Ablam ve Nil ile Banyoya geçtik kabin oldukça genişti, buna rağmen üçümüzde birbirimize yapışmış şekilde sürekli elleşiyorduk. Ablam elini sikime atarak bana baktı “Hani hepimize yeterdin, yanında iki tane taş gibi kız var ellemek ile yetiniyosun.” dedi sırıtarak. Ablamın omuzlarından bastırarak yere diz çöktürdüm, baş parmağımı ağzının içine sokup “Sen istedin bunu” diyerek yarrağımı ağzına verdim Nili götünden tutup kendime çektim, dudaklarına yapışıp bir yandan pürüssüz amcığını okşuyordum. Ablam sikime yumulmuş ağzından bir saniye bile çıkarmadan yalamaya devam ediyordu, aralıklarla sikimi boğazına kadar sokmaya çalışsada tamamını alması imkansızdı. Ablam bi an sikimi ağzından çıkarıp “Sik beni mert sırılsıklam oldum, içimde istiyorum seni” dedi ablamı ayağa kaldırıp fayansa yasladım kalçasını bana doğru yaslayıp sikimi içine almaya çalışıyordu, Nil ise ablamın yanına geçmiş bir yandan ablamla öpüşüyor, bi yandan meme uçları ile oynuyordu. Sikimi ablamın amcığına dayadım, yavaş şekilde içinde git gel yapmaya başladım. Daracık amcığını sikimin her kısmında hissediyordum her köklediğimde ablam kasılıyordu, Nil ablamın mimiklerini izliyor her içine girişimde oda tahrik oluyordu. Hızlanmaya başladım ablam çığlıkar içinde “Evet daha sert sik, sik ablanıı!” diye inliyordu kardeşim ise sırtını fayanslara yaslayıp kendini okşamaya başlamıştı. Ablam zevk sularını üstüme akıtmaya başlamıştı bi elimle memelerini tutup kendime doğru çektim onu, dudaklarını büyük bir şehvetle öpmeye başladım bir yandanda amcığında sikim ile adet tünel açıyordum. Dillerimiz birleşmişti resmen, Nil “Daha hızlı sik ablamı abii, daha hızlı!!” dedi şok olmuştum ama hoşumada gitmişti hızlanmaya başladım Ablamın kalçasına şaplaklar atıyordum. Ablam boşalmaya çok yakındı hızlandım kollarını birleştirip çekerek sikmeye devam ettim. Ablamı titreyerek boşaltmıştım bi kaç saniye o pozisyonda durup kaldık, ablam kafasını çevirip bana dudaklarını ısırarak bi bakış attı “Beni böyle sikmeye devam edersen her istediğini yaparım sevgilim” dedi egom tavandı aileme kendimi kabullendirmiştim ayrıca hem ablamı hemde kardeşimi titreterek boşaltmıştım. “Abi sen boşalamadın ama” dedi Nil sırıtarak “Ben ablanı boşalttım, sende beni boşalt güzelim” Nil önümde eğilip gülümseyerek yarrağımı yalamaya başladı, semsert olmuştum zaten Nilin yüzüne boşalmak istiyordum. “Ben çıkıyorum işinizi çabuk halledin annem şüphelenmesin” dedi ablam Onaylar biçimde kafamı salladım ve Nile döndüm. Ellerimle saçlarından tutarak kafasını sikime bastırıp tamamını ağzına sokmaya çalışıyordum, ama yarısına gelince kusacak gibi olup pes ediyordu. Elimle kafasını sabit tutup kendim git gel yapmaya başladım, boşalmaya çok yakındım hızlandım ve boşalacakken sikimi Nilin ağzından çıkararak yüzüne hizzalıyıp boşaldım, Nil ağzını kapayıp gözlerini kıstı heryeri döl olmuştu. “İğrençsin ya abii” dedi ve parmağıyla yüzündeki dölleri sıyırdı. İkimizde temizlenip üzerimizi değiştirmek üzere odalarımıza geçtik. üzerimi değiştirip nilin odasına gittim ve ona seslendim

“Bu akşam için plan yaptım. Hep birlikte dışarı çıkıyoruz. Annem, ablam ve sen. ” dedim. Nil’in yüzü aydınlandı, gözleri heyecanla parladı. “Vay! Neresi abi? Şık bir yer mi? Ona göre hazırlanayım,” dedi.

Tam o sırada Esma kapıyı tıklatmadan içeri girdi. Üzerinde rahat bir ev kıyafeti vardı ama her zamanki gibi saçları özenle toplanmıştı. “Ne oluyor burada? Beni niye çağırmadınız?” diye sordu, hafif bir sitemle.

Nil hemen atıldı: “Abim akşam dışarı çıkarıyormuş hepimizi! Şık bir yere gidiyoruz galiba.” Esma, bir kaşını kaldırarak bana döndü. “Planın bu mu gerçekten? Şu an dışarı çıkmaya hazır değilim, biliyorsun.”

Gülerek, “Abla, sen her zaman hazırsın. Sadece şık bir elbise ve o klasik tarzın yeterli,” dedim. Esma hafifçe gülümsedi ve dirseğiyle beni dürttü. “Tamam tamam, o zaman hazırlanmam için bana biraz zaman verin. Ama önce ne giyeceğime karar vermem lazım.”

Nil, Esma’ya dönerek, “Şimdiden iddialı olmaya başladın! Bakalım bu sefer kimin daha şık olacağını göreceğiz,” dedi şakayla karışık. Esma da hemen karşılık verdi: “Benim için yarış yok Nilciğim, şıklık benim doğamda var.”

Bu ufak atışma hepimizi güldürdü. O an, uzun zamandır böyle sıcak bir atmosferin içinde olmadığımızı fark ettim. Ailemle daha fazla vakit geçirmenin tam zamanıydı.

Saatler ilerlerken herkes kendi odasına çekilip hazırlanmak için harekete geçti. Annem, neredeyse günlük giysilerle vakit geçirdiği için en azından bu akşam biraz daha özel bir şey giymesi gerektiğini düşündüm. Onun odasının kapısını çaldım ve içeri girdim. Annem, dolabını açmış, ne giyeceğini düşünüyordu.

“Anne, bu gece özel bir gece olacak. Sana uygun bir şeyler seçmemize yardım edeyim mi?” diye sordum. Annem bana dönüp hafif bir tebessüm etti. “Sadece bir yemek için bu kadar mı abartıyorsunuz? Gençler gibi giyinmemi beklemiyorsunuz, değil mi?” dedi.

Dolaptan sade ama zarif bir elbise seçtim. Diz hizasında, açık bej tonlarında bir elbiseydi. “Bu tam senlik, anne. Zarif ve rahat,” dedim. Annem, elbiseyi inceleyerek başını salladı. “Pekâlâ, madem öyle diyorsun,” dedi.

Hazırlıklar tamamlandığında, salona tek tek inen aile üyelerim, neredeyse bir moda defilesine çıkıyormuş gibiydi. İlk olarak Nil indi. Kız kardeşim, kendisine tam oturan dar, kırmızı bir elbise giymişti. Elbisenin yanları hafifçe dekolteliydi ve hareket ettikçe belli belirsiz parlayan taş detayları göz alıyordu. Bacaklarının uzunluğunu ortaya çıkaran derin bir yırtmaç ve sırt kısmındaki ince askılar, Nil’in gençliğini ve enerjisini kusursuz bir şekilde yansıtıyordu.

“Nasıl olmuşum abi?” diye sorarken elbisenin etek kısmını hafifçe çekiştirip döndü. “Fazla iyi,” dedim gülerek, “Ama dikkat et, insanları ezici güzelliğinle korkutma.”

Esma, tam bir kraliçe edasıyla merdivenlerden indiğinde ise nefesim kesildi. Siyah, uzun bir elbise giymişti. Kumaşı o kadar inceydi ki vücudunun tüm hatları zarif bir şekilde ortaya çıkıyordu. Bel kısmındaki hafif pileler ve göğüs dekoltesini zarif bir şekilde çevreleyen taş işlemeler, Esma’nın ciddi ve sofistike havasını pekiştiriyordu. Elbise, sırtının büyük bir kısmını açıkta bırakıyordu ve boyundan bağlanan ince bir detayla tamamlanmıştı. Saçlarını gevşek bir topuzla toplamış, sadece ince bir kolye takmıştı.

“Abla, bu şekilde dışarı çıkınca tüm gözler senin üzerinde olacak, farkındasın değil mi?” dedim. Esma, alaycı bir gülümsemeyle, “Sadece beni fark etmeleri için dışarı çıkmama bile gerek yok,” diye yanıtladı.

Son olarak annem salona indi. Onu bu kadar zarif ve özenli görmeyeli yıllar olmuştu. Bej elbisesi dizlerinin hemen üstünde bitiyordu ve belini hafifçe saran kesimi, sade ama şık bir görünüm yaratıyordu. Kumaşın hafif parlak dokusu, hareket ettikçe ışıkta yumuşak bir şekilde parlıyordu. Annem, genelde alışık olmadığımız şekilde saçlarını açık bırakmıştı ve doğal bir makyaj yapmıştı.

“Hazırız,” dedi annem, gülümseyerek, “Ama bu kadar gösteriş biraz abartı olmadı mı?” “Anne, bu gece özel bir gece olacak,” dedim. “Ve sen her zamankinden daha çok ışık saçıyorsun.”

Arabayla deniz kenarındaki restorana vardığımızda, içerisi loş bir ışıkla aydınlatılmış ve zarif bir şekilde dekore edilmişti. Büyük camlar sayesinde deniz manzarası net bir şekilde görülebiliyordu. Masamız, restoranın en iyi konumunda, hemen camın kenarındaydı. Nil’in heyecanı doruktaydı. “Abi, burası inanılmaz!” diye fısıldadı.

Siparişlerimizi verdikten kısa bir süre sonra Esma, dikkat çekici bir adamın bize doğru baktığını fark etti. “O adam bize bakıyor,” dedi, kaşlarını hafifçe çatarak.