Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Sevgilim Ayşe Fabrikada – 1

Hikayelerimi ilk defa okuyanlar için ön bilgi olarak sevgilim Ayşe ve kendim hakkında bilgi vereyim. Sevgilim Ayşe 24 yaşında, sarışın ela gözlü 1.70 boylarında vücudu neredeyse 90 60 90 ölçülerde, yüzü de çok kibar çok güzeldir. Sevgilim diye demiyorum genel olarak çok hoş ve tatlı bir kızdır. Bende Tuna, 27 yaşında 1.80 boyunda esmer kahverengi gözlü normal kalıplı biriyim.

Daha önce hikayelerimi okuyanlar bilir sevgilimin sürekli olarak taciz edilmesinden bıkmıştım bu yüzden deden kalma tarlayı satıp eski de olsa bir araba almaya karar verdim. Köyün muhtarına gerekli bilgileri verip alıcı çıkarsa bana haber etmesini istemiştim. Kısa bir süre sonra köyün muhtarı beni arayarak çok şanslı olduğumu, tarlaya alıcı çıktığını 300 bin vereceklerini başka da kimseye bu kadar yüksek bir fiyata satamayacağımı söylemişti. Köydeki tarlaları çok önceden paylaştığımız için tarlanın tek sahibi bendim ve 300 bin her ne kadar az gibi gözükse de şuan için işime yaracağından teklifi kabul ettim. Muhtar istersem vekalet verebileceğimi, köye gelmeme gerek olmadığını söyledi ama sevgilim Ayşe; hayatım ne olur olmaz biz de gidelim hem memleketini de görmüş olurum dedi kıramadım işten zor bela izin alarak iş çıkışındaki en yakın saate otobüs biletini aldım. Hemen Ayşe’yi arayarak iş yerime gelmesini, köye gideceğimizi söyledim. Şaşırmıştı. Ayşe, hemen mi? Ama şimdi hazırlanamam ki dedi ancak zor bela izin aldığım için harcayabilecek bir vaktim olmadığından ne fark eder ki? Hemen satışı verip geri geleceğiz dedim. Ofiste Ayşe’den telefon beklerken beklediğim telefon geldi; Aşkım ben geldim sen neredesin? dedi, ofiste son 10 dakikalık işimin kaldığını biraz beklemesini söyledim. Saate baktığımda tam 20 dakika olmuş vardiya değişim saatine denk gelmişti. Hemen toparlanıp dışarı çıkmaya çalıştım ama kapı ana baba günüydü. Güvenlikçiler çıkıştaki okuyucuların bozulduğunu bu nedenle girişteki okuyucudan geçiş yapmamız gerektiğini söyledi. Ancak bu çok zor durumdu çünkü hem içeri girmeye çalışanlar hem de çıkmaya çalışanlar çok düzensiz hareket ediyordu. Tam o sırada giriş kısmından geçmeye çalışan Ayşe’yi gördüm. Üzerinde kolsuz bir crop altında da siyah beyaz dama desenli mini eteği vardı. Seslendim ama duymadı. Herkes yanındaki arkadaşıyla sohbet ediyordu. Çok gürültü vardı. Baktığımda güvenlikçinin üst araması ayağına Ayşe’nin kolsuz body cropundan eteğine, kalçasına hatta ayakkabısından ayak bileklerini dahi kontrol ettiğini gördüm. Resmen sevgilimi üst arama bahanesiyle taciz ediyordu. Daha kötüsü arkamdaki işçilerden birinin “Oha amına koyayım kıza bak!” diyerek olayı kendisinin ve arkadaşının fark etmesiydi. Tamam Ayşe çok dikkat çekici birisidir ama tam da bu olay yaşanırken dikkat çekmesi benim için çok kötü bir durumdu. Sevgilim resmen bir güvenlikçi tarafından elleniyor ve işçiler keyifle bu manzarayı seyrediyordu. Arkamdaki diğer kişinin de “Bizim İsmail yine yolunda, geçen de arama bahanesiyle stajyerin sütyeninden memelerini ellemiş.” dedi. Arkadaşı “Mühendis milleti hak ediyor oğlum, yarın mezun olup mühendis olacak bize üstten bakacak kevaşe. Bu mühendisleri var ya ya yatırıp döveceksin ya da sikeceksin.” dedi. Açıkçası bu benim çok zoruma gitmişti. Basit iki işçi bizleri eleştiriyordu. Tamam işini hakkıyla yapamayan arkadaşlarım da vardı ancak rahat rahat böyle bir genelleme yapmaları zoruma gitmişti. Tam o sırada Ayşe aklıma geldi, tekrar o tarafa baktığımda İsmail dedikleri kişinin sevgilimin göğüslerinin altından ellemeye başladığını gördüm. Sevgilimin zaten dolgun olan göğüsleri daha da yukarı çıkmış her nefes alışverişinde patlayacak gibi belirginleşiyordu. Arkamdakilerden birisi “Gördün mü oğlum, fıstık gibi yavruyu nasıl elliyor. Ulan İsmail hep aynı numaralar.” Diğeri de “Göğüslere baksana fora olmuş füze mübarek, bu göğüslere ne fışkırtılır be” dedi. Ben güvenlikçinin sevgilimi tacizinden mi yoksa işçilerin bana sövmesinden mi yoksa sevgilime sövmesinden mi rahatsız olayım anlayamadan güvenlikçi İsmail dedikleri kişi göğüs yoklama işini bırakarak sevgilimin tam poposunu elleyip, eteğini hafif yukarı kaldırarak alttan elini soktu. Bu kadarına da dayanamazdım artık, kalabalığı yararak sevgilimin yanına gidip durumu durdurmalıydım. Sevgilim yapısal olarak çok masum ve saftır. Tamam haklı olduğu zaman sesini çok fazla çıkartabilir ama sevgilimi etkilemek için çalıştığım yeri o kadar övdüm ki fabrikayı çok önemli bir yer sanıyor tacizi rutin bir aramaymış gibi görüyordu. Tüm bunları düşünerek tam ilerleyecekken güvenlikçinin sağ koluyla kart okuttuğunu gördüm. Sevgilim sonunda geçebilmişti ama tabi geçerken güvenlikçinin sol eli hala eteğindeydi ve sevgilim tam adım atarken güvenlikçi elini yukarı kaldırınca arkadan tüm kalçası görünmüştü. Bu manzarayı sadece ben ve arkamdakiler değil Ayşe’nin arkasındakiler de görmüştü. İnanamıyordum bu olanlara. Tüm bunların ötesine arkamdaki iki işçi de “Off, kızda ne mal varmış be”, “Ulan İsmail bize de iyi malzeme çıkardın. Olum ben bu akşam kesin kerhaneye gidiyorum, sarışın bir orospu bulup bu hatunu düşünerek sikeceğim.” dedi. Arkadaşı da “Dikkat ette orospunun belini kırma hahaha” diyerek resmen sevgilimi halk ağzına düşürüyor, dalga geçip eğleniyordu. Yok artık olamazdı, Ayşe’nin bu masumluğuna bir çare bulmam lazımdı. Sevgilimin saflığını gören tüm erkekler Ayşe’ye resmen fahişe gibi davranıyordu. Ayşe girişten geçip kalabalığın arasında yürümeye çalışırken içerde duran güvenlikçilerden birisi dışarı çıkarak “Genel Müdür kızıyor, iş çıkışı yapanlar şu tarafta sıraya geçip beklesinler, önce giriş yapanlar geçecek” dedi. Bunu der demez yine bir hengame oldu, sevgilime ulaşmam ya da seslenmem imkansız hale gelmişti, hem seslensem ne olacaktı ki? Tüm bu yaşananlardan sonra arkamdaki iki abaza işçinin yanında az önce herkesin kalçasını gördüğü kızın benim sevgilim olduğunu çaktıramazdım. Hengamede geç kalmıştım, herkes çıkış sırasını oluştururken ben ortada duruyordum mecbur ben de gösterilen yere geçtim. Nasıl kötü bir durumsa otobüse yetişeceğimiz gün arkamdakiler bile önüme geçerek çıkış saatimi iyice geciktirmişti. Sırada taa merkez binasının giriş salon kapısına kadar gerilemiştim. Arkamdaki işçiler bile şimdi önümde kalmıştı. İyice sinirlenip Ayşe’yi aramak için tam telefonumu çıkardım ki Ayşe’nin bana doğru geldiğini gördüm. Tam bu sırada yan kapı açıldı, bir de İK’cılar çıktı. İK’cı kızlar arkasına dönerek “Ne oluyor? Niye böyle sıra oluştu“ diye bana soru sordu. Tam bu sırada sevgilimin az önce arkamda duran iki işçiye “Pardon beyefendi, sevgilim C Blokta mühendis, iş çıkışında onunla buluşacaktık ama telefonumun şarjı bitti onunla iletişim kuramadım yanına gidiyordum ama C Blok ne taraftaydı acaba?” dediğini duydum. İK’cılara kısaca durumu anlattım tam sevgilime seslenecekken önümdeki İK’cılardan biri “Ay bu çanta sıkıştı” dediğini duydum baktığımda kapıya çantasını sıkıştırdığını gördüm. Tekrar dikkatimi Ayşe’ye verdiğimde diğer adamın imalı imalı “Hanımefendi mühendis bey çıkmıştır, beyaz yakalılar bizden önce çıkıyor.” dediğini duydum yine tam Ayşe’ye seslenecekken şans bu ki salak İK’cının çantasını hızla çekmesi sonucu önümdeki kapı kapandı. En son duyduğum tek şeyse işçilerden birinin “Tam önümüzde bekleyin, güvenlikçi İsmail’e söyleriz büyük bir zevkle arar.” dediğiydi.

Not : Ayşe hala masum. Ama erkekler?

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler