Kurulan Yeni Düzen – 8

Ertesi gün Annem’in arkadaşı Pınar teyze ile söz verdiğim terapim vardı. Pınar teyze sıkıcı ve sinir bozucu bir insan. Bu yüzden gidip bir de terapi adı altında konuşmayı hiç istemiyordum.

Annem beni sabah kahvaltıya çağırınca uykulu bir şekilde kalktım. Dün tüm günü geç saatlere kadar İrem ile geçirmiştim, moral bozukluğu da eklenince yorgun hissediyordum. Ben indiğimde Zeynep abla kahvaltıyı hazırlamış, masaya son bir iki parça bir şeyi koyuyordu. “Günaydın Zeynep abla” dedim o da bana günaydın dedi ama normal havamızda değildik, bir gerginlik vardı.

Ben kahvaltıya oturunca Zeynep abla mutfaktan çıktı, bizimle kahvaltı etmezdi zaten ama biraz kaçıyor gibi geldi bana. Altındaki dar taytın üzerine uzun bir penye giymişti. Zeynep ablayı kış hariç kalçalarını bu şekilde örten bir kıyafet ile hiç görmemiştim. Buna biraz moralim bozuldu, biraz da sinirlendim, kendimi bu duruma düşürmüş olduğum için sinirimin bir kısmı da kendimeydi aslında. Zeynep abla çıkınca annemin sorgusu başladı.

A: Bu gün Pınar ile kaçta görüşüyorsun.

M: Öğleden sonra ikide

A: Dersin kaçta bitiyor?

M: Onikide bitiyor

A: Pınar’a sakın gitmemezlik etme, çok önemli bu, ben söyledim “cinsellikle ilgili” dedim. Bu konu çözülsün rahatımız, huzurmuz kaçmasın.

M: Anne niye öyle dedin kadına ya? Neden sen bir şey söylüyorsun ya? Hem Pınar teyze kendi cinsel konularda iyi terapi verecek durumda mı?

Annem bana yan yan bakıp o konuya girmemem gerektiğini hatırlattı. Annem’in 4-5 yıl önce anlattığına göre Pınar teyze kendi evlerinin salonlarında kocasını basmıştı. Odaya girdiğinde kocası altında etek, koltuğa domalmış vaziyette dururken kocasının arkasında üstü giyinik bir kadının durmasını başta anlayamamış, trans kadının panikle aletini kocasının içinden çıkartmasıyla çığlığı basıp kaçmıştı Pınar teyze.

A: Ne demek neden? Ne için gidiyorsun oğlum sen? Detay falan vermedim, kendin anlatırsın artık. Mutfaktaki tüm fincan takımını da attırdım bu arada. Masada koca peçetelik var güzelim fincan takımından olduk? Neyse, kapat bu konuyu. Git terapine güzelce, bu konu çözülsün. Huzurumuz, düzenimiz kaçmasın.

Kıpkırmızı oldum, Annem bel altı vurmuş, itiraz etmeme fırsat vermeden kontrolü sağlamıştı. Masada gerçekten peçetelik de vardı bu arada ama gözüm görmemişti demek.

M: Annecim bu olay çözüldü, bir daha olmayacak bu terapi işini ertelesek biraz?

A: Hayır, paşa paşa gidiyorusun, bu gün sakın saatini de kaçırma, Pınar’dan öğrenirim. Okulun kaçta senin?

Mesajı almıştım “Peki, ben geç kaldım çıkıyorum” dedim, annem uzanıp bana bir öpücük verdi ve eşyalarımı almak için odama gitmek için kahvaltı masasından kalktım. Anneme gene çok sinirlenmiştim ve bu da bana Suna olayını çözmem gerektiğini hatırlattı. Suna ile ilgili o kadar az şey biliyordum ki aylardır, kızla doğru düzgün hiç konuştuğumu bile anımsayamadım. Hep benim evde olmadığım, derslerimin yoğun olduğu günlerde veya hafta sonu antrenman zamanlarımda geliyordu.

O an Suna’nın bende neden bu kadar silik olduğunu anladım, nerdeyse hiç karşılaşmıyorduk. Suna ben yokken vardı, ben varken yoktu. Haftda bir kaç gün geliyordu sadece, acaba ne zaman tekrar gelecekti? Odama girip doğrudan dolaba yöneldim, dolaptan 5-6 gömleği alıp elimle yumak haline getirip ütülerini bozarak aşağı kata inip “Zeynep abla nerdesin” diye bağırdım.

Z: Burdayım, geliyorum

M: Abla bu gömleklerin ütülenmesi lazım Suna bunları iyi ütülememiş

Z: Tamam bırak oraya veriyim bu gün ütülesin

M: Kaçta gelecek bekleyim şimdi ütülerse

Z: 2 Saatten önce gelmez o daha demin aradı annen

“Tamam saol, o zaman yarın giyerim” diyip dış kapıya yöneldim ve evden çıktım. Bu gün terapi için evde olmayacak olmam, annemin bu yıl okul programımı aşırı yakından takip etmesi, Suna ile hiç karşılaşmamam ve terapiye gideceğim saat kesinleşince annemin sunayı çağırması…

Okula gitmekten vazgeçmiştim, bahçeye dolanıp arka bahçe kapısından eve sessizce girip kimsenin kullanmadığı üst kattaki misafir odasına saklandım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir