Kumsal -8

Gizemle tüm bu süreç boyunca olabildiğince minimun diyalog kurmuştuk. İkimiz de hem bir gece önce yaşananların etkisiyle hem de evde olan kaosun öfkesiyle çok doluyduk. Dokunsak patlayacak gibiydik. Tüm gün boyunca en çok iletişim kurduğumuz anlar sırasıyla. Kafede ona kamp olayını özetlemem ve spor eşyaları satan dükkandan çadır seçerken onun pembe çadır istemesi üzerine olmuştu. Çocuk gibi mutluydu pembe çadırını alabildiği için. Olanlardan sonra kendi istediği bir şeyin olabilmesi onu çok mutlu etmişti. Değer görüyordu ve mahçuptu. Saat 20.00 a yaklaşırken otobüsün kalkacağı yere varmıştık. Mehmetle Gizemi tanıştırdım ama arada çok bir konuşma geçmedi. Mehmet olayın organizasyonundan dolayı Gizem ise modundan dolayı çok konuşabilir durumda değillerdi.
Eşyaları otobüsün bagaj kısmına koyduk ve otobüse geçtik. Otobüs koridorundan yürürken koltuklarımızın oraya geldiğimizde dönüp bana çocuk gibi boynunu bükerek gözleriyle cam kenarını istediğini belirticek şekilde hareket yaptı. Gülerek geçmesini işaret ettim ve oturduk. Ortalardaydık otobüste. Kamp ne kadar sürecek, nerde olacak, nasıl bir tatil olacak. Her şeyden azar azar biliyordum ama hiç bir şeyi tam olarak ne ben ne Gizem biliyordu. Para olarak rahattık babamın her hafta hesabıma yolladığı paralar sanki ayı geçirmem için yollanıyormuş gibiydi. Ben de kendi girişimlerimle bir şekilde ekonomim yaşıtlarımın her zaman katbekat üstünde oluyordu. Aklımda bu düşünceler geçerken bir an soluma dönüp Gizem’i kontrol ettim.Ayakkabılarını çıkartmış, bacaklarını karnına çekmiş cenin pozisyonunda dünya tatlısı bir şekilde otobüsün küçük koltuğuna sığmaya çalışıyordu. Haline gülüp kolumu omzuna attım ve onu kendime çektim. Dizime yattırdığımda gözlerime ağlamaklı baktı. Dokunsalar patlayacak gibiydi. Gizem’i genel olarak sevderdim küçüklükten beri yakındık hep didişirdik bizim olayımız buydu ama uzun süre sonra ilk defa bu kadar “sürekli” iyi ve beraberdik. Adeta birbirimizden güç alıyorduk. Onunla ortak bir noktamız vardı birbirimizi çekiyorduk bu sefer ama ne olduğu hakkında gram fikrim yoktu. İkimizin de ağzından tek kelime dökülmüyor sadece bakışıyorduk. Geçen bir saniye saatler gibiydi o anda. Bir şeyler demem bağırmam çığlık atmam ağlamam gerekiyordu ama güçlü durmalıydım. Ben durdum ama Gizem’in dolu gözleri yavaş yavaş şiddetli akan bir pınara dönüşücekti. Yavaş yavaş önce dudakları titremeye başladı sonra dizime koyduğu kafasını karnıma bastırdı ve ağlamaya başladı. Ona sarılıp kapanmıştım. Yaşadıklarını tam olarak anlayamazdım ama elimden geldiğince destek olmak istiyordum. O an için yapabileceğim tek şey harika saçlarından okşayarak geçiceğini mırıldanmak oldu.
Ağlamalar kesilmişti. T-shirtüme akan sıcak göz yaşları bitmişti. Gizem kucağımda uyuyordu. Yolun ne kadar kaldığı hakında en ufak fikrim yoktu ama içimde saçma bir huzur vardı. Gizem’le yolun bir kısmını böyle gittik. Ta ki Gizem kıpırdanıp uyanana kadar. Doğrulup gözünü avuşturduktan sonra:
G:Sen uyumadın mı
B:Hayır çok güzel uyuyordun.
G:Ne kadar yol kaldı.
B:En ufak fikrim yok.
Gizem camdan dışarıya doğru dalar.
B:Bu kadar takmana gerek yok. Eve döndüğümüzde her şeyi hallederiz sorun yok Gökhan amca sana çok düşkündür. Diğerleri de susar bir şekilde adam mı öldürdük be abartmasınlar.
G:Sus Uras bir şeyin düzeleceği yok.
B:Ulan neyin düzeleceği yok. Bozulan bir şey yok ki düzelsin.
G:Bozulan şey benim.
B:Ney?
G:Babam annem Petek bana her zaman çok düşkündü. Özellikle Damla üniversite kazanıp gittikten sonra adeta evin prensesiydim. Ama sonra Boğaziçi Üniversitesin’i bitirip geldi iş buldu çalışmaya başladı. Bil bakalım evin prensesi artık kimdi? Pardon sadece prensesi değil aynı zamanda reisi.
B:Nasıl yani ne diyorsun.
G:Babamla annem öğretmen biliyorsun akademik hayata saplantılılar. Benim sınavım bok gibi geçtiği için ve Damla da ekonomik olarak bunlara çok yardım ettiği için bildiğin düşündükleri son şey benim.
U:Petek??
G:O benim her şeyim. O çocuk daha ablasını çok sever masum küçüğüm. Kötü düşünmez o.
U:Olsun bu düzen değişir be Gizem. Benim de sınavım çok iyi geçmedi. Bir daha hazırlanır daha düzgün bir yer tuttururuz.
Diyip ona bir yandan sarılıp bir yandan tekrar kucağıma yatırdım. Yüzündeki ağlamaklı ifade yavaş yavaş gidiyordu. Durumu konuşmak iyi gelmiş ve yanımda olmaktan mutluluk duyuyor gibiydi. Kucağımda tekrar uyuya kalmıştı bile. Ben de gözlerimi kapadım ve yolun kalanında elimden geldiğince uyudum. Vardığımızda saat aşağı yukarı 3-4 gibi bir şeydi. Beklenenden erken gelmiştik ve herkes uyku sersemi aptal gibiydi. Gizem ne olduğunu anlamamıştı bile. Onu başından öpüp kucağımdan kaldırdım ve geri yatıcak şekilde bıraktım. Otobüsten inip herkes gibi çadırı aldım ve açtım. Çok zor değildi. Attığında kendi kendine açılan çadırlardandı bu. İçi geniş tek yapılması gereken bağlanması gerken bir iki ip çakılması gereken kazıklardı.
İş tamamdı. Çadır harika bir şekilde olması gereken yerde duruyordu. Önce çantalarımızı içine taşıdım, sonra otobüse gidip Gizem’i çağırdım. Uyku sersemi dünyanın en masum ama en güzel şeyiydi gözlerimin önündeki. Matları uzattık. Battaniyemizi üstümüze aldık ve sabah olması için yatmaya başladık. Alan çok geniş olmasına karşın, etraftan uzakta olsa çekiç çakma ve çadır kurma sesleri geliyordu. Gizemle çadır içerisinde birbirimize arkamızı dönüş aramıza bir kişi daha girebilir şekilde yatıyorduk. Hem uykum çok yok hem de tuvaletim biraz vardı. İkisi de büyük sorunlar değildi tabii ki. Bir yandan uyumaya çalışırken tuvaletimin olmasından dolayı yavaş yavaş aletim büyüdü. Dışarı çıkıp yapsam nerde yapıcaktıııım. İçerde kalsam da büyük sıkıntıydı. Tam dışarı çıkmak için doğrulma niyetindeydim ki yandan çok tatlı bir des geldi.
G:Uras.
U:Efendim.
G:Naber?
U:(Gülerek) İyi sen?
G:İyi ben de.
Ortamda bir sessizlik oldu. Bana doğru döndüğünü duydum.
G:Hem uykum var hem seslerden dolayı uyuyamıyorum anlamadım gitti ya. Etrafta çok korkutucuydu gece gece nereye geldik biz böyle.
Ben de ona doğru döndüm. Aramızdaki bir kişilik boşluk ikimizin de yuvarlanıp birbirimize dönemesi sonucu kapanmıştı. Çok yakındık bu sefer.
U:Korkma ben varım.Sınavı kötü yaptın diye kaçıp gitmem.(diyerek gülerim)
Ben öyle diyince karnıma vurdu. Umarım bir daha yapmaz çünkü eli aletime çok yakın geçmişti.
G:Salakkk!!!! Uf uyumak istiyorum.
U:E uyu??
G:Olmaz.
U:Neden??
G:Ayım yok!!!
U:Ayın mı yok ahahahhaha.
G:Uf Uras ya korkunca sarılıyorum ne var bunda.
U: Ayına mı ahahhahaha.
G:uf
Diyip bir daha karnıma vurdu.
U:Koluma sarıl???
G:Aa başka ayı. (Diyip bayacana güldü)
U:Sarılma lan.
Diyip arkamı dönüp yattım. Bir süre gülüp sustu. Sonra ikimiz de uyumaya çalıştık. Tam çekiç sesleri bitti uykuya dalıyordum ki. Omzundan bir şey dürttü.
G:Koluna sarılabilir miyim??
Şaka mı yapıyordu!??? Sinirli bir şekilde dönüp ona baktım. Çocuk gibi ürkek ve korkmuş bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu çok çaresizdi. Onaylar gibi işaret yapıp ona doğru döndüm ve arkasını döndü. Kolumu atıp ona sarıldığımda o da koluma sarılmıştı. Her şey harikaydı. Kafası tam burnumun önündeydi. Aramızdaki bir kişilik mesafe artık sıfıra inmişti. Güneşin ilk ışıklarını çok hafifte olsa sezebiliyordum. Her harika şeyde olduğu gibi bunda da çok küçük bir pürüz vardı. Kolumu sımsıkı sarıp kendine çekiyordu. O çektikçe ben ona yaklaşıyordum. Ben ona yaklaştıkça sertleşen aletim kalçasının arasına değmeye inanılmaz yaklaşıyordu. Değdirmemek için verdiğim çabanın eforun haddi hesabı yoktu. Tüm kaslarımı kasıyordum adeta. Artık nasıl korktuysa beni inanılamaz zorluyordu. Tek sorun bu da değildi. Aletim artık sadece tuvaletimden dolayı değil, aynı zamanda önümdeki muhteşem kızın mini şort giymiş kalçalarına değmek üzere olmamında büyük etkisi vardı.
Artık çok yorulmuştum. Hem yaslanmak istiyordum hem de gücüm kalmamıştı. Çok saçma bir pozisyondaydık. Başta bir kolumu çekmeye çalışsam da aldığım tek tepki.
G:Çekmeeeeee!!!
Di. O da uyumuyordu. Madem öyle diyerekten kendimi saldım ve bir anda adeta üzerine düştüm. Dimdik aletim tam kalçasının arasına sanki elimle koymuş gibi oturmuştu. Gizemden sadece şaşırmışımsı bir nefes alma sesi gelmişti. Bir müddet böyle durdum ve hiç bir tepki almayınca okey olduğunu fark ettim. Başlarda rahattık. O da ses çıkartmıyordu ben de halimden fazlasıyla memnundum. Bu olayın üstüne çekiceğim 31 in hesabı yoktu. Harika bir gece oluyordu…