Sorumluluk Sınavı – 3

Okula gitmek için yataktan kalkarken içimde bir isteksizlik yoktu bugün , hatta heyecanlıydım. İki tane taş gibi hocayla birlikte olmuştum , içim kıpır kıpır ediyordu düşündükçe. Hazırlanıp çantamı sırtıma takmadan , elimde sağa sola sallandırarak okul yolunu yürüdüm.

Sınıfta evden getirdiğim , arasına nutellanın çakma ucuz versiyonundan sürülmüş ekmeği yiyordum ; ilk dersimizde Edebiyattı. Ece Hoca ona çok yakışan siyah kombiniyle gelmişti.

Onu cesurca süzebiliyordum artık , herkes yazı yazmaya odaklanırken bana ufak bir göz kırpmıştı. Dersten sıkıldım ve Ece Hocayla malum olayı yaşamış olduğumdan bana izin verebileceğini düşündüğüm için öğretmen masasına doğru yürüdüm. Hocanın kulağına eğilip “Hocam beni bir tuvalete salıverseniz , çok sıkıştım harbiden” dedim. Bir elimi yüzümü yıkar , koridorda boş boş dolanıp gelirim diye düşünüyordum kendi kafamdan. Biraz ısrar ettikten sonra kırmadı beni , yavaş adımlarla tuvalete giderken öğretmenler odasının önünden geçiyordum. İçeride hademe abla masadaki çay bardağını alıp çıkarken , Aysel Hocamda dolabından sınıfı için test alıyordu. Hademe abla çıkarken kapının arkasına gizlendim , şansıma beni görmedi. Aysel Hocada çıkarken “Böö” diye korkuttum onu , elindeki testleri yere düşürmüştü. Şaşkın ve bir o kadarda sinirli ses tonuyla “Nabıyorsun Cafer” diye yükseldi. “İyidir hocam sen nabıyorsun” diye şakaya vurdum. Daha çok sinirlendi ve elini hafiften kaldırıp “Ne işin var burda” dedi , “Yav seni görmeye geldim kötü mü ettim” diye yanıtladım. “Böyle saçma sapan şakalar yapma bir daha” derken Okulumuzun diktatörü Müdüre Sema Hanım’ın topuklularının sesi koridorda yankılanmaya başladı , ikimizde hemen toparlandık ve Aysel Hoca yerden testleri alıp bana sanki okulla ilgili bir şey diyormuş gibi yaptı. Yürümeye başladık ve matematikle ilgili anlamadığım sikimsonik şeyler anlatıyordu.

Müdüre Sema yanımızdan geçerken çok ses etmedi , işi vardı büyük ihtimal. Yanımızdan geçtikten sonra arkamı dönüp o kumaş pantolondan kurtulmak istermiş gibi devasa götünü sözmeye başladım:

(1.55-58 boylarında , memeleri hafiften ufak ; götü biraz daha derli toplu kadındı. 40 yaşlarına dayanmıştı. Üzerinde kırmızı üst , siyah kumaş pantolon vardı. Saçları siyahtı ve esmer tenliydi.)

Aysel Hoca kıskanmış olacak ki bana bir tokat atıp “Yetmiyor muyuz biz sana?” dedi , “Yok hocam gözüm kaydı” desemde kulağımdan çekti. Onu sınıfına uğurladıktan sonra koridorda biraz daha boş boş dolanmaya başladım. Ancak bu it Sema sürekli dolaşıyordu , topuklularının sesi üst kattan buraya doğru geliyordu. Beni boş boş dolaşırken görürse laf ederdi , o yüzden mecburi olarak sınıfıma geri döndüm.

Yok bilmemne şairi , bilmemne edebiyatı çok kafamı şişiriyordu. Bu sebepten ötürü kafamı sıraya koyup temiz bir uykuya daldım. İt oğlu it sıra arkadaşımın şakalarını umursamamaya çalışmada beceremeyip her seferinde bununla dalaştım. Onun dışında keyfimi bozabilecek sinek ve sıcaktan başka bir problemim yoktu. Okul genel olarak boş geçti , son tenefüste Ece Hoca koridorda beni yakalayıp kulağıma doğru “2 sokak ötede boş bir arazi var orada bekle bizi ama kimseye çaktırma oraya gittiğini” dedi. Ne için olduğunu çok detaylı soramadım ama büyük ihtimal s2şecektik başka neden olsun ki amk. Zil çaldıktan sonra ortalığın biraz sakinleşmesini bekledikten sonra o boş araziye doğru gittim , burdan gerisinde pek yerleşim yoktu buralar kimseye ait değildi sanırsam. 10 dakika oldu – 20 dakika oldu gelen giden yok , en sonunda Audi A3 Sedan araç yanaştı ; şoför koltuğunda Aysel Hoca , yanında da Ece Hoca vardı ve açık camdan bana doğru “gel , gel” diye işaret yapıyorlardı. Oturduğum yerden dolayı toprak olmuş götümü silkeledikten sonra araca doğru koştum. Arka tarafa geçip ufaktan “nasılsın , iyiyim” muhabbetine falan geçtik. “Aysel’in evde film izleyelim dedik bu akşam , seni de davet etmek istedik” dedi Ece Hoca , “Çok iyi etmişsiniz hocam” dedim. Bunlar şakalaşıp kah kah kih kih gülüşürken en sonunda hoca hanımın evine vardık.

Yatağının karşısında tv ünitesi vardı , ben sıcaktan ötürü üstümü altımı falan çıkarıp boxerla uzandım yatağa. Bunlarda mutfakta sütyen külotla cıbıl cıbıl mısır patlatarak muhabbet ediyordu. “Sen film seç , geliyoruz biz” dedi Aysel Hoca. Okulda uyumam yetmezmiş gibi film seçerken üstüme bir ağırlık çöktü uykuya daldım.

Gözlerimi hafif araladığımda bunlar kapıdan içeri yeni girmişti , “Ayyy uyuya kalmış kıyamam” dedi Ece Hoca ve iki tarafıma uzandılar. Koluma girdiler ellerinde mısırlar , hem yiyorlar hem bana yediriyorlar. Rastgele seçtiğim bir amerikan gençlik filmini izliyorduk derken bunların elleri rahat durmamaya başladı. İkiside çavuşumu elleriyle kavrayıp aynı zamanda el ele tutuşuyordu. Aysel boynumu emcüklerken , Ece de kulağıma öpücükler konduruyordu…

Not : Yazım hataları olabilir yorgunum sonra düzeltirim , beğenmediyseniz down çakın boşuna yazmayayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir