Kumsal Bölüm -4

Güneşin yüzüme vurmasıyla aptal bir şekilde uyanmıştım. Yatakta stresimden ve utancımdan bir sağıma dönüyordum bir soluma. Tüm gecem babamın gittiğini gördüğüm, annene sahip çıkamadın laflarını duyduğum rüyalarla geçti. Kendimden çok utanıyordum ve anneme çok kızgındım. Gökhan Amcayla beraber böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi. O gün yataktan çıkmaya hiç niyetim yoktu, ta ki ben sinirden dönmeye devam ederken kapımda beliren Gizem’e kadar.
G: Salak salak dönmeye devam edicek misin? Yoksa sabah rutinin olarak salakça koşunu yapmaya çıkıcak mısın?
Bir elini kapıya yaslamış, mini ev şortu ve sütyensiz t-shirtiyle dikilmiş bana bakıyor.
B: Git başımdan Gizem!!!
G:Noldu sana be? Dün hiç bir şeyin yoktu biz geldik diye mi ağlıyorsun? (Diyip güler)
B:Hayır sizle alakası yok git, yalnız bırak!
Gelip yatağın ucuna oturup elini omzuma koyar,
G:Dinle ne oldu bilmiyorum ama hem hiç uykum yok, hem hareket etmek istiyorum, hem de senle konuşmuş oluruz belki kafan dağılır. Koşmak istersen söyle odamdayım.
Diyip arkasına bakmadan odadan çıktı, yatakta biraz döndükten sonra saate baktım. Sabah daha 06.00 dı. Eğer yatakta kalsaydım evin kalanına, anneme ve gökhan amcaya denk gelme ihtimalim artardı ve daha çok sinirim bozulucaktı. Aklıma biraz koştuktan sonra yemek yiyip sonra da plajda takılmak gibi harika bir fikir geldi. Bu sayede hem kafam dağılıcaktı, hem evden uzaklaşıcaktım, hem de Gizemle yaklaşıcaktık.
Küçük sırt çantamı kaptım, içine güneş kremi, iki şişe su, mayomu, ve bir havlu attım ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Gizemin odasının kapısına geldiğimde kapı açık gizem kapıya doğru arkası dönük yüz üstü şekilde yatıyordu. Tüm götü gözümün önündeydi. Harika bir görüntüydü, bacakları kalçası bembeyazdı. Ona doğru,
B:Hazırlan, koşuya çıkalım.
G:Paşam fikir mi değiştirdi.
B:Eğleniriz sana bi yemek falan ısmarlarım. Ha bu arada, çamaşır giyme
G:Pardon??? Ne diyosun sen?
B:Hayır salak öyle değil. Yani içine bikinini ya da mayonu giy ne boksa. Eve gelmeden denize de gireriz.
G:Aptal ya , (der gülerek). Tamam sen in aşağı geliyorum ben de çıkarız beraber.
B: Tamamdır.
Diyip merdivenlere yöneldim. Son anda aklıma güneş kremini aldığımı, onun bir şey almaması gerektiğini söylemeyi unuttuğum geldi. Odasına doğru geri döndüm. Kapısı aralıktı bu sefer. Tam seslenicektim ki…
Böyle bir şey olamaz, omzundan aşağı sarkan kumral saçları, sanki nispet yapar gibi yavaş yavaş çıkarttığı şortu. Donakalmıştım, ne uzaklaşabiliyor ne de içeri girebiliyordum. Görüntü harikaydı. Gri şortunun altından kırmızı bir çamaşır beklerken tek gördüğüm pespembe iki delikti. İç çamaşırı yoktu. Arkası bana dönük olduğu ve öne eğildiği için her şeyi gözümün önündeydi. Heyecandan tam elimi sikime atıcaktım ki, bi anda Damlanın odasının kapısı açıldı. Aşırı telaşlı bir şekilde merdivene geri yöneldim ama arkamdan.
Damla:Günaydın urasçım.
Gizem duyarsa anlıcaktı, damla yürürse gizemi görücekti ve o da anlıcaktı. Neyse ki Gizem duymamıştı ama damla yürümeye devam etti.
Uras:(sakin kalmaya ve önünü kapatmaya çalışan bir tavırla) Günaydın abla
Damla yürümeye devam ediyordu, sağına baktı ve kardeşinin ufak ama harika göğüslerine bikini geçirdiğini gördü. Bana dönüp.
Damla: Uras sen? Tahmin ettiğim şeyi yapmıyordun dimi?
U:Nasıl yani??
D:Gizemi mi izliyordun sen!!!???? (Sert bir tavırla)
U: Saçmalama, hazır mı diye seslenmeye çıkıyordum,
D: Uras sen aşağı iniyordun.
Tam o sırada kapıdan Gizem gelir,
G:Ben hazırım hadi çıkalım. Günaydın abla.
U:Hadi koş, (diyip elinden tutup çeke çeke merdivenlerden indirdim)
Damladan çok korkmuştum.
Gizemle evden çıktık ve plaja indik. Kumsal boyunca koşmaya başladık ve koşarken sohbet ediyorduk.
U:Sen benim kadar koşabilecek misin.
G:Senden fazla bile koşarım ezik.
U:Nah koşarsın(diyip güldüm)
Saçma bir şekilde sabaha dahi hiç bir şey sormuyordu.
G:Ee yemeğe nereye gidiyoruz??
B:Bi spor bitseydi öyle düşünseydin yemeği.
G:Söz verdin napıyım.
U:Yoo ben koşuya dedim sen de atladın hemen.
Ben böyle diyince gizem durdu ve gülmeye başladı.
G:Seni parçalarım he (gülerek) Yemek dedin geldik allah allah tut sözünü.
U:Ne sözü yaa (diyip ben de duruyorum)
Gizem sinir olmuş ama eğlenir bir şekilde gülerek bana denizden su attı ayağıyla.
U:Yapma bak kötü olur. (Diyip güldüm)
Ve bir daha su attı.
U:Bak yapma
G:Tamam tamam çantadan suyu versene.
Olduğum yere çantamı çıkartım ve onun suyunu ona verdim. Biraz içtikten sonra bana bakıp güldü.
U:Ne gülüyorsun?
Dememe kalmadan ağzıyla üstüme su püskürttü. Bu bardağı taşıran son damlaydı. Onun
-Yapma dur
-Tamam özür dilerim
-Duuur
Sesleri ve kahkahaları eşliğinde tüm suyunu önce üstüne döktüm. Sonra sarılıp yanımızdaki denize soktum. Arkasından sarılmıştım ve aletim tam kalçasının arasındaydı. Denizde boğuşurken baya bi süre sürttüm. Sürekli batırıp batırıp çıkartıyordum. Aletim adım adım kalçasında sertleşiyordu. İstemsizce hep tam arasına denk geliyordum.
U: Özür dile ve yalvar bırakıyım.
G:Yoo ne dilicem be.
U:Peki
Diyip bu sefer daha çok boğmaya başladım. En sonunda.
G: Tamam tamam özür dilerim be .
Kahkahalar içinde çıktık denizden ve kumsala oturduk. İkimiz de sırılsıklamdık ve çok mutluyduk.
U:Yemeği hak ettin şimdi bak.
G:Allah allah
Sürekli gülüşüyorduk. Onu güzel bir mekana götürdüm ve kahvaltı ettik. Bu sırada bana sabah neden o halde olduğumu sordu ama geçiştirdim yalanlar söyledim. Yemeği yemiştik sıra kumsala dönüp denize girmekteydi. Denize girmeden önce benden onu kremlememi istedi. Ön tarafı kendi halletmişti. Yüz üstü yattı. Rüyada gibiydim. Önce teyzem sonra damla şimdi de Gizem. Adeta koleksiyon tamamlıyordum. Omuzlarından narin narin başladıktan sonra yavaş yavaş aşağı iniyordum. İlk önce yan taraflarından göğüslerine deymeye çalışmıştım. Sonraysa belinden kalçasına doğru yöneldim. Süt beyaz kalçasını yoğura yoğura bacaklarına geçtim. Ayaklarına kadar kremledim. Hiç sesi çıkmıyordu. Kıçına vurup
U:Halletim

Dedim, o gün denizde ikimiz çok eğlendik denizden sonra da akşam yemeğini beraber dışarda yedik. Saat geç olmuştu. Her güzel şey gibi bu günün de sonu vardı. Artık eve gitmeliydik…
Devam edicek