Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Pasajda 13

Son zamanlarda yürüyen cinselliğimin… Akışı biraz tuhaf da olsa, çeşitli ya da renkli olduğu da söylenebilir… Ama bunun dışında, yaşantım basmakalıp. Sıradan biriyim… Bu halimden de çok memnunum. Ancak, tekdüze yaşamıma bir salgın gibi dalan Fırat, hayatımı adeta enfekte etti… 

Önce, kendi kendine aldığı karar ile*,* a*bi deme bana artık arkadaşız seninle Berk,* buyurdu. Ardından annemle yemek ve ev dekorasyonu üzerine karşılıklı övgü dolu muhabbetleri… En son babamla fener özelinde futbol felsefesi tartışmaları… *Futbol asla sadece bir oyun değildir,* buralara kadar varabilirdi iş. Neyse ki orangutanların beyni henüz evrimleşmede o aşamaya gelemedi…

Fırat’ın evimizi ziyareti sonrasında, okulda haftanın kalan iki gününde… Güç tasarrufu moduna geçtim… İzinsiz yerimden kalkmadım, söylediklerine de olumsuz sayılabilecek yorum yapmadım… Bunların ödülü, Fırat’ın kerpeten yahut küfür ataklarıyla karşılaşmadan sakin bir hayat oldu…

Gerçi neye, neden ve niçin sinirlendiği pek öngörülemediğinden bu barışçıl dönemin asıl nedenini, *artık arkadaşız seninle Berk,* cümlesinin arkasındaki uhrevi alemde aramalıyız…

Ancak, bu *arkadaşlık* beni öylesine bunaltıyor ki… Ömrü hayatımda, bana büyük bir kötülük yapmış ya da yapacak biri için bile *ölsün* diye düşünmedim. Ama böyle giderse Fırat için bu ilkesel duruşumdan ödün vermek zorunda kalabilirim. Yani ki, duy beni Allahım…

Sıramda otururken telefonuma bakıyım dedim misâl… Koca kafasını sokuyor ekranın içine kadar. Özel hayatın mahremiyeti kalmadı bitti. Tuvalete bile yalnız gidemiyorum… Gidince de en haz duyduğum şey olan pisuvara zevkle şarıldatamıyorum… Komşu pisuvarda o oluyor ve şeyime bakıyor çünkü… Artık kabine girip işiyorum mecbur. Ne an’ane kaldı ne töre…

Cuma günü okul çıkışı yine eve kadar benimle yürüdü. Artık bir salsa da beni son teneffüste telefonuma gelen mesaja o görmeden bir bakabilsem derdindeyim. Ersin mesaj attıysa, cumartesi buluşsak ya… Off öyle bir özledim ki onu… Öyle *atasözleri ve deyimler sözlüğü*ndeki gibi mecazen değil de, içten gelen bir duyguyla… Ben hakkatten *kokusunu* özledim Ersin’in…

*“Hadi size çıkalım Berk… Oyun oynarız biraz.”*

*“Ben anlamam ki oyun felan… Pazartesi görüşürüz artık…”*

*“Kanka mal mısın sen? Ara tatile girdik oğlum. Pazartesi okulun amınakoyum!”*

Ara tatili sikiyim ben de o zaman… Sen yanımda oturduğun için okula da sokıyım… Oldu mu? Ben ne alemdeyim o ne… Bir de *kanka* demez mi bana… Orangutan familyasıyla ne gibi bir akrabalığım olabilir ki? Malım ben tamam mı?

*“Kanka, akşam eve misafir gelecek de… Şimdi annem kızar eve çıkarsak. Başka zaman gelirsin artık olur mu?”*

*“Sen bize gel o zaman. Hemen şu yukardaki mahallede oturuyoruz. Beş dakikalık yol.”*

*“Karnım ağrıyo… Hadi ben kaçtım kanka…”*

Özgürlüğe doğru kocaman bir adım atmıştım ki… Tam bağımsızlıkçı milli atılımımıza, dış güçlerin desteklediği bir hayvani darbe ile ket vuruldu… Bu defa kolumdan tuttu. Umarsız durumum sinirlenmeme neden olsa da barışçıl bir çözüm arayışı ile ona bakmakla yetindim…

*“O zaman yarın buluşuyoruz… Arıycam seni… Telefonunu yanından ayırma… Bozuşuruz sonra… Tamam mı kanka?”*

Küçük çocuğa öğüt verir gibi tane tane söyledi bunları. Konuşmasını bitirirken tuttuğu kolumu kerpetenlemeyi de ihmal etmedi. *Havuç sopa* yöntemi ile esir edecek beni aklı sıra… Lâkin, aklıyla değil ama kerpeteniyle dediklerini sike sike yaptırabilir gibi görünüyor.

*“Tamam kanka dediğin gibi olsun o zaman.”*

¨¨¨

Annem de yoktu evde. Sonunda sevgili arsız odamda yalnız kalabildim. N’olur mesaj Ersin’den olsun… Ona söylesem, kutup ayısı Fırat’ı döver mi? Ya Fırat onu döberse… Yok bu düzey bir risk taşınmaz… İyi tamam bakıyom mesaja…

*“Evdeyim hemen gel amcık ağzını sikicem.”*

Çok açık sözlü… Lâfı dolandırmamış. Sadece *şutör gard* ve *Korean boy bands bebesi* sandığımız Mert yavaş yavaş açıyor kendini bize… Bana gereksinim duyulması hoşuma gitmedi değil de… İfade ediş tarzı, biraz garip olmamış mı? 

Neyse, bir büyük adam, *yorum yapmayı bırakın, dünyayı değiştirin*, demiş… Eylem zamanı… Hemen banyoya girip, bol köpüklü… Her yerimi ovuşturdum… Çıkıp banyodan ilgili yerlerime annemin kokularından sıktım. Ama abartmadım. Sadece çıplakken hissedilecek kadar yani…

Ne giysem? Artık giysi dolabımı zenginleştirmemin zamanı gelmedi mi?. Ama babamın da beğeneceği şeyler almam gerekiyor. Feneriumdan kız eşofman takımı alsam? Feneri hiçe sayıp, bana yine de *kız mısın ibne mi?* Diye sorabilir mi? Daha korkuncu, o ulvî renkleri taşıyan bir giysiyi de çöpe atmaya cesaret edebilir mi?

Mevcut eşofman takımımı giydim ve fırlayıp çıktım… Kapıyı *Houston Rockets* formasıyla açtı Mert. Sanırım *NBA*’den *Alperen*’e bir gönderme var burda… Yalanası, kollar ve bacaklar da yaktı bu arada beni… 

Hiç konuşmadan odasına götürdü. Eliyle işaret ettiği, yatağının üzerinde bir kız külotu ve sütyen duruyordu, tablo gibi. Mahmut’un bana verdiği dandik pazar işi mallar değil bunlar. Çok da estetik ve kaliteli şeylere benziyorlar. 

Konunun uzmanı olmasam da bayıldım diyebilirim. Külotu eline aldı, nazikçe bir kuşu tutar gibi… Suratına götürüp yapıştırdı ve içine çekti nefesini… Zevkten gözleri kapalı konuştu…

*“Mis gibi amcık kokulu bu külotu giy. Üstünü de… Kız gibi olmanı istiyorum seni yaparken.”*

*“Kimin bunlar?”*

*“Birine söz edersen öldürürüm seni!!!”*

*“Kime ne diycem ya… Kız çamaşırını giyecek olan benim sonuçta.”*

*“Kuzenimin… Hazırlan hadi sen”* deyip çıktı odadan…

Beni çağırdığı mesajda, *amcık ağzını sikicem* demişti*.* Şimdi ise, *seni yaparken,* diyor. Geçen günkü o *soğuk çekingen ergen* halleri gitmiş… Saksoyla yetinmeyecek gibi. İç çamaşırları mı, içini gıcıkladı acaba? Sanki daha bir *erkek* olmuş gibi Mert. Bu sefer gerçekten sikicek mi beni yani? 

Hemen çırılçıplak soyundum. Üzerinde renkli çiçekler olan kenarları dantelli beyaz küçücük külotu elime alıp ben de kokladım… Mert kuzeninin kullanılmış bir külotunu almış ya da çalmış. Amcık kokusu nedir bilmediğim için bir şey diyemem ama mis gibi kokuyor.

Sanırım kuzeni, amcığına koku sıkmış ve öyle giymiş bunu, baya parfüm gibi kokuyor… Bacaklarımdan geçirirken külotu tatlı tatlı ürperdi tenim. Giyince, sarıp sarmaladı popomu ve pipimi. Kızın amına götüne değen yerler kaplayınca beni… Enfes hissettiriyor kumaşının erojen bölgeme dokunuşları… 

Acayip hoşuma gitti bu durum. Üzerine açık pastel mavi sütyeni de taktım… Bunu ilk defa deneyimliyorum. Artık heyecandan mı yoksa amcıkla eşleşmeden mi bilmem, iyice küçülen pipişimi…Bacak arama itiştirdim. 

Ayna da yok ki odada, nasıl oldum bir bakayım. Ama gördüğüm kadar külot tam bana göreymiş ve çok iyi durdu. Fıstık gibi bir kız oldum say… Bence yaniii… Ben olsam sikerdim beni… Sonra da Mert’e giydirir bu çamaşırları… Kucağımda zıplata zıplata onu da sikerdim:) 

Bunları yapabilir miyim ben? Bilmem ki neyin kafasına girdiysem? Mert de girdi odaya… Beni görünce önce bir şaşırdı… Sonra gözleri büyüdü, dudakları iki yana yayıldı yavşakça… Bana yavaşça ayaklarımdan başlayarak… Sütyene kadar, ordan suratıma… Dudaklarını yalayarak baktı… *Alperen*’in şortu, *NBA* bayrağı kaldırdı.

*“Ne güzelmiş lan senin vücudun. Çok da yakışmış Nazlı’nın çamaşırları sana.”*

*Nazlı* ha… *Lan* demesen iyiydi ama… Yanaştı iyice. Heyecan kapladı beni. Kollarını açınca, girdim içine. Boyum onun omuzuna geliyor. Suratımın hizasındaki kuğu gibi güzel boynuna, dudaklarım yapıştı… İzin verse de çıkabilsem büyülü dudaklarına…

O da sarıldı bana… Kalkan bayrak karnımı dürtüyor… Sonra elleri popoma indi, iki avucuyla sıktırdı yanaklarını… Yavaşça, sanki dans eder gibi… Yatağa doğru figüratif yuvarlanıverdik… Yanyanayız, birbirimize bakıyoruz. 

Daha sıkı sarıldı… Kokusunu duyuyorum… Ben artık uçuyorum… Gözleri gözlerimdeyken birden dudakları dudaklarıma girişti… Bu gün dünya rüya günü mü? Bacağı, bacak aramı baskılayıp sürtününce… Zevk almaya başladım.

Dili ağzımı becerirken… Önce gözlerim kapandı. Sonra her yerim titremeye başladı… Biraz gevşekçe, sesli gülümsedi… Elini *Nazlı*’nın tam amcığının olduğu yere indirdi… Hafifçe okşuyor külotun üstünden hassas yerlerimi… 

*“Hoşuna mı gitti Nazlım?”*

*“E-e-vett”* sesim çıktı mı? Konuşabildim mi? Sayıkladım mı yoksa?

Parmağını geriye itelediğim şeyime doğru uzattı. Külotun üstünden, baskılamaya başladı sertçe… Ağrıdan, toplarım içeri kaçtı. Acımasına rağmen pipim, yine de zevk alıyorum. Sırt üstü yatırıp beni, üstümde ters döndü… Şortun paçasından çıkardım sikini…

Büyük değil ama bu güne kadar canlı gördüğüm en güzel alet onunki… Sahibi gibi… Ağzım sulandı… Elimde olması bile acayip büyülü… Avucumda içi çelik gibi dışı kadife… Biraz okşadım… Biraz da çektirdikten sonra, yavaşça başını öptüm… 

Bir daha öptüm… O kadar hoşuma gidiyor ki altımda yaptığı şey… Kendimden geçtim, öpücüklere boğdum yalarken güzel sikini… Ağzıma aldım başını… Birden boğazıma kadar dipledi. Alıştırdık boğaz manzarasına… Girip çıkarken gözlerimden de yaşlar boşalıyor… *Nazlı*’nın külotunun içinde ise fırtınalar kopuyor…

*“Mert n’olur gelicem yoksa…”*

Hoyratça kaldırıp çevirdi beni ve yüzükoyun yapıştırdı yatağa. Külotun sadece popomu örten yerini yarığımın oraya topladı. Popoma sert tokatlar atmaya başladı. Zevk sarhoşluğu ile yapılan saldırıdan bile zevk alıyorum… Popomun yanakları cayır cayır yanmaya başlayınca durdu. Götüm kızarmış tavuk gibi olmuştur kesin…

Yatağa yapışık yüzümün yanından ona bakarken, şortunu çıkardığını ve yatağın başucunda duran kayganlaştırıcıyı alıp sikine sıvadığını izledim… Külotu deliğim açığa çıkıcak şekilde yana çekti. Elleriyle iki yana açtı popomu… Deliğime uzaktan tükürüğünü bıraktı…

Sikini kızarmış yanan popoma sürtünce, onun da cayır cayır olduğunu hissettim. Açık deliğime değdirince sikinin başını, zevkten inleyiverdim… Ona baktığımı fark edince, elinin tersiyle yanağıma sertçe vurdu… Sonra yaklaşıp vurduğu yeri öperken, külotun kenarından, deliğimin başındaki kor demir sikini dibine kadar geçirdi….

Götümden girip beynimden çıkan top güllesi mi yedim? Acayip bir ciyaklama patlatırken ben, eliyle ağzımı kapatıp daha sert köklemeye başladı. Artık acıdan ağlıyordum farkında bile olmadan… Sanki hafif bir baygınlık geçirdim… Bu ne kadar sürdü bilmiyorum…

Vücudumdaki kansız kurşun yarası, beynimden uyuşturucu salgılanmasına neden oldu… Tekrar kendime geldim… Üstümde ezip vurdukça bana… O sertleştikçe ben yumuşadım. Tekrar sarhoş gibi oldum… Acayip zevk alıyorum artık, farketti bunu elini ağzımdan çekti.

Omuzumdan tutup sertçe ters çevirip sırtüstü yatırdı. Benim zaten kıpırdayacak halim bile yok. Şişme bebek moduna geçtim. Dizlerimin iç kısmını, kollarının iç kısmından geçirip bacaklarımı kaldırdı. Götüm kabak gibi açılınca… Hizalayıp çelik gibi sikini yine dibine kadar geçirip vurmaya devam etti… 

Suratını bana doğru yanaştırınca öpeceğini sanıp sevindim. *“Dilini çıkar”* dedi. Çıkarıp uzattım şımarıkça… Tam üstüne tükürüğünü bıraktı… Ağzımın içindeki tükürüğü ile oynamaya başladım… Onun katı ve sıvı hali aynı anda içimde… 

Yatağın başucundan telefonunu alıp açtı ve bana gösterdi… Bikinisiyle sere serpe uzanmış güneşlenen çok güzel bir kızın fotosu. Sanırım şu anda kafasında siktiği… Yani kuzeni *Nazlı* bu… Telefonun ekranını öptü. Yatağın üstüne benim yanıma koydu telefonu…

Fotoğrafa bakarak … Bazen yavaş sonra birden çakarak keyfini ala ala, geçirmeye devam etti… Onun böyle şeyler yapacağı aklıma bile gelmezdi… Neyse ki sonunda fotoğrafı bırakıp bana döndü ve üstüme yatıp sadece belini indirip kaldırarak girip çıkmaya başladı… Bacaklarımı beline doladım iyice kendime yapıştırdım vücudunu… 

*“Lütfen öp beni”* dedim. Sanki saatlerce bağırmışım gibi sesim kısılmış. Cızırtı gibi çıktı… 

Boynumu ısırdı hayvan gibi… Ne diyorum ne yapıyor vampir… İletişim sıfır. Neyse, öpmeye başladı sonunda… Ezilmek altında… Yine acayip zevk almaya başladım… Poposunudan iyice bastırdım kendime… Pipim sıkıştı külotla çelik gibi karın kaslarının arasına…

Beynim aşağı karnıma doğru aktı sanki… Hay sikiyim… Mert daha gelmeden, boşalmaya başladım ya ben!!! Hem de kuzen *Nazlı*’nın çiçekli külotuna. Amcık etkisi, geldikçe de geliyorum durmuyor hiç… Ne var ne yoksa çıktı, beynim bile aktı o derece!!!

Islaklıktan anladı boşaldığımı… Üstümden kalktı ama içimden çıkmadı. Suratım ne halde bilmiyorum ama bana tatlı tatlı bakıyor ya… Benim boşalmamdan mutlu gibi… 

Bana doğru yanaştı, ağzını büzünce anladım ne istediğini… Açıp ağzımı sonuna kadar, dilimi çıkardım… Bu defa çaktı tükürüğünü tam boğazıma doğru… Yutarken onun lezzetli ağız sıvısını… 

Sertçe çakarken bana… Gözlerini kapadı… Suratı kızarmaya başladı… Dibimdeyken siki… Durdu… İçimde iyice şişen siki, sıcak sıcak doldurdu içimi…

*“Sonunda siktim seni… Ablacım… Nazlım…”* 

Sayıklıyordu mutlulukla… Nefes nefese her yeri ter içinde üstüme yığıldı… Bu tuhaf, hiç aklımın ucundan bile geçmeyecek yaşadıklarımdan… Hele de Mert gibi biriyle… Ama çok da mutluyum… Sonsuza kadar yatsa böyle üstümde… Ben razıyım halimden…

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler