Yeni Şehir-Yeni Hayat

Sokak lambalarının ışıkları pencereden süzülüp yatağa kadar vuruyordu. Beyaz çarşafların üzerine vuran sarı ışık huzmeleri odayı aydınlatan tek şeydi .Hava sıcaktı ama bunaltmıyordu, serin sayılabilecek bir yaz gecesiydi ve onun gözüne tek damla bile uyku girmiyordu.

Yanında sessizce uyuyan kadına baktı ardından yatağın hemen yanı başında duran komodinin üzerindeki saate *”4.27″* hafifçe iç çekti. Saçları yüzünün üstüne düşmüş kadını uykusunda izlemeye başladı. Kadın yorrgunluktan çok derin uyuduğu belliydi şimdi böyle sessizce uyuyan bu kadın sadece

bir kaç saat önce doymak bilmeyen bir orospu gibiydi. Nasıl başlamıştı ve nasıl bu noktaya gelmişti kendisi bile bilmiyordu.

*”Keşke onu daha önce tanısaydım”* diye düşündü ve birden kalbine çöken o anlamsız karamsarlığa daldı

*”Kimse dokunmadan dokunabilseydim sana”* içinde ki ses giderek daha yüksek sesle konuşmaya başlıyordu.

İçine sinen olumsuz hisleri hemen bertaraf etti ve kadını izlemeye devam etti *”Ama şuan benimsin”.*

Kafasını hafif kaldırıp yatağın diğer tarafında kalan ve yerde yatan kocasına baktı yerde ona verilen yastık ile mışıl mışıl uyuyordu. Ona karşı içinde acımayla karışık bir nefret uyandı içinde

*”Hak etmiyorsun onu”* diye düşündü”.

Her şey iki yıl önce farklı bir şehre taşınmasıyla başlamıştı. Muğla’nın merkezinde geçmişti hayatı bir ailenin tek çocuğu olarak büyümüş ailesinin sevgisine layık olabilmiş nadir çocuklardan biriydi en azından o böyle düşünüyordu.

Fakat üniversite bitip artık konu iş bulma noktasına geldiğinde ise işler istediği gibi gitmemişti. İşsiz geçirdiği iki yıl hem özgüvenine hem mental sağlına zarar vermişti . Taa ki bir perşembe akşamı Ankara’dan aldığı o telefonla kadar.

Arzu ettiği şirkette hem de tamamen kendi kendine yetebilecek kadar bir maaşla farklı bir şehirde yaşama imkanı gelmişti önüne. Ailesinin tek çocuğu olması nedeniyle ailesi onun farklı bir şehirde okumasına izin vermemiş her fırsatta

tatil bölgesinde yaşadıklarını ve *”herkes buraya gelmek için can atıyor”* cevaplarıyla karşılaşmıştı. Artık onun önünde duramazlardı o tamamen özgür olacaktı kendi evi kendi düzeni ve kendi hayatı olacaktı.

Ankara’da Çankaya’da güzel bir muhitte çokta yeni olmayan bir binada orta katta bir ev bulabilmişti. İş yerine tek vesait olması onun için en önemli olandı. Ailesi eve yerleşmesinde yardımcı olmuş hatta babası maddi olarak büyük bir

destek sağlamıştı. Ailesini Muğla’ya uğurladığı ilk günü daha dün gibi hatırlıyordu tek başına geçirdi o sessiz vakit ve ardından o sessizliği bozan kapı zili. Kapıyı açtığında da karşısında gördüğü o iki kahverengi göz…

Aslı elinde bir tabak kek binamıza hoş geldin demek için kapısını çalmıştı ama sanki bunun daha fazlası için çaldığını biliyor gibiydi o kapıyı. Parlak siyah saçları, bembeyaz teni, ufacık burnu ve sol yanağında ki o gamzesi…

Her detayı daha dün gibi hatırlıyordu. Daha sonra kocasıyla tanıştığı ve Aslı adına yaşadığı o hayal kırıklığını da Ercannın nasıl olupta böyle bir kadına sahip olduğunu anlayamamıştı.

Günler ve haftalar geçtikçe bina içinde akran olduğu tek kişilerin onlar olduğunu fark etmesi uzun sürmemişti. Binada bulunan 8 dairenin 5 tanesi emekli insanların yaşadığı evlerdi bir tanesi ise yurt dışında yaşayan birinindi.

Aslı ve Ercan da binaya taşınalı çok olmamıştı atanıp gelmişlerdi buraya büyük şehirde ilk kez yaşıyorlardı ve fazla arkadaşları yoktu zamanla daha da yakınlaşmışlardı beraber izlenen filmler gidilen konserler dışarıda geçirilen vakitler..

Davet edildiği akşam yemeğine de bu düşünceyle gitmişti Aslı’yı tekrar görmenin heyecanı vardı ama hislerinin platonik bir durumdan öteye gidemeyeceğini düşünüyordu .Gelirken güzel bir şarap almalarını istemişlerdi ki bu pek sık olan bir şey değildi

Seçebileceği en iyi şarabı alıp kapılarını çalmıştı

Kapıyı açan Aslı son derece şık siyah askılı ve göğüs dekoltesi giyen bir elbise giymişti *”Özel bir güne mi denk geldim acaba?”* diye düşündü belki de davet edildiği günü karıştırmıştı

Aslı sıcak bir gülümseme ve ses tonuyla

(A)-Kaan! Gelebildin hele şükür gir içeri diyip yanağına ufak bir öpücük kondurup içeri davet etti. Evin içi loş bir ışıkla aydınlatılmıştı salonda ise özenle kurulmuş üç kişilik bir masa vardı yanan mum ışığı arkada ise hafifçe çalan klasik bir müzik..

Gerçekten yanlış zamanda gelmiş olmalıydı…ama sofra üç kişilikti.. Ercan masada oturduğu yerden kalkıp onun elini sıktı ve masaya buyur etti sıcak bir tavırla

(K)-Kusura bakmayın özel bir gününüzde rahatsız ediyormuşum gibi oldu ya da bana blind date mi ayarladınız bu ne romantiklik?

Her ikisi de ufak bir kahkaha atıp birbirlerinin gözüne baktılar

(A)-Umarım açsındır çünkü senin sevdiğin fırında tavuktan yaptım.

Tabağını Aslı’ya uzatırken hala olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Ercan son bir kez yemeği getiren Aslı’ya bakış attı omuzlarını silkeleyerek utangaç bir ses tonuyla lafa girdi

(E)- Kaan aslında haklısın kardeşim, bugün bizim yıl dönümümüz. Üçüncü yılımızı kutluyoruz.

Daha çok şaşırmıştı *”Evlilik yıl dönümümü?! Tamam yakınızda bu kadar değil yahu”* diye düşündü içinden. Ercan’a hiç bir cevap vermeyip konuşmasına devam etmesini bekledi

(E)- Seninle paylaşmak istediğimiz bir şey var. Tabii bunu sana güvenerek yapıyoruz.

Aslının elini tutum dudaklarına götürdü ve öptü

(E)- Karımı ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun biz bunu uzun zamandır istiyorduk aslında ama bunun ne kadar doğru olacağını ve ve kimle olacağını…hep düşündük ve sana güvenebileceğimize karar verdik

Kaan hala şaşkınlıkla dinliyordu Ercan’ı. Aslı ise bir an bile olsa gözlerini ondan ayırmıyordu mum ışığının yüzüne vuruşu ve şehvetle ona bakışı sanki onu delip geçiyormuş gibiydi.

(E)- Eğer sen de uygun görürsen ki- bunun arkadaşlığımıza zarar vermesini istemeyiz .. bizim bu fantazimize senin katılmanı istiyoruz

Aslı bir elini onun bacağına koydu

(A)- Hem de çok..

Kaan hala kafa karışıklığını atamamıştı. Ne diyeceğini bilemiyordu ikisi karşısında heyecanla bir cevap bekliyordu. Nasıl olacaktı ne şekilde ilerleyecekti içinde şehvetle ve korkuyla bir his vardı ama o duyguları beslediği kadının

bedenine dokunma fırsatı önündeydi. Şaşkınlığını hemen üzerinden attı suratına hafif bir gülümseme yerleştirip sandalyesinde geriye doğru yasladı ve Aslı’nın elini tutup hafifçe sikine doğru götürdü

(K)- O zaman bu yıl dönümünün hediyesi ben oluyorum yani?

Ercan Aslı’nın elinin onun sikine gittiğini gördü ve sesi titreyerek cevap verdi

(E)- Kesinlikle..

Aslı hemen dizlerinin önüne çöktü ve ufak öpücükler kondurarak yavaş yavaş fermuarına doğru getirdi ağzını. Siki hemen sertleşmişti Aslı’nın ufak öpücükleri onu tamamen semsert yapmıştı.Aslı elleriyle fermuarı açıp sep sert olan sikini

dışarı çıkardı ve yavaşça kafasını öperek yalamaya başladı. Ercan karısının başka birinin sikini yalamasından zevk aldığı görülüyordu gözünü bir saniye olsa bile ayıramıyordu .Aldığı zevkle Kaan Aslı’nın kafasını daha çok bastırıyordu sikine

(A)- Beklediğimden daha büyükmüş

Dedi ve sikine tükürerek yalamaya devam etti.

Artık dayanamayacaktı Kaan Aslı’nın saçlarını kavrayıp geriye doğru çekti başını. Gözlerine bakarak dudaklarını öptü Aslı eliyle sikiyle oynamaya devam ediyordu dudakları ıpıslak olmuştu. Kaan, Ercan’a döndü ve hafif sert ve tehditkar bir ses ile

(K)- Sakın kıpırdama olduğun yerden dedi

Aslıyı saçlarından sürükleyerek yemek masasına tam Ercan’ın önüne domalttı elbisesini kaldırdı. Dantelli siyah tangasını hafifçe yanına sıyırıp kalçalarını ayırarak zaten ıslanmış olan amını diliyle yalamaya başladı. Aslı’nın inlemeleri o dilini

amına soktukça daha da yükselerek artıyor arada Ercan ile konuşuyordu “Aşkım dilini amına çok güzel sokuyor” benzeri cümleler kuruyordu. Ercan gördüğü şeyden zevk almış olacak ki o da sikini çıkarmış ve bizi izlerken yavaş yavaş oymaya başlamıştı.

Aslı’nın amını ıpıslak yaptıktan sonra ayağa kalktı Kaan ve Aslı’ya arkadan yaklaşıp kulağına eğilerek

(K)- Ayır kalçalarını benim için.

Aslı iki elliyle kalçalarını ayırmıştı Kaan sikini hafifçe ıslak olan amının üzerinde gezdirmeye başladı Aslı’nın inlemeleri daha da şiddetleniyordu. Kaan Ercan’ın gözüne bakarak

(K)- Biricik karını sikilirken izlemek mi istiyorsun?

(E)- Evet!

(K)- Yalvararak iste benden.

(E)- Kaan lütfen.. canı çıkana kadar sik onu.

(A)- Sok artık içime hadiii

Kaan duyduklarıyla daha çok azmıştı ve Aslı’nın saçlarını kavradı ve kafasını geriye doğru çekip yüzünün Ercan’a bakmasını sağladı ve Aslı’nın amına sert sert girip çıkmaya başladı. Aslı inledikçe Kaan ritimini artıyordu. Aslıyı defalarca kez sikmeyi düşlemişti

ama kocasının gözünün önünde evlilik yıl dönümünde mum ışığında onun bile aklına gelmezdi. Kaan daha fazla dayanamayacak gibiydi Aslı’nın amı hem çok ıslak hem çok dardı sikini tamamen kavrıyordu Aslı’nın inlemelerine Kaan’ın inlemeleri de karışmıştı.

Kaan, Aslı’nın amına boşalmış ve kalçalarını kavrarken o kadar sert sıkmıştı ki ellerinin izi çıkmıştı kadının kalçalarında. Kaan yemek masasında duran peçeteyi refleks olarak Aslı’ya uzattı, Aslı nefes nefese kalmış bir şekilde

(A)- Hayır temizlemek onun işi dedi..

Ercan oturduğu yerden kalkıp az önce Kaan’ın boşaldığı karısının amını diliyle zevkle öpüp yalamaya başladı.

Bu onlar için uzun ve bir o kadar zevkli olacak bir maceranın başlangıcıydı sadece.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir