Sabah kalkar kalkmaz soluğu halamlarda aldım. Kapıyı halam açtı.
H:Buyur oğlum
Derken kaş göz işareti etmişti. İçeri girdiğimde eniştem ve Erdal abi kahvaltı masasında çay içerken diğerleri kahvaltı yapıyordu.
E:Oooo bacanak kaynanan seni seviyormuş gel kahvaltıya
B: Eyvallah abi
Diyip masaya oturdum. Gözüm Nurcandaydı, o ise başını eğmiş sessizce kahvaltısını yapmaya devam ediyordu. Kahvaltı bitince Nesrin abla beni boş bir odaya yolladı hemen peşimden de halam ve Nurcan içeri girdi.
B:Halam senle konuştu mu?
Nurcan sadece onaylar şekilde başını sallamış ama hiç yüzüme bakmamıştı.
H: Ben konuştum gurban olduğum
B:Oturun ikinizde
İkisi de sedire oturup benim konuşmamı bekliyorlardı.
B: Bak Nurcan, annen sana anlatmıştır. Ben ne senden ne de Fatmadan vazgeçmek istemiyorum. O her şeye razı sende razıysan sorun yok. Razı değilsen hemen dışarı çıkıp bu işin olmayacağını babanlara söyleyelim. Düğüne 2 hafta var. Millete de olmadı deriz herkes yoluna gider.
Fatma başını hiç kaldırmadan kısık sesle
F: Onu bu kadar çok mu seviyon?
B:Onu da senide aynı seviyom. İşin aslı ne ondan ne senden vazgeçmek istemiyorum. Sen resmi nikahlı karım olacan o da imam nikahlı…
F: Peki ondan vazgeç dersem, ben sana yeterim dersem razı olmaz mısın? Hem Nesrin ablam da var..
B:Mesele seks değil ki ona bakarsan daha başka kimler var kimler ben sana zamanında söylemiştim. Mesele sevmek ben ikinizi de çok seviyorum. Kefeye koyuyorum ikinizin de sevgisi eşit. Birinizin sevgisi diğerinden ağır gelmiyor o yüzden ikinizden de geçmek istemiyorum.
H: Aslanım bu şekilde olur mu sence? Birinden birini seçsen…
B: Hala çok düşündüm olmuyor.
H: Ya Nurcanda senin gibi yapsaydı?
B:Nasıl?
H: Yani senle evlenip başka biriyle…
Ben hemen lafını kesmiştim.
B: Sakın aklınıza bile getirmeyin. Ben ikisine de yetmezsem amenna ama bir kında iki kılıç olmaz, bir kılıç her kına girer bunu unutmayın. Böyle düşünüyorsanız hemen bitirelim. İlerde bir şey duyarsam, yaşarsam katil olmaktansa bağrımın yarısına taş basar diğer yarısıyla Fatmayı helalim yaparım.
Halam tekrar konuşacakken
F: Anlıyom ki sen ikimizden de vaz gemiyecen. Fatma da razı, baştan söyliyim resmi nikah benim.
Bu cümle beni rahatlatmıştı. Nurcan her şeyi kabul ediyor demekti. Daha fazla konuşmadan odadan çıkıp içerde eniştelerle düğün hakkında biraz daha konuşup eve gittim.
Ablama durumu anlattım kahveye gittim. Telefonum çalmıştı bilmediğim bir numara
A:Alooo yeğenim nasılsın? Ben amcan Celal.
B:Ooo amca nasılsın? Düğüne geliyonuz demi?
A:He he gelecem ama benim biraz işlerim var yengeni şimdi otobüse bindirdim yarın sabah orada olur. Onu alın ben düğün günü orada olacam.
B: He tamam amca tamam sen merak etme hadi görüşürüz.
Amcam yıllar öce ben küçükken babamla tartışmış, köyü terk etmişti. Sadece babamın cenazesinde bir kere görmüştüm hayal meyal hatırlıyordum. Annem yengemle her bayram telefonda konuşurdu. Eve gidip anlattım.
B: Esma sultan amcamlar köyden niye göçtü? Niye hiç gelip gitmiyolar?
A: Ceylan biliyo anlatsın sana
Ce: Ne anlatacam sen anlat işte
A: Gel benle
Diyerek o önde ben arkada annemin odasına girdik. Annem anlatmaya başladı.
A: Amcanla baban çok iyi geçinirdi. Amcan bizden önce evlenmişti
B:Yoksa babam yengemi…
A:Yok yok da Durali deden
B:Eeee
A:Deden birgün ahırda yengen Hatceyi sıkıştırmış. Amcanda bunu görmüş pılını pırtını toplayıp İstanbula göçtü. Baban ona hep para yollardı, deden ölünce de maldan payını yolladı öylece orada kaldılar.
B:Sıkıştırmış mı, sikmiş mi?
A: Günahı boynuna ama baban sikmiş demişti bir keresinde.
Bu konu beni çok azdırmıştı. Ben anneme doğru bir adım atıp elimle göğsünü okşadım.
A: Oğlum ne yapıyon çocuklar içerde.
B: Ana çok azdım
Annem yüzüme baktı sonra hiçbir şey söylemeden dizlerinin üstüne çökerek sikimi dışarı çıkarttı ve yalamaya başladı. Sikim kalkınca kollarından tutup annemi ayağı kaldırdım. Annem hemen arkasını dönüp eteğini yukarı sıyırarak ellerini yatağa koydu.
A:Götümü sikme çok ses çıkar, hemen amımı sik rahatla ama bunu kabul etmiyom ona göre.
Ben annemin kilotunu biraz aşağı indirdim götü gerçekten çok güzel görünüyordu. Ellerimle kalçalarını iki yana ayırınca göt deliğinin kızardığını gördüm. Şaşırmıştım.
B: Esma sultan hayırdır. Deliğin niye böyle ben ne zamandır sikmiyom?
A: He sen sikmiyon da Ceylan üstümden inmiyo ki. Daha bu sabah tandır odasında sikti götümü. Tabi bende onunkini.
Bunu söylerken gülümsüyordu.
B: Ooo siz işi ilerletmişsiniz.
A: Senin yerini tutmuyo ki aşkım ne zamandır bizi boşladın.
Ben sikimi tutup yavaşça annemin kuru amına sokmaya başlamıştım.
B: Haklısın ana hele şu düğün meselesini bi atlatalım yine sizinle ilgilenecem.
A: Ihhh offf özlettin gavurun dölü sıcak sıcak ne güzel.
Tempoyu iyice artırdım. Sikim içine girdikçe annemin kalçaları dalgalanıyordu. Annem başını da yatağa yokmuş kıpırdamadan inliyordu. Parmağımı ıslatıp göt deliğine sokunca kendini ileri atmak istedi ama diğer elimle yakalamıştım.
A:Offf gurban olduğum sızladı. Aban kuru kuru sikti sabah ondan ahhh yavaş, çek parmağını götümden offfff
Ben parmağımı çıkartmıştım ama daha seri sikmeye başlamıştım annem yaşına göre hemen sulanıyordu. Suları daha rahat içine kaymamı sağlıyordu. En sonunda annemi kendime çekip kalçalarını kasıklarıma yaslayıp boşalmaya başladım. Boşalmam bitince bir adım geri çekildim. Annem hemen dönüp sönmekte olan sikimi tekrar yalayarak temizledi. Ayağı kalkıp elini amına attı, dışarı çıkan döllerimi eliyle alıp ağzına götürdü, parmaklarını yaladıktan sonra kilotunu yukarı çekti, eteğini indirdi tülbentini düzlettikten sonra yanağımdan öpüp
A: Çok bekletiyon özletme, ablanı da beni de düşün.
Dedikten sora benim konuşmamı beklemeden odadan çıktı. Haklıydı son birkaç haftadır mahsülü kaldırıp, düğün telaşesi yüzünden onlarla doğru düzgün ilgilenememiştim. Sabah erkenden uyanıp Erdal abiden arabayı alıp doğruca ilçeye otogara gidip İstanbuldan gelecek otobüsü beklemeye başladım. Tabi Hatice yengemi merak ederek…
Otobüs yanaşınca merakla içine bakıyordum ama tanımadığım için inenlerin hepsi yabancıydı. Tam o esnada telefonum çaldı
Y:Aloo akın yavrum ben indim sen neredesin?
B:Yenge yazanenin kapısının yanındayım üstümde gri eşofman var
Tam o esnada karşıdan bir eliyle telefonunu ile konuşan diğer eli ile biraz eskide olsa büyük bir valizi çekmeye çalışan 1,70-75 boylarında, büyük kalçalı, büyük göğüslü ki giydiği dar pardösöden belli oluyordu, başında şehirli tarzı bağlanmış kırmızı siyahlı ipek bir eşarpla gülerek bana doğru geliyordu. Hemen bana yaklaşınca valizi bıraktı telefonu kolunda sallanan el çantasına koydu ve birden bana sarıldı.
Y:Akııınnn, tanıdım seni ne kadar büyümüşsün? Kos koca adam olmuşsun, eee evlenecek çağa geldiğine göre tam bir aslan olmuş benim yeğenim.
Ben daha bir şey diyemeden sarılıp yanaklarımdan sulu sulu öpmeye başladı. Ben şaşkınlığı üzerimden atana kadar kokusu beni mest etmişti. Yeşil gözleri kırmız yanaklarıyla bu iri yarı kadın gerçekten bizim köydeki kadınlardan farklıydı. Bende hafiften sarıldım.
B: Hoş geldin yengem
Y:Hoşbulduk aslanım
Sürekli gülümsemesi çok hoşuma gitmişti. Valizini arabaya atıp yola koyulmuştuk. Yolda sürekli eski günlerden bahsediyordu. Bu arada bizim aşağı köyden olduğunu yetim büyüdüğünü kimsesinin olmadığını ama bir ara eski köyüne gitmek istediğini söylemişti. Yol boyunca hep o konuştu ben dinledim hiç susmadı. Eve vardığımızda herkesle hasret giderdi. Akşam olunca yatma vakti geldiğinde bir sıkıntı vardı yengem nerede yatacaktı? En sonunda nenemle salonda yatmalarına karar verildi bende annemin odasında yerde yatacaktım. Ablamda çocuklarıyla, tabi olan bana olmuştu yengen herhangi bir şeyden şüphelenmesin diye akıllı durmam lazımdı. Gece annemin odasında yer yatağına uzanıp gözlerimi kapadığımda yengen gözümün önüne geliyordu. Annemde yatağına yatınca konuşmaya başladık.
B:Ana yengem ne güzel kadınmış?
A:Sakııınnn aklına bile getirme. O namus davasına yıllar önce bu köyden gitti.
B:Ne malum belki değişmiştir.
A:Oğlum bak sakın ilişme. O diğerleri gibi değil rezil eder hepimizi. Hem canın çektiyse ineyim aşağı ağzıma boşal, başımızı belaya koyma.
Böyle konuşarak uykuya dalmıştık. Gece sıkışınca kalkıp tuvalete gittim. Çıktığımda yengem karşımda, şiş gözleriyle, üstünde dizilerinin hemen altına gelen basma kumaştan beyaz gecelik, uzun sarı saçları dağılmıştı
Y:E be akın deliğemi düştün iki saattir bekliyom
B:Yenge kapıya vursaydın ya…
Eliyle beni kenarı çekip tuvalete daldı kapıyı kapatıp hemen işemeye başladı onun işeme sesini duyunca aklıma amı geldi nasıldır acaba diye merak etmiştim ses kesilince hemen mutfağa gidip su aldım ve yengem yanıma gelip
H:Bana da bir bardak ver aslanım
Yengeme suyu uzatınca elim eline değmişti benim sikim zaten hazır kıta bekliyordu. Yengen gördü ama hiç bir şey olmamış gibi bardağı tezgaha bırakıp arkasını dönüp giderken “tatlı rüyalar” dedi.
Sabaha kadar uyumadım. Kahvaltıdan sonra yengem hazırlandı. Erdal abinin arabası ile onu kendi köyüne götürecektim. Üstünde yine dünkü kıyafetleri vardı. Arabaya oturunca pardözösünün önü gerilince içinde, basmadan, uzun, siyahlı sarılı bir etek olduğunu gördüm. Tam derenin kenarından geçerken durmamı istedi. Arabadan inip dere kenarına doğru ilerledi bende peşinden gidiyordum. Derenin kenarında durup yere çömeldi ve elini dereye sokup suda biraz ileri geri yaparak
Y:Ne özlemişim be… çocukluğum, genç kızlığım hep buralardaydı.
B:Yenge niye gittiniz?
Y:Boşver
Yengen büyük taşlara basarak tam yanımdan geçerken dengesini kaybedince ben hemen yakaladım. Ama bir elim kolundayken diğeri kalçasındaydı. Yengen birden bana sert bir bakış atıp hiçbir şey demeden arabanın yanına tırmandı. Köyüne vardığımızda araban inmeden biraz köy içinde gezdik.
Y:Hiç tanıdık kalmamış, köyde çok değişmiş bizim eski evin yeri bile haraba olmuş. Hadi geri dönelim.
Tekrar arabaya bindiğimizde bu sefer eteği dahi görülmeyecek şekilde daha dikkatli binmişti. Biraz yol alınca vitesi değişme bahanesiyle elimi baldırına değdirince
Y: Akın ağzına sıçarım, iki oldu kendine gel
B: Ne oldu ki yenge?
Y:Önce dere kenarında götümü şimdide baldırımı elliyon kırarım senin o elini
B:Yenge sen yanlış…
Y:Sus şerefsiz, yıllar önce gavat deden de denemişti. Oğlum ben kocama aitim. Gözümü onda açtım onda kapatacam.
Ben hiç ses çıkartmadım. Eve varınca hızlı adımlarla içeri girdi. Annem önce ona sonra bana bakınca anlamıştı. Beni kenara çekerek sessizce,
A:Ben sana demiştim her kuşun eti yenmez.
Ben hiç ses etmeden odaya geçtim. Gece olmuş herkes uyumuştu. Nenem teyzemlere gitmişti yani yengem odada tek kalıyordu. Sessizce yerimden kalktım annemi kontrol edip odadan çıktım. Yengemin yattığı odanın kapısına gittim ama kapı kapalıydı. Kapının kolunu yavaşça indirdim ama kapı kilitliydi. Hemen ablamın odasına gidip, sessizce odanın kapı anahtarını alıp geri geldim. Yengemin odasının kapısına taktım ve sessizce çevirince açıldı. İçeri girdiğimde yengem iki elini yastığın altına sokmuş, yüz üstü yatıyordu. Üstündeki yorgandan sadece saçları ve yana dönmüş siması görünüyordu.
\–//\*//–
Evet devamı alternatifli iki bölümden biri… Sizleri dinliyorum ve hayal gücünüze bağlı olarak gelecek (lütfen saçmalamadan önerilerde bulunun)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.