YASAK DUYGULAR 12

SESSİZ GECELER

Annem yanaklarımın üzerindeki ellerimi narin dokunuşlarla öpüp kokluyordu. Bu onun için çok kötü bir durumdu . Çünkü aynı zamanda bir eğitimciydi . Yıllarca pedagoji eğitimi almıştı. Refleksle yanaklarımı kapatmam onun için tarifi olmayan bir acıydı. Babam disiplin aşığı bir adamdı.Eski bir askerdi. Her şeyden önce “Eğitimde ter dökmeyen savaşta kan döker “ cümlesi ordunun kanunlaşmış sloganlarından, esaslarından birisiydi. Babam bu uygun adımda söylenen bu cümleyi hayatının ve hayatımızın her alanında uygulamaya koynuştu. Babamın sinirleneceğini ufak nüanslarından anlayabiliyorduk. Ama annem başka bir dünyaydı. Ufakta olsa annemi ve bizi savunma sanatları konusunda eğitmişti. Annemin tokatları bu sebeple çok acımasızdı. Gündüz başlayan kızarıklık geceye doğru morlaşmıştı. Bu kadar sinirlenmesinin sebebini tahmin etmek elbette zor değildi. Ama içimde hiç bir pişmanlık kırıntısı dahi yoktu.

Annem başıma ve yüzümü kapattığım ellerime tatlı öpücükler konduruyordu. Ağlayarak:

_- Oğlum ellerini çek dedi. Üzerime iyice eğilmiş , iki elini sağıma ve soluma koymuştu. Göğsümde, göğüslerinin baskısı vardı. Altın zincirli kolyesi  gerdanından düşmüş, ucundaki saf altın göğüslerimin arasındaydı. Ağlayan gözlerle bana bakıyor, dudaklarımdan çıkacak olan cümlelere odaklanmıştı.  Ben ise  için için ağlıyordum.  Konuşmakta zorlanarak:

_-  öğlen yeterince tatmin olmadın mı ? Vuracaksan bari sırtıma vur . Yüzümü ağrıdan hissetmiyorum dedim. Annem bu sözlerimle iyiden iyiye üzüntü denizinin içinde gark olmuştu. 

_- Oğlum nasıl söz bunlar . Ben sana kıyabilir mıyım hiç . Seni çok seviyorum . Ama bugün neden öyle davrandın dedi. Cevap vermedim. Annem tepkisiz hâlime tatlı sesiyle son verdi:

_- Beni mi kıskandın ? Bu sözüyle aslında doğru açıyı yakalamıştı. Gözümden yaşlar süzülerek başımı hafifçe evet anlamında salladım. Annemin gururu okşanmıştı. Ama yinede şu sözünü de söylemekten çekinmemişti.

_- Berk hoca 1 hafta rapor aldı. Elini çok kötü incitmişsin. Oğlum nasıl bir güç varmış sende dedi hafif tebessüm ederek. Bende

_- iyi olmuş dua etsin daha kötü birşey yapmadım dedim . Sende ne yapacaksan yap dedim ve  bir elini çekerek sırtımı döndüm.  Sırtımı dönüp yan yattığımda bir elimle gözümdeki yaşları sildim. Ağlamaktan hıçkırık tutmuştu. Annem ayağa kalktı , yavaş adımlarla yatağa çıktı ve arkamdan sarmaşarak yanıma yattı. Bütün vücuduyla arkamdan bedenimi sardı. Beyaz diri göğüslerinin sıcak dokusunu sırtımda hissediyordum. Boşta olan eliyle göğüslerimden sıkıca beni sarmıştı. Yatağın diğer tarafına gitmeye çalıştığımda bir bacağıyla bacaklarımı sıkıca kavradı. Beyaz pürüzsüz bacağı üstten kalçalarına kadar açılmıştı.Gerçekten çok güçlüydü. Zorlukla da olsa hıçkırarak :

_- lütfen gider misin diyebildim . Annem kararlı bir tonda :

_- hayır dedi. Beni benim parçamdan uzaklaştırabileceğini mi sanıyorsun dedi. Hafifçe kurtulmaya çalıştım. Bunun üzerine annem daha sıkı kavradı. Çaresiz kalmıştım . Annem sessizce

_- sakin ol lütfen dedi. Kendimi istemeden de olsa saldım . Annem her zaman olduğu gibi baskın gelmişti. Hafifçe bacağını gevşetti ama yine de üstümden çekmedi . Ten teması vücutlarımızı birleştirmişti. Annem sıkıca sarmaştığı sırtımdan ensemi ve omzumu öpmeye başladı. Göğüslerimde sıkıca tuttuğu elini gevşetti ve vücudumda okşayarak gezdirmeye başladı. Başımı arkadan nazikçe öperken sessizce :

_- ah şu deli oğlanım . Aynı babası diyerek kendi kendine söylendi. Ben ise gün boyu yaşadıklarımın ve yorgunluğumun verdiği güçsüzle daha fazla direnemedim ve uykuya daldım. Sabah güneşi odamı aydınlatırken gürültücü serçeler çoktan mesaiye başlamıştı. Uyurken arkama dönmüş anneme sarmaşmışım . Annem hafiften yukarı çıkmış, yüzüm bembeyaz diri göğüslerinin arasındaydı. Bir elimi beline atmışım. Annemin pürüzsüz beyaz baldırı belimde , geceliği yukarı sıyrılmış kalçasına kadar açılmıştı. Mor tangası muhteşem kalçalarının arasından gözüküyordu. Annemin eli sırtımda geziniyordu. Ara ara alnıma ve  kısa saçlarıma ufak öpücükler konduruyordu. Bu  sabah sevgi yumağının içindeyken kapımın açıldığını duydum . Tuğçe sürpriz diye bağıracakken annemin:

_- hişttt sessiz ol dediğini duydum. Tuğçe ağır adımlarla yanıma geldi .Bir müddet yüzümü süzdü. Sessizce yüzü çok kötü olmuş dedi anneme .Yatağa süzülür gibi çıktı ve arkamdan sıkıca sarmaştı. Annem Tuğçeye yavaş ol derken yavaşça gözlerimi araladım. Göğüslerinin arasından kafamı kaldırdım . Uykulu gözlerle göz göze geldik. Mavi gözleri gözlerime hafif tebessüm ederek bakıyordu. Annem uzun uzun alnımı sulu sulu öptü . Daha sonra burnuma bir öpücük kondurdu. Açıkta olan morarmış ve yüzük yarası yeni yeni kabuk bağlamaya başlayan yanağıma nazikçe öpücükler kondurmaya başladı. Tuğçe

_- Yeter öpe öpe erittin kardeşimi dedi  . Annem Tuğçeye hafifçe vurdu. Bu nazik öpücükler kalbimi yumuşatmıştı. Annemin yanağına bir öpücük kondurdum ve sıkıca sarıldım. Annem bu hareketimlede sıkıca bana sarıldı. Özür dilerim oğlum diyerek ağlamaya başladı. Bende

_- ben özür dilerim annecim seni çok üzdüm dedim dedim. Tuğçe bu halimize gülmeye başladı . Annem kısa bir müddet sonra yanımdan kalktı ve Tuğçeyle boğuşmaya başladı. Tuğçeyi arkadan kavramış gıdıklarken Tuğçe gülerek:

_- hadi kahvaltı hazır dedi. Annem bana dönerek:

_- Buğra bunda gerçekten bir haller var. Dünyanın sonu gerçekten geliyor dedi .

_- Bilmem ki anne belki biri yola getirmiştir dedim imalı bir şekilde.Tuğçenin yanakları pembe pembe olmuştu. Annem mavi gözlerini Tuğçeye dikmiş bakarken Tuğçe :

_- he he kesin öyledir. Müneccim kesildi başımıza dedi hadi hadi dedi . Yataktan beni kaldırdı . Üstüme tişörtümü giydim ve kahvaltıya indim.Annem bütün şıklığıyla giyinmiş yanımıza gelmişti. Siyah badyconun altına siyah etek giymişti. Ten rengi ince külotlu çorabının içinden beyaz bacakları görülüyordu. Beyaz omuz başları parıldıyordu. Saçlarını at kuyruğu yapmış , kırmızı rujuyla gül gibi dudakları iyice ortaya çıkmıştı. Yavaş yavaş kahvaltı ederken arkamdan geldi . Uzun uzun sarıldı ve nazikçe yanaklarımdan öptü. Bütün ruju yanaklarıma geçmişti. Tuğçe

_- Oh önce döv sonra da sev dedi anneme. Annem Tuğçeye üzerimden öyle bir bakış attı ki Tuğçe hemen sustu. Kahvaltıyı yaparken anneme :

_- Anne bugün Tuğçeyle kitap almaya gidebilir miyim dedim . Annem başını kaldırdı. Tebessüm ederek?

_- Soru bankası mı ? Dedi .

_- evet annecim . Hem Tuğçe’ye de alalım . İkimiz çalışırız dedim. Annem bu cevaptan çok memnun kalmıştı.

_- tabi tabi oğlum çok güzel olur dedi. Anneme ;

_- bir şey daha diyeceğim ama kızmayacaksan dedim mahçup bir şekilde. Annem :

_- söyle canımın içi kızar mıyım hiç dedi .

_- garajın anahtarını da verir misin dedim. arabanın ve motosikletin  anahtarını istersen yanında götür dedim . İkisini de yıkayıp temizleyeyim bugün. Tozdan mahvolmuştur onlar dedim. Annem tereddüt bile etmeden garajın anahtarını ve diğer anahtarları çantasından çıkardı. Sana güveniyorum dedi ve okula gitmek üzere evden ayrıldı. Tuğçe kahvaltılıkları topladı. Verandaya oturdum. Bahçemiz bakımsız kalmıştı. Çimler uzamış, ağaçlar budanmamıştı. Bahçeden sokağımızın köşesi gözüküyordu. Tuğçe elinde kahveyle geldi ve yanımdaki sandalyeye oturdu. Annemin suvu sokağın sonunda gözüküyordu. Ayağa kalktım ve balkona dayandım. Tuğçede yanıma geldi. Birşey mi oldu diye meraklanırken annem suvun önünden çıktı . Arkasında Berk gavatı vardı. Annemin kolundan tutmaya çalıştı. Annem bir hareketle kolundan kurtuldu. Hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Hareketlenecekken Tuğçe kolumdan sıkıca kavradı. Sessizce bekle dedi . Annem arabasına bindi . Hızlıca sokağın köşesinden kayboldu. Berk gavatı öylece kalakaldı. Bir eli sargıda gözüküyordu. Kafasını kaldırıp bizim eve doğru baktığında elimi kaldırdım ve orta parmak işareti yaptım. Tuğçe katıla katıla gülüyordu. Arabasına bindi ve gözden kayboldu. Tuğçe’yle biraz muhabbetten sonra garaja indim . Kepengi kaldırdım. Buram buram nostalji kokan yere girdim. Klasik arabanın üstü bir parmak toz olmuştu. Kazalı motosikleti annem tamir ettirmiş çil çil duruyordu. Suyu açtım ve nazikçe tozları alırken Tuğçe geldi. Üstünde beyaz renk  kalçalarına kadar inen bir oversize tişört vardı. Bütün pürüzsüz bacakları baldırlarına değin açıktaydı. Ayağında uzun ama bileğinin üstünde katlanmış beyaz bir çorap ve crocs terlik giymişti.  Sarı saçlarını salmış altın kolyesini tişörtün üstünden çıkarmıştı. Elinde kova ve koca bir yeşil sünger vardı.  Çok güzel gözüküyordu. Tuğçe :

_- neden baktın bunlar benimde sayılır dedi.

_- Evet evet Tuğçe hanım hepsi senin dedim.

_-evet Buğra bey . Buraya paylaşmaya geldim zaten dedi. Bu cevap üzerine suyu üzerine tuttum. Tuğçe arabanın etrafında kaçarken ikimizde gülüyorduk. Biraz boğuşmacadan sonra işe giriştik . Ben su tutarken Tuğçe elindeki süngerle arabayı köpüklüyordu. Eğilirken ıslak tişörtü yukarı sıyrılıyor , bembayaz sıkı kalçalarının arasındaki siyah dantelli tangası ortaya çıkıyordu. Sırtındaki ıslaklıktan siyah sütyeni iyice  belli olmuştu. Aletim uyanmaya önümü zorlamaya başlamıştı. Çömelmiş durumda süngeri kovada temizlerken tangası önünden gözükmüştü. Yerden bana baktı ve

_- Buğra bey dalmış yine dedi.  yoruldum az da sen sürt dedi ve süngeri üstüme attı. Süngeri tuttum ve hortumu verdim . Arabayı iyice köpüklerken arada suyu üstüme tutuyordu. Yapma dedikçe inadına tutuyordu. Üstümdeki tişörtü çıkardım ve sandalyeye koydum. Tuğçe son defa arabayı durularken ben bagaj tarafına doğru gittim .

_-  bak burada köpük kalmış.  Buraya da su tut yoksa iz kalır dedim. Yanıma geldi . Neresi diyerek dalga geçiyordu. Suyu aldı ve şortumdan içeri tuttu.

_- Burası kalmış köpüklü diye gülerken sen görürsün diyerek hortumu elinden aldım ve başından aşağı tuttum.  İkimizde sırılsıklam olmuştuk. İki elimle kalçalarından tuttum ve bagaja oturttum . Tuğçe kıkırdıyor , ayakları sallanırken göz göze geldik ve ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık. Üstündeki tişörtü yırtarcasına çıkardım. Islak kırmızı dudaklarından çenesinde inerken altın kolyesi göğüslerinin arasında sallanıyordu. Boynunu vakumlarken iki elimle sütyeninin kopçalarını çözdüm ve ıslak diri göğüslerini somurmaya başladım. Tuğçe inlerken zorlukla

_- kapıyı kapat aşkım dedi.

_- salak kafam diye koşarak yanından ayrıldım. Tuğçe arkamdan gülüyor bütün şehvetiyle bana bakıyordu. Uzaktan kumandalı anahtarı aldım ve tekrar bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Bir elimi uzatmış anahtarla kapının kapanmasını beklerken diğer elim Tuğçenin pürüzsüz beyaz sırtında öpüşüyordum . Kapı kapanınca Tuğçenin fit göbeğine indim . Öpe öpe tangasına indim . Tangasının üstünden beyaz amını öperken  bacaklarına doğru indim. Ayağındaki cross terlikleri nazikçe çıkardım ve yerine bıraktım. Beyaz çorapları çıkardım ve küçük beyaz ayaklarını öpmeye başladım. İki ayağını birleştirdim. Tuğçe iki elini bagaja dayarken ayak parmaklarını emmeye başladım. Tuğçe zevkten inliyordu. Parmaklarını saldım ve bacaklarından öpe öpe tekrar tangasına geldim. Belindeki iplerden kavradım . Yavaşça aşağı indirirken Tuğçe de kalçalarını hafifçe kaldırarak çıkarmama yardımcı oldu. Tangasını kokladım ve bagaja koydum. Yavaşça amını öpmeye, yalamaya başladım. Tuğçe zevkten inliyor, ıslak başımı okşuyordu. Tuğçenin beyaz pembe amcığı iyice sulanmıştı. Yavaş yavaş göbeğinden göğüslerine çıktım.  Deli gibi öpüşürken Tuğçe bir elini şortumun içinden aletime attı. Sıkıca kavradı ve sıvazlamaya başladı. Ben zevkten inlerken Tuğçe boynumu ısıra ısıra öpüyordu. Aletim iyice büyümüştü. Tuğçe göğüs uçlarımı emdikten sonra .

_- gir artık delirttin beni dedi. Yavaşça aletimi pembe amcığına sokarken ikimizde inledik. Yavaş gidip gelirken Tuğçe bir elini boynuma atmıştı. Göğüslerini emerken iyice hızlanmıştım inlemelerimiz artmışken Tuğçeyi kucakladım . Aletimi çıkarmadan kucağımda kaputa getirdim ve  Tuğçeyi yavaşça kaputa yatırdım. Hızlı hızlı gidip gelirken Tuğçe beyaz baldırlarını bacaklarıma sarmıştı. Dar ve zevk sularıyla iyice kayganlaşmış amcığının dibini bulurken çıkan sesler garajda yankılanıyordu. Tuğçe zevkten altımda kıvranırken tekrar kaldırdım önümde domalttım. Amını biraz yaladıktan sonra kalçalarının arasından öpe öpe sırtına geldiğimde aletim tekrar dibini bulmuştu. Tuğçe önüne dönüp öpüşürken tekrar hızlandım. Tuğçenin zevk çığlıkları garajı inletirken zorluklada olsa

_- geliyorum aşkım diyebildim

_- Tuğçe zevkten zorlukla

_- bende diyebildi.  Son gidip gelmemde dibini buldum ve döllerimi amının derinliklerine boşaltmaya başladım.Tugcede orgazm olmuş kalçaları titrerken üzerine yığıldım . Bir müddet böyle kaldıktan sonra iyice küçülen aletimi çıkardım. Bagaja gittim ve Tuğçenin tangasını aldım. Tuğçe domalmış vaziyette dururken pürüzsüz beyaz amından taşan döllerimi tangayla sildim . Köpük böyle temizlenir dedim gülerek. Tuğçe de gülüyordu. Bembeyaz pembe amına küçük öpücükler kondurdum. Tuğçe doğruldu ve dudaklarıma yapıştı.

_- seni çok seviyorum dedi.Bende seni çok seviyorum birtanem dedim. Tuğçe yavaşça tangasını giydi. Sütyeni giymeden tişörtünü giydi . Bende garajdaki sandalyeye oturdum. Tuğçe kucağıma geldi ve yan bir şekilde kucağıma oturdu. Birbirimize sarmaşmış şekilde öylece kaldık. Daha sonra kalktık. Ben önden Tuğçe arkadan gelirken popoma okkalı bir şaplak attı. Ah diye inlerken gülerek

_- sende ne cevher varmış be dedi.

_+ esas sen delirttin beni dedim ve önüme döndüm uzun uzun öpüşmelerden sonra odalarımıza döndük.  gri bir eşofman ve düz beyaz tişört giydim. Tuğçe siyah taytının üstüne siyah bir crop giymiş saçlarını toplamıştı. Çok güzel gözüküyordu. Evden çıktık. Muhabbet ede ede yolda yürümeye başladık.  Yolda giderken Tuğçe arada koluma giriyordu. Bu şekilde giderken  önümüzde motosiklet durdu . Gelen Gizemdi. Kaskı çıkarırken kızıl saçlarını açtı.

_- Ooo ikizlerde birbirinden hiç ayrılmazmış diye güldü. Gözlerini Tuğçeden alamıyordu. Tuğçeye dönerek:

_-Ne kadar güzel olmuşsun Tuğçe dedi. Karnında fit . Spora mı gidiyorsun dedi. Tuğçe bu iltifatlar karşısında resmen erimişti. Elini belime atarak

_+ teşekkür ederim canım . Gidiyordum. Ama bıraktım artık evde ne kadar yapabilirsem dedi. Gizem ela gözlerini bana dikerek :

_- Beraber gelsenize dedi.  Tuğçe bana dönerek yalvaran gözlerle baktı .

_- neden olmasın dedim . İkimiz geliriz dedim . Tuğçe sevinçten havalara uçacaktı.  Gizem iyi görüşürüz bekliyorum ikinizi dedi ve son gaz gitti.  Avmye gittik . Önce yemek yedik. Sonra kitaplarımızı aldık. Eve döndüğümüzde annem gelmişti.Holde televizyonun karşısında oturuyordu. Tuğçe yukarı odasına ayrıldı.  Annem üzerinde çok kısa mavi renk kenarları beyaz şeritli bir şort giymişti.  Üstünde de  fit beyaz göbeğini açıkta bırakan beyaz renk bir crop vardı. Bacak bacak üstüne attığında zaten kısa olan şortu kalçalarına kadar sıyrılmış bembeyaz baldırları açıkta televizyona dalmış bir şekilde oturuyordu. Ayağındaki crocs terliği hafif hafif sallıyordu. Islak saçları omuzlarındaydı. Belliki banyo etmişti. Tuğçe’nin yukarı gidişini fark etmemişti bile . Anne diyerek seslenince irkildi. Mavi gözlerini üzerime dikti. Oldum olası o gözlerden çekinirdim. Yüzümde  tokatlarının izi duruyordu. Morluklar iyice ermiş, dudağım ve yanağındaki yara izleri ise kabuk bağlamaya başlamıştı.  Elimdeki sargı ise halen duruyordu. Öyle bakışırken söze girdim:

_- Anne bak kitaplara dedim . Önündeki masaya aldığım kitapları koydum . Dizlerimin üstünde oturarak bütün ciddiyetimle içeriklerini göstermeye, yayınevlerini falan anlatmaya başladım. Annem  beni dinlerken dalıp gidiyordu. Dayanamadım ve :

_- Annecim iyi misin dedim . Annem bir yaralı yüzüme bakıyor , konuşurken dudağımdaki kabuk bağlamış yaraya odaklanıyordu.

_- Annecim bak dün için üzülüyorsan lütfen üzülme artık . Hem senin vurduğun yerde gül biter dedim. İyiki yüzüme vurdun ya kafama vursaydın ne olurdu diyerek güldürmeye çalıştım. Annem  bir müddet sonra ağlamaya başladı. Ayağa kalktım ve yanına oturdum. Annem bana sarmaştı. Sıkıca elleriyle sırtımdan kavradı . Gözyaşları boynuma akarken

_- Özür dilerim çok özür dilerim bir tanem diyerek sarılıyordu.

_- Annecim ben özür dilerim büyük saygısızlık yaptım. Sen ne diyordun hep ? Sen benim parçamsın demiyor musun ? Sana kızmaya hakkım yok diyerek teselli etmeye çalışıyordum. Birbirimizden ayrıldığımızda Tuğçe geldi  . Annemi o halde görünce ne oldu der gibi kaş göz işareti yaptı. Anneme arkamdan sarıldı ve bana sen git dedi. Ağır adımlarla odama çıkarken Tuğçe annemin yanına oturmuştu. Eşofmanımı çıkardım . Biraz telefonla oynadıktan sonra bahçenin atıl hali aklıma geldi. Altıma şort giydim, tişörtü başıma Arap yemenisi gibi bağladım. Güneş gözlüğünü de taktıktan sonra aşağı indim . Tuğçeyle annem verandaya çıkmış kahve içiyorlardı. Sürpriz diye karşılarına çıkınca  annem kahkahayı bastı.

_- Buğra bey ne bu hal dedi kıkırdarken .

_- Ben Suri istemek 50 kuruş diyince Tuğçe de gülmeye başladı.

_- bu kadar gülmek yeter. İşbaşına diyerek koşarak garaja gittim.  Çim biçme makinasını çıkardım ve bahçeyi biçmeye başladım. Bir o yana bir bu yana sürerken arada şebeklikler yapıp annemi güldürmeye çalışıyordum . Biçme işi bitince ağaçların dallarını ufak ufak budadım. Çok yorulmuştum. Makineyi garaja koydum ve yanlarına oturdum.Tuğçeye döndüm

_- en sevdiğim kardeşim. Şu yakışıklı kardeşine bir kahve bir de şu getirir misin dedim . Tuğçe

_- Hay hay paşam diyerek mutfağa gitti. Anneme dönerek :

_- iyi misin usta İp Man  dedim. Annem gülerek

_- iyiyim iyiyim dedi. Koluma dokunarak:

_- bir daha eğitim mi almak istiyorsun dedi imalı bir şekilde.

_- yok usta bir dahaki eğitim hastanede bitebilir deyince ikimizde güldük.  Tuğçe kahve ve suyu getirdi. Muhabbet ederken bahçe kapısı açıldı. Gelen Sibel Teyzemdi. Teyzem annemden  5 yaş küçüktü. Annemin aksine esmer tenli,kısa küt saçlı, diri göğüsleri ve dolgun kalçaları olan orta boylarda güzel bir kadındı. İkizimle ben ne kadar ten ve görünüş olarak ne kadar birbirinize zıt isek teyzemle annem de birbirine o kadar zıt idi. Annem ne zaman morali bozuk olsa teyzemi çağırırdı. Yanımıza gelince annemin yüzünde güller açtı. Teyzem sırtındaki küçük çantayı masaya koydu. Güneş gözlüğünü kafasına çıkardı. Annem içten bir şekilde sarıldı ve birbirlerini öpücüklere boğdular. Teyzem Tuğçeye döndü ve kız ne kadar güzelleşmişsin diyerek Tuğçeye sarıldı. Daha sonra bana döndü. İri zeytin tanesi gibi siyah gözlerini dikerek:

_- Buğra bey ne bu hal diyerek gülerek sarılmak istedi. Ancak

_- Teyze çok terliyim . Üstüne yapışmasın dedim. Teyzem

_- gel buraya bende çok  terledim zaten dedi ve sarıldı. Yüzüme dikkatlice bakmaya başladı. Morlukları ve yaraları farkedince yüzüne ne oldu diye sordu. Bende dişi bir aslanın saldırısına uğradım.  Allah’tan merhamet etti de öldürmedi dedim. Annem bu cevap üzerine yavaşça kolumu çimdikledi. Biraz sohbetten sonra Tuğçe’yle ben kalktım . Banyoya gittim . Güzelce yıkandıktan sonra odama doğru gittim . Üzerimde havluyla odamın önüne gelmiştim . Tuğçenin kapısı hafif aralıktı. Kafamı soktuğumda Tuğçe yüzüstü uzanmış, üstündeki beyaz tişörtü kalçalarına kadar açılmış, siyah tangası gözüküyordu. Aldığımız soru bankasına dalmıştı. Ayakları havadayken  beyaz baldırları ve kalçaları muhteşem gözüküyordu. Döllerimle kirlettiğim tangası üzerindeydi.  Aletim hemen uyanmıştı. Yavaşça odasına girdim. Geldiğimi gördü ama oralı olmadı. Yavaşca yatağın kenarına oturdum. Bacaklarını  okşayarak kalçalarının arasındaki tangaya geldim. Hafif hafif tangasının üstünden beyaz pembe amına masaj yapar gibi okşamaya başladım. Tuğçe başını çevirdi. Fısıltıyla yapma dedi. Öyle deyince elimi çektim ve yanına oturdum. Dudaklarına yanaşırken Tuğçe kapıya bir göz attı ve dudaklarıma yapıştı. Tutkulu bir öpüşmeden sonra Tuğçe

_- bu ara uzak dursak iyi olur dedi.

_- nedenki dedim

_- salak teyzem çok akıllıdır. Hemen anlar sonra ne olur diye bir düşün bakalım dedi. Haklıydı.

_- ben ne yapacağım o zamana kadar dedim masum bir şekilde. Tuğçe

_- bugün yaptık ya doymadın mı dedi sessizce

_- sana doymak namümkün birtanem dedim . İkimizde gülüyorduk  . Teyzem gidene kadar birbimizden uzak kalacağımız konusunda anlaştık. Tam doğrulacakken Tuğçe kolumdan tuttu.Yanakları kızararak :

_- bir de içime boşalma artık dedi. Bende utanmıştım.

_- neden istemiyor musun dedim

_- salak doğum kontrol hapı kullanmaya başladım hamile mi kalayım dedi, yanakları iyice pembeleşmişti.

_- tamam denerim dedim ve doğruldum. Tuğçede kalktı. Çekmecesinden pembe transparan önü kurdeleli tangasını çıkardı. Üzerimdeki havluyu açtı . Aletimin üstüne koydu ve havluyu sıkıca kapattı. Dudaklarıma yapıştı. Ellerimi kalçalarına attım. Tangasının belinde ipten elimi kalçalarının arasındaki pembe amına koydum. Tuğçe ah diye fısıltıyla inledi. Elimi çekti. Zorlada olsa ayrıldık. Giderken kıçıma bir şaplak attı ve yatağına tekrar uzandı. Odama geçtim ve uzandım. Pembe tangasını çekmeceme koydum . Üzerimi giyindim. Biraz sonra teyzem çocuklar akşam yemeği hazır diyerek seslendi. Tuğçe altına gri şortunu giymişti. Koridorda sırnaşarak aşağı indik. Annemle teyzem yanyana oturmuştu. Şarap kadehleri masadaydı. Yemeğimizi yerken teyzem ve annem içiyorlardı. Biraz muhabbetten sonra odalarımıza çekildik. Yatağımdayken çekmeceye uzandım. Tuğçenin pembe tangasını elime aldım. Aletime sardım ve sıvazlamaya başladım. Çok geçmeden sarsıla sarsıla boşaldım. Tanga vıcık vıcık olmuştu. Bu haldeyken çekmecenin üstüne koydum. Fotoğrafını çekip Tuğçeye attım . Tuğçe “ pis sapık “ diyerek gülücük emojisi attı. Nolur gel giy git dedim. Cevap gelmemişti. Az bir zaman sonra odanın kapısı açıldı. Tuğçe parmaklarının üstünde yanıma geldi. Beyaz tişörtünün altındaki siyah tangayı hızlıca çıkardı ve yüzüme attı.  Daha sonra çekmecedeki pembe tangayı aldı yavaşça giydi. Öpücük attı ve sessizce odamdan ayrıldı. Siyah tangası parfümle karışık ekşimsi bir yatta kokuyordu. Elime aldım , uzun uzun kokladım ve çekmeceme koydum. Telefona bakarak uyumuş kalmışım . Ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum . Aşırı susamış ve terlemiş bir şekilde uyandım. Saate baktığımda 1i geçmişti.  Susuzluğumu gidermek  için kalktım. Geniş koridorda yürümeye başladım. Annemin kapısı kapalıydı. Yanından geçerken hafif çok hafif inleme sesleri duydum. Tüylerim diken diken olmuştu. Mutfak ile  annemin odası arasında kalakalmıştım. Bedenim susuzluğunu gider derken, aklım ise seyret diyordu. Sonunda aklım yani şeytan galip geldi ve kapının yanına eğildim . Sessizce, nefesimi tutarak kapı deliğinden içeri baktım. Odaya sokak lambasının aydınlığı vurmuştu. İyice odaklandığımda şok eden manzarayla karşılaştım . Annemin teyzemin üzerinde yay gibi gerilmiş , delice sevişiyorlardı. Arkası bana dönüktü. Sokak lambasının loş beyaz ışığı bembeyaz tenini iyice aydınlatmış , yeşil dantelli tangası dolgun kalçalarının arasında, aynı renk sutyeninin kopçaları beyaz pürüzsüz sırtında , saçlarını toplamış çılgınca sevişiyorlardı. Teyzem annemin altında inlerken sağ eliyle annemin bembeyaz baldırlarını sıkıyor, tangasının ipinin içinden geçirip arkadan amını bulmaya çalışıyordu. Annemin amını bulduğunda ise annem ahhh diye inlemişti. Gördüklerim karşısında şok olmuştum. Kalbim küt küt atmaya , saçlarımdan süzülen terler yanaklarıma akmaya başlamıştı. Kalmalı mıydım yoksa gitmeli mıydım diye düşünmeye başladım….

–          

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir