Oğullarımla Şişe Çevirmece – 5

Gözlerimi açtığımda güneş açık balkon kapısından odanın içine çoktan dolmuştu bile. Bundan dolayı ilk farkettiğim şeyhavanın yakıcı sıcaklığı oldu. İkinci fark ettiğim şey ise belimde ve kıçımdaki tarifsiz acı oldu. Tüm vücudum dayakyemişim gibi resmen dökülüyordu ama acı özellikle bu iki yerde toplanmış gibiydi. Biraz kendime geldiğimde yastığın değil bir kolun üzerinde yattığımı fark ettim ve birden dün gece olanları hatırladım. Kafamı zorla yukarı kaldırdığımda beklediğim manzara ile karşılaştım;Kerem yorgun bir halde hafif horultulu bir şekilde uyuyor, ben ise onun kolunda yatıyordum. O an kafamın içinde geçenler tam anlamıyla bir keşmekeşti. Uyurken birden uyandırıldığım, daha sonra uyuyor taklidi yaptığım, oğlumun kucağında zıpladığım ve daha sonra beni yatak odama getirip arkamdan becerdiği… Dün neler yapmıştık biz öyle…

Doğduğu ilk an gözümün önüne geldi. Dünyanın en güzel şeyini ben doğurmuşum gibi bir his kaplamıştı içimi. O kadar ufaktı ki kucağıma alırken bile acaba zarar verir miyim diye çok korkmuştum. Şimdi minik bebeğim büyüyüp gerçek bir erkek olmuş ve dün annesini kucağına aldığında bana kadın olarak 44 yıldır kimsenin yaşatamadığı zevki tek gecede vermişti. Dün gece yaşadığım şey tam anlamıyla “sikilmekti”. Bana hafıza kaybı yaşatacak kadar yoğun bir sikilmeydi hemde… Bu kelimeyi düşünmekten bile utanmıştım ama yalan mıydı evire çevire sikmişti beni işte… Dayanamayıp oğlumun dudaklarına bir öpücük kondurdum ve o an dünkü gibi beyni eriyor zannettim… Kaç kere boşaldığımı zaten hatırlamıyordum ama gecenin yarısını da kesik kesik hatırlayabiliyordum resmen aklım yerinde değil gibiydi. Dün gece yaşadığım seks ise daha öncekiler neydi? Bu düşünceler içindeyken gerçekten içten içe ıslandığımı farkettim…

Tüm bunlar için cehennemde yanacağımı düşünürken gayrihtiyarı elimi bacak arama götürdüm ve aşağıya bakma gereksinimi hissettim. O an yaşadığım paniği sanırım ömrümde yaşamadım. Verebildiğim tek tepki olabildiğince yüksek bir sesle

-Allah kahretsin! ALLAH KAHRETSİNNN!

diye feryat etmek oldu. Sanırım öyle yüksek sesle bu tepkiyi verdim ki Kerem resmen zıplayarak uyandı. Ama o sırada onu gözüm bile görmüyordu. Yatakta zorla belimi doğrultup oturdum ve dün Kerem’in içime boşaldığı aklıma geldi. Menapozla uzaktan yakından alakam yoktu, üstelik güvenli bir günümde de değildim. Sanırım o panikle uzun süredir unuttuğum annelik reaksiyonlarımdan bir kaçını geri hatırladım. Olayı tam olarak anlatmam gerekirse;Kafamı Kerem’e doğru çevirdiğimde afallamış ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ama onu gördüğümde iyice sinirlerim tepeme çıktı ve;

(S) Kalk hemen kalkkk

Kerem neye uğradığını şaşırdı ve birden yataktan fırladı

(K) Anne ne olduğunu söyler mi…

(S) Sus hala konuşuyorsun bir de. Hemen üzerini değiştir ve eczaneye git Kerem!

(K) Ne old…

(S) Hala konuşuyor! Kalkarsam görürsün ne olduğunu.Giyin çabuk ve eczaneye git diyorum sana

(K) Tamam da ne ala…

(S) Kerem sus sinirimi bozma benim. Git bir tane ertesi günü hapı al gel

O an dün yaptığı şeyi hatırladığını fark ettim. Suratındaki o panik ve korku ilk bakışta bile hissedilecek kadar netti.

(K) Anne çok özür dilerim ben…

(S) Konuşacağına giyin. Özür dileyeceğine dün o haltı yemeyeseydin…

Resmen ağlayacak gibi olup lafımı yuttum zorla kendimi tutup.

(S) GİT ŞU HAPI AL GEL!!

Diye bağırdım.

Kerem jet hızıyla üzerini değiştirip eczaneye gitti. Ben bu sırada içsel muhasebemi yapmaya başlamıştım. Dün aklımdan ne geçiyordu? Ne kadar zevk alırsam alayım, mantığımı mı kaybetmiştim? Hadi Kerem çocuk, ben bu olacakları tahmin edemeyecek kadar toy biri miydim. Üstelik bu bir yabancı değil benim oğlumdu. Kendi doğurduğuma bile söz geçirmekten aciz bir anne miydim ben? Yoksa onu durdurmak mı istememiştim? Saçmalama Selin! Çocuk doğurmak falan istemedim ben! Üstelik oğlumun çocuğunu, yani kendi torunumu! Evet kendi torunuma gebe kalma riskim vardı benim! O an kendimi tutamadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Son zamanlarda yaşadıklarım zaten çok ağır şeylerdi;

Kocamın beni kardeşimle aldatması, oğullarımla geçirdiğim günah gecesi, sonrasında buna engel olamayıp işin bu noktalara gelmesi… O gece çocuklarla bunları yaparken ne düşünüyordum ki? O gecede olup bitecek ve çocuklar olanları unutacak mıydı? Üstelik ikisinin de damarlarında hormon aktığı şu yaşlarda. O kadar hatalıydım ki kendimi kocamdan bile daha çok yanlış yapmış gibi hissediyordum. Ben yoğun bir şekilde ağlarken içeri jet gibi bir hızla Kerem girdi elinde hap ve pet şişe suyla;

(K) Anne geti… Neden ağlıyorsun ne oldu?

Yataktan zorla doğrulup elimi uzattım

(S) Sus ver şunları da içeyim.

Kerem hapı ve suyu uzattı ben de içtim. Bir 5 dakika sakinleşmeye çalıştım ve sonunda biraz başardım. Bu sırada Kerem yanıbaşımda susmuş bir şekilde bekliyordu. Ağlamam biraz geçince konuşmaya başladı;

(K) Anne özür dilerim ben dün sarhoştum ve sinirlerim çok bozuktu. Dün olanları hatırlıyorum ama kendime negel olamadım ben ço…

Tekrar ağlamaya başladım oğlumu açıklama yaparken görünce. Bütün suç bendeydi ve ufacık bir çocuk annesinin hatalarından dolayı kendini suçlu hissediyordu.

(S) Kerem git lütfen

(K) Anne açıkl…

(S) Kerem git dedim! Git sonra gel yalnız kalmam lazım

Son enerjimle bunları söyleyebilmiştim. Ne takatim ne cümle kuracak mecalim kalmıştı. Özüm tükenmişti resmen. Kerem hiç bir şey demeden çıktı ve ben 1 saat daha yatakta hüngür hüngür ağladım. Kendimi toparlayıp doğrulduğumda yatağın üstünün dün geceden kalma zev sıvılarıyla kaplı olduğunu gördüm. Sanırım şu döldü. Muhtemelen oğlum içime boşaldığında içimden taşanlar yatağa akmıştı. Kendimden nefret ediyordum resmen. Belimi zorla doğrultup ayağa kalktım. Banyoya gidecektim ama resmen bacaklarım tutmuyordu. Dünün ne kadar sert geçtiğini yüzüme vurur gibi vucudum yorgunluktan bitap düşmüştü. Bacaklarımın arası yapış yapış olduğu halde zorla kendimi duşun altına attım ve yıkanıp biraz uzandım. Kalktığımda saat Ö.S. 4 e geliyordu. Bir anda içimden bir şey yapmak geldi. Bu evlendikten sonra hiç yaşamadığım bir şeydi. Kimseye sormadan, sadece kendi isteğim doğrultusunda bir şey yapacaktım. Bu evde daha fazla durmak istemiyordum ve tabiri caizse kaçmam gerek gibi hisettim. Fahişe kardeşimi aramam gerekiyordu ve gururumu yenip onu aradım;

(P) Efendim abla

Ona ne yapıyorsun bile demek istemiyordum ama işim düşmüştü ve onun gibi midesizce davranmak zorunda kaldım

(S) Napıyorsun Pınar

(P) İyiyim ablam sen

Bu samimiyetsizliği ve sahteliğinden dolayı kusmak istiyordum ama sabrettim

(S) İyi ne olsun bende. İstanbulda bunaldım. Yazlık boş mu diye aradım. Boşsa 1 hafta bir kafa dinlemeye gidecem

(P) Çocuklarla mı

(S) Hayır çocuklarla falan değil tek gidecem. Kafa dinleyecem dedim ya

(P) Hahahaha abla sen ciddi misin

(S) Komik olan ne Pınar?

(P) Ha pardon ablacım ben şaka yapıyosun sandım sen ciddisin?

(S) Evet neden ciddi olmayacakmışım?

(P) Abla ne bileyim senin oğlanlar doğduktan sonra sen bir kere bile onlarsız bir şey yapmadığın için şaşırdım.

(S) Gevezelik etme Pınar. Siz gidecekseniz uzatma, dolu abla de ben anlarım.

(P) Ha yok canım sen kırk yılın başı bir şey istemişsin biricik kardeşin yok der mi sana hiç hahaha. Bizim oğlan orda tek kalıyor abla. Başında durmaya ben gidecektim sen olursan çok iyi olur ama. Senin sözünlü dinler biliyorsun. Hem de beni büyük bir yükten kurtarırsın.

(S) Can ne ara gitti kız?

(P) Daha yeni gitti abla 3 gün oldu olmadı. Çok ısrar etti anne ne olur gideyim arkadaşlarım orda diye. Orada arkadaşlarım var ona emanet ettim ama ne ben ne babasının içi rahat etmedi onun için ben gidecektim ama madem sen gideceksin benim acele etmeme gerek yok hahah

(S) Ben kalırım minik erkeğimle. Hem özledim sıpayı bana da yoldaş olur.

(P) Aman minik erkek, canım, falan deme erkek oldu ya beyefendi bozuluyor. 18 yaşındaymış ona artık çocuk gibi davranmayacakmışız hahah

(S) Yerim onun erkek hallerini hahaha. Ben gidince sorarım ona.

Ne olursa olsun insanın kardeşi olunca birden yumuşayıveriyordu işte… Ama bana ettiği ihaneti ölene dek unutmayacaktım bunun acısı da gülerken bile içimi parçalıyordu.

(S) Neyse ben bugün çıkarım yola enişten gelince. Anahtarı isteyecektim ama gerek kalmadı.

(P) Tamam abla. Bu arada eniştem, çocuklar falan sen yokken yemek işini dert etmesinler gelip bende yerler.

Gerçekten hayatımda hiç yapmadığım bir şey yapıp küfür etmek istedim hem de kendi kardeşime ama sinirimi yutup konuyu kapattım. Ayhan geldiğinde çoktan çantamı hazırlamıştım ama çocuklar daha evde değillerdi. Bir sürü söylendikten sonra ikna oldu ve yola çıktık. Çocuklarıma haber verip arama yapmak bile istemedim. Belki utancımdan belki de kaçış psikolojinden bilmiyordum. Yazlık Çeşmedeydi ve 5 saat civarında bir yolculuk demek oluyordu bu. Ayhan beni bırakıp merkeze geçecek sabah da bir görüşme yapıp İStanbula geri dönecekti. Yazlıkta kalırsın işte desem de sabah erken halledip gitmam lazım dedi, ben de çok ısrar etmedim. Saat 7’ye doğru geliyordu yola çıktığımızda. Yol boyunca bu hafta içinde yaşadıklarımı düşündüm. Bana ait olmayan ne kadar davranış varsa yapmıştım resmen. Hiç tanışmadığınız için doğal olarak bu yaşanılan olaylardan dolayı beni adi bir sürtük veya kudurmuş, orta yaş krizine giren bir kadın olarak görüyorsunuz. Ama aslında hiç de böyle biri değildim. Tamam kocamdan önce hayatıma birilerini almış olsam da, gözümü kocamla açtım diyebilirim. Üniversitenin 3. sınıfında tanışmıştık ve birbirimizi görür görmez sırılsıklam aşık olmuştuk. O andan sonra hayatımda tek ve hep Ayhan oldu. Değil onu aldatmak başka bir erkeği düşünmedim bile… Bazen sorunlar oldu ilişkimizde, biraz uzaklaştığımız oldu ama onu ne sevmekten ne de sadakatimden hiç taviz vermedim ta ki o lanet güne kadar… Beni ufak kardeşimle aldattığını fark ettiğimde içimde ona karşı belediğim her şey sanki bir anda kopup gitmişti… Ben duygu patlamalarımı içerde yaşayan bir kadın oldum hep, onun için bir yerleri yakıp yıkmadım ama içimde Ayhan’a dair olan her şeyi kırdım parçaladım. Üstelik bana iki ay okunmamıştı ve ben iş stresindendir diye alttan alırken, onun kardeşimin koynuna gitmesi… Sanırım kalbim en çok orada kırılmıştı. Yolu izlemeyi bırakıp kafamı Ayhan’a çevirdiğimde, ona uzun uzun baktım ve dehşete düştüm. Ona bakarken kalbim pır pır çarparken şimdi en ufak bir his bile yoktu içimde… Bu kadar birden mi bitirmiştim tüm benliğiyle onu içimde… Bu sefer kendimi suçlamak istemiyordum çünkü hatanın kaynağı ben değildim. Ben hala onun bıraktığı arzuları olan kadındım ama o beni tercih etmyi bırakmıştı. Ona bakarken evliliğimizin ilk yılları geldi aklıma. Beni her gördüğü yerde sıkıştıran, zaman-mekan fark etmeksizin benimle birlikte olmak isteyen ve benim zorla tamam eve gidince diye ikna ettiğim o istekli adama ne olmuştu? Ne olmuştu da artık ilgisini hiç çekmez olmuştum? Yanında çıplak bile kalsam şu an ilgisini çekmeyeceğime o kadar emindim ki… Neden böyle olmuştu, Pınar’ı benden daha mı güzel buluyordu? Hayır hep derdi şaka yollu, “ailenin en güzel kızını ben aldım” diye ama… Resmen ağlayacak gibi olmuştum ve sanırım bunları düşünmek kadınlık gururumu çok kırmıştı. Bir anda bu hafta kendimde fark ettiğim bir şeyi yaptım “Öfke patlaması”…

(S) Kenara çek!

Ayhan sesimle neye uğradığını şaşırdı

(A) Ne? Anlamadım Selin

Yüzümü ona çevirip daha sert bir tonla

(S) Kenara çek dedim!

diye kendimi tekrar ettim

(A) Nereye çekeyim nerede olduğumuzun farkında mısın sen?

Adam haklıydı ıssız bir çevre yolunda gidiyorduk ve hava zifiri karanlıktı. Ama o an bunu düşünecek durumda değildim

(S) Ayhan kenara çek sinirlendirme beni

(A) Ne oluyor anlamıyorum ki! Al çektim kenara ne oldu?

Bunu dedikten sonra arabanın ışığını yaktı. Böylelikle yüzündeki merakı ve sitemi görmüş oldum. Ama umrumda bile değildi, ışığı geri kapatıp kafamı bacak arasına doğru yatırdım. Ayhan “ne yapıyorsun” demeye kalmadan fermuarını açtım ve hala ona benim aldığım düğmeli boxerının düğmesini açtım.

(A) Selin dur kafayı mı yed…

(S) Ayhan sus!

Bunu dedikten sonra sikini ağzına alıp emmeye başladım. Tadı hep aşina olduğum tattı. Saksoma karşı her zaman zaafı vardı ve yine ağzıma aldıkdaan kısa bir süre sonra dimdik olmuştu. Tamamen kalktığında damağımda değdiği yer bile çok tanıdıktı. Tamam 15 cm falandı uzunluğu ama bu sik bana aitti. Resmen benim olanı geri almak ister gibi emiyordum onu. Salyalarımı sikinin üzerine bırakırken nasıl inlediğini fark ettim tıpkı eski günlerde olduğu gibi…

(A) Ohhh Sel.. Imhhh

Dayanamayıp elini kafama attı. Bunu yaptığında ufak tebessümüme engel olamadım. Üniversitedeyken ona bunu ilk yaptığım zaman aklıma geldi. Sinemanın en arka sırasındaydık ve ben bunu yaparken elleri yine saçlarıma gitmişti. Bildiğim bir şey varsa o da bu sikin boşalmaya yakalaştığında nasıl seğirdiğiydi. Ve ben bu sefer erken boşalmasına tahammül edemezdim. Birden kafamı kaldırıp, koltuğumda doğruldum. Ayhan şaşkın halde;

(A) Ne oldu şimdi? Bu halde mi bırakacaksın beni?

O bunları söylerken ve pembe pileli elbisemi sıyırıp kilodumu çıkarmıştım bile. Ve hiç bir şey demeden onun kucağına oturdum. Sanırım bunu yapmamı beklemiyordu.

(A) Selin ne yapıyorsun sen kafayı mı yedin cidden

(S) Susss artıkk

bunu hafif inleyerek ve dudağımı ısırarak demiştim. Bunu yaptığımda ne kadar azmış olduğumu anlardı. Hiç bir şey sormadan zaten bana ait olan bu siki içerime sokup üzerinde zıplamaya başladım. Vurduğu temas ettiği yerler bile o kadar tanıdık ki… 20 sene evlilik, 4 sene sevgililik tam 24 sene bu adamı almıştım içime. Bu aşinalık çok da şaşırmamam bir şeydi aslında. Şu an bir üniversiteli kız gibi inleye inleye kucağında zıplıyordum kocamın. O da buna şaşırmış olacak ki;

(A) Birileri görecek rezil mi olmak istiyorsun?

Diye bir tepki gösterdi. Rezil olmak mı? Rezillik benim yaptığım mıydı yoksa onun yaptığımı?

(S) Susss! SUS Alahhın cezası sus

Bunu inleyerek ve ağlamaklı bir şekilde söylemiştim. Normalde konuşmayacaktım ama sitem etmeden duramadım;

(S) Sen kocalık görevlerini yerine getirsen ben ucuz bir fahişe gibi yolun ortasında kucağına çıkar mıydım ? Bana 2 aydır dokunmuyorsun bilmem hatırladın mı?

Ben bunu söyledikten sonra hiç sesini çıkarmadı. Ben zıplamaya devam ettim o inlemeye… Boynuna bile sarıldım bazı anlarda sadece onu hiç öpmemiştim… Bunu neden yapmadığımı bilmiyorum çünkü eskiden olsa öpmelere doyamazdım… Ne kadar zaman geçti tam bilmiyorum, sanırım 10 dakika falan olması lazımdı çünkü hafiften terlemeye başlamıştım ki;

(A) Ahhh Selin!

Diye bir ses duydum. Bu çok yakınım demekti. Bu kadar sene biriyle birlikte olunca artık jestinden mimiğinden bile bir şeyleri anlıyorsunuz, ilerde bu dediğimi anlayacaksınız… Neyse sesi duydum ama üzerinden kalkmayıp zıplamaya devam ettim. Anlamadığımı düşünmüş olacak ki;

(A) Selinhh yakınım benn

(S) Imhh tamammh boşall

Neden inlediğimi merak eden olabilir. 24 sene bir şeye alışınca boyu, kalınlığı önemli olmaksızın ona ihtiyaç ve özlem duyuyorsunuz. Bunu sadece kadınlar anlayabilir. Neyse ben bunu söylediğimde şaşırdığını ve altımda irkildiğini farkettim. Ona baktığımda inleyerek bana bakıyordu.

(A) Selin kalksana üstümden

Bunu söylerken beni kaldırmak ister gibi bir hareket yaptı. Bu benim için gerçekten bardağı taşıran son damlaydı. Kendimi iyice kucağına yerleştirip elimle koltuktan destek aldım. İnlememi tutmaya çalışarak;

(S) Ayhan sen unuttun sanırım ama ben senin karınım ımmh metresin değil! İçime boşalmaktan bu kadar korkmana gerek ahh yok yani. Sana 2 oğlan verdimmhhh en fazla 1 tane daha veririm. 2 aydır buralara yabancı ıhh olunca tabi unutman normal.

Ben bunu sinirle ve sitemle söylemiştim. Sanırım bundan veya beni ne kadar boşladığını anladığından sesini çıkarmadan oturdu ve içime boşalmaya başladı sarılarak

(A) Ahhh selin ahhh

Yine aynı şey olmuştu, o boşalmıştı ama ben daha boşalamamıştım. Bunu sorun etmeden içimde küçülmesini bekledim ve kalktım. Bana peçete uzattı ve kendimi silip ona geri uzattım. Eskiden olsa onu ağzımla temizleyeceğimi o da ben de çok iyi biliyorduk ama artık hiç bir şey eskisi gibi değildi. Kilodumu giyip saate baktığımda 23.05 olduğunu gördüm. Hiç bir şey olmamış gibi gayrihtiyarı;

(S) 1 saat mi kaldı

dediğimde hiç bir şey demeden sadece kafasını salladı.

Yol ilerken kendi kendime düşündüm acaba neden bu adamla birlikte oldum diye. Hani bir daha bana rüyalarında bile dokunamazdı bu kadar mı azgın bir kadın oldum ben? Sonra biraz daha düşününce bunun sebebinin bu olmadığının farkında vardım. Ya yılların özlemiydi içimdeki ya kardeşimi kıskanıp benim olan adama kokumu bırakmıştım tabiri caizse ya da oğullarımla yediğim halttan sonra bir nevi günah çıkarma, özür dileme seansı olmuştu benim için. Neyse neydi ve ben tüm bu aile karmaşasından, içinde bulunduğum her hatadan biraz da olsa uzaklaşmak için kaçmıştım. 1 haftalığına da olsa bu düşüncelerin hiç birini tatilime taşımayacaktım bunda kararlıydım. BUnları düşünürken biraz dalmışım. Ayhanın bana dokunmasıyla uyandım

(A) Kalk hadi 5 dakika sonra sitede olacağız.Uykudan uyandığımda yenilenmiş gibi hisettim. Burda sadece deniz, kum ve güneşin tadını çıkaracaktım. Üstelik teyzesinin bir tanesi benim minik Can’ım da buradaydı. Burada tüm hatalarımı sineye çekip eski Selin olarak İstanbul’a dönmeye kararlıydım. Tatilime ilk adımımı atmaya yaklaştıkça içimdeki heyecan ve umut umarım kendimi toparlamama yardımcı olacaktı. Bu sırada gözümü saate çevirdim ve saat tam 23.47’ydi.

Arabadan indiğimde yeniden doğmuş gibiydim. Ayhan hiç inmedi bile beni bırakıp direkt ayrıldı. Ben ise üzerimde pembe pileli diz üstü elbisem, ayağımda en sevdiğim topuklu terliklerim, elimde ufak valizim ile sitenin bahçesinde durup derin bir nefes aldım. Bu benim için yeniden doğuş gibi bir şeydi, sahi ne kadar uzun bir süre geçmişti ben tatile çıkmayalı? Ama kararlıydım bu tatil başka oalcaktı, yeni bir gün, yeni bir hafta, yeni bir ben olacaktım…1.SEZONUN SONU (DEVAM EDECEK)