Öz (E1)

Uzun ve yorucu YKS maratonu sonunda bugün bitmişti. AYT sınavından çıktığım zaman, iki sınavı da iyi çözdüğüm için kendimden epey memnundum. Çünkü, önümüzde bol bol eğleneceğim ve rahatlayacağım, sınav sonuçlarını dert etmeyeceğim bir yaz tatili vardı. Eve gidip yatağıma uzandığım zaman telefonum çaldı ve neşem daha da arttı.
Şehir dışında üniversite okuyan ablam Alev, sürpriz bir şekilde gelmişti.

Ben Kayra. 183 boyunda orta kilolu, fena olmayan bir vücuda sahip, siyah uzun saçlı, kahverengi gözlü, diğer insanların yakışıklı olarak değerlendirdiği biriyim. İki tane ablam var. Onları tanıtmam iyi olacaktır.

Büyük ablamın adı Defne. Aramızda 7 yaş var. Kendisi Erzurum’da tıp okuyup mezun oldu ve oldukça yoğun bir tempoyla çalışmaya devam ediyor.
Defne ablam genelde üniversitede olur ve evdeyken de uyur. O yüzden onunla çok fazla bir iletişimim yok.
Ama, benden 3 yaş büyük olan Alev ablamla bir elmanın iki yarısı gibiyizdir. İsmi ne kadar iddialı olsa da kendisi aslında oldukça muhafazakardır ve şehir dışında üniversitede ilahiyat okumakta. Şehir dışında olmasına rağmen her gün 3 kez görüntülü konuşuruz ve sürekli mesajlaşırız. Memlekete geldiği zamanlarda ise günlerimizi beraber geçiririz.

Bugün, tam 6 ay sonra ilk kez görüşecektik. Bu yüzdendir ki içim içime sığmıyor, ablamın geleceği anı 4 gözle bekliyordum.

Yaklaşık 30 dakika sonra sonunda babam, ablamı getirmişti. Ablam, 175 boylarında kapalı bir genç kadındı. Yeşil gözleri ve bal rengi saçları ile inanılmaz bir güzelliği vardı.

Ablamı açık görenler onun büyük ihtimalle ” fena ” bir kız olduğunu düşünürdü. Ama gerçekte, yeterince zeki olmasına rağmen temelde saftı ve iyi bir yüreği vardı.
Sarılma ve yemek yeme faslından sonra ablamla balkona çıktık.
Ablam: Sıavın iyi geçtiyse gerisini düşünmene gerek yok. Üniversitede iken final haftaları hariç gayet rahatsın.

Ben: Hep benim sınavımdan konuştuk. Söylesene, senin nasıl gidiyor dersler ve okul hayatı?

Bu sorumun üzerine ablamın suratı asıldı.

A: Bilmiyorum. Arkadaşlarım yeterince iyi ama… Bunu annemlere söyleme ama bölümümden eskisi kadar memnun değilim.

Bu yanıt beni gerçekten şaşırtmıştı çünkü ablam, ben kendimi bildim bileli dinine sıkı sıkıya bağlıydı. Hayali her zaman ilahiyat okuyup din kültürü öğretmeni olmaktı.

B: Gerçekten mi? Peki neden? Bu senin hayalin değil miydi?

A: Öyleydi ama… Gerçekten bilmiyorum Kayra. Henüz hiç bir şey belli değil. Kesinleşince konuşuruz. Sen kafana takma bunları.

B: Pekâlâ, sen bilirsin. Konuşmak istediğin zaman buradayım.

Ablam bana sarıldı ve tekrardan içeriye geçtik. 1-2 saat sonra Defne ablam geldi.

Küçüklüğümüzde Defne ve Alev neredeyse hiç anlaşamaz ve sürekli saçma sebepler yüzünden dövüşürlerdi. Ama büyüyüp olgunlaştıkça ilişkileri birbirlerine kenetlenmiş iki kardeşe dönüşmüştü.
Defne ablam, Alev ablamın tam tersiydi. Saçları gece kadar siyahtı. Alev ablamın saçları beline kadar inerken, Defne ablamın saçları ense hizasındaydı. Defne, Alev’den 5-6 cm daha kısaydı ve gözleri maviydi. Aynı zamanda Defne, Alev’in aksine açıktı.
Belki de ikisinin tek ortak fiziksel özelliği ikisinin de inanilmaz güzel olmasıydı. Bunun dışında kişilikleri de epey zıttı.

Alev, utangaç, asosyal ve içe dönükken, Defne, tam tersine, dışa dönük ve oldukça sosyaldi. Masum gözüken Defne, fena gözüken Alev iken işin aslı tam tersiydi. Defne ablam bana her ne kadar anlatmasa da bir sürü sevgilisi olduğunu biliyordum. Alev’in ise, peşinde bir sürü erkek olmasına rağmen, henüz hiç sevgilisi olmamıştı.

Akşam yemeği sırasında Defne ablam bir anda dinlenmeye ihtiyacı olduğu için iki hafta boyunca izin aldığını söyledi.

Defne: Hem Alev’in burda olması da iyi oldu. Birlikte vakit geçiririz.

Babam: Aslında size söylememiz gereken bir şey var. Annenizle 2 gün sonra başbaşa tatile çıkmak niyetindeydik.

Annem: Hem siz de bu sırada kardeş kardeş bol bol vakit geçirirsiniz.

Alev: Bence hem sizin hem bizim için çok iyi olur.
Ben: Evet, güzel bir deneyim olacak.

Herkes anlaştıktan sonra yemek bitti ve sofradan kalktık. Alev ablam yol yorgunu olduğu için erkenden uyudu. Ben de odama çekildim ve biraz telefonla uğraştıktan sonra uyudum.

Sabah 6 gibi uyandım. Tekrar uyumaya çalışırken Alev ablam parmak ucunda odanın eşiğine geldi.
Bana bakınca refleks olarak gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yaptım. Uyuduğumdan emin olunca odaya girdi. Ben de gözlerimi araladım ve uzun süre etkisinde kalacağım bir manzarayla karşılaştım.

Alev ablam gri dar bir eşofman ve siyah crop tarzı bir şey girmişti. Saçları dağınık bir şekilde beline iniyordu. Ancak beni etkileyen başka bir şeyler vardı…
Daha önce onu asla böyle bir kıyafetin içinde görmemiştim. Giydiği crop tarzı şeyden daha önce bu kadar iyisini görmediğim mükemmel boyuttaki memeleri taşıyordu. Tabi, bu benim afallamama neden olmuştu.

Alev ablam, benim yanımda her zaman bol giyinirdi. Küçüklüğümde hem Alev’in hem Defne’nin tabiki, istemeden, memelerine ve kalçalarına kısa bakışlar atmıştım. Ancak, Alev ablamın memelerinin böyle olduğunu hiç bilmiyordum. Giydiği kıyafet, yalnızca memelerini kapatıyordu. Bu yüzden memelerinin boyutu ve kolları bembeyaz tenini ortaya çıkarıyordu. Beli ince ve kalçası da, yine benim daha önce hiç fark etmediğim kadar, büyük olduğu kadar şekilliydi.

Daha önce asla ama asla, iki ablam hakkında da, böyle şeyler düşünmemiş, aklıma bile getirmemiştim. Ama az önce gördüğüm manzara beni en ufak suçluluk duyamayacak kadar sertleştirmişti ve her an, her ne kadar karşı koymaya çalışsam da, daha fazla azıyordum.
Ablam, parmak ucunda odaya doğru ilerledi ve benim yatağımın hizasinda olan valizinin yanına gitti. Valizi açmaya çalışırken, valiz bir anda yere düştü. Ablam, tekrar beni kontrol etmek için bana doğru dönünce, hızla gözlerimi kapadım. Bir 5-10 saniye sonra gözlerimi tekrar açtığımda ablam yerdeki valize doğru edilmişti.

Karşılaştığım görüntü nefesimin kesilmesine neden oldu. Ablam, büyük götünün bütün hatlarını ortaya çıkaracak bir şekilde önümde eğilmişti. Görünüşe göre valizde aradığı her neyse bir türlü bulamıyordu.
Bu kadarı benim için fazlaydı. Elimi yavaşça sikime doğru kaydırdım. Şortla uyuduğum için sikime kolayca ulaşabilmiştim. Kafamın içinde bağıran ” O senin ablan! ” çığlıkları her an daha da soluklaşıyordu.
Ablamın götüne bakarak sikimi okşarken, ablam aradığı şeyi bir dakika sonra buldu. Bir anda üstündeki şeyi çıkardı.

Sırtı bana dönük olduğu tam göremiyordum ama ablam biraz yana dönünce memesini görmüştüm. Estetikle yapılanları kıskandıracak tamamen beyaz, pembe uçlu, ve yusyuvarlaktı. O an daha fazla dayanamadım ve boşaldım. Ses çıkarmamak için kendimi çok zor tutmuştum.

Ablam valizden aldığı bir tişörtü giydi, valizi kapattı ve yine parmak uçlarında odadan çıktı.

5 dakika öncesine kadar şehvetle dolup taşmıştım. Ama şimdi, kayalara çarpan su dalgaları gibiydim; zevk yerini pişmanlığa bırakmıştı.

Pişmanlık yüzünden geri uyuyamadım. Zaten yatağım da mahvolmuştu. Yataktan kalktım ve duşa girdim. O sırada kendime o kadar kızdım ki, yüzüme sağlam bir yumruk attım.

Biricik ablama bakarak nasıl böyle bir şey yapmıştım? Bu kadar aşağılık ve iğrenç bir insana mı dönüşmüştüm gerçekten?

Duşumu aldıktan sonra bornozumu giyip, çareyi aynada kendimle konuşmakta buldum.

Bunun iğrenç bir hata olduğunu kabul ettim fakat bir daha asla tekrer etmeyeceğime dair kendime söz verdim. Daha sonra bornozumun bağcıklarının açıldığını fark ettim. Tam yeniden bağlarken kapı açıldı.

Görünüşe göre dalgınlığım yüzünden kapıyı kilitlemeyi unutmuştum. Alev ablam şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. Üstünde sabah giydiği tişört vardı ve altına gri eşofman yerine kısacık bir şort giymişti.

Az önce ki kendimle konuşmalarımı tamamen unuttum ve sabah ki görüntü tekrar aklımda canlandı. O büyük şekilli göt, büyük memeler ve pürüzsüz beyaz ten. Üstelik, şimdi bacakları da tüm çıplakkığı ile karşımdaydı.
Sikim, tüm hızıyla kalkışa geçmişti.

Yaklaşık 10 saniye sonra bornozun önünün açık olduğunu ve ablamın sikime baktığını fark ettim.
Ablam, bir domates gibi kızarmıştı ve sesi ince ve titrek çıkıyordu.

Alev: K-K-Kayra, ş-ş-şeyin g-gözüküyor.

Ben ise o sırada ablamın sütyen giymediğini fark ettim ve meme uçlarını görüyordum. Sonunda kendime gelince:
Ben: Afedersin, dalgınlığıma geldi. Keşke girmeden kapıyı çalsaydın.

Bu yanıtım üzerine ablam daha da kızardı. Konuşurken gözü, her ne kadar bakmak istemese de, sürekli sikime kayıyordu. Bu hali, beni daha da azdırmıştı.

A: B-ben k-kapı kilitli o-lmayınca…

Daha sonra son bir kez sikime baktı ve biraz daha kızardıktan sonra:

A: Neyse, s-sen i-işini hallet ben gideyim.

Ancak, ablam tam çıkarken onu kolundan tutup geri çektim, kapıyı kapatıp önüne geçtim ve kapıyı kilitledim. Bornozu da üstümden çıkarıp attım. Bunu neden yaptığını ve yapacak cesareti nerden bulduğumu bilmiyordum.
A: Kayra? N-napıyor-s-sun?

Artık büyük bir kumar içindeydim. Ya sıçacak ya kazanacaktım. Bu yüzden bütün kartlarımı oynamaya karar verdim.
Ablama iyice yaklaştım.
B: Sen benim hayatımda gördüğüm en güzel şeysin. Vücudunun bu kadar güzel olduğunu asla fark edememişim. Çok tatlısın abla.

A: T-t-tatlı mı? G-g-gerçekten mi?

B: Evet abla. Çok tatlısın, bir o kadar güzelsin ve inanılmaz şekilde seksisin.

A: B-b-ben anlamıyorum K-Kayra. Ne demeye çalışıyorsun? Ayrıca bornozunu niye çıkardın?

Ablam tekrardan sikime bakmaya başladı kızarıklığı geçmeye başlamıştı. Sikim, en son ölçümlere göre 21 cm’di.

B: Dürüst olacağım abla, seni istiyorum.

Bunu dedikten sonra ablamın götünü avuçladım ve sikimi göbeğine yasladım. Götü o kadar yumuşak ve güzel hissetirmişti ki, daha o an boşalmaya yaklaşmıştım.

Ablam, bu hareketimin karşılığında küçük bir inleme koyuverdi. Daha sonra kendini benden kurtarıp geri çekildi. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve kızarıklığı geri gelmişti. Şimdi de kafasını hızla sağa sola sallıyordu.

A: Sen delirdin mi? B-biz kardeşiz. Bu-bu olamaz. Hem g-günah.

B: Bahsettiklerin bize hiç bir engel teşkil etmiyor. Hem senin istediğini de biliyorum.

A: Hiçte bile. Senin böyle bir şey isteyeceğini asla düşünemezdim. Hem bugün kandil.

B: Kandili boşver ve şimdi soracağım soruya cevap ver. Evet mi hayır mı? Hayır dersen bugün olanları unuturuz ve özür dilemek için ayağına kapanırım.

A: Ya evet dersem?

B: Bunu anca evet dediğin zaman görebiliriz.

Ablam bir süre düşündü. Bu sırada kızardı, nefesleri hızlandı ve 2-3 dakika sonra bana baktı ve:
A: Sen bir sapıksın deyip, kucağıma atlayıp beni öpmeye başladı.

Ben tabi ilk başta biraz şaşırdım ama hemen ayak uydurdum.

Ablam, kendisinde asla beklemediğim bir vahşilikte öpüşüyordu. Ben de bu sırada, onu götünden kavrayıp duvara doğru yapıştırdım ve öpmeye devam ettim. Ama ablam bir anda durdu.

A: Ya biri bizi duyup içeri gelirse?

B: O zaman sıçarız işte. Ama merak etme kimse bu saatte kalkmaz. Hem hızlıca hallederiz.

Daha sonra ablamı kucağımdan indirdim ve tişörtünü çıkartıp memelerine hücum ettim.
Ben memelerini yalayıp, emerken o da hafif hafif inliyordu.
A: Ahh bu çok yanlış ama dilin güzel hissetiyor.

Daha sonra, şortunu da çıkardım ve ablamı çamaşır makinesinin üstüne yatırıp amını yalamaya başladım. Amı tıpkı düşündüğüm gibi pespembeydi ve muhteşem korkuyordu. Aynı zamanda bir göl kadar ıslanmıştı. Ben amını yalarken, ablam da elini ağzına götürmüş, inlemelerini bastırmaya çalışırken bir yandan da söyleniyordu.

A: Biz nasıl bunu yapıyoruz? Ben senin ablanı- Ahhh. Y-yeter bu kadar. Hızli ol ve şeyini içime koy.

Ablamı ters çevirip, doggy pozisyonuna getirdim. İlk olarak yumuşacık götünü güzelce okşadım ve güzel bir tokat attım. O kadar beyaz dı ki, şimdiden elimin izi çıkmaya başlamıştı. Son bir kez daha okşadıktan sonra sikimi ablamın götüne yasladım.Önce, yavaş yavaş ucunu sokup çıkardım. Ablam her bunu yapışımda çığlık atıyordu ama eliyle ağzını kapattığı için çok da duyulmuyordu.

A: H-hadi Kayra. Sik beni artık.

Sonunda daha fazla dayanamadım ve tüm var gücümle sikimi ablamın amının içine soktum. Bunu yapmamla, ablamın bütün evi uyandırabilecek kadar yüksek sesli bir çığlık atması bir oldu. Ancak, o an evdekilerin uyanması hiç umrumda değildi.
Ablamın amcığı o kadar sıcak ve bir andan o kadar ıslaktı ki, şu an bütün dünya benim için o amdan ibaretti.

Yavaş yavaş git gel yapmaya başladım ve bir süre sonra sikim kana bulandı. Demek ki, ablam İstanbul’da masumiyetini korumayı başarmıştı.
Yavaş yavaş tempomu arttırdım. Ablam altımda, eli ağzında, bir gelincik gibi inliyor ve kıvranıyordu. Yüzü kıpkırmızı olmuştu ve terliyordu. Onun bu hali benim ablamın saçından tutup kafasını kaldırıp daha hızlı gitmeme ve onun daha yüksek sesle inlemesine neden oldu. Henüz yeni başlamamıza rağmen, boşalmaya çok yakındım.

Derken kapı çalındı. Annem içeriye sesleniyordu.

Annem: Alev? İyi misin kızım? Bağırdığını duyar gibi oldum.

Hemen ablamın arkasından çekildim ve o da ayağa kalkarak kapının yanına gitti.

Alev: A-anne? Banyoda biraz işim var ve hayır, bağırmadım.

İşimiz yarıda kaldığı için ben hâlâ daha bir fil kadar azgındım. Ablamı kapıya doğru domalttım ve tekrar içine girdim. Ablam bu beklenmedik hamlem karşısında tepki veremedi ama ben içine girdikten sonra eliyle beni durdurmaya çalıştı. Ancak nafileydi
.
Annem: Tamam anladım. Kayra’yı gördün mü? Yatağında değil ve telefonunu açmıyor.

Ablamı sikmeye devam ederken kulağına eğildim ve markete gittiğimi söylemesini istedim.

Alev: Kayra-ahhh, evettt s-sabah karşılaştık-ıhhh, m-markete gidi-ahh gidiyordu.

Annem: Sen iyi misin? Sesin garip geliyor.

Alev: Evet, evet. İyiyim, gayet.

Annem: Tamam. Biz babanla bir saat içinde çıkacağız. Ablan da evde değil.

Alev: T-tamam.

Annemin gittiğinden emin olunca Ablam: Sen, sen aptalsın, aptal, gerizekalı. Hızlan.

Emir gelmişti. Ablamı saçlarından kavrayıp kaldırdım ve ensesini öperken memelerini kavradım ve en hızlı biçimde sikmeye başladım. Ablam yüksek sesle inlememek için kendini zor tutuyordu.

2-3 dakika geçtikten sonra yaklaştığımı hissettim. Ablamı kucakladım ve öperek çamaşır makinesine misyoner pozisyonuna getirdim. Son hızla sikmeye devam ederken:
B: Boşalmak üzereyim abla!

A: B-bende!

Henüz bir saat önce falan boşalmış olmama rağmen, hayatımın en büyük dölünü ablamın amına onu öperken titreyerek boşaldım. O da aynı şekilde benden daha şiddetli bir şekilde titreyip, kıvranarak boşaldı.
Döl ve kan, ablamın amından aşağıya doğru süzülüyordu.
Bu ablam için gerçekten iyi bir karşılama olmuşa benziyordu.

DEVAM EDECEK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir