Okuyan herkese merhaba, ismim Nurdan. Başımdan geçen fırtınalı, samimi, heyecan dolu olaylar silsilesinin bir kısmını parça parça sizlere anlatmak istiyorum. Kimileri için inanılmaz olabilecek bu hikaye hayatımın planlanamaz ve sürprizlerle dolu bir kısmını tasvir edecek.
Kendi ismim başta olmak üzere kişi ve şehir isimlerini değiştirdiğimi bilmenizi isterim. Evvela bu değişiklikleri yapıp yapmama konusunda, ardından bu değişiklik hakkında size bilgi verip vermeme konusunda kararsız kaldım. Bu isim değişikliklerinin anlatacağım hikayenin gerçekliğine halel getirmesini, zedelemesini hiç ama hiç istemedim fakat günün sonunda bu konuda okuyucuya dürüst davranmanın daha doğru olacağına ikna oldum.
Anlatacağım hikayeyi gereksiz ayrıntılarla boğmamaya ve akıcı bir üslup kullanmaya çalışacağım. Günlük hayatımda konuştuğum gibi yazmaya çalışacağım. Başımdan geçen olayları sizlere dürüst ve sıkıcı olmayan bir şekilde aktarmak için elimden geleni yapacağım.
2015 yılında 32 yaşımda iken beni bugüne getirmekten başkaca faydasını görmediğim bir evlilik yaptım. Evliliğim süresince başımdan geçen üzücü, kırıcı, yıpratıcı fakat buna karşın beni bugün olduğum insan yapan, kendi ayaklarım üzerinde durma yeteneğini kazanmak zorunda bırakan zevksiz, renksiz 1,5 yılın ardından bu evlilik sonlandı. Boşanmamın ardından geçen bunaltıcı bir kaç hafta sonrası yaşadığım şehir ve hayatın anlamsızlaşmaya başladığını hissettim. Adeta nefesimi kesen derin bir depresyonun içine düşerken boğulduğumu hissediyordum. Başka bir şehre taşınırsam, sanki eskisini geride bırakarak yeni bir hayata başlayabileceğim düşüncesi adeta beynime saplandı.
Bir kaç saat içerisinde şehirden ayrılma fikrine iyiden iyiye kapılmıştım. Geçen her dakika bu fikre daha fazla sarılıyordum. Düşüncelerimi bu fikirden uzaklaştırmayı dahi başaramamıştım. Geçmesi gereken bir kaç saat boyunca da bu fikrin saçmalığına inandırmaya çalıştım kendimi, her açıdan çürütmeye çalıştım ve en nihayetinde en ufak bir çizik bile atamadığımı fark ettim. Aynı günün gecesinde zaten huzursuz ve kırılgan olan uykumdan uyandım. Kafam halen yastıkta, gözlerim fal taşı gibi açık, gayet sakin ve dingindim. Uyandığım saniye ise “Yeni bir hayat” diye fısıldadım kendime. Sonra zihnimi “Tuğçe” ismi doldurdu…
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.