Yasak Duygular 6

Bastondan destek almam yürümemi kolaylaştırmıştı. Annemin Tuğçe diye bağırmasıyla ikiside kendine gelmişti. Tuğçe donakaldı. Gavat komşu ise aletini hemen pantolonunun içine koydu ve hızlıca toparlandı . O kelli felli gavat komşunun ikizim gibi bir kızı bu hale getirmesi inanılır gibi değildi. İlk şoku atlattıktan sonra konuşacak gibi oldu .

–          Bakın bizzz… Demesiyle bastonu ağzına yemesi bir oldu . Bastona davranmasıyla ikinci darbeyi kafasına aldı ve yattı kaldı. Kafasından oluk oluk kan akıyordu.

Tuğçe

–          Buğra ben çok özür diler…. cümlesini tamamlayamadan okkalı bir tokatı yüzüne yapıştırdım. Tuğçe dizlerinin üstüne çimlere yapıştı. Gavat komşu yattığı yerden kalkar gibi oldu  . Bastonu kaldırmamla yalvarmaya başladı.

–          Ne olur yapma bak ölüyorum.

–          Geber orospu çocuğu utanmıyorsun bu yaşta pezevenk dedim

Bizim sesimizi duyan gavatın eşi arka tarafa geldi. Eşini o halde görünce çığlığı bastı ve ağlayarak üzerime geldi . Annem önüme gerildi ve sakın oğluma elini kaldırma hödüğünü de al bahçemden defol  kocan olacak şerefsiz sana ne olduğunu anlatır dedi. Annemin bu çıkışıyla ikinci şoku yaşayan kadıncağız yerde yatan eşine doğru gitti. Yavaşça eşini kaldırdı.

–          Seni bir daha burada görürsem vururum buraya da gömerim dedim

Gavat komşu başı önde eşinin omuzlarında yavaşça gözden kayboldu . Bütün bunlar olurken Tuğçe yerde , sol yanağı kıpkırmızı , dudağı patlamış bir şekilde hareketsiz çimlere bakıyordu. Annem yavaşça eğildi Tuğçeyi omuzlarından kaldırdı. Koluna girerek eve götürdü. Ben ise bastona dayalı halde bütün bu olanları düşünür halde öylece kal kiakaldım. Derin düşüncelere dalmışken elime dokunan başka bir elle irkildim. Annem arkamdan bana sarmaşmış sırtıma yüzünü dayamış için için ağlıyordu. Onun bu hali beni de çok üzmüş bende ağlamaya başladım.

–          Anne ben çok özür dilerim . Tuğçeme hiç vurmak istemezdim ama işte…

–          Annem arkamdan önüme geçti . Ağlayan mavi gözleri mahmurlaşmış bana bakarak

–          Sen yapılması gerekeni yaptın oğlum özür dilenecek hiç bir şey yapmadın diyerek bana sarıldı. Bende sarmaştım. Bir süre öyle kaldıktan sonra . Annem

–          Gel gidelim hadi ben şu kıza bakayım .

–          Tamam anne ben de dinlenmek istiyorum biraz.

–          Hole girdik ve yavaş yavaş odama çıktım. Tuğçenin bekar odası benim yanımdaydı. Kapı aralığından baktığımda yüzüstü yatmış ağlıyordu. Odama girdim ve kapımı kapattım. Arkamdan annemin Tuğçenin odasına girdiğini ve kapıyı kapattığını duydum. Odaların bitişik olmasından yattığım yerde bazı konuşmalarını duyabiliyordum. Annemin bir ara evin erkeği o artık boşuna mı vurdu diye serzenişte bulunduğunu duydum . Yorgunluktan telefona bile bakmadan yatağa uzandım.Bu lanet kaza beni resmen yarım adam yapmıştı. Kolumdaki alçıdan kurtulmuştum ancak bacağımdaki halen duruyordu. İyiki de bugün kolumdaki alçı alınmıştı. Yoksa o gavata hakettiğini veremezdim. Babam olsa eminim daha ağırını yapardı. Böyle düşünürken Tuğçenin o halleri de gözümden gitmiyordu. Duygu karmaşası yaşıyordum. O yaşlı göbekli adamın ikizimi nasıl bu hale getirdiğini düşünüyordum. Tuğçenin diri beyaz göğüsleri ,fit biçimli göbeği pürüzsüz kalçaları ve pembe amı aklımdan çıkmıyordu. Yaşlı moruk mal bulmuş mağribi gibi amını yalamış,beyaz göğüslerini sanki bir çocuğun emdiği gibi emmişti . Tuğçenin adamın aletini emmesi ve iniltileri aklımdan çıkmıyordu. Bu düşünceler içerisinde sabahı zor ettim. Öğlene kadar uyumuşum. Öğlen odamın kapısı çaldı. Uyku sersemi gel dedim . Gelen Tuğçeydi. Altında mavi kot şort üzerinde benim oversize beyaz tişörtüm vardı. Başucuma kadar geldi ve oturdu. Alt dudağı bantlıydı.

–          Ben çok özür dilerim gerçekten dedi.Ne diyeceğimi bilemedim.  Yatakta doğruldum. Gözlerinden yaşlar süzülürken sarıldı. Bende ona sarıldım. Canım benim diyerek bende ağlamaya başladım.

Annem hadi kalk uykucu penguen diyerek odama geldi . Bizim bu halimizi görünce oda ağlamaya başladı . Yanımıza geldi ve  ikimize de sarıldı. Bir müddet böyle kaldık . Daha sonra annem gözlerindeki yaşları silerek hadi bakalım kahvaltı zamanı diyerek yataktan kalkmama yardımcı oldu . Kahvaltımızı yarı neşeli bir biçimde yaptık . Anne kahve yapar mısın dedim ve bahçeye çıktım.

   Amacım yaşlı gavatın evini dikizlemekti . Bahçeye çıktığımda gavat komşunun evinde taşıma kamyonunu ve işçileri gördüm.  Komşu dışarı çıktığında beni görür görmez hemen içeri girdi. Anneme seslendim ve hemen gelmesini söyledim. Annem geldiğinde şok olmuş bir biçimde bana baktı . Gidiyor şerefsiz dediğimde gitsin dedi .

–          Oğlum seninle konuşmamız lazım dedi.

Neredesiniz diye yanımıza gelen Tuğçe manzarayı görünce biraz durakladı. Anne aracı alayım da ben gideyim dedi. Annem tamam kızım dedi. Tuğçe içeri girdiğinde annem kaş göz işaretiyle sonra anlatacağını belirtti. Tuğçe ben banyoya gidiyorum diye bağırdı annem tamam kızım dedi. İçeri mutfağa girdiğimizde annem kahve yaptı ve hemen yanıma oturdu.

–          Oğlum biliyorsun. Tuğçe ben istemesem de erken yaşta evlendi benim gibi biliyorsun

–          Evet anne olabilir ne var bunda

–          Oğlum evlilikte karı koca biliyorsun ortak yaşamda (annem cümleyi nasıl bağlayacağını bilemiyor yanakları git gide pembeleşiyordu)

–          Anne söyle rahat ol.

–          Oğlum karı kocanın birbirlerine karşı bazı görev ve sorumlulukları vardır.

–          Öğretmen hanım başladı derse. Evet hocam dinliyorum.

–          Oğlum enişten görevini yapmıyormuş.

–          Nasıl nasıl şok olma sırası bendeydi.

–          Nasıl annem anlamadım ?

–          Oğlum o işi evlendiğinden beri yapmıyormuş.

–          Ne işini?

–          Anla artık eşşek sıpası seks yapmıyorlarlarmış  of ya.Bu da dayanamamış işte . Hödük kandırmış bunu.

Elim yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Kafamda olanlar oturmaya başlamıştı. Birşey diyemedim ama annemde bende çok utanmıştık. Kızımın seks hayatı demek  o kadar berbattıki gavat komşuyla yapacak hale bile gelmişti

Böyle kalakalmışken Tuğçe içeri girdi . Bele kadar gelen siyah tayt  pembe crop giymiş altın sarısı saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Boynunda hala gavatın vakumladığı yerin kırmızılığı duruyordu.

–          Ben bi eve gideyim anne biliyorsun dedi.

–          Annem tamam kızım ben bi anahtarı alayım iki dakika bekle dedi ve odasına gitti.

Tuğçe hala daha bana bakarken yeşil gözlerini hafiften kaçırıyor utancını gizleyemiyordu. Bastonuma dayanarak ayağa kalktım .

–          Benim en değerli ikizim kleopatram gezmeye de gidermiş dedim

–          Salak başka ikizin mi var dedi ve gülmeye başladı .

–          Bilmem babamın yasak elmaları da olabilir dedim. Kahkaha atmaya başladı  ve sarıldı . Sol elimi beline attım ve saçlarından öptüm . Gulen gözlerle bana baktığında yanaklarından öptüm . Annem anahtarı getirdiğinde bizi bu halde görünce gözleri nemlendi hadi hadi dedi ve Tuğçeyi gönderdi .

Eniştem de edebiyat öğretmeniydi. Dört dörtlük bir adamdı . Ama böyle olacağını kim tahmin ederdi? Babamın vefatından sonra Tuğçeyi iyice boşlamış , yatak odası görevini tam yapamadığı için kavgalar almış başını gitmişti. İş çoktan boşanma aşamasına gelmiş bizim yeni haberimiz oluyordu. Tuğçe sadece kıyafetlerini almaya gidiyordu. Tekrar bizimle birlikte yaşayacaktı.

Akşama doğru Tuğçe geldi. Annemle şen şakrak biçimde konuşmalar eşliğinde odasına kıyafetleri yerleştirmeye başladı. Bende odasına gittim ve yatağına oturdum.

–          Of benim saltanat yıkılıyor mu şimdi ?

–          Annem – ne o  mumya zoruna mı gitti ? derken üçümüz girmiştik. Geniş gardroba eşyaları yerlestirirken Tuğçe valizin birini daha açtı . İçinde renk renk tangalar , dantelli sutyenler , geceliklerin olduğu valizi… Odada benim olduğum birden aklından çıkmış olacakki

–          Anne bunları da şu çekmeceye koyalım dedi

Annemin manalı öksürüğüyle benim olduğumu hatırladı ve bana döndü .

–          Pardon hemen çıkıyorum diyerek çıktım. Arkamdan gülüşmelerini duydum.

Günler böyle güzel geçerken ayağımın da iyice iyileştiğini hissediyordum.Ama bu sıcak yaz günlerinin kötü özelliği de banyosuz günlerin getirdiği kötü kokuydu. Eylül’de okullar açılmış annem bütün zerafetiyle okula başlamıştı. Tuğçe ise yeni bir hayata başlıyor yaşadığımız şehirde üniversite okumak için sınava hazırlanmaya başlamıştı.

Sıcak bir Eylül sabahı artık vücudumun kokusuna evdekiler dayanamayacak hale gelmiş ki sabah kahvaltısında annem

-kızım ben okula gideceğim. Kardeşini banyo ettir . Zaten ayağındaki alçı çıkacak bir iki güne hastaneye mahçup olmayalım dedi gülerek.

  • he tabi hastanedekilerde Buğra gelsin kokutsun diyorlardır.
  • tabi banyo etsinler diye aradılar zaten dedi annem
  • tamam tamam ederim dedim ve odama çıktım. Öğlene doğru odamın kapısı çaldı. Tuğçe Üzerinde siyah oversize tişört altında birşey göremediğim bir şekilde geldi.
  • hadi kalk bastonlu dedi gülerek.
  • geç dalganı şu ayağım iyileşsin ikinize de soracağım dedim.

Bastonumla ben önde Tuğçe arkada banyoya geldik . Tişörtümü çıkardım. Tuğçe banyodaki peluş ve halıları topladı ve köşedeki tabureyi almak üzere eğildi. Eğildiğinde siyah geniş tişört yukarı doğru sıyrıldı, yuvarlak beyaz kalçaları ve kalçalarının arasına girmiş basic siyah tangası ortaya çıktı . Gözlerimi kaçırsamda aletimin bir yere kaçma şansı yoktu. Tuğçe şu şortu da çıkar dedi

–          Şort kalsın .

–          Salak mısın ikizinden mi utanıyorsun dedi

–          Ee yani dedim.

–          Çıkar şunu salak adam akıllı ettireyim banyonu dedi .

–          Tamam yardım et o zaman dedim.ben ayakta o eğilmiş omuzundan destek alarak şortumu ve boxerimi çıkardı. Benim esmere çalan hafif sertleşmiş erkekliğimi görünce şaşkınlığını gizleyemedi ve yanakları pembe pembe oldu. Tabureye oturdum ve ayağımı streçledi. Önce suyla daha sonra sampuanla saçlarımı köpürtmeye başladı . Yüzümü köpürtürken

–          Pis nasıl durdun böyle dedi

–          Keyfimden dedim

Sırtımı ve göğsümü iyice keseledi. Ben ise aletimi iki elimle kapatıyor büyüdükçe zorlanmaya başlamıştım.

Sünger bacaklarıma geldi daha sonra ayağa kalk iki dk dedi ve üzüm duvarda iki elim duvara dayalı sırtımı keselemeye başladı.

Kese popoma geldiğinde aniden bir çimdik attı ve ah diye bağırdım.

-Oyunun sırası mı şimdi dedim

Keseyi apış aramda gezdiriyor arkadan aletime parmakları değiyordu. Aletim iyice büyümüştü . Önüme döndüğümde gözlerini alamıyordu.ama bir yandanda

–          O kıllar ne öyle ay iğrenç dedi.

–          Of sen iyice bokunu çıkardın yerin dibine soktun utandırmaktan diyerek sitem ettim.

–          Tamam ya amma alingansin dedi . Yikanmam bitince arkasını dönmüş havluya  uzanırken siyah tişörtünün üzerinden kalçaları komple ortaya çıkmıştı.  İntikam zamanı diyerek kalçalarına bir şaplak attım . Tuğçeden acıyla karışık ah sesi geldi saldırmaya çalıştı ellerimle ellerini kenetledim ve geriye doğru bağlamamla vücutlarımız birleşti . Aletim iyice uyanmış bacaklarına ve göbeğine sürterken ikimizde gülüyorduk. Bir süre böyle kaldıktan sonra Tuğçe

–          Sende sırtımı keselesene ben senin işini gördüm sıra sende dedi

–          Tabi ben köleyim zaten

–          Hadi ya amma bıtbıtsın

–          Tamam hadi

–          Dur salak tişörtümü mü keselicen dedi ve arkası dönük şekilde tişörtünü çıkardı. Bembeyaz yuvarlak  kalçaları , pürüzsüz sırtı önümdeydi. Tuğçe suyu açtı ve vücudunu ıslamaya başladı. Kolyesi göğüslerinin arasındaydı. Tüm vücudunu ıslattıktan sonra saçlarını sampuanladı keseyi bana verdi kendi ellerini duvara dayayarak hafif domalmış vaziyette beklemeye başladı. Aletim şişmekten sopa gibi olmuştu . Hafif yanaştım ve pürüzsüz sırtını keselemeye başladım. Sütyenin kopcalarinin altından aşağı siyah tangasının üst kısmına kadar yavaş yavaş keseledim. Yavaş yavaş kalçalarına doğru indiğimde vücudunu iyice öne eğdi . Alanın darlığından aletimin başı  hafif hafif kalçalarına değmeye başlamıştı. Tekrar süngerle sırtını keselemeye başladığımda biraz öne geldi . Öne gelmesiyle aletim kalçalarının yarığından alta amına sürtmeye başladı. Oda bacaklarını kapattı ve aletimi üçgende hapsetti. Dayanacak halim kalmamıştı . Fısıltıyla yeter bu kadar dedim. Tuğçe bunu dememle bacaklarını açtı ve bende bu durumdan kurtuldum. Durulandı. Yavaşça temiz boxerimi giydirirken aletimden gözünü alamıyordu.

Yavaş adımlarla odama gittim . Bu banyo seansları benim için tehlikeli olmaya başlamıştı. Yatağıma uzandığımda uyumuş kalmışım. Akşam olmuş annemin yemek sesiyle uyandım. Tuğçe sofrayı hazırlarken imalı bir bakış attı. Yemeğimizi yedikten sonra annem

-kızım kardeşini banyo ettirdim mi ?

  • ettirdim annem hemde çok güzel ettirdim. Oluk oluk pislik aktı
  • e normal yani sağol eline sağlık .

Bende sağolsun annem dedim.Tuğçe bu cevabıma sinirli bir bakış attı .

Saat geçe kadar oturduktan sonra ben yatıyorum deyip odama çekildim ve yatağıma uzandım.

Gece yarısı olduğunda aletimde bir sıcaklık hissettim. Yorganı kaldırdığımda gözlerime inanamamıştım. Tuğçe ince iç gösteren bir gecelikle bacaklarımın arasında sakso çekiyordu . Hafif doğrulmaya çalışarak sessizce

–          Ne yapıyorsun sen delirdin mi dememle bir elinle ağzımı kapatmaya çalıştı. O kadar iştahlı yalıyordu ki kalkacak mecalim kalmamıştı. Zevkten kendimi yatağa attım. Bu halime gülerek karşılık verirken saksoyu bırakmıyor daha da iştahlı yalıyordu. Diri göğüslerini dizlerime dayamış elleri vücumda gezerken ben de inlemeye başlamıştım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir