Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Kuzenim Ve Özlem Ablam Eşliğinde Köy Gerçekleri Part 1 : Bölüm :1

Part 1 : Bölüm : 1 2015’in sıcak bir yaz günü verimli Ege topraklarında bir köydeydim…

Saat 20.37… Her taraf sinek böcek kaynadığından yüksek perdeli hoş mu hoş bir ses içerden bana bağırıyordu: — Aliiiiiiiii, örtsene mutfağın sinekliğini Aliiiiiiii! — İçeriye sinek giriyor. Tamam Özlem Abla dedim. Ben o sırada karpuz kavun doğruyordum. Hepsi de küçük küçük köy mahsulü olduğu için doğrarken bir hayli vakit geçmişti. Özlem Abla olmasa bunu başkasına yapmazdım ya neyse. Mutfağa kardeşim Rabia’yı sokardım ama bu kadın misafirliğe gelince akarsular akmaz mis meyvalar kokmaz oluyordu. Sonunda işimi bitirip içeriye doğru elimde dört tabakla girdiğimde annem “Oğlum aniden girme Özlem Abla’nın olduğu yere, kocaman adam oldun on sekizi devirdin saçı başı açık kadının.” diyerek beni uyardı. Rabia’yı gözümle zigon sehpaları çekmesi için işaret ettim. — Bir şey olmaz Melike Abla, Ali benim aslanım, yiğidim. Ondan mı çekinecem. Baksana kesmiş, doğramış, getiriyor. Gelsin, ne olacak. Sehpalara tabakları katar katmaz Rabia : — Abi, biz insanlar meyveleri çatalla yiyoruz biliyorsun değil mi? ± Rabia, misafir evden gittiğinde eşek sudan gelmezmiş. Koşar adımlarla mutfağa ilerledim. Odaya geri geldiğimde Özlem Abla’nın geniş v yaka tişörtü ve bembeyaz sinesi dikkatimi çekti. Dışardayken hava ne kadar sıcak olursa olsun tişörtün üzerine giydiği birkaç parça kıyafetle her yerini kapatıyor, yemeniyle de başını örtüyordu. Çatalı bilerek sehpadan düşürdüm. Özlem Abla çatalı almak için eğildiğinde artık gözlerimin önünde bir değil, iki çatal vardı. O dolgun göğüsler geceleri rüyama giriyordu. Onları bir sefer olsun görmek için vücudumda çift olan her şeyin tekini feda etmeyi kendime vaad ediyordum. Annemin “Beceriksiiiz! Götünün bokuyla iş yapıyor.” hakaretiyle kendime geldim. Tabakların birini elime alıp annemin dediklerine canım sıkıla sıkıla odama yöneldiğimde annem “Rabi, koş Özlem Abla’nın çatalını değiş, gel.” buyurdu. Yine koşar adımlar atıp elimde çatalla mutfağa Rabia’yı sıkıştırmaya gittim. ±Milletin içinde artistlik yapma bana batırırım bir tarafına! —Annnnneeeğ eşek sudan değil odasından geldi beni dövmeye. ± Bak hâlâ konuşuyor, bak hâlâ konuşuyor! Çatalı bacağına batırdım. Abine karşı saygılı ol ufaklık diyip ukalâca gülümsedim ve odama geçtim.

21.35 Yarın büyük gündü. Biber hasadı başlıyordu. Biber aralıklarla 8-10 defa toplanabilen bir bitki olduğundan zor bir süreç beni bekliyordu. Babam ve Gazanfer Amcamla tarlaya gidip bir yandan işçileri denetleyecek bir yandan çalışacaktık. Kuzenim Berker’in 7 haftadır bir türlü iyileşmeyen kolu kopsa protez takılırdı ama Allah’ın cezası kolunu kırdığı için -bence- sakatım numarası yapıyordu. Kavurucu sıcağın altında çalışmaya götü yemiyordu. Bunları düşünürken kapı tık tık tık diye çalındı. — Ali karpuzları eve ben tek götüremem hadi bana yardım et eve kadar. Özlem Abla başını bağlamış evin yolunu tutmaya hazırlanır olmuştu anlaşılan. Tamam dedim. El arabasına yükledim ne varsa. Yoldayken sohbet etmek istedim ± Fatma Abla nasıl iyi mi? — İyi Ali iyi, iyice yaşlandı artık. Akif’i durduramıyor artık. Akif desen daha çocuk ama delikanlı havasında. Çok korkuyorum bir şey olacak diye. Benim çocuk da yaramaz anam, durmuyor ki elde avuçta.

21.43 Eve geldiğimde Akif uyumuştu. Fatma Abla uyanık olacak ki televizyon izliyordu. Bize hoşgeldiniz dedi kısık bir sesle. Köylerde yem yiyecekler yatak odalarında saklanır. El arabasını kapının önüne çekince Özlem Abla gel, takanın altına yerleştireceğiz dedi. Teker teker götürecektim. Yatak odasının kapısını yavaşça açtı. Şanslıyım ki kırmızı sütyenini yatağının kenarına atmış. Sütyeni gördüğümü fark etti. Ben ikinci posta için odadan geri döndüğümde sütyen yok olmuştu. Gerçekten bu kadının memelerinin dünyadaki en güzel şey olduğunu düşünüyordum. Ah bir kere görsem, bir kere görsem başka hiçbir muradımın gerçekleşmesini istemezdim. O sütyen bile pahalı parfümlerden daha iyi kokuyordu, buna emindim. İş bitince Özlem Abla : — Ali eve mi gideceksin? dedi. Evet abla dedim. Hamza Abi evde yoktu eve davet etmesini beklemedim değil. —Ali sen akıllı bir delikanlısın. Kardeşin Rabia’yı rahat bırak, dövüp durma, olur mu? ± Tamam abla. Dedikten sonra hayırlı geceler hadi diyip bana bir gülüşü var, psikolojime bahar geldi. Gün 2 saat 04.00 suları Ali, Ali kalk oğlum. Gazanfer Amca’n kaza yapmış. +Nasıııl? Rüya gördüğümü sanıyordum. Babam sessizce uyandırdı. Üstünü giyin hadi dedi.

Kaza mahalline gittiğimizde sadece jandarma ekipleri ve kazaya karışan araçlarla karşılaştık. Gördüklerim olayı yorumlamama yetti. Gece bir yarısı uç uca bağlanmış iki römorku zar zor çeken traktörüyle bir hayli yavaş şekilde tali yoldan anayola çıkmaya çalışmış ve römorklarının ışıksız, flaşörsüz, stop lambasız olması sebebiyle de anayoldan süratle gelen arabanın kendisine çarpmasına sebep olmuştu. Arabanın iki römorkun arasına girdiği anlaşılıyordu. Jandarmalara sordum. +Ben yeğeniyim. Amcam olur, traktörün sürücüsü nerede? Arabanın sürücüsü nerede? -Amcanı arkadaşlar ziyaretimize götürdüler yeğenim. Arabanın sürücüsünü de ambulans aldı götürdü. Amcamın bu mevzudan hiç de kolay kurtulamayacağını anlamıştım. Babam hangi hastane hangi karakol öğrenmişti. Sen sür dedi bana, benim sürecek halim yok..

Amcamı gördük. İfadesi alınıyordu. Biraz konuşma imkanı bulduktan sonra defaatle, sürekli ama sürekli hatırladığım babamla amcamın ikonik, epik sarılma sahnesi gerçekleşti… Amcamın yatarı çok, dışarda işi yok gibiydi…

O günün ertesi hastaneye gittiğimizde adamın öldüğünü öğrendik. Mevtanın yakınlarına baş sağlığı dilerken hiç olay çıkmadı… Gün : Mahkeme günü Hakim : Traktör şoförü zanlının tutanaklarda belirlendiği üzere kaza vuku bulduğunda alkollü olduğu, römorklarda takılması zaruri hiçbir aydınlatma aracının olmadığı, zanlının ehliyetinin römork taşımak için uygun olmadığı, römorkların uç uca bağlandığı ve her bir römorkun taşıyacağı azami ağırlığın üzerinde olduğu tespit edilmiş olup zanlı Gazanfer G.’nin basit kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 14 yıl cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gün : Mahkemeden 3 ay sonrası Babam kuzenim Berker, kardeşi Perihan ve yengem Şehriban için bizim evin üst katına kaçak bir ev daha yaptırıvermiş; küçük, çekirdek bile olmayan aile kocaman eve yerleşmişti. Herkes olayın travmasını yeni yeni atlatıyordu. Annemin yengeme karşı yüzünü ekşittiğini görmesem de üst katımıza taşınmalarından rahatsız olduğunu az çok hissediyordum. Rabia, hemen hemen kendisiyle yaşıt olan kuzeni Perihan ile iyi anlaşsa da ben Berker’i hiç sevmediğim için anlaşamıyordum. Berker tam bir ‘’köylü kurnazı’’ olduğu için anlaşacak bir şey de yoktu. Perihan’la ben de iyi anlaşıyordum. Onun kardeşim Rabia gibi gıcık bir kız olmayıp erkek egemen kültüre ses çıkarmayan, itaatkar yapısını çok seviyordum. Üstelik onu bir kerecik evlerinde banyodan bornozla çıkmış halde görmüştüm. Nedense bu içimi gıdıklamışdı. Rabia benden 14 ay küçük iken Perihan 5 ay küçüktü. Berker ise benden 9 ay büyüktü.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler