemek su içmek kadar doğaldı çünkü ergenliğe oldukça geç girmiştim ve annem bana çok düşkün olduğu için erkekliğim konusunda da endişe duymuştu.

İlk boşalmamı da annem banyoda beni traşlarken sağlamıştı, nasıl boşalacağımı göstermek istemiş ve yaklaşık 5-6 dakika boyunca aletimi saç kremiyle okşamış, okşamış, okşamış ve nihayetinde ilk sıvılarımın yüzüne fışkırmasını büyük bir mutluluk ile karşılaşmıştı, hatta tadına bile bakmıştı.

Tabii ki ilk olmuştu ama son olmamıştı, çoğu zaman kendim yapsam da zaman zaman annem de bana yardımcı oluyordu. Ergenliğe geç girmemin cinsel olarak iki yan etkisi olmuştu; birincisi penisim fazla uzamış (annemin ölçtüğüne göre 20 santim), ikincisi ise geç boşalma sorunum ortaya çıkmıştı. Her ne kadar annem bu iki durumun benim için ileride avantaj sağlayacağını ve kızların peşimde koşacağını ve babama çekmiş olduğumu (tek seferlik olmalarına rağmen babamla geçirdiği geceyi asla unutmamamış çünkü akşam 10’dan sabahın ilk ışıklarına dek ufak dinlenme molaları haricinde aralıksız sevişmişler) söylese de, zaman zaman özellikle geç boşalmaktan şikayetçiydim çünkü hem fiziksel olarak hem mental olarak beni yoruyordu. Annemle de cinsel konular hiçbir zaman aramızda bir tabu olmadığı için bu durum karşısında bana yardımcı olma gereği hissediyor ve gerçekten de yardımcı oluyordu. Kendi başıma boşalabilmem 15-20 dakikadan daha uzun olurken annemin elini attığında bu süre 8-9 dakikaya kadar düşüyordu.

Çok geçmeden annem bu süreyi daha da düşürecek bir aşamaya geçmeme izin vermişti. Ondan beni boşaltırken kucağına yan olarak uzanıp emzirmesini ben istemiştim, annem ise beni kırmamış “çocukken de ilkokula dek hep emmek istedin zaten huylu huyundan vazgeçer mi” diye nazlı nazlı söylenerek sütyensiz tişörtünü çıkartmış ve memesini ağzıma vermişti. Meme ucunu sadece emmiyor, sömürüyordum adeta. annem ise b-yağı döktüğü penisimi nazikçe okşuyor ve boşaltmaya çalışıyordu. Çok geçmeden boşalmıştım da, saatine baktığında yaklaşık 6 dakika sürdüğünü söylemişti.

Severek tercih ettiğim ve kendi şehrimde bulunan üniversitenin fizik mühendisliğinin hazırlık sınıfına gittiğim 18.yaşım benim için oldukça özel oldu. Daha ilk gün, doğum günü hediyesi olarak annem önce saat hediye etmiş, gece ise asıl hediyesi olarak bana oral seksi tecrübe ettirmişti. Ağzının sıcacık hissi, dudaklarının erkekliğimi kavrayışı ve tamamını ağzına alamasa da sonuna kadar zorlayıp sakso çekmeye başladığında gözlerinden akan zevk yaşlarıyla bana gözümün içine şehvetle bakışı… Elbette ki boşalma süremi kısaltan faktörler oluyordu. Ancak anneme göre 4-5 dakika boşalma süresi idealdi, daha altına düşmemi istemiyordu ve “ikinci devren nasılsa üç dört katı daha uzun olur merak etme” diyordu. Gerçekten de boşaldıktan bir süre sonra tekrardan etekte olabiliyordum ancak illa da boşalma ihtiyacı duymadığım için sorun olmuyordu.

Her ne kadar neredeyse tüm sınırlarımız kalkmış olsa da 20 yaşıma dek hiç seks yapmadık. Bunu annemle özel olarak kararlaştırmıştık, üniversite ve sosyal hayatımda yaşayacağım tecrübelere engel olmamak adına. Nitekim üniversitede ilk kez bir kız arkadaşımla birlikte olarak milli olmuş ve onunla ilişkim bir süre devam etse de sonra onun kendi memleketine dönmesiyle bitmişti (çünkü ben ilk sınıf olmama rağmen o son sınıftı)

Ancak o dönemde ve daha sonrasında dahil annemle seks dışında her şey serbestti, amını uzun uzun yalayıp onu orgazm ederken bacaklarını ve ellerini başıma zevkle dolayıp zevkten dört köşe oluşunun verdiği hazzı yaşamak da dahil… Hatta amını ilk kez yaladığımda; kız arkadaşımdan ayrıldığım günün gecesinde annemin bacaklarının arasına kafamı gömmüş ve köpek gibi zevkle yalayıp emerek teselli bulurken bulmuştum kendimi, annem ise başımı hem okşuyor hem daha da bastırıyordu…

——

2.Bölüm: (çok yakında)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir