Köşkün Patronu (3)

İri göğüslerim, elbisenin önündeki düğmeleri kopartacak gibi geriyordu üst kısmını… Memelerimi içinde top gibi sıkıştırıp üst kısmını açıkta bırakan yarım sütyenin siyah dantelleri geniş yaka dekoltesinden göz kırpıyordu.

-“Gördün mü boynuzlu kocam? Patron karını böyle görmek istiyor işte… Razı mısın buna sen?”

Kocamın gözleri parlamıştı beni böyle görünce… Ben elim belimde aynadaki görüntümü incelerken arkamdan yaklaşıp iki eliyle memelerimi avuçladı elbisenin üstünden…

-“Off… Harika oldun Gül…” dedi inleyerek… Pantolonun önünü bacağıma sürtüyordu kabarıklığı hissettirmeye çalışarak… “Hani adam da zevk sahibiymiş… Şu güzelliğe bak… Patronu siktir et şimdi… Seni sikmek istiyorum şuracıkta…”

-“Saçmalama…” diyerek kurtulmaya çalıştım etek altıma dalıp külodumu arayan ellerinden… “Geceye sakla iştahını… Buralardan da ayrılma bu akşam… Hem serviste bana yardım et, hem beni kolla… Bu seksi kıyafetle birileri senden önce kapıp sikmesin bu gece karını…” Uzanıp dudağını öptüm, elimle pantolonun önünü avuçlayıp,

”Hem biliyor musun? Bu kıyafetle ben de kendimi çok seksi hissettim. Benim de canım çekti şu anda ne yalan söyleyeyim… Ama yapamayız. Hadi geceyi bekleyelim kocacım…”

Patron ve misafirleri akşam üzeri geldiler. Yemek saatiydi zaten masayı kurmuş, hazırlamıştım. Mutfakta kocam yardım ediyor, ben gidip geliyor, servis yapıyordum. Tahmin ettiğim gibi Kemal beyin gözü sürekli üstümdeydi. Keza diğer misafirlerin de… İki erkek, iki kadın vardı yabancı… Onların bakışları altında falso vermemek için gayret ede ede kazasız sürdürdüm servis işini…

Millet müziği açmış, fasıllar, oyun havaları eşliğinde içkiler su gibi akarken eğleniyorlardı. Anlaşılan kadınlar eşleri değildi. İyi içiyorlar, eğlenmesini biliyorlardı. Meyve tabaklarını götürdüğümde adamın biri yanındaki sarışını kucağına oturtmuş, çılgın gibi öpüşüyorlardı. Külot yoktu kadının altında…

Diğer adam esmer güzeli dansa kaldırmış, slow dans müziği eşliğinde ayakta güya dans ediyorlardı. Adam kadını sımsıkı kendine yapıştırmış, ahtapot gibi elleri kadının her yerinde, kalçalarında, eteğinin altında dolaşıyordu.

Bakmamaya çalışıyordum ama görmemek ne mümkün… Sanki porno filmi izler gibiydim… Kışkırtıcı bir görüntüydü doğrusu… Zaten giymeye alışık olmadığım tanga külodun incecik ağı am dudaklarımın arasına girmiş, klitorisime sürtünüp duruyor, huylandırıyordu beni… Bir de üstüne bunların azgınca sevişmeleri…

Mutfağa giderken koridorda elimi eteğin altına atıp külodumun ağını düzeltmek zorunda kaldım. Parmaklarım ıslanmıştı suyumdan…

Kemal beye baktım, nasıl karşılıyor diye… Göz kırptı bana, sonra başını diğerlerine çevirdi. Elinde içki kadehi, gülerek onlara bakıyordu. Meyve tabağını önüne koyarken aniden elimi tutuverdi. Bir an boş bulundum, elimi tutan güçlü el içimi bir hoş etmişti, inledim.

-“İşi aldım. Teşekkür ederim Gül… Her şey için… Bu kusursuz yemek için…” Gözlerini memelerimden aşağıya, mini eteğimden bacaklarıma kadar bedenimde gezdirdi. “Beni kırmayıp bu giysiyi giydiğin için de… Sana çok yakışmış. Çok güzel olmuşsun…” Elini belimde, kalçamda, çorabın üstünden bacaklarımda dolaştırıverdi okşayarak… Kendimi geri çektim biraz,

-“Ben teşekkür ederim Kemal bey…” diye kekeleyebildim. Yüzüm kızarmıştı. “Görevim… Siz ne derseniz o olur…” Elimi bıraktı,

-“Ben ne dersem o olur demek…” diyerek yüzüme baktı. Sonra da diğerlerine… Bizimkiler işi iyice azıtmışlar, neredeyse grup sekse dalmak üzerelerdi. Ellerini çırptı,

-“Arkadaşlar…” diyerek seslendi. “Hadi toplanın, otelde odalarınız ayrıldı. Orada devam ederiz…”

Bir vaveyla, bir gürültüyle toparlandılar, arabalara dolup otele doğru yola çıktılar. Yalnız kalmıştım. Yüzüm yanıyordu az önce yaşadığım olay nedeniyle… Sofrayı toplamaya başladım. Mutfağa gittiğimde kocam mutfak masasında kendine kurduğu çilingir sofrasına çökmüştü çoktan… Bir ufak şişe rakının sonuna gelmiş, kafayı bulmuştu bile…