Kuzenlerim Tek Tek Sevgililerim Oldular (Bölüm 1 – Nehir )

Okuyan herkese selamlar, adım Poyraz. Başımdan geçen olayları yapabildiğimce anlatacağım, ilk kez bunları yazıya döküyorum. Kendimden bahsedeyim şu an 24 yaşımdayım, 1.79 boyunda çok kilolu olmasam da belli belirsiz göbekli, ancak yine de orta derece kaslı bir erkeğim, tipik üniversite öğrencisiyim yani. Anlatacağım olayların başlangıcı liseyi bitirdiğim zamanlara denk geliyor. Okulda başarılı bir öğrenci olsam da üniversite için daha iyi bir bölüm ve daha iyi bir yer tutturmak için bir sene sınava hazırlanmayı düşündüm. İki teyzem var ve her ikisinin de iki çocukları var. Ortanca teyzemin iki kızı var, Nehir ve Ada.

Nehir, benden bir yaş küçüktü, neredeyse aynı boydayız. Başımdan geçen olaylar onunla başladı. Nehir bir gece partiye davet edilmişti ancak onun ailesi Nehir’i tek başına göndermiyordu. Kız başına İstanbul sokaklarında gece gece dolaşmasını istemiyorlardı. Nehir buna çok bozulsa da elinden hiçbir şey gelmiyordu, bütün hayatı böyle geçmişti. Ama sonunda ailesini ikna etmişti ve eğer ben de onunla gidersem kabul edeceklerdi. Uzun yalvarmalar sonunda ben de kabul ettim ve gün gelip çattığında evlerinin önüne gidip geldiğimi haber verdim. Dışarı çıktığında karşımda gördüğüm kızı neredeyse tanıyamadım. Siyah uzun bir elbise giymişti, kolları ve koltuk altı tamamen açıktı, sol bacağı elbisenin dışına çıkıyordu, boynundan sarkan uzun kumaşlar vardı ve kollarını sarıyordu bu kumaşlar. O gece ilk kez kuzenime farklı gözle bakmıştım. Neredeyse beraber büyüdüğümüz için benim için hep sinir bozucu küçük kardeşim gibiydi. Yanıma gelip bana sarıldığında memeleri göğsüme baskı yapıyordu. Şimdiye kadar belki de binlerce kez sarılmışızdır ancak hiç bu kocaman memeleri hissetmemiştim. Ben de ona sarıldığımda ellerim sırtına temas etti, elbisenin sırtı da tamamen açıktı. Geri çekildiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Görünüşü beni tahrik etmeye yetse de bozuntuya vermeden gülümsedim. “Nehir hanım bu elbise ne böyle, yıldız gibi parlıyorsunuz resmen.” dedim. Bunu duyunca etrafında bir kez döndü yavaşça, bu bana onun kalçalarını görme fırsatı vermişti. Çok dikkatli bakmadığın sürece normal bir kız kalçasıydı ancak bu elbisenin içinde ben buradayım diyordu resmen.
Nehir bana dönerken hala gülümsüyordu. “Teşekkür ederim Poyraz bey, siz de çok şıksınız. Hayret o pasaklı kıyafetlerini giyeceksin sandım yine.” dedi ve koluma girdi. Sokağın aşağısına doğru yürümeye başlarken hafifçe gülümsedim. “Aklımdan geçmedi değil ama iyi ki de giymemişim de… Sizinkiler nasıl izin verdi bu elbiseyi giymene?” Nehir’in yüzü düştü. “Ya hiç sorma. Babam bir ton laf yaptı, sabahtan beri dil döküyorum. Sonunda kabul ettiler de üzerime kot ceketimi de giydirdiler.” dedi. Ama yanında ceket falan yoktu. Bunu fark ettiğimi görünce gülümsedi. “Su saatinin arasına sıkıştırdım ceketi. Bu gece özgürüm ve bunun tadını çıkartacağım.”

Mekana geldiğimizde Nehir’in arkadaşları ile buluştuk. Sekiz kişilik bir gruptuk, diğer herkes sevgilisi ile gelmişti. Vakit kaybetmeden sıraya girdik, mekan yeni olduğu için sırası kalabalıktı ve sanırım ünlü bir DJ gelecekti. Tabi benim için bunların hiçbiri önemli değildi, hatta daha iyiydi çünkü Nehir sırada önümde duruyordu ve sıkışıklık bedenlerimizi birbirimize baskılıyordu. Aynı boyda olduğumuz için sikim onun kalçalarına değiyordu. Yüzüm ise iyice boynuna yaklaşmıştı. Nefesimi boynunda hissettiğinden emindim. Bu beni iyice azdırmıştı, sikim kalkmaya başladı, sol elimi sikimin üzerine koydum çünkü anlamasını ve rahatsız olmasını istemiyordum ancak umursamıyor gibiydi. Sağ elimi öne uzattım ve belinden tuttum. Etrafımızda başka erkekler de olduğu için bunu anlayışla karşılayacağını düşündüm, benim içinde fırsattı tabi. Sırada neredeyse yirmi dakikadır bekliyorduk ve Nehir topuklu ayakkabı giydiği için ayakları ağrımaya başlamıştı. En sonunda oflayarak kafasını geriye doğru bıraktı ve omzuma dayadı. “Çok yoruldum kuzen ya…” İki elimi de tutup göğüslerinin altında birleştirdi ve dizlerini kendini bana bıraktı. “Biraz dinleneyim olur mu?” Kafamı çevirdiğimde dudak dudağa geldik resmen. Gecenin ışığında yüzü parlıyordu resmen. Artık sikimin ona değmesi umurumda bile değildi. Hatta bunu istiyordum. Bütün gece asıl işkenceyi ben çekmiştim bunu fark etmesin diye ancak yaptığı her hareket sikimi zonklatıyordu resmen, bunun sonuçlarına da katlanacaktı. Ellerimi iyice sıkıp belini daha da iyi kavradım. Bedenini kendime çekip sırtımı dikleştirdim. “Sorun değil, bunu için buradayım nasıl olsa.” dedim. bunu dediğimde gözlerini kapattı ve öylece durdu. Sikimi kalçalarında hissediyordu, yani hissetmemesi imkansızdı. Roma sütunu gibi olmuştu resmen. Rahatsız olmuyor muydu yoksa zevk mi alıyordu anlayamadım ancak birkaç dakika daha öyle durduktan sonra sıra bize geldi. Nehir’in arkadaşları önden girip mekana doğru ilerlemeye başladılar, Nehir ve ben beşlerindeydik. Kapıdaki koruma ile göz göze geldiğimizde bana ikinci bir fırsat daha doğmuştu. adımlarımı hızlandırıp elimi Nehir’in göğüslerine doladım. Kafasını hızla bana çevirse de Koruma’ya bakıyordum ben. “Biz beraberiz” dedim. Nehir yaptığım oyunu yemişti, korumanın beni tek başıma içeriye almayacağını sanmıştı. O bana yardım ettiğini düşünürken ben de bütün gece hayalimi kurduğum o göğüsleri sıkma fırsatı bulmuştum. Sütyeni olsa bile yumuşacık olduklarını hissedebilmiştim. İçeriye girdikten sonra bile elimi çekmedim, unutmuş numarası yapıyordum, Nehir’de hiç ses etmedi bu duruma.

İçeride sağır edici bir müzik vardı, iki katlı mekan dolup taşmış, göz gözü görmüyordu neredeyse. Grubu daha içeriye girerken kaybetmiştik ancak Nehir’in umurunda değil gibiydi bu. Kulağıma doğru uzandı ve sesini duyurmak için bağırdı. “Hadi bara gidip bir şeyler içelim, sonra da dans ederiz.” dedi. Dudakları kulağıma değiyor, göğüsleri kolumu sarıyordu. Kafamı salladım ve elimi tutup çekmesine izin verdim. Dediği gibi birkaç bira içip dans pistine girdik ancak yer resmen ana baba günüydü. Üstüne üstük ses ve karanlık eklenince kimse kimseyi görmüyordu. Nehir dans etmeye başladı ve kendini kaybedip müziğin ritmine kapılması çok uzun sürmedi. Yıllardır onu evde tutan ailesinden intikam alır gibiydi. Birkaç dakika böyle dans ettikten sonra kimsenin kimseyi görmediği karanlıktan fırsat bilip beni tutan elini bıraktım. Bunu anlaması biraz sürse de sonunda iki elini de öne uzatıp beni tutmaya çalıştı ancak ben bilerek birkaç adım geri çekildim. Biraz beni arasa da bu gece onun için çok önemliydi, bir daha asla dışarıya çıkmasına izin vermezdi ailesi. bu nedenle ellerini kaldırıp tekrar oynamaya başladı. Ben ise insanların arasından geçip onun arkasına doğru ilerledim. Ellerimi uzatıp belinden tuttum ve aşağı yukarı oynamaya başladım. En kötü ihtimalle bana döner ve kim olduğumu görürdü, onu bulduğumu söylerdim. ama önce bir duraksadı sonra ise oynamaya devam etti. Bundan fırsat bulup yavaşça ona doğru yaklaştım tekrar arkasından. Ellerimi kalçalarına indirip sıvazlama başladım, hiçbir tepki vermiyor, aksine kendini daha da yaklaştırıyordu bana. Sol elimi önüne doğru attım ve bacak arasını okşamaya başladım. Sikip patlayacak gibiydi. Müziğin ritmi ile birlikte zonkluyordu resmen. Tam bu sırada Nehir ellerini indirdi ve bir eli ile kalçasını tuttuğum elimi alıp göğüslerine götürdü, diğer elini de kotumun üzerine atıp sikimi okşamaya başladı. Ben buna inanamıyordum resmen ama burada duracak değildim. Önümde bir tanrıça gibi kalçasını sallayıp sikimle oynuyordu. Elim ile göğüslerini sıkıyor, diğer elim ile bacak arasını okşuyordum. Bunu yapanın kendi kuzeni olduğunu bilse ne tepki verirdi acaba.

Bana verdiği bu cesaret ile iyice ileriye gitmeye karar verdim ve elimi elbisesinin içine atıp sütyeninin içine soktum. Önce irkilip sikimi sıvazlamayı bıraksa da tekrar dans etmeye devam etti. Memeleri gerçekten de hayal ettiğim gibi içi süt dolu dolgun memelerdi. Her iki memesi ile de oynuyor, sıcacık süt memelerini avuçluyordum. Kafamı boynuna eğip önce ufak öpücükler kondurdum, sonra da sertçe öpmeye ve emmeye başladım, itiraz etmeyi bırak zevk alırcasına kafasını geriye atıp kendini tamamen bana bırakıyordu. Sikimi sıvazladığı elini kemerime götürüp hızlıca çözdüğünde hafifçe yutkundum. Neredeyse boşalacak gibiydim ama kendimi tutmalıydım. bu büyülü an böyle bitmemeliydi. Elini kotumun içinden sikime doğru attı ve ileri geri çekmeye başladı. Zevkten resmen dört köşe olmuştum. Bacaklarını okşadığım elimi daha da yukarı çekip amına doğru uzattım. İç çamaşırı giymemişti. amı çoktan sulanmıştı, sırılsıklamdı resmen. İki parmağımı amına dayadım ve oynamaya başladım. Ağzı kulağımın gibinde olduğu için zevk inlemelerini duyuyordum. Titremeye başladığında boşalmaya hazır olduğunu anladım. Göğsündeki elimi meme uçlarına götürüp sıkmaya ve çekiştirmeye başladım. Artık yüksek sesle bağırıyordu. Mekanın içinde onu kimse duymuyordu, herkes dansın ritmine kendini kaptırmışken ben kuzenimi parmaklıyordum. En sonunda deli gibi titremeye ve elimin içine boşalmaya başladı. Anında ben de onun eline boşaldım. Daha önce yaptığım sekslerden on kat daha zevkli ve yüksek dozdaydı bu, üstelik daha sevişmemiştik bile. Kendini ileri atıp iki büklüm oldu, ben ise geri çekilip kendimi toparladım. Ayağa kalktığında arkasını döndü ancak ben çoktan insanların içine karışmıştım, bir süre etrafa bakındıktan sonra dans pistinden çıktı, ben de diğer taraftan çıkıp bara doğru gittim ve bir içki söyledim.Çok geçmeden Nehir benim omzumdan tutup tekrar kulağıma yaklaştı. “Nereye kayboldun, uçtun gittin resmen.” Evet uçmuştum, hem de onu da uçurmuştum. Kafamı çevirdiğimde sanki hiçbiri yaşanmamış gibiydi. Kendini çok hızlı toparlamıştı. “Yoruldum, artık gitsek mi” dedi bana. Hesabı ödedim ve yine onun peşinden dışarı doğru çıktık. Kıyafetlerini düzeltse de elimi tutup beni çıkışa doğru çekerken avuçlarının içindeki ıslaklığı hissedebiliyordum.

Nehir’in evinin önüne geldiğimizde ceketini dediği gibi su saatinin yanından aldım ve sırtına koydum. Bana döndüğünde yüzünde uykulu bir ifade vardı. “Bu gece çok eğlendim Poyraz.” dedi. Kollarını açıp bana sarıldığında iri göğüslerini tekrar bana bastırdı. “Ben de öyle Nehir. Bu mekanın bu kadar güzel olacağını tahmin etmezdim.” dedim. Geri çekilirken kollarını boynuma doladı ve gülümseyip beni dudağımın köşesinden öptü. “Ben de öyle…” dedi ve derin bir nefes alıp kulağıma yaklaştı. “Bu kadar iyi dans ettiğini bilseydim seninle daha önce de dans etmeye giderdik. Ama geç olsun güç olmasın kuzen.” dedi ve hızla geri çekilip apartmana doğru gitti. Söylediği şeylerden sonra şok olmuştum, kaskatı kesilmiştim resmen. Bunu fark etmiş olacak ki arkasını döndüğünde hafifçe kahkaha attı ve apartmana girdi. Nerdeyse on beş dakika orada öylece dikildim herhalde. En sonunda kendime geldiğimde hızla oradan uzaklaştım. Nehir gerçekten anlamış mıydı onun ben olduğumu? Anladıysa neden itiraz etmemişti? Benim olduğumu bile bile benimle sevişmiş miydi? Kafamda onlarca soru vardı. Ama asıl bilmediğim şey o gece yaşananlar ilk olsa da asla son olmayacaktı ve kuzenimle olan ilişkimiz kesin bir şekilde değişmişti.