Sorumluluk Sınavı – 11

Huzur dolu bir uykudan uyanmak üzereydim , Aysel kısık sesle “Cafer” diyerek uyandırmaya çalışıyordu beni. Gözlerimi hafif araladığımda arka tarafta da Ece’de sütyenini takarken “Hadi uyandır şunu , geç kalmayalım” diye söyleniyordu.
A: Cafer hadi aşkım geç kalıcaz kalk.

-Hı?

A: Hadi oğlum uyansana neyi bekliyorsun!

-Tamam be biraz bekle daha yeni açtım gözlerimi.

A: Sema bizi fırçalayacak senin yüzünden.

Gözlerimi tam açtım ve kollarımı açıp esnedim. Aysel’de bu sırada üzeri için kıyafetlerine bakınıyordu “hangisini giysem” şeklinde , Ece ise tamamen hazır bizi bekliyordu ama sıkılmıştı. “Ben gösteririm şimdi sana” diyerek üzerime çıktı. Yorganı çekip beni her yerimden gıdıklamaya başladı. “Kalk ulan” şeklinde bağırıyordu gülerek. “Tamam tamam dur” diyerek Ece’ye teslim oldum , ayağa kalktım.
Sıcak yataktan kalkınca çırılçıplak olduğum için bir üşüme gelmişti , tuvalete koştum. Küçük tuvaletimi yaparken bu sefer içten ağrıyordu sikim. Spermlerimin içerde kuruduğunun kanısına vardım zaten hemen geçecekti. Önce donumu giyip , sonra üstüme de yere attığım okul kıyafetlerimle çorabımı geçirdikten sonra tamamen hazırdım. Aysel’de anca hazırlanmayı bitirmişti zaten. Ece kahvaltılık için ufak bir sandviç hazırlamıştı bana , onu çantama koydu. Sonrasında beraber evden çıktık , çantam Aysel’in arabasının arka koltuğunda beni bekliyordu. Ece’nin mabadına bir şaplak atarak arka koltuğa atladım.

Okula giderken içimde tarif edemediğim hisler vardı , hala daha kendimle gurur duyuyordum. Ancak bu mutlu his pek uzun sürmedi , okulun 2 sokak ötesinde Aysel kenara çekti ve “Sen burada iniyorsun” dedi. “Nedenmiş o” diye çıkıştım , “Bizi beraber görmesinler diye canım , yoksa niye bırakalım seni yolda manyak mıyız biz?”. Anlayışla karşıladım ve çantamı da alıp arabadan indim , onlar basıp gitmişti. Onlar giderken bende arkalarından öylece bakıyordum sadece , yerdeki taşa bir tekme atıp yoluma devam ettim.
Sınıfa vardığımda çevredekilere küçümseyici bakış atıyordum. “Aga naber ya” diye yanıma geldi bizim it oğlu it , “İyidir it , senden naber”. Klasik boş liseli sohbeti dışında başka önemli bir konu konuşmadık. Ancak ikinci ders , arka sıramdaki diğer it oğlu it sohbet sırasında “Sema Hoca izinliymiş gelmeyecekmiş 1 hafta” dedi.

Düşüncelere daldım , neden gelmeyecekti ki? Hedef koymuştum kendime , onu sikeceğim diye. Hastaysa geçmiş olsun hediyesi falan alırdım belki , Aysel ve Ece’ye sormam lazımdı bunu ama kesin unutacaktım sormayı. Unutmam lazımdı , sormalıydım. Uzaklara dalmıştım bunları düşünürken , diğer itlerin dürtmesi sonucu düşüncelerden sıyrıldım ve normal hayatıma geri döndüm.
Akıp giden derslerden sonra Aysel ve Ece ile beraberdik yine , çıkışta dün olduğu gibi üçümüz gezmeye çıktık. Önce markete uğrayıp viski aldılar , hayatı bunlar yaşıyordu amk. Şehrin kalabalığından uzakta sahil gibi bir yerdeydik bu sefer. Beton bir yer vardı oraya oturmuştuk , araba da yakında duruyordu. Zaman akıp gittikçe etraftaki arabalarda yavaş yavaş azalmış herkes uzaklaşmıştı , denizin dalga sesleri eşliğinde hayattan muhabbet ediyorduk ve ben saçma sapan anılarımı anlatıyordum. Çorbacıda arkadaşımın pantolonunu yırttığım anı , mahallede kafama rögar kapağı attıkları anı falan. Ece’de lisedeki popüler kızmış , onunda renkli hayat hikayesini dinledik. Aysel’i dürttüm ben , “Senin nasıldı çocukluğun” diye. Uzun uzun baktı bana bir şey söylemeden , sonrasında yavaş yavaş açıldı ama ağzı. “Babam çok zengin benim” diye başladı anlatmaya , “Bu kadar çarçur edecek parayı da hep o yolluyor zaten”.

“Ama nefret ediyorum ondan” , konu daha farklı yerlere kayıyordu. Sebebini sordum masumca ama sadece sırıttı gözyaşları akarken , Ece zaten olayı biliyor gibiydi o yüzden pek fazla sesi çıkmıyordu. Direk şişeden içiyorlardı viskiyi sırayla , dökebileceğimiz bir bardakta yoktu zaten. Biraz daha zaman geçtikten sonra yeniden ağzını açtı Aysel:
A: Daha ilkokuldaydım , annemlerin odasından yine babamın bağırış sesleri geliyordu. Bekledim sessizce kapının önünde , elinde kemerle çıktı babam sinirli sinirli. İçeri girdim anneme sarıldım , her tarafı kıpkırmızıydı. Yüzü kan içindeydi ama yinede “Bir şeyim yok kızım” diye-

Ağlamaya başladı. Kolumu uzattım ona , çok güzel parfüm kokuyordu ama içimden kötü düşünceler geçmiyordu bu sefer. Gerçekten sadece , derdine ortak olmuştum. Tıpkı arkadaş gibi , Ece’de diğer yandan boynuma yaslandı. Uzunca bir süre baktık denize , Aysel yarın yokmuş gibi içtiği için sarhoş olmuştu , bende babamın köyde izin verdiği kadar kullanmayı biliyordum sadece. Ece hafif dengesiz şekilde bizi Aysel’in evine kadar götürebildi şükürler olsun ki. Aysel’i beraber taşıyıp sütyen ve külotla yatağa yatırdık , onun başını öptüm ve saçlarını okşayıp geri çekildim. Duvara yaslanmış onu uyurken izliyordum , Giyindikten sonra Ece’de yanıma gelip omzuma yasladı kafasını. “Normalde onu hiç kimseyle paylaşmam , kıymetini bil”.
Saat 2’ye dayanmıştı , “Benim gitmem lazım” dedim.

“Kal bu gece istersen , çok geç oldu” diye teklif sundu. Hatta ısrarda etti , ancak bu gece onlara rahatsızlık vermek istemiyordum. “Ben evime gideyim. Sana da bana yaşattığın güzel anlar için teşekkür ederim Ece”. Hafif tebessüm ederek “İyi çocuksun sen , çok sevdim ben seni” dedi , “İstediğin zaman bizimle kalabilirsin”. Kafamı salladım ve kapıya doğru yöneldim , ayakkabılarımı giyip çıkmadan önce beni yakamdan tutup kendine çekti , dudağımdan öptü. “Kendine dikkat et” diyerek veda etti. Kafamı onaylar biçimde sallayıp karanlıkta eve yürümeye başladım. Yorgunluk + , havalar sıcak olmasına rağmen gecenin o soğuğu ile beraber eve varmam 1.5-2 saati yakın buldu. Sallana sallana yürümüştüm çünkü. Artık tamamen farklı hissediyordum , aslında herkes ; her şey olduğundan daha derindi. Benim için sadece sevişme partneri değillerdi artık.

Yatağıma yatarken tavana son bir kez bakıp , daha önce hiç hissetmediğim (yine) değişik duygularla beraber uykuya daldım. Bu ay benim için gerçekten tarif edilmesi imkansız olaylar yaşanıyordu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir