Sorumluluk Sınavı – 13

Eve dönüş yolunda saate bakmak için telefonu elime aldığımda ; Aysel ve Ece’nin kurduğu “Cafer’in Melekleri” grubundan gelen bir mesaj bildirimi gördüm. Merakla bildirime tıkladım ve tıklar tıklamaz telefon ekranını tişörtüme bastırarak gizledim , biri gördü mü diye etrafa bakınıyordum. Okuldaki bayan öğretmen tuvaletinde birbirini parmaklarken video çekip , “Okula gelmedin , bizde böyle idare ediyoruz” diye not eklemişler.

Mesajı yollayan kişi Ece Hoca’ydı bu yüzden mesajı alıntılayarak “Nasıl amcığınız varsa paramparça etti sikimi , kızarmış bibere döndü doktora gitmek zorunda kaldım” şeklinde bir cevap yazdım. Biraz detayları konuştuk onlar da tenefüsteymiş sanırım , kalpli sticker falan attılar. Benim evde yatış sürecinde de bir kaç defa görüntülü konuşup muhabbet ettik.

*Ardından 2 günün geçmesini bekledim*

İyileşmek pek uzun sürmemişti , kaliteli bir uyku düzeniyle çabucak iyileşmiştim. Daha da o azdırıcı haplarla işim olmayacaktı , ya da kondom kullanacaktım kalkan olarak. Bilerek okula geç gelmiştim ki Müdüre Sema Hocayla biraz daha iletişim şansım olması için. Kapıyı tıklatarak çaldım ancak odasında yoktu , ben yokkende bizim eski müdür yardımcısı işten çıkmış özel nedenlerden ötürü. Onun yerine Fizikçi Muharrem Hoca müdür yardımcısı oldu , yerine de başka bir kadın öğretmen almışlar ders işlesin diye.

İt oğlu it arkadaşım (Mahmut) whatsapptan özet geçmişti durumu. Sema Hoca odasında olmayınca bende Muharrem itinin odasına gittim , kapısı aralıktı. Kapıya tıklatmadan önce , onu koltuğuna iyice yaslanmış ve sağa sola gururla hareket ettirirken görüyordum. Utanmasa bacaklarını masaya da atacaktı , ben kapıyı çalınca biraz toparlandı “Heh evet , evet ne var oğlum” diye 2x hıza almışlar gibi konuştu.

Geç kalma nedenimi sordu , otobüs almadı cart curt bir yalan uydurdum. Sonra da uzun uzun nasihat verdi , bilerek yavaş konuşuyordu bir de iyice sıkmak istiyordu sanki beni. “Hadi amını siktiğim hadi” diye söyleniyordum içimden. Ancak bu eşşoleşek benden telefonumu almayı unuttu. Odadan çıktıktan sonra hemen telefonu uçak moduna alıp cebe attım , zaten telefonum dandik olduğu için ufak tefek bir şeydi cebe atınca dışarıdan pek belli olmuyordu. Bu beni biraz neşelendirse de , Sema Hoca’yı görememenin siniriyle sınıfa doğru yürüdüm.

Bir kaç ders geçtikten sonra tuvalete gidecem diye yeni gelen fizikçiyi kandırarak izin alıp koridorda dolanıp dersten kaytarırken Ece’yle denk geldik. Bugün okulda karşılaşmamıştık ve geleceğimi de whatsapptan onlara söylememiştim. Beni görünce suratı “Ben bir bok yedim” ifadesine bürünmüştü , hafif utangaç bakışı ile birlikte “Gel” işareti yaptı. Yanına koşar adımlarla gittim , soru sormama fırsat vermeden kulağıma eğilip laflarının arasında hafif gülerek “Ya biz Aysel’le bodrum katta depoda biraz birbirimizle oynadıkta külodum orda kalmış şimdi yukarı çıkınca farkettim. Getirsene onu , derse giremiyorum amım görünücek diye :d” dedi. Parfüm kokusunu iliklerime kadar çektim ve “Tamam hallederim” dedim. “Sağol” diye seslendi arkamdan , ben koşarken.

“Ben olmadan he , vay vay” diye söylenerek merdivenlerden iniyordum , deponun önüne doğru ilerledim ama içeriden garip bir şekilde gülüşme sesleri geliyordu. “Allahıma Sema Hocanın sesi bu”. Deponun kapısında biraz üst tarafta elimin girebileceği kadar büyük delik vardı ses oradan dışarı çıkıyordu sanırım. Kulağımın tekini kapıya yasladım , kapıdaki çizikler biraz tenime batıyordu ama sesleri duymaya değerdi.

-Sakin ol deli. (Sema Hocanın sesiydi bu)

+Ulan patlattıracan bana silikonlarını he , kaç para verdin bunlara. (Muharrem’di bu da)

Şok geçiriyordum resmen.

-Bitmesini bekleyemedin okulun.

+Karım şüpheleniyor sonra geç gelince ne yapayım?

-Kılıbık herif seni.

+Konuşma çok , aç amını delirmek üzereyim.

Cebimden telefonu çıkararak videoyu açtım ve üstteki deliğe doğru telefonumu uzattım. Bir dakika kadar telefonla çekmeye çalıştım bunları ama tam yakalayabiliyor muydum emin değildim o yüzden kaydı kapatıp kontrol ettim. Biraz daha aşağı eğdiğim zaman tam açı oturuyordu , o açıyı baz alarak bir daha videoya aldım onları. Elimde videoları olunca okulda dilediğim gibi at koşturabilirdim belki , hem Aysel ve Ece’de bu Sema’nın azarlamalarından kurtulurdu bir nebze. Beklemediğim bir gelişme yaşandı , Muharrem daha 5. dakikadan boşalmıştı. Bu seferde kavga etmeye başladılar ;

-Ya salak , sana güvenirsem böyle olur zaten.

+Macunu unuttum ben macunu.

-Macun kazanına atsak bile yetmez sana , buruşuk sikli seni.

+Ağır oluyor ama he.

-Ne ağır olacak , küçük çocuklar senden iyi sikişiyordur yazık.

Bu konuşmalar olurken ben biraz geriye çekilmiş kamerayı kapamış ve telefonu cebime atmıştım. Alacağımı almıştım ama bunlar kapıdan çıkınca , beni merdivenlere doğru koşarken yakaladı. Sema Hoca’nın “Hiiiğğ” şeklindeki korku ifadesi yankılanıyordu. Bodrum kattaki açık alan çok büyüktü çünkü upuzun ve geniş koridor gibiydi. “Ulan Cafer gel buraya” diye bağırdı Muharrem piçi arkamdan nasıl tanıdıysa. Olduğum yerde durdum ve kafamı hafifçe geri çevirdim , “GELSENE ULAN” diye bağırdı , yavaş yavaş yanına yürürken o da bana sinirli sinirli geliyordu. “NE YAPIYORSUN LAN BURDA” diyerek kulağımdan çekmeye başladı , “Hocam vallahi bir şey duymadım.” dedim göt korkusundan ki o da benim mallığım. “BİRİNE EN UFAK BİR ŞEY SÖYLERSEN VALLAHİ SİCİLİNE ÖYLE ŞEYLER İŞLERİM Kİ TRAVESTİ BİLE OLAMAZSIN.” diye bağırdı. Göz yaşlarım akmıştı korkudan , Muharrem’i hiç böyle sinirli görmemiştim.

Depoya doğru yürürken “Gitsene lan sınıfına” diye bağırdı , “Hocam beden dersinde suluğumu buraya saklamışlar onu almak için gelmiştim” diye yalan uydurarak depoya girdim. “İyi al hadi” dedi , sesinde biraz daha rahatlama vardı. Sema Hoca ise biraz acır gibi bakıyordu bana , sanki çok gücenmiş gibi bakıyordum çünkü. Köşede mor külodu gördüm , tişörtümün içine saklayıp hemen uzadım oradan.

Çıkarken öğretmenler odası önünde bekleyen Ece Hoca’nın eline , çıkarıp mor külodunu verdim. “Çok sağol ya Cafer” diyerek sırtımı sıvazladı , olayı anlatamadım çünkü hemen tuvalette külodu giyip sonra da dersine geçmesi gerekiyordu. Çıkışta bunlara anlatabilirdim olayı ki şu Muharrem’le Sema’yı dize getirelim. Ama bir yandan işi tek başıma da halledebileceğimi düşünüyordum , kafam çok karışıktı. Derste bunların hepsini uzun uzun düşündüm.

Bu mallar bende telefon olduğunu akıl edemediği için bu işten karlı çıkan ben olacaktım. Parmağımda oynatacaktım onları artık , ama önce bu görüntüleri bir yerlere yedeklemem lazımdı. Muharrem iti elime düşmüştü , kurtulamayacaktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir