Oda Arkadaşım ve Sevgilim

Merhaba ben Emir. Biliyorum biraz uzun bir hikaye.

Arkadaşlarımla aynı üniversiteye gitmek yerine kız arkadaşım Nisa ile ülkenin diğer ucundaki üniversiteye gitmeye karar verdim. Bu kolay bir karardı çünkü Nisa ve ben kendimi bildim bileli birlikteydik. Üniversiteyi birlikte okumayı ve kısa bir süre sonra da evlenmeyi planlıyorduk. Nisa resmen bir müzik uzmanıydı ve konservatuar fakültesinde okuyordu. Ben fen bölümündeydim ve tam burs alamasam da ailemin bakış açısına göre üniversiteye gitmeme değecek kadar bursum vardı. Tek dezavantajı taşınmak zorunda kaldığımda ortaya çıktı. Kimseyi tanımıyordum ve bir oda arkadaşı bulmak için kumar oynamak zorunda kaldım. Şansım yaver gitti ve Batın’ı buldum. Batın hayal edebileceğiniz en iyi adamdı. Ortanın biraz üstünde refahı olan gayet güzel bir aileden geliyordu. Lisede yıldız bir atletti ama son futbol maçında sakatlandığı için üniversite takımına girme şansı kalmamıştı. Buna rağmen

Batın’ın hayata bakış açısı o kadar iyiydi ki, sakatlık sadece hafif bir raydan çıkma gibi görünüyordu. Üniversiteye tam bir spor yönetimi bursuyla geldi ve şu anda farklı erkek spor takımlarını eğitmek ve yönetmek için her bir koçla rutin olarak çalışıyor. Tam bir sporcuydu. Batın’ın oda arkadaşı olmanın avantajları vardı. Spor tesislerine yakın olduğu için daha güzel yurtlardan birine atandık. Odalar yakın zamanda yenilenmişti, yani her şey yeniydi. Eşyalarımızı sığdırmak için hala bir ranzaya sahip olmamız gerektiğinden, büyük odalar değildi, ama güzellerdi. Odalarla ilgili bir diğer harika şey de her yurt odasının kendine ait banyosunun olmasıydı. Üniversitedeki erkek yurtlarının çoğu her salon için ortak bir duşu paylaşıyordu ve birkaçı bir banyoyu paylaşan iki yatakhane ile bir süit tasarımında kurulmuştu, ancak bunlar bile nadirdi. Bu yüzden, yurt ve oda arkadaşım söz konusu olduğunda gerçek bir kazanan olduğumu hissediyordum. Nisa o kadar şanslı değildi.

Oda arkadaşı olarak korkunç bir insan buldu. Nisa’nın oda arkadaşı Ayfer kampüsteki en dağınık, en sürtük kız olarak bilinmesi ve okulun ilk altı haftası içinde Nisa’nın Ayfer’in uyuşturucu kullandığından ve pek de iyi olmayan bir grupla takıldığından şüphelendiği için onunla ortak tuttuğu eve gitmek istemiyordu. Nisa tüm zamanını benim yatakhanemde geçirmeye başladı. Orada ders çalışıyor, orada uyuyor, orada yemek yiyor, kısaca orada yaşıyordu. Batın bu konuda harikaydı. Hiç umursamadı ve Nisa’ya her zaman hoş karşılandığını hissettirdi. Batın çok derin uyurdu ve Nisa’yla gece kaçamaklarımız onu hiç uyandırmazdı. Spor takımlarının her biriyle çok seyahat ederdi ve hafta sonları nadiren yurtta olurdu. Eğer ders çalışırsa, bunu spor salonuna bağlı bir çalışma salonu olan spor salonunda yapardı. Burası sporcuların özel ders ve çalışma için kullanmaları için düzenlenmişti. Batın yatakhaneyi sadece geceleri uyumak ve sabahları duş almak için kullanırdı ama bu bile bizi hiç rahatsız etmezdi. Batın’ın dersleri erkendi, bu yüzden her zaman erkenden duş alıp, ikimiz de uyanıp kıpırdamadan kapıdan çıkmış olurdu.

Batın’la ilgili en tuhaf şey sadece spora odaklanmış olmasıydı. Tipik sporcu tipi değildi. Yani bir sporcu gibi görünüyordu. 182cm boyunda, kaslı, siyah saçları ve onu son derece erkeksi yapan keskin bir çene çizgisi vardı ama tek derdi spordu. Kız arkadaşı yoktu, eve kimseyi getirmezdi ve bildiğim kadarıyla hiçbir zaman partiye gitmedi ya da bir kızın yurduna gitmedi. Etrafındaki kızlar için bir yıldızdı resmen ve derslerimizin aynı olduğu bir sınıfta kızlarla konuşurdu, ancak hiçbirine aşırı derecede bağlanmazdı. Ne zaman özlese, kızlar hep onu sorar ve o etraftayken hepsi flört ederdi. Ama o hiçbir zaman en ufak bir ilgi göstermezdi. Bir parçam onun saf, dindar ya da belki de eşcinsel olup olmadığını merak ediyordu. Sanırım hikayemin geri kalanı ortaya çıktığında beni bu kadar şaşkına çeviren şey bu gözlemdi. Sıradan bir Perşembe gecesiydi.

Nisa ve ben yerde oturmuş film izliyorduk. Batın’ın yatakhaneye geldiğini duyduğumda saat dokuz civarıydı. Onun için çok erken bir saatti, çünkü Batın her gece spor tesislerinin kapandığı saat olan 10:30’a kadar eve dönmezdi. Yatağının kenarına otururken Batın daha önce hiç görmediğim bir şekilde stresli görünüyordu. (Alt ranzada yatıyordu.) “Sorun ne Batın?” Nisa, ben daha bir şey söyleyemeden sordu. “Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim, bu gece için neredeyse bir otel odası tutacaktım, ama biraz nakit sıkıntım var, o yüzden sizden bir iyilik isteyeceğim.” Batın bizden bir iyilik isteme konusunu açarken gergin ve tedirgin görünüyordu. “Elbette, ne olursa!” Dedim. “İstatistik dersim pek iyi gitmiyor. Seyahat nedeniyle birkaç dersi kaçırmak zorunda kaldım ve profesör harika ama ben anlayamıyorum. Dün ortalamama baktım ve ancak C alabildim. Burslarımı devam ettirebilmek için ortalamamı en azından B’ye yükseltmem gerekiyor.”

“Kanka, hiç bilmiyordum. Bizim yapabileceğimiz bir şey var mı ? neden daha önce söylemedin ?” Toplayabildiğim tüm samimiyetimle söyledim. Batın bana karşı çok iyi davranmıştı ve ben de onun için elimden gelen her şeyi yapmak istiyordum. “Yarın sınıf için hazırlandığımız dört sınavdan birine gireceğiz. İlkinde çuvalladım ve buna çalışmak için elimden geleni yapıyorum, yani sanırım hazırım ama gerçekten iyi bir uyku çekmem gerekiyor. Ve…” diye kekeledi, “Sormaktan nefret ediyorum ama sadece bu gece için Nisa kendi yurt odasında kalabilir mi?” İkimiz de ona bakakalmıştık. İkimiz de Nisa’nın yurda dönmek zorunda kalmasını istemiyorduk. Oraya gittiğinde nelerle karşılaşacağını kim bilebilirdi ki? Beynim farklı alternatiflerle çalkalanıyordu ama hiçbir şey bulamıyordum. “Biliyorsun,” diye devam etti, “Nisa’nın kalmasına hiç itirazım yok, ama bu gece uyandırılmayı göze alamam. Yarın son derece önemli.” “Seni daha önce hiç uyandırdık mı?” Nisa derin düşünceler içinde sordu. “Hayır.” “Bak o zaman senin için her şeyi yaparım, çünkü burada kalmama izin verdiğiniz için çok teşekkür ederim ama yurtta gerçekten çok kötü durumdayım. Seninle aynı saatte yatacağımıza ve son derece sessiz olacağımıza söz versek nasıl olur?”

Batın özür dileyerek, “Beni hiç uyandırmadığınızı biliyorum,” diye karşılık verdi, “Bir kez bile uyandırılsam tekrar uyuyabilir miyim bilmiyorum.” “Seni uyandırmak istemeyiz tabikide kanka, bütün gece çok sessiz olacağız. Hepimiz aynı saatte yatacağız.” diyerek söz verdim. Nisa da ben de gece kuşuyduk, bu yüzden böyle bir söz bizim için çok önemliydi. “Peki ya şöyle yapsak” dedim, “Eğer ranzada gıcırtı veya ses yapıp seni uyandırırsak, o zaman yerde de uyuyabiliriz.” “Bilmiyorum kanka,” dedi Batın. “Bak, sana daha iyisini yapacağım. Eğer Emir ya da ben seni uyandırırsak, söz veriyorum buradan ayrılıp yatakhaneme geri döneceğim,” diye ekledi Nisa. “Siz beni uyandırdıktan sonra çok geç olabilir çocuklar. Sormak zorunda kaldığım için gerçekten üzgünüm.”

“Tamam, seni uyandırmayacağımızdan o kadar eminim ki, eğer seni uyandırırsak bizzat ben gelip yanında yatıcam ve seni uyutucam” dedi Nisa gülerek. “Yani Batın sen tanıdığım en ağır uyuyan insansın. Pearl Harbor filminin tamamını izledik ve sen tüm film boyunca yatağında uyudun ve bu şimdiye kadarki en gürültülü filmdi.” “Biliyorum.” Batın bir an için şaşkın görünüyordu. “Tamam, işte anlaşma. Hepimiz hemen şimdi yatacağız. Eğer herhangi bir nedenle beni uyandırırsanız, Nisa yatakhanesine geri dönecek ya da benim yatağımda benimle birlikte yatacak, böylece siz ikiniz ayrılmış olacaksınız ve ben yine de tam bir gece uykusu çekebileceğim.” “Anlaştık,” Nisa elini uzattı ve Batın’ın elini sıktı. Bu anlaşmanın benim için iyi olduğundan pek emin değildim ama ben itiraz edemeden Batın ayağa kalktı ve yatmaya hazırlanmak için banyoya yöneldi. “Nisa, ne yapıyorsun sen?” Banyo kapısı kapanır kapanmaz söyledim.

“Emir, onun asla uyanmayacağını biliyorsun. Ayrıca, bir geceliğine onunla aynı yatakta yatmamın ne zararı olur ki? İkimiz de onun sadece sporla ilgilendiğini kadınlarla pek işi olmadığını biliyoruz ve eğer bu gece burada kalacaksam bir yolunu bulmalıydım, kendi yatakhanemde kim bilir nelerle yüzleşmek zorunda kalacaktım, bu yüzden bu söze değdi.” “Tamam, sanırım.” Kekeledim. Nisa hızla odanın köşesine geçti ve Batın banyodan çıkmadan önce her zamanki uyku kıyafetini, ipek bir atleti ve ona uygun kısa bir şortunu giydi. Gerçekten çok ateşli gözüküyordu. Kabarık doğal kıvırcık kahverengi saçları etrafında sallanıyordu ve atleti ve şortu sahip olduğu her kıvrımı gösteriyordu. bu pembe şortu en sevdiklerimden biriydi. Ranzanın kısa merdivenini hızla tırmandı ve kendini yatağıma, yorganımın altına attı. Battaniyenin altına girer girmez banyonun kapısının açıldığını ve Batın’ın üzerinde sadece bir çift basketbol şortuyla dışarı çıktığını duydum. Yatağının kenarına otururken, “İyi geceler,” dedi. Yüzündeki stres ifadesi hala gitmemişti.

“Her şey yoluna girecek Batın. Sınavda çok başarılı olacaksın. Endişelenme,” dedim. Sepetime doğru ilerleyip kot pantolonumu ve tişörtümü çıkarmaya başladım. “Biliyorum.” Bana gülümsedi, “İyi geceler Nisa.” dedi ve Basketbol şortunu çıkarıp üzerinde sadece boxer’ıyla çarşafın altına yuvarlandı. “İyi geceler.” Ben de boxerım dışındaki giysilerimi çıkardım ve Nisa’ya katılmak için merdivenden yukarı tırmandım. Batın’ın yatağının başucundaki lamba hâlâ açıktı, normalde uyurken onu açık bırakırdık. Nisa’nın yanına uzandım ve gülümseyerek ona baktım. Konuşamayacağımızı ya da gürültü yapamayacağımızı biliyorduk, bu yüzden ikimiz de olabildiğince sessiz ve hareketsiz yatıyorduk. Orada öylece yatmak ve bir memeyi avuçlamamak ya da parmağımın aşağı kaymasına engel olmak zordu, ama hareketsiz kaldım. Yaklaşık yirmi dayanılmaz dakikadan sonra, ikimiz de beklediğimiz şeyi duyduk. Batın’ın nefes alış verişi ağırlaştı ve yumuşak, hafif horultusu kulaklarımıza kadar geldi.

Nisa’ya baktım ve tekrar gülümsedim. Elim yavaşça ipek atletinin altından yukarı çıkmaya başladı. Gözlerimin içine baktı ve atletin daha kolay çıkması için vücudunu hareket ettirerek gülümsedi. Hedefimi buldum ve yavaşça meme ucunu ovmaya başladım. Nefes nefese kaldı ve sonra nefesini tuttu. “Dur,” diye fısıldadı. “Söz vermiştik.” “Biliyorum ama bu yatakta sana dokunmadan yanında yatamam. Bu yüzden onun yatağında olman fikrinden hoşlanmadım. İnsan nasıl karşı koyabilir ki?” “Kapa çeneni.” Nisa ‘da bana dokunmak için dirseğini yukarı doğru iterek hareket etti ve eli yavaşça sikimi kavramak için hareket etti. “Oha, hemen sertleşmişsin.” dedi, “Yine ilk seferimizmiş gibi davranalım,” diye kulağına fısıldadım. Sikimi okşaması ilerledikçe nerdeyse inleyecek kıcama gelmiştim. “Asla ilk seferimmiş gibi davranamam” diye fısıldadı, “birbirimizin bekaretini aldığımız zaman benim için çok acı vericiydi ve hiçbir şekilde sessiz değildim.” Yorumuna kıs kıs güldüm ve ilk seferimizi düşündüm. “Ben de sessiz olduğumu sanmıyorum, ama çabucak bittiğinden ve hemen uyumaya gittiğimizi hatırlıyorum” dedim.

Cevap vermedi, sadece zaten zonklayan sikimin üzerindeki hızını artırdı. Sonra yavaşça aşağı indi, yüzü azgın sikime yaklaşırken elim meme ucundan kaydı. Boxerımın lastiğini geri çekti ve bana gülümsedi. Sakso Nisa’nın bana sık sık yaptığı bir şey değildi, bu yüzden ikimiz de bunun özel bir hediye olduğunu biliyorduk. Nisa ve ben şimdiye kadar sadece birbirimizle yatmıştık, bu yüzden sahip olduğumuz her fanteziyi keşfetmiştik. Oral seks benim sevdiğim, onunsa hoşlanmadığı bir şeydi.

Ağzı sikimin başına sarılıp dilini en hassas yerimde gezdirirken nefesim kesildi ve yüzümü kapatmak için yastığıma sarıldım ama kazayla yastığı tutmak yerine yataktan düşürdüm. “Hassiktir.” Nisa fısıldadı ve peşinden atladı ama artık çok geçti. Yastık Batın’ın yan sehpasının üzerine düştü ve her şeyin dağılıp yere saçılmasına neden oldu. Çalarsaatinin alarmı aniden çalmaya başladı ve gürültülü bir sesle odada yankılandı.

Nisa çabuk davrandı.Yataktan atladı ve saati yakalayıp susturmaya çalıştı. Sonunda susturdu ve tekrar alt ranzaya baktı. “Ayy Batın çok üzgünüz.” Batın’ı göremiyordum ama Nisa’nın sözleri bana bilmem gereken her şeyi anlatıyordu. Oda arkadaşımı uyandırmıştık. “Batın, sen uyuduktan sonra biraz şakalaşıyorduk, seni uyandırmak istememiştik.” Batın tek kelime etmedi ama Nisa odadayken hiç yapmadığı bir şeyi yaparak boxerıyla yatağından kalktı ve doğruca banyoya gitti. Nisa’da ben de şaşkın şaşkın bakakalmıştık. Nisa bana baktı ve sonra yavaşça her şeyi yan masaya geri koymaya başladı. Ona yardım etmek için ayağa kalktım. İkimizin de eşyalarımızı alıp bu gece kalacak başka bir yer bulmamız gerektiğini biliyordum. Neredeyse merdivene varmıştım ki Batın üzerinde sadece boxer’ıyla döndü. Yüzünde daha önce ondan hiç görmediğim bir duygu vardı. Öfke. “Bunun olacağını biliyordum ben, biliyordum ve bu konuda medeni olmaya çalıştım.

“Üzgünüz kanka.” dedim ama Batın karşılık verdi: “Bakın, onun kendi yurt odasına dönmesini neden istemediğinizi anlıyorum ama sadece bir geceliğine ellerinizi birbirinizden uzak tutamaz mıydınız? Bir kez olsun neyin önemli olduğunu düşünemez miydiniz? Her şey için ne kadar çok çalıştığımı görmüyor musunuz? Önemli olana odaklanabilmek için şu anda kızlara bakmaktan bile nasıl vazgeçtiğimi görmüyor musunuz? Tek yaptığım sizden bir gece istemekti, amk.” “Batın, biz gidiyoruz. Gerçekten çok üzgünüz!” Merdivene ilk ayağımı basarken söyledim. Nisa daha önce duymadığım kadar sert bir sesle, “Hayır,” dedi. “Batın özür dileriz. Haklısın, daha çok çabalamalıydık ama gitmiyoruz. Söylediğim gibi yapacağım ve seninle yatacağım.” Nisa elini ranzanın üst katına doğru uzattı ve kendi battaniyesini alarak “Batın kendi battaniyesinin altında uyuyacak, ben de kendi battaniyeme sarınıp uyuyacağım.” Bunu söylemesinin sebebi benim kıskançlığımı dindirmek ve ikisinin aynı battaniyenin altında uyumak zorunda olmadan ve birbirlerine yakın olmadan uyuyabileceklerini göstermekti. Batın’da ben de hiçbir şey söylemeden ona baktık. “Peki, geç bakalım yatağa!” diye söyledi Batın.

Önce Batın yatağa girdi. Çarşaf seslerini ve rahatlama seslerini duydum. Nisa bana baktı, gülümsedi ve sonra yatağında Batın’a katıldı. Bir ayağım hâlâ merdivenin üzerindeydi ama arkama yaslanıp tavana baktım. Zihnim neler olabileceği konusunda yarışıyordu. Odayı sessizlik doldurmuştu ve kalbim boğazımda atıyordu. İçten içe hiçbir şey olmayacağını biliyordum ama ben üstlerindeki ranzada yatarken Nisa’nın oda arkadaşımla aynı yatakta olmasını kıskanmaktan kendimi alamıyordum. Masamıza bir göz attım ve yazıcımın üzerinde duran web kameramı gördüm. Başucumdaki rafta şarjda duran telefonumu çıkardım. Kodumu girdim ve telefonumdaki kamera uygulamasını hızla açtım. Web kamerasının üzerindeki yeşil ışığın kırmızıdan yeşile dönmesini izledim. İkisinin de fark etmemesi için nefesimi tutarak bekledim, çünkü ona güvenmediğimin Nisa’yı inciteceğini biliyordum. Aşağıdan bir ses gelmeyince yüzüstü yuvarlandım ve kamerayı yukarı çektim. Uygulamayı telefonumdan görüntülemek için daha önce sadece bir kez kullanmıştım, bu yüzden kamera görüntüsünün akıllı telefonumun ekranında görünmesini sağlamak birkaç dakikamı aldı. Görüntü mükemmeldi, baştan ayağa tüm yatağın odaklanmış yakın çekim görüntüsü. Ayaklarını engelleyen ofis koltuğunun üst kısmı dışında yatağın her yeri görünüyordu. Nisa battaniyesine sarınmış bir şekilde yatağın dış tarafında uzanmış, kollarını kıpırdatmadan yatağın tepesine bakıyordu. Batın onun diğer tarafında yatıyordu ama eğilmiş dizinden başka bir şey seçemiyordum.

Sonraki otuz dakika boyunca dikkatle izledim ve her ikisinin de yaptığı tek hareket bacaklarını uzatmalarıydı. Uykum gelmeye başladı, önce telefonumun kilitlenip kararmasını izledim, kısa bir süre sonra da gözlerim ve bilincim onu takip etti.

— Beni neyin uyandırdığından emin değilim ama altımdan hafif bir fısıltı duydum. Hemen uyandım ve telefonumun kilidini açtım. Önümdeki görüntü neredeyse aynıydı. Dinlemek için kulaklarımı zorladım.

Nisa Batın’a sessizce. “Umarım seni yine uyandırmamışımdır,” dedi. “Hayır, ama ne yazık ki uyuyamıyorum,” diye fısıldadı Batın. Başımı kaldırıp saate baktım. Saat 11:38’di ve Batın’ı uyandırdığımızdan bu yana neredeyse iki saat geçmişti. Suçluluk duygusu içime saplandı. “Her neyse sorun değil. Bu sınav için gerçekten çalıştım ve birazdan uyuyacağım, ama bir sorum var. Şu battaniyeleri yataktan çıkarmamın bir mahsuru var mı? yanıyorum çok sıcak.” dedi Batın. “Tabi çıkarabilirsin” dedi Nisa. “Oda çok sıcak ya. Az önce tuvalete gittiğimde dereceyi kısmıştım. Emir’i kontrol ettim. Sıcaktan habersiz baygın yatıyor.” dedi Nisa. Battaniyeleri üstlerinden atmalarını ve hareket etmelerini izledim. Batın, Nisa’ya bakacak şekilde yan yattı, böylece Nisa’nın üstünden Batın’ın büyük bir kısmını görebiliyordum. Nisa’da aynı pozisyonda yatıyordu ama battaniyesi yoktu artık, ipek atleti göğüslerinin kabarıklığını vurguluyordu. Yan yattığını görene kadar birbirlerine ne kadar yakın olduklarını fark etmemiştim. Yine benim yanıma gelmesini istedim, çünkü o kadar seksi görünüyordu ki…

Dirseğinin üzerine kalkarak “Uykuya dalmak için bildiğin bir yöntem var mı?” Batın sordu. Nisa: “Keşke bilsem, uykuya dalmakta her zaman sorun yaşamışımdır. Tekrar kalkıp Emir’in yanına gitmemi ister misin? O uyuyor ve onu uyandırmayacağımdan oldukça eminim.” Batın: “Hayır, uyandırırsın,” dedi dürüstçe. “Birazdan uyurum zaten.” Nisa : “Uyuyamadığında genellikle ne yaparsın Batın?” Batın’ın yüzünden hızlı bir gülümsemenin geçtiğini ve hafiften utandığını gördüm ve “Ah, bilmiyorum.” dedi. Nisa : “Yalan söylüyorsun. Yüzündeki o gülümsemeyi gördüm. Ne yapıyorsun söyle bakiim?” Batın : “Şey, bu utanç verici,” diye kıkırdadı.
Nisa: “Söyle ama yaaa” diye ısrarcı bir tavırla Batın’ı kolundan sallıyordu. Batın sonunda kafasını kaldırdı, yüzü kıpkırmızıydı. “İçimdeki sütü çıkarırım.” Nisa şaşkın bir sessizlik içinde onun ne dediğini anlamaya çalıştı. Nisa : “Yaa Batınnn!” Nisa elleriyle yüzünü kapattı. “Yaptığının bu olduğuna inanamıyorum. Git tuvalete koş ve şu sorunu hallet.” Batın : “Asla, ne yapacağımı bildiğin halde sence onu yapar mıyım.”

Altımda yumuşak bir kahkaha duydum. Başımı öne eğdim. Bu konuşmanın nereye gittiğine inanamıyordum. Durmalarını istedim ve neredeyse boğazımı temizleyecektim ama tam kamerama dönüp baktığımda Batın ne dediğini anlayamadığım bir şey söyledi. Nisa’da kızardı ve gülerek başını ondan yana çevirdi. Sıra dışı bir şey olup olmadığını anlamak için yüzümü kameraya yaklaştırdım. Nisa’nın kollarını kavuşturmasını izledim, göğsü istemeden de olsa atletini daraltıyordu. İpek kumaşın altında meme uçlarının dikleştiğini gördüğüme yemin edebilirdim. Tekrar ona baktı. Nisa: “Gerçekten üzgünüm, seni uyutmadık. Lambayı kapatırsam uyumana yardımcı olur mu?” Yatağın içinde kıpırdanarak sordu. Batın : “Ben kapatırım,” diyerek lambaya doğru uzandı ama ulaşamadı. Yüzü Nisa’nın yüzüne birkaç santim yaklaştığında eğildi ve birden dudakları kilitlendi. Tutkuyla öpüştüler, yüzlerini birbirlerinin ağzına bastırdılar. Nisa önce gergin bir kıkırdama atarak ayrıldı.

Batın’ın gözlerinin içine baktı ve o da Nisa’nın yüzüne baktı. Batın onun üzerindeydi, gövdesi göğsüne yaslanmıştı. Nisa onu itecekmiş gibi elini kaldırdı ama onun yerine parmaklarını Batın’ın dağınık siyah saçlarında gezdirdi. Batın tekrar eğildi ve onu öptü. Dudaklarının şapırdama seslerini duyabiliyordum ve sonra aniden sessizlik oldu. Kameraya baktım ve Batın’ın dilinin Nisa’nın dudaklarını işgal edişini izledim. Kalbimin göğsümde attığını hissettim ve aşağıda duyup duymadıklarını merak ettim. Çığlık atarak ayağa fırlamak istedim ama kendimi donmuş hissettim. Hareket edemedim. Kulaklarım ipeğin şıpırtısını duydu. Nisa’nın gecelik takımında geceleri yaptığım keşiflerden çok tanıdık gelen bu yumuşak kayma sesi beni çıldırtıyordu. Batın’ın ellerinin Nisa’nın atletini yukarı doğru hareket ettirmeye başlamasını izledim. Önce karnının üzerinde durdu ve kumaşı yukarı doğru iterek düz karnını ortaya çıkardı.

Sonunda Batın’ın elleri hazinelerini buldu, avuçları Nisa’nın ipek kaplı göğüsleriyle doldu, parmaklarıyla nazikçe sıkarak ihtiyacını zevkle ortaya koyuyordu. Batın’ın elleri kızın göğsünün kabarıklığına kuvvetle bastırırken öpüştüklerini hâlâ duyabiliyordum. Nisa’nın yatakta birden çırpınışını gördüm ve Batın’ın diğer elinin Nisa’nın götünde olduğunu ve okşadığını gördüm. Nisa’nın ellerinden biri Batın’ın göğsüne dayanmış, diğeri de saçlarını okşuyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Bana bunu yaptıklarına inanamıyordum ve ne kadar kızgın hissetsem de felç olmuştum, hiçbir şey yapamıyordum. Ne bedenim ne de zihnim tepki veriyordu. Batın altımda Nisa’nın vücudunu keşfetmeye devam ederken ben sadece acıya, ihanete odaklanabiliyordum. Birden yatak sallanmaya başladı ve ritmik bir şekilde gıcırdamaya başladı. Telefonumdan izledim ve Batın’ın kendini Nisa’ay doğru tempolu ama yavaş ittiğini gördüm. Batın’ın üzerinde sadece bir çift boxer olduğu için, Nisa’nın şüphesiz onun sert aletini hissedebileceğini biliyordum. Eli Batın’ın başından omuzlarına doğru inerken, Nisa’nın bundan ne kadar zevk aldığını merak ettim.

Batın Nisa’nın dudaklarını öpmeyi bıraktı ve boynuna doğru sokuldu. Nisa sırtını dikleştirdi ve başını arkaya yatırdı. Batın ağzıyla ve diliyle Nisa’nın köprücük kemiğinde gezinirken ve elleri göğüslerini ve kıçını avuçlamaya devam ederken, Nisa’nın gözleri açık bir şekilde zevkle kapandı. İşte o zaman acının ve öfkenin etkisiyle penisimin sertleşmeye başladığını hissettim. Neden tahrik olmuştum? Kıpırdamadan telefonuma bakarak yüzüstü yatmaya devam ettim. Elimi penisime götürmeyecektim; bundan tahrik olmayacaktım. Vücudum bana ihanet etti ve penisim tam boyuna doğru büyümeye devam etti ve bunun için kendimden nefret ettim. İpeğin şıpırtısını duydum ve tekrar önümdeki ekrana odaklandım. Batın’ın elleri Nisa’nın göğsünden aşağı kaymıştı ve şimdi atletinin kumaşının altından geçiyordu. Bir eliyle onları yukarı itti ve Nisa’nın göğüsleri aniden ortaya çıktı. Güzelliğini seyretmek için boynunu öpmekten vazgeçti. Bir kıskançlık hissettim, uzun zamandır sadece benim olan bir şey şimdi atletik oda arkadaşım için sergileniyordu. Nefes nefese kaldı ve sonra ağzını onlara doğru indirdi.

Başı hala zevkle geriye atılmış olan Nisa, Batın’ın ağzı hassas meme ucuyla temas ettiğinde duyulabilir bir nefes aldı. Batın’ın elinin şimdi Nisa’nın şortunun içinde olduğunu gördüm. Lastiğin altından geçerken izledim ve tekrar nefes aldığını duydum. Onun amını bulduğunu biliyordum. Hala kendisini Nisa’ya doğru ittirirken yatak hâlâ ritmik bir şekilde hareket ediyordu. Ağzı tekrar dudaklarına gitti ve onu öptü, ama Nisa gözlerini açıp onunkilere bakarken dudaklarını ısırarak öpücüğü kesti. Yüzündeki zevk, parmaklarının artık amının içine kaydığını anlamamı sağladı. Penisimden zevk suyu sızmaya başladığını hissettim. Ona dokunmamıştım ve hala dokunmayacağımı kastetmiştim. Nisa daha yüksek sesle inledi ve Batın dudaklarını göğsüne döndürürken Nisa başını geriye attı. Parmakları konusunda herhalde yetenekliydi, çünkü Nisa derin, gırtlaktan zevk iniltileri çıkarmaya devam ediyordu. Yatağın ritmi değişti ve artık Batın’ın parmaklarının sabit bir tempoda Nisa’nın içine girip çıktığını biliyordum.

Batın’ın elini yavaşça Nisa’nın şortunun içinden çekmesini dikkatle izledim. İpek şortunu aşağıya doğru itti ve Nisa’nın ayağa kalkarak şortu vücudundan çıkarmasına yardım etmesini izledim. Batın çıplak vücudunun tüm görüntüsünü içine çekerek ona baktı. Kolunu altından çekti ve atletini çıkarmasına yardım etti ve aynı rahatlıkla yatağın yanına yere bıraktı. Sonra Nisa heyecanla kontrolü ele aldı. İki eliyle Batın’ın başını iki yandan kavradı ve tutkulu bir öpücük için onu kendine çekti. Dilleri birbirine dolandı ve en yakın dostumun elleri sevgilimin en mahrem yerlerine gitti. Sanki bir rüyadaymışım gibi, elinin yavaşça onun vücudunda gezinmesini izledim. Batın’ın vücudunu kaldırdığını gördüm, böylece şimdi dizlerinin üzerine çökmüş, Nisa’yı öpüyor, okşuyordu. Nisa’nın eli, Batın’ın kaslı karın kaslarının üzerinde durdu. Bir Yunan tanrısı gibiydi, vücudu mükemmel bir şekilde şekillendirilmiş ve yontulmuştu, Nisa’nın her zaman onu kıskandığımı bildiği bir şeydi. Nisa’nın iki elinin birden Batın’ın boxerına doğru kaymasını izledim.

Batın, Nisa odada varken her zaman mütevazı olmuştu. Battaniyenin altına girene kadar her zaman boxer’ının üzerine basketbol şortu giyerdi ama şimdi Nisa ‘nın ellerinin Batın ‘ın boxerının lastiğine kadar inişini izlediğimde, lastiğin kıvrıldığını gördüm. Gözlerimi kapatıp derin derin nefes alarak bunun bir an önce bitmesi için dua ettim. Lastiğin şaklaması gözlerimi tekrar açmamı sağladı. Nisa’nın elleri şimdi Batın’ın boxerının altındaydı, ama sikine uzanmak yerine kalçalarındaydı. Yavaşça ellerini hareket ettirdi, böylece tek bir kolay hareketle boxer’ını aşağı itti. Batın’ın sırtını eğmesi ve kalçasını ona doğru yaklaştırması gerekti, böylece Batın’ın üzerinden çıkmış olacaktı. Batın’ın aletini gördüğümde neredeyse onlar kadar yüksek sesle nefes aldım. Görmeyi umduğum küçük penisten başka bir şey değildi. Ama asıl olan kaba bir bira şişesi gibi kız arkadaşımı dürtüyordu. Ortalama 18 santim uzunluğunda ve kalın bir penisi vardı.

Ama bu Nisa’nın şimdiye kadar görmediği bir manzaraydı. Hâlâ öpücüğüne dalmış olan Nisa’nın gözleri kapalıydı, elleri hâlâ Batın’ın çıplak belindeydi. Batın öpücüğünü geri çekti ve Nisa’nın göğsüne doğru eğildi. Nisa başını kaldırarak Batın’ın meme uçlarını çekiştiren ağzını izledi. Sonra sağ eliyle Batın’ın başını kendisinden uzaklaştırdı ve sikine baktı. Nefesinin kesildiğini duydum ve kalbim mümkün olduğunu düşündüğümden daha derinlere battı. “Batın,” diye boğuk bir sesle nefes aldı. Elleri şimdi onun sikini ahlaksız bir hayvan gibi kavramak için hareket ediyordu. Batın oturduğu yerden Nisa’nın ellerinin onun sikinin üzerinde aşağı yukarı hareket edişini izlerken, sevgilim onu çıldırmış bir şekilde ileri geri yapıyordu. Batın gözlerini kapatarak sevgilimin onun sikiyle oynamasının tadını çıkarıyordu ve ben daha ne olduğunu anlayamadan Batın zevkten geri çekildi, Nisa’yı yatağa geri itti ve vücudunu onun açık bacaklarının arasına soktu. “Bunu yapmamalıyız,” diye fısıldadı Batın. Sevişmeye başladıklarından beri söylediği ilk sözlerdi bu.

Batın : “Ama duramam, şimdi sana sahip olmadan edemem, çünkü daha önce böyle azgın hissetmedim” dedi. Nisa : ”Ağırdan alman gerekecek. Emir’in siki onun yarısı kadar bile değil.” Sanki kendini onun sikine gömmek istiyormuş gibi vücudunu aşağı doğru itti. Batın eğilip onu öptü ve sonra elini bacaklarının arasına götürdü, vücudunu çevirerek kendini ayarladığını gördüm, böylece siki tam amının üstündeydi. Yavaşça, buzun erimesi gibi onun içine doğru itti. Bir duraklama, ardından önce Batın’ın sikinin başını, sonra da onun müstehcen uzunluktaki sikinin geri kalanını içine almasıyla bir inleme. “Ah Batın, bu çok harika bir his,” diye fısıldadı kulağına, tırnaklarıyla sırtını kavrıyordu. Batın aynı şekilde yavaşça dışarı çıktı ve sonra tekrar içine girdi. Yatak sevişmeleriyle birlikte sallanmaya başladı. Kalçalarım bana daha fazla ihanet ederek onun hızına uymak için yukarı ve aşağı hareket etti ve ben de yatağa sürtünmeye başladım. Öfke ve acının altında kendi şehvetimin döndüğünü hissettim. Batın’ın kıçının sıkılıp gevşemesini, sikini bir o yana bir bu yana hareket ettirmesini çaresizce izledim.

Kız arkadaşım’ın vücudu onun itişlerine karşılık olarak kendini itti ve ayarladığı yavaş ve istikrarlı ritim sesli ve hızlı bir tempoya dönüştü. Nisa benim için hiç inlemediği kadar yüksek sesle inledi. Hızı tekrar hızlandı. Ona daha derinden ve hiç sahip olmadığım kadar güçlü bir şekilde soktu. Taşaklarını onun derinliklerine pompaladı. Sevgilim inledi ve başını geriye attı. Kendini onun vücudundan uzak tuttu ve göğüslerinin altlarında zıplamasını izledi. Sanki nöbet geçiriyormuş gibi kıvranıyor ve kıpırdanıyordu ama yüzü saf bir şehvetle boyanmıştı. “Batın,” sesi neredeyse çok yüksek çıkıyordu, “Batın, beni dolduruyorsun.” ”Ohh çok güzell, Batınn.” İnlemeleri kendinden geçme çığlıklarına dönüştü ve sonra gerçekten çığlık atmaya başladı, kulaklarım anlaşılmaz kelimeler duyarken Batın pompalamaya devam etti ve ikimiz de dalga dalga gelen orgazmın ona çarpmasını izledik. Gözlerime inanamıyordum. Her zaman onu benim orgazm ettiğime inanmıştım, ama Batın’ın onu sikerek orgazma getirmesinin ve onun orgazm olurken nasıl göründüğünü anladıktan sonra benimle sevişirken sahte bir şekilde orgazm taklidi yaptığını anladım.

Nisa’nın Batın’ın altında ezilirken, adını haykırırken, beni uyandırma düşüncesi aklının ucundan bile geçmiyordu. Zalim ve kötü bir işkenceci olan bedenim aniden sarsıldı ve ılık döller boxer külotumdan çarşaflara aktı. Nisa bir başka orgazmın sancıları içinde “evet, evet, evet, sik beni Batın, içime boşal” diye bağırırken bir mide bulantısı dalgası hissettim. Batın için de artık vakit gelmişti. Birkaç porno dışında hiç görmediğim bir hızla Nisa’nın içine girdi ve sonra kendisi de bağırdı, gözleri gözle görülür bir şekilde kafasının içinde yuvarlandı ve döllerini oruspu kız arkadaşımın amına boşalttı. Nisa onun altında inliyordu. Batın, müstehcen uzunluktaki penisini uyuyan bir yılan gibi çırpınarak sevgilimin içinden çıkardı. İkisi de yan yana uzanmış, göğüsleri inip kalkıyordu. Onları izledim, içim içime sığmıyordu. Gözlerim yaşlarla doldu. Nisa’nın burnunu çektiğini duydum ve ağladığını anladım. Batın ona doğru eğildi ve bir damla gözyaşını sildi. “Bunu yapmamalıydık,” diye fısıldadı. ”Haklısın, yapmamalıydık.”

”Ama Emir’in bunu öğrenmesine asla izin veremeyiz,” dedi kararlılıkla. “Hayır, ona asla söylemeyeceğiz ve bunu bir daha asla yapmayacağız. Hadi giyinip uyuyalım.” Yataktan kalktı ve boxer’ını yerden aldı. Batın Nisa’nın gözlerini kuruladı ve önünde sallanan penisini izledi. Boxerını tekrar giydi ve yatağa geri döndü. Nisa hareket edip pijamalarını tekrar giydi ve battaniyeyi bir kez daha etrafına sardı. Yatağa geri uzandı ve Batın’dan uzaklaştı. Gözyaşlarım yüzümden aşağı akıyordu ve acımdan ağlayacak gibi oluyordum. Her ikisi de gözlerini kapatıp yavaşça uykuya dalarken bir on dakika daha onları izledim. Yakın zamanda tekrar uyumayacağımı biliyordum, tıpkı izlediğimi onlara asla söylemeyeceğimi bildiğim gibi, çünkü canımı ne kadar yakmış olsa da içten içe her dakikasından zevk aldığımı biliyordum.