Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

NTC – Yeni bir hayat – 12 Awkward moment

Can’ın hiç beklemediğim bir anda hiç beklemediğim bir ciddiyet ile sorduğu soru karşısında ne diyeceğimi nasıl davranacağımı bilemez olmuştum. Bana doğru hafifçe dönmüş, vücutlarımız arasında zaten çok az olan mesafeyi sıfırlamış bedenini bedenime değecek kadar yakınlaştırmıştı. Kendimi Can’ın iri vücudu ile tezgahın arasında sıkışmış hissediyordum. Sağ eli ile sağ omzumdan başlattığı hassas bir dokunuşu okşamaya dönüştürerek kol içimden bileklerime doğru hareket ettiriyordu. Tezgahın üzerinde duran elimin üstünde Can’ın sikinin temas ettiğini hissettim. Tek bir parmağımı kıpırdatmaya cesaret edemiyordum, bırakın elimi kıpırdatmayı nefes almaya cesaret edemediğim için soluğumu tutmuştum. Siki taş gibi sert değildi, inmiş de değildi. Parmaklarımı oynatmadan bu sikin şeklini, dokusunu hissetmek için anlamsız ve karşılığı olmayacak hareketsiz bir çabanın içerisindeydim. Omzumdan aşağıya doğru inen eli, bileğimi de hızlıca geçerek hala elimde tuttuğumu unutmuş olduğum kitabı elimden almıştı. Salak kitap!

Can; beni tezgaha yatırıp sertçe açtığı bacaklarımın içine o koca sikini yerleştireceğini düşündürtmüş, bunun hayalini kurmama izin verecek kadar uzun bir süre boyunca adeta benimle oynamış ve ardından sanki az evvel yaşananlar yaşanmamış, söylenenler söylenmemiş gibi elindeki kitabın arkasına bakarak alelade bir sohbeti devam ettiriyormuş gibi:

C: “Bu kitabı okuduğumu hatırlamıyorum”

diyerek dudaklarımı titrek ve ateş basmış bir halde yarı açık bırakmıştı. Vücudum hala kaskatı haldeydi ve ben hareket etmeye cesaret edemiyordum. Sanki uykumda bir karabasan çökmüştü de üstüme, ne kadar istesem de hareket edemiyordum ancak sanki kendimi, vücudumun dışından izleyebiliyormuş gibi bu durumdan kurtulmam gerektiğinin de bilincindeydim.

Eğer beni tezgaha yatırıp az evvel tasvir ettiğim gibi sikseydi; vücudumda, beynimde ve düşüncelerimde bıraktığı etki bu kadar büyük olamazdı. Can çok güzel oynamıştı. Ufacık belli belirsiz iki temas noktası ile bacaklarımı titretmeyi çok iyi bilmişti. Şu an onu inanılmaz bir şekilde arzuluyordum. Bildiğim ve bilmediğim onlarca pozisyonda beni sikmesini, altına aldığı vücudumu kendi vücudunun tüm ağırlığı ile ezmesini istiyordum. Gerekirse bunun için yalvarmaya bile hazırdım.

İşin garibi bu duygularımı açıkça söyleyemeyeceğim hatta ima bile edemeyeceğim bir pozisyondaydım. Oynadığı role önce utanç içerisinde bir adam ile başlamıştı. Söyleyeceğim bir şeyin ardından yine o utangaç role bürünerek bana az evvel olanları yanlış anladığımı hissettirebilirdi. Son oyununa ayak uydurarak kitap hakkında gelişi güzel bir kaç kelime edecek olsaydım bir kaç saniye önceki flörtöz haline geri dönerek yine beni paralize edebilirdi. Bu ikilem ve çelişkileri kendi içimde yaşıyor olmak, hislerimi ve arzularımı büyütmekten başka bir işe yaramıyordu. Öyle bir cümle ile ters köşeye yatırmıştı ki beni kendi başına bir soru bile değildi. Ne desem anlamsız olacaktı. Özellikle bana yardımcı olmamak için bu garip sessizliği inatla da sürdürüyordu.

Sanki tutunabileceğim, yaslanabileceğim ve direnç gösterebileceğim ne varsa elimden almak istiyordu. Beni onur, gurur, akıl ve mantık gibi insanlık namına sahip olduğun ne varsa hepsinden kurtarmak istiyordu. Evet! Gurursuzca ve akıl dışı şekilde sikilmek için yalvarmamı istiyor olmalıydı. Lanet olasıca kokusunun da hiç yardımı olmuyor aksine zihnimi bulandırmaktan başkaca bir işe yaramıyordu.

Keşke altımda donum olsaydı bari. En azından bacaklarımın içinden süzüldüğünü hissettiğim ıslaklığın hissinden kurtulmuş olabilirdim. Sahi! Donumu da o orospu arkadaşım çıkarıp almıştı. Beni kocasına siktirmek için bugünün sabahından beri ilmek ilmek bir planı işliyordu sanki. Sessizlik uzarken bakışlarım Tuğçe’ye kaydı. Güzel yüzünü Can’ın heybetli omzuna yaslamış sağ elinin işaret parmağı ile açık düğmeleri arasından kocasının göğsüne daireler çiziyordu. Gözlerinde şehvetli bir merak ile benim ne yapacağımı ne diyeceğimi bekliyor İngilizcede “awkward moment” denen bu garip durumdan kurtarmak için en küçük yardımı esirgiyordu benden.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler