Üniversitede Birtakım Olaylar – 3

Oturduğum masada onu süzüyordum. O arkadaşlarıyla konuşurken dikkatini çekebilmiştim sonunda. Gözlerine, kendime has takındığım gülümsememle, kitlenmiş bakıyordum. Göz göze geldik ve o anda kafasını eğip yere doğru baktı, o da hafif gülümsemişti. İlk olumlu sinyali almıştım, artık geriye bir hamle yapmak kalıyordu. Kalkıp içecek almak için büfeye yöneldim, bir kahve sipariş verip olabildiğince yavaş bir şekilde atıştırmalıklara göz atmaya başladım. Kafamı çevirdiğimde yine göz göze gelmiştik bu kez aramızda sadece 30 santim vardı.

-Senin gibi bir güzelliğe bir kahve ısmarlamazsam bu gece kesinlikle gözüme uyku girmez.

Biraz klişeydi, fakat o an söylediğim şeyin pek önemi yoktu. Özgüvenim ve karizmamla ilgisini çekmiştim zaten, kısa bir tanışma faslından sonra boş bir masaya oturduk. Onunla bizim bölüme oldukça yakın olan Fen Edebiyat Fakültesindeki kantinde tanışmıştım. Tarih bölümü okuyordu ve Zülal’in de benim gibi ilk senesiydi. O fakültede birkaç lab dersimiz olduğu için gidip geldiğimden orada olmam dışarıdan bakıldığında gayet mantıklıydı.

Zülal ile bir ay içerisinde üç dört defa buluştuk. Son buluşmamızda uzun uzun öpüştük hatta daha ileri gidip okşamaya başladım. Zülal bana aşık olmuştu bunu biliyordum fakat ona bir sevgi beslesem de duygularımdan tam emin değildim. Bu asıl hedefim için bir basamak mıydı yoksa kalbimi ele geçirecek bir tutkunun yeşermesi miydi tam bilemiyordum.

Bir süre kampüste çeşitli yerlerde yiyiştik Zülal ile. Yine de ona tam olarak sahip olmamıştım. Peşinden koşmuyordum, genelde o arıyor haftada birkaç gün dışarıda birşeyler yapıyorduk. Benimle sürekli güzel vakit geçiriyordu, ben de birlikte olmaktan keyif alıyorum galiba.

Geçici olarak kaldığım yurt gibi bir yerdi, kuralları olsa da giriş çıkış saatini esnetebiliyordum. Yine bir akşam Serdar ile seyir tepesine çıktık. Burası şehrin her yerini gören park alanı ve bir kafenin olduğu bir noktaydı. Şehri tüm ışıklarıyla izlerken içeceklerimizi yudumluyorduk. Serdar’a bugüne kadar kaç kişiyle yattığını sordum. O garip bir bakışını atmıştı, o anda anlamıştım hiç seks deneyimi olmadığını. Şaşırarak “senin gibi imkanlara ve sosyal beceriye sahip bir adam nasıl bir kızı sikemez lan” diye ahkam kestim. O an ikimizde patladık bir anda güldük. “Dindar mısın ondan mı, öyleysen amı olanın, siki kalkanın imanı olmaz kanka hahaha hayat zevkleri kaçırmak için çok kısa” dedim. Bir an sessizlik oldu Serdar’ın sorunlarını anlıyordum. ” Sana öğreteceğim kanka istediğin her kadını elde edeceksin. Yalnız senin de bana bazı konularda yardım etmen lazım.” dedim.

-Tabi kanka elimden ne gelirse.

Ertesi gün Zülal’le buluşmuştuk. Kankamın tek yaşadığı fakat bugünlük bana bıraktığı eve geçtik, kapıdan girdiğimiz gibi ikimizde aynı anda yönelerek çılgınca öpüşmeye başladık, yumuşacık dudaklarını etmiyor açlığımızı giderircesine birbirimizi adeta sömürüyorduk. Boynuna yöneldim, artık nefes alışverişi derinlerişmeye başlamıştı. İkimiz de yaptığımız ufak kaçamaklardan sonra bu anın hayalini kurmuştuk ve artık birbirimize sahip olmak tek vücut olmak istiyorduk.

Altındaki taytın üzerinden amını okşamaya başladım bir yandan da öpüşmeye devam ediyorduk. Dudaklarını öperken spontane şekilde dilini yakalayıp emiyordum, birden beklemediği anda elimi taytından içeri soktum. İç çamaşırını da aralayıp ıslanmış olan amını okşamaya başladım. Klitorisini yoklayarak parmaklarımı ritmik şekilde kullanıyor, amını her yönüyle kurcalıyordum.

Diğer elimle elini tutarak benim oğlanla ilgilenmesi için adrese yönlendirdim. Benim de üstümde bir spor bir eşofman olduğu için sikime ulaşması zor olmamıştı. Birbirimizi okşamaya devam ederken boynuna doğru indim tekrar. Artık daha ileri gitme istiyordum. Ellerimle koltuk altından tek hamlede kaldırıp kucağıma aldığım gibi yatağa doğru yöneldim, dudağına öpücükler kondurarak şehvetini taze tutuyordum. Onu yatağa atıp daracık amcığına girmem için sabrım kalmamıştı artık. Uzunca bir ön sevişmenin ardından sadece gereken üstündekileri soymaktı. Kucağımdan tuttuğum gibi yatağa indirdiğimde vakit kaybetmeden üstümdekini çıkarıp ona doğru yönelmiştim bile. Bluzunu çıkarıp siyah dantelli sütyeninden taşmış sertleşen göğüslerini izlerken taytını çekiyordum. Onu soyarken bir yandan eğilip dudağına yöneliyor tutkuyla öpüyor dudaklarını emiyorum. Göğüslerini yalayarak uçlarına ısırıklar attım. Oldukça tahrik olmuştu bundan. Onun da kendi bedenini keşfetmesinin miladıydı bugün.

Bugün sabaha kadar ikimize de uyku yoktu, onu yoğunluktan halimiz kalmayana kadar türlü pozisyonlarda becerecektim.

Artan şehvetinden titreyen vücudu biraz olsun gevşemiş, tüm çıplaklığı ve estetiğiyle karşımda uzanmış beni bekliyordu. Dümdüz ve pürüzsüz bacaklarına, dizinden başlayarak öpücükle kondurarak amına doğru yaklaşmaya başladım nefesi tekrar derinleşmeye başlamıştı. Bir çırpıda çevirip üstüme alarak kalçasını iki yandan yakaladığım gibi tutarak kendime çektim ve ağzımla amını uyarmaya başladım. Dilimi yarığından içeri sokuyor, dudaklarımla vulvasını çekiştiriyordum. Fakat o buna hazırlıksız yakalanmıştı, erkeklik organım onun yüzüne değiyor ne yapacağı konusunda kararsızdı. Ağzına al hadi benim küçük orospum diyerek gazladım. Çekingen bir şekilde eliyle kavrayıp önce bir öpücük kondurdu. Penisimin başını ağzına aldığında zevkten uçuyordum. Çok tecrübesizdi fakat ona, yarrağımla ağzında nasıl harikalar yaratabileceğini öğretecektim. Birazcık ağzında somuruyor yavaşça ileri geri gidip geliyordu. Onu sikimi ağzına alırken izlemek istiyordum aynı zamanda dahi iyi yönlendirebilecektim.

Arkamı yatağın başlığına dayayıp uzanarak ayaklarıma oturmasını sağladım, ardından demir gibi sertleşmiş penisime doğru eğilerek muameleye devam etmesine izin verdim. Saçlarıyla başından tutuyor, yukarı aşağı ağzına alışını yönlendiriyordum. Türlü teknikler deneyerek bir süre ağzını sikmeye devam ettim. Bence bir kadının sunabileceği hizmette en üst noktaydı bu. Birazdan bana sunacağı bekareti bile benim için bu kadar önemli değildi. Evet Zülal bakireydi, bunu daha önce onu okşarken anlamıştım.

Onu kendime çekerek dudaklarıma yapıştım kucağıma oturttum. Hazır olup olmadığını sorarak sikimin başını amının duvarına sürtüyordum. Sikimi yukarı aşağı sürtmeye devam ediyor, önümde apaçık şekilde bana bakan mükemmel göğüslerini seyrediyordum. Hazırım der gibi bana baktı, yavaş yavaş sokuyordum canı yandıkça duruyor biraz alışmayı bekliyordu. Alıştıkça daha giriyor, girdikçe sikim vajinasını daha çok dolduruyordu. Sonunda hepsi girmişti. Bir süre durduk ve ardından ufak ufak hareketlerle kalçasını kaldırıp indirmeye başladı. Alıştıkça daha çok hareket etmeye başladı, ritmik şekilde kucağımda zıplıyor karşılıklı ellerimizi sımsıkı tutuyor bırakmıyorduk. Artık zevk alıyordu bunu hızını arttırmasından anlamıştım. Artık onu kadınım yapmıştım. O gün onu onlarca pozisyonda sikmeye devam ettim.

Yorgunluktan yığılıp kalmıştık, birbirimize sarılıp uzandık. Zülal “Bu kadar pozisyon denemek şart mı. Neden sabit bir şeyde devam edip tadını çıkarmıyorsun?” diye sordu. Doğru bir gözlem yapmıştı ben aynı şeyleri sürdürmeyen sürekli farklı bir şeyler bulma takıntısı olan psikopatın biriydim. Bu takıntım belki de çok uç noktalara gidebilirdi. Hiçbirşey söylemedim, birbirimize sarılıp yattık ve tüm gün uyuduk.

Artık şimdi daha büyük hedefimi gerçekleştirmek için daha kolay yol alabilecektim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir