Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Yalnız Bir Anne Oğlunu Seviyor Bölüm 1

Merhaba. Benim adım İlknur ama herkes bana Nur der. Tek oğlumla yaşayan 44 yaşında bekar bir anneyim. Eski eşimle üniversiteden yeni mezun olduktan sonra evlendik ve bir yıl sonra, oğlum Can doğdu. Hamile kaldığım andan itibaren kocam neredeyse tüm sevgisini kesti. Erkekler hamilelik sırasında hormonlarımızın çok fazla değiştiğini ve her zamankinden daha azgın olduğumuzu anlayamıyor gibi görünüyor. Ancak, ya hamile göbeğini ve hamileliğin getirdiği kiloları görmeye dayanamayan ya da seks esnasında rahimdeki bebeği incitecek kadar penislerinin büyük olduklarını düşünen birçok erkek var. Bence eski kocamda her iki düşünceden de biraz vardı. Ben doğum yaptıktan sonra da düzelmedi. Pislik eski kocam bizi dokuz yıl önce terk etti.

 

Bu yüzden şimdi sadece ben ve 20 yaşındaki oğlumla dokuz yıldır yalnızım. O gerçekten iyi bir genç ve yabani ot gibi büyüyor. Zaten 1,83 boyunda, benden 19 santim uzun ve birkaç hafta içinde  ayaklarının ayakkabılarından çıkacak gibi göründüğü için ona ayakkabı giydiremiyorum. Bir erkeğin büyük ayaklarının olması demek, büyük bir penise sahip olması anlamına gelir düşüncesini ortaya atanların (kimse “onlar”) haklı olup olmadığını merak etmeden duramıyorum. Oğlumla ilgili bu tür şeyler düşünmemeliyim ama ben yalnız bir kadınım.

 

O pislik herif gittiğinde, geçinmek ve oğlumla ilgilenmek için mücadele etmek zorunda kaldım. Flört edecek zaman yoktu ve sürekli bitkin hissediyordum, zaten kendimi çekici hissetmiyordum. Sonunda bir bankada iyi bir iş buldum. Oğlum üniversite sınavıyla BESYO bölümünü kazanmıştı. Çalışma saatleri mükemmeldi çünkü Can’ı işe gitmeden önce okula göndermek için vaktim oluyordu ve neredeyse hiç fazla mesai yoktu, bu yüzden her gece zamanında eve dönüyordum. Birkaç yıl sürdü ama sonunda ikimiz için küçük bir ev satın alabildim. Çok büyük değildi ama ihtiyaçlarımız da o kadar büyük değildi.

 

Can her zaman harika bir gençti. Şikayet etmeden ev işlerine yardım ediyor ve okulda iyi notlar alıyor. Henüz kız arkadaşı olmadı bu yüzden henüz kız sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalmadım, şükürler olsun.

 

Sanırım size kendimle ilgili kısa bir tanım yapmalıyım. Can doğduktan sonra birkaç yıl geçti ama sonunda kilolarımı verdim ve üniversitedeyken olduğum kadar ince ve fittim. Hamilelik ve sonrasındaki dönem dışında, sanırım hiç 54 kilodan fazla olmadım. Can’ı emzirdikten sonra hafifçe sarkmış güzel C cup göğüslerim var. Omuz hizasında kahverengi saçlarım ve yeşil gözlerim var. Gözlerim en iyi özelliğim olabilir. Ne giydiğime bağlı olarak, bazen iki zümrüt gibi görünüyorlar. Oldukça düz karnımı ve sıkı bacaklarımı formda tutmak için haftada üç kez egzersiz yapmaya çalışıyorum. Kendimi övmek gibi olmasın, güzel bacaklarım var. İş yerinde giymeme izin verdikleri en kısa etekleri giyiyorum. Genellikle diz üstü çorap giyiyorum ve patronum işe nadiren külot giydiğimi bilse ne olurdu düşünemiyorum. Rahat olmayı seviyorum. Aynısı sütyen takmak için de geçerli. Sütyen takmadan idare edebiliyorsam, göğüslerimin serbestçe sallanmasına izin veriyorum.

 

Evde her zaman rahatım. Bu, evde asla sutyen giymediğim ve külot giydiğim tek zamanın uzun bir tişörtün altında sadece külot giymek olduğu anlamına geliyor. Alışkanlıklarımı değiştirmem gerekebileceğini düşünmeye başlamıştım, çünkü Can’ın beni birden fazla kez süzdüğünü yakaladım. Sürekli azgınlık duyduğu ve mümkün olduğunca kadın vücudu görmek istediği yaşta.

 

Birbirimizin etrafında asla utangaç olmadık, ama uygunsuz da olmadık. Can sabahları genellikle sadece boxer’la dolaşıyor ve bazen akşamları sadece bir basketbol şortu ve belki bir atlet giyerek televizyon izliyor. Onun olgunlaşmasını ve büyümesini izlemek gerçekten ilginçti. Günde en az bir kez birbirimize sarılıyoruz ve büyüdükçe, biraz kas yaptıkça sarılmaları daha da iyi hale geldi.

 

İlişkimiz birkaç ay önce beklenmedik bir hal aldı. Cumartesi sabahıydı ve ben sadece yatakta uzanmış rahatlıyordum, kalkıp hareket etmeye üşeniyordum. Örtünün altında kıvrılmış ve çıplaktım. Çıplak uyuyorum çünkü aksi takdirde sıcaktan dolayı çok terliyorum.

 

O gün yapmam gereken şeyleri düşünürken, Can kapımda üzerinde sadece bir boxer ile belirdi. “Günaydın, anne.” dedi Can. “Günaydın, tatlım.” diye cevapladım, “Nasılsın?” diye sordum. “Önemli bir şey yok. Sadece biraz konuşabilir miyiz diye merak ediyordum.” dedi. “Elbette, her zaman benimle her şey hakkında konuşabileceğini biliyorsun. İçeri gel.” Lafım bitmeden zaten yanıma kadar gelmişti.

 

Can yatağa çıktı ve sonra yorganın üstünde yanıma uzandı ve bana bakmak için yan tarafına döndü. “Anne, muhtemelen beni ilgilendirmez ama neden hiç arkadaşlarınla gezmiyorsun veya biriyle randevuya çıkmıyorsun? Yalnız görünüyorsun. Biraz arkadaşa ihtiyacın olmalı.” dedi. “Can, tatlım. Sen benim yanımdasın. Biliyorsun ki sen benim dünyamsın. İyiyim. Gerçekten.”

 

İkna edici görünmeye çalıştım ama Can zeki bir gençti. “Anne, ne demek istediğimi biliyorsun. Hala genç görünüyorsun ve güzelsin. Dışarıda eğlenmelisin. Artık çocuk değilim, bu yüzden bana bakıcılık yapmak için evde oturmana gerek yok. Hatta istersen eve erkek arkadaşını bile getirebilirsin. Kızmam ya da başka bir şey yapmam. Kıskanabilirim ama kızmam.”

 

Kıskanmak mı? Diye sordum kendi kendime. Ne demek istiyordu ? “Can?” diye sordum, “Kıskanacağım ile ne demek istiyorsun? Neyi kıskanırdın?” “Sanırım bunu söylememeliydim.” diye cevapladı. “Sadece seninle olmaya alışkınım, bu yüzden senin başka biriyle vakit geçirmene alışmam gerekir. Ben mi öyle hissettim, yoksa burası soğuk mu?” diye sordu.

 

Konu mu değiştirmeye çalışıyordu ? “Yorganın altında kıvrıldığım için soğuk mu bilmiyorum canım. Ama Can, erkek arkadaşımın olması veya olmaması konusunda endişelenmene gerek yok. Evde oturup sana bakıcılık yapmıyorum. Seninle olmaktan gerçekten hoşlanıyorum. Senin büyümeni ve genç bir adam olmanı izlemekten zevk alıyorum.”

 

“Isınmak için seninle yorganın altına girsem sorun olur mu?” diye sordu Can. “Bu muhtemelen iyi bir fikir değil.” diye cevapladım. “Can, ben çıplak uyuyorum. Uygunsuz kaçabilir. Burada çıplağım ve seni utandırmak istemem.” “Bu beni neden utandırsın ki?” diye sordu. “Sadece biraz ısınmak istiyorum.”

 

Aslında tenimi hissetmesini ve ona yakın olmak istiyordum ama hevesli görünmek istemedim. “Bunu yaparsan Can, bana çıplak annenle yatakta yorganın altında beraber yattığını asla kimseye söylemeyeceğine söz vermelisin. Bu bizim için çok kötü olur çünkü insanlar farklı şeyler düşünür.” “Sorun değil, anne. Bu bizim sırrımız olacak. Kendi evimizde ne yaptığımız kimseyi ilgilendirmez.”

 

Bunun üzerine Can yorganı geri çekti ve içeri girdi. Bunu yaparken sağ göğsümün bir kısmı ortaya çıktı. Yorganı kavradım ve tekrar yukarı çektim. “Vay canına, anne, gerçekten çok güzelsin. Babam gideli uzun zaman oldu. Bu kadar güzel ve seksi bir kadını terk ettiğine inanamıyorum. Ne kadar da salak.”

 

“Can, baban hakkında bu şekilde konuşmamalısın. Evet, çok iyi bir koca değildi ve harika bir baba da olmadı ama bazı adamlar böyledir. Sana hamile kaldığımda değişmiş gibi göründü ve aşık olduğum adama asla geri dönmedi. Bu kötü ama hayat böyle.”

 

Birden Can’ın yatağıma ilk tırmandığı zamandan beri bana çok daha yakın olduğunu fark ettim. Sonra elini göğsümde hissettim. “Can, ne yapıyorsun? Göğsüme dokunmamalısın.” “Üzgünüm, anne.” dedi Can, “Kendimi tutamıyorum. Çıplak vücuduna bu kadar yakınım ve sana dokunmak zorundaydım. Lütfen beni durdurma.” “Ah, Can, durman gerek. Sen benim oğlumsun ve gençsin. Bu yanlış. Dokunulmayı arzulamadığımı söylesem yalan söylemiş olurum ama bunu yapan sen olmamalısın.”

 

Parmakları meme ucumu kavradı ve ileri geri hareket ettirdi ve hafifçe çimdikledi. “Can, durman gerek. Bunu yapmamalısın.” “Anne,” dedi. “uzaklaştığını veya beni durdurmak için elimi tuttuğunu görmedim. Sanırım hoşuna gidiyor. Evde dolaşırken göğüslerinin gömleğinin içinde hareket ettiğini görmeyi seviyorum. Sen etraftayken her zaman sertleşiyorum. Beni emzirdin mi anne?”

 

Duyduklarıma çok şaşırmıştım fakat aynı zamanda genç bir erkek tarafından arzulanmak hoşuma da gitmişti. “Evet, emzirdim. Ağzın göğsümde ve sütümü içerken sevgi dolu gözlerin bana bakarken birlikte geçirdiğimiz zamanı çok sevdim. Hayatımın en güzel günlerinden bazılarıydı. Eğer devam etseydin ve belki de baban süt üretmemi sağlamama yardım etseydi, sonsuza dek devam ederdim.”

 

“Yani, memelerini emmeye devam etseydim, bugün hala sütünü içiyor olurdum, değil mi?” “Sanırım öyle.” diye cevapladım. “O zaman tekrar yapmaya başlasam nasıl olur? Belki sütün geri gelir. Ve gelmese bile, yine de sana iyi hissettirecek ve bundan hoşlanacağını biliyorum.”

 

“Can, yapamayız. Kulağa hoş geliyor ama doğru değil. Anneler ve oğullar böyle şeyler yapmamalı.” “Anne, kimseye söylemeyeceğime dair söz verdiğimi unutma. Burada ne yaptığımızı bizden başka kimse bilmeyecek.” Can tek bir kelime etmeden başını yorganın altına soktu ve göğsümü buldu, yalamaya ve emmeye başladı. Durdurmalıydım, ama iyi hissettiriyordu. Bunu yapmamalıydı ama uzun zamandır kimse memelerimi emmemişti ya da onlarla oynamamıştı. Zevk alıyordum.

 

Kısa süre sonra Can’ın eli diğer göğsümü masaj yaparken sağ göğsüme dil darbelerine devam ediyordu. Ağzını sol göğsüme ulaştırmak için bana yaklaşmak zorunda kaldı ve bunu yaparken kendini vücudumun yan tarafına bastırdı. Kalçamda sert bir yumru hissettim. Oğlum, mememi emerken azgın bir ereksiyonla bana sürtünüyordu. Bundan zevk almamalıydım ama engel olamadım. Çok uzun zaman olmuştu.

 

Aşağı uzandım ve göğsümü emmeye çalışırken parmaklarımı saçlarının arasından geçirdim. Sanırım örtünün altında hava sonunda onun için çok sıcak oldu ve ayağa kalkıp örtülerden bazılarını alıp göğüslerimi tamamen açığa çıkardı. Oğlum göğüslerime yüzünde tam bir şehvet ifadesiyle bakıyordu. Yıllardır hiçbir erkek bana böyle bakmamıştı.

 

Onu yakaladım ve ona sarıldım, göğüslerimi göğsüne bastırdım. Ve sonra beni öptü. Dudaktan öpüşme gibi bir şey değildi bu. Dudakları aralanmıştı ve dili dudaklarımda geziniyordu. Gözlerimi kapattım ve onu geri öptüm. Böyle öpüşmeyi nereden öğrendiğini bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla hiç kız arkadaşı olmamıştı. Bunu internetten öğrenebilir misin?

 

Can tamamen üstüme tırmanırken beni öpmeye devam etti. Oğlum çıplak vücudumun üzerinde yatıyordu ve sert aletini sadece boxer ile ayrılmış olan vajinamda hissedebiliyordum. Bu çok yanlıştı ama çok iyi hissettiriyordu. Can bana karşı kuru sürtünerek mastürbasyon yapmaya başladı ve vajinam hemen zevk suyuyla dolmaya başladı. Çok uzun süre sürtünerek mastürbasyon yapmadı.

 

Can boynumu öpmeye başladı ve sonra vücudumu öpmeye başladı. Tekrar göğüslerime ulaştı ve onları güzelce yaladı ve emdi. Meme uçlarım karıncalanıyordu. Ama sonra, karnımı öpmeye başladı. Gerçekten vajinamı yalayacak mıydı? Bunu yapmasına izin verebilir miydim? Yapmamam gerektiğini biliyordum. Ama onu durduracak iradem var mıydı? Hayır, yoktu.

 

Vajinamın tepesindeki küçük kasık kılı parçasına ulaştı ve yüzünü kılların arasında ileri geri gezdirdi. Sıcak nefesini hissedebiliyordum. Daha aşağı indi ve vajina dudaklarını öpmeye başladığını hissettim. Bacaklarım kendiliğinden açıldı. Yemin ederim ki isteyerek yapmadım. Bir ömür gibi gelen bir süreden sonra, Can’ın yüzü bacaklarımın arasındaydı ve dudaklarımı yalayıp aralarına girerek vajinamı bulmaya çalışıyordu. Dili şimdi yıllar önce çıktığı yerin içindeydi. Tekrar içeri girmeye çalışıyormuş gibi hissettim. Onu tekrar içeri almak istiyordum. Başının arkasından tuttuğumu ve onu vajinama bastırdığımı fark ettim. Dilinin klitorisimi bulabilmesi için başını biraz kaldırdım. İleri geri yaladı ama ne yapacağını gerçekten bilmiyordu. Bildiğim kadarıyla cinsel deneyimi olmayan bir çocuk için harika bir iş çıkarıyordu ve yıllardır hiç yaşamadığım bir orgazmın yaklaştığını hissettim.

 

 

Hala klitorisimi yalıyordu ki vajinama bir parmak girdi. Oğlum beni parmaklamaya başladı. Hepsi bu. Bu kadar. Orgazmım bir roket gibi fırladı. Öyle şiddetli kasılıyordum ki Can vajinamla bağlantıda kalamadı. Umursamadım. Yüzünü tüm vajinamda gezdiriyordum ve zevkten seğirip kasıldım. Sonunda daha fazla dayanamadım ve yüzünü ittim. “Ah, Can, bunu yapmamalıydın ama bu hayatımın en iyi orgazmıydı. Teşekkür ederim bebeğim.”

 

Onu öpmek için yukarı kaldırdığımda hala sert penisini bacağımda hissettiğimde şaşırmıştım. İlk vajinamı yalayarak boxer’a boşalacağını düşündüm. Ama onu öyle bırakamazdım. Onu sırtüstü yatırdım ve dizlerimin üzerine kalktım. Bunu yaparken üzerimdeki örtüyü tamamen attım ve Can beni ilk kez tamamen çıplak gördü. “Çok güzelsin.” dedi. “Uzun zamandır seni çıplak görmeye çalışıyordum. Mükemmelsin, anne.”

 

“Teşekkürler, Can. Bunu yapmamalıydık, bu yüzden bunu gerçekten, gerçekten gizli tutmalısın. Sanırım rahatlama sırası sende. Şu boxer’ı çıkarayım.” Boxer’ı tuttum ve aşağı doğru çektim, ta ki aleti yukarı fırlayıp karnına çarpana kadar. Bu kadar genç bir çocuk için gerçekten güzel bir aleti vardı. 18-19 cm’den biraz daha uzundu ve genç bir çocuğun sahip olabileceğini düşündüğümden daha kalındı. Penisinin başı mantar başı gibiydi. Oğluşumun penisi resmen beyaz zenci diyebileceğimiz türdendi. Hemen üzerine atlamak istedim ama bu biraz ileri gitmek olurdu. Boxer’ı ayaklarının üzerinden çektim, böylece benim gibi çıplaktı. Ellerimi tüm vücudunda yukarı aşağı gezdirdim ve oğlumun her santimini hissettim.

 

Aletine ulaştım ve onu kavradım, büyük bir inleme sesi çıkardı. Uzun süre dayanamayacağını anlayabiliyordum. Yazık oldu çünkü uzun bir zaman o güzel penisi okşamak, öpmek ve emmek isterdim. Başka bir zaman varsa, bunu beklemek zorunda kalacaktım. Sadece eğildim ve penisini ağzıma aldım ve başının etrafını yalamaya ve emmeye başladım. “Ohhh, anne, bu çok güzel hissettiriyor. Çok güzel. Şimdiden boşalmaya hazırmışım gibi hissediyorum. Ohhh. İstediğim…” Cümlesini bitiremedi çünkü ağzıma bolca sperm fışkırtıyordu. Oğlumun spermi lezzetliydi. Daha fazlasını istiyordum. Penisini olabildiğince sıktım ve alabildiğim her damlayı dışarı çıkarmak için sıktım. Penisini ağzımdan çektim ve kalanını yuttum. Sonra aşağı indim ve testislerini yalamaya ve önce birini sonra diğerini ağzıma alıp emmeye başladım. Aynı zamanda, onu tekrar sertleştirmek için penisini yukarı aşağı ovaladım. Tekrar sertleşirse ne yapacağımı bilmiyordum. Onu vajinamda istiyordum ama bunun çizgiyi çok aştığını biliyordum. Ah, kimi kandırıyordum. Dili vajinama değdiğinde çizgiyi çoktan aşmıştık.

 

Kendimi tamamen oğluma mı vermeliyim? Evin erkeği olmasının zamanı geldi mi? Bunlar, onun toplarını ve penisini yalayıp emerken boğuştuğum düşüncelerdi. Ben kötü bir anneyim.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler