KonK Kıtası 1.Bölüm

Konk Kıtası, insanlığın henüz çok başında var olan bir kıtadır. Bu kıtanın ilginç yanı insanların ayrımıdır. Kast sistemi gibi bir ayrımdan bahsetmiyorum, cinsiyetlerin ayrımından bahsediyorum. İnsanlığın kendini, bedenini ve en önemlisi cinsel arzularını keşfettiği zaman ve bunun iki cinsiyeti, yani kadını ve erkeği birbirine kontrolsüz bir şekilde yaklaşıp işlerinin hiçbirini yerine getirmeyip sadece tatmin için yaşadıklarını fark edilmiş. Bu sebeple kadınların temsilcisi olan Akay ve Erkeklerin temsilcisi olan Togun’un aldığı bir karar ile kıta ikiye bölünmüştür. Kıtanın bir tarafı erkeklere öbür tarafı ise kadınlara ait olmuş ve Konk kıtasında hayat bu şekilde akmaya başlamış.

Her erkek ve kadın, 18 yaşına girince sadece ömürleri boyunca bir defaya mahsus yılın son haftası kıtanın orta noktasında bir araya gelir ve 1 hafta boyunca XeX in yani Kıtanın tanrısının birleştirdiği eşlerle ilk sexini yapar. Bu buluşmaların tek sebebi “Üremekmiş” ancak acaba herkes böyle mi düşünüyor? Bu süreçte kız hamile kalır ve doğan çocuk erkek olursa babaya, kadın olursa ise anneye kalırmış.

Hayat Konk Kıtasında bu şekilde kıtanın 588.yılına kadar sorunsuz bir şekilde akmış lakin her zaman bu böyle kalmaz, kalmayacak!

Kıta takviminin 570.yılı bir önceki yılın sonunda olan birleşmeden, Erkek bölgesinden Beyol’un oğlu Theron olarak doğdum. Annemi tabii ki hiç tanımadım… Bu kıta da bütün birleşmeler aynı zamanda olur yani doğan çocukların hepsi hemen hemen aynı zamanda doğar ve beraber büyürler. Bu gün yani kıta takviminin 588.yılı, akrep ayının 18. Günü ve bu günün ‘18’ olmasına özel, bölgenin 18’ine giren erkekler için yapılan toplu doğum günü şenliğindeyim. 18 bu kıtada kutsal bir sayısıdır, bu yaşa gelene kadar insanlar çocuktur. Hani derler ya “el bebek gül bebek” tam olarak öyle. Merkezde yaktığımız ateşin etrafında arkadaşlarım ile oyunlar oynayıp, genç olmamızı kutluyorduk, tabii ki sadece biz değil herkes, babamlarda.

Babamlar yani babam ve babam? Anlamadınız değil mi? Kıtanın kuralı gereği, yeni doğan bebeği sadece tek bir baba veya anne büyütmez, oğlu olan erkeğin yanına XeX tarafından kızı olan veya hiç çocuğu olmayan bir erkek verilir, bu erkek bir nevi anne vazifesi görür. Sadece çocuk için değil anne vazifesini evin erkeği içinde görür…

Ateşin başında eğlenirken bir anda omzuma değen bir elle irkildim;

B (Beyol) : Oğlum, iyi dalmışsınız, keyfin iyi midir?

G (Gurt, anne olan babam) : Tabii iyi olacak, artık erkek olma zamanı geldi neredeyse, değil mi?

T (Theron) : Öyle tabii ki! Artık erkek olma zamanım geldi ama nasıl olacak, hiç anlatmıyorsunuz babalarım?

B: Birazdan herkese anlatılacak o zaman öğrenirsin, şimdi duyuru alanına geç, birazdan temsilci hazretleri gelir zaten.

Babamın dediği ile beraber arkadaşlarımı da alıp duyuru alanına geçtim, bu alana sadece 18’ini aşmış olanlar alınırdı. İçeride de yine aynı eğlence havası sürerken yaşlı temsilcinin içeri gelmesiyle ortam bir anda ciddileşti ve sloganlar atıldı “Erkeklerin temsilcisi, XeX in gölgesi, Yüce olana selam olsun!”.

“Size de selam olsun, Yüce XeX in aciz kulları. Kıtamızın yaratıcının bizlerden seçtiği ilk temsilci Yüce Togun’un kararı ile, Her yılın Yılan ayının son haftasında 18 yaşına girmiş oğlanlarımız ortak alana giderler, orada XeX in lütfettiği partnerlerle ilişkiye girer ve yeni neslimizin oluşumuna katkıda bulunurlar. Sizler kıtamızın ve biz kulların geleceğisiniz. O yüzden bu günden itibaren eğitiminiz başlayacak. Başta aileleriniz ve büyükleriniz sonrasında da temsilci kurulunun öğretmenleri size bildiklerini öğretecekler, deneyim katacaklar. Sizler de eşlerinizle bildiklerinizi yapacaksınız. Bu gece yiyin, için ama yarın ÇALIŞIN!”

Konuşmasını tamamladıktan sonra yaşlı temsilci elinde ki bastonunu yere sürüye sürüye gitmişti, onun gitmesiyle sanki az evvel hiçbir şey anlatılmamış gibi bir anda ortalık yeniden şenliğe dönmüştü ancak benim aklım karışmıştı, ne öğrenecektik ve eşlerimiz, onlar kim olacaktı? O gece bu düşünceler ve şarkılar eşliğinde tamamlanmıştı.

Sabahın erken vaktinde Gurt babam tarafından uyandırılmıştım ve daha afyonum patlamadan evimizin önünde ki bahçede kendimi bulmuştum. Bahçede elinde tahta bir kılıçla Beyol babam bekliyordu. Evet, çalışmalar başlamıştı, “Güçsüz vücutla kadınını tatmin edemezsin, işin çabuk biter koş” gibi tempolarla sabah sabah bahçenin etrafında 20 turdan fazla koşmuştum. Sanırım burada artık kendimi anlatmalıyım, ben tahmini 178 cm boylarında, 59 kiloluk biriydim. Zayıftım ancak bu anormal değildi çünkü dedim ya hiç çalışmamıştım ve akranlarım tamamen böyleydi. Esmerdim ve kahverengi gözlerim vardı yani anlayacağınız çekici bir insan değildim. Koşunun ardından kısa bir kahvaltı yapmıştım sonra babamla kılıç talimi yapmıştım ve anam ağlamış bir şekilde banyoya girmiştim. Tahtadan olan küvetin içine suyu doldurmuş ve içinde dinleniyorken kapı açıldı ve içeri Gurt babam girdi.

Gurt babam, hafif kaslı şişkin göğüslere sahip 180 boylarında 80 kiloluk bir adamdı. Kısa sarı saçları vardı. İçeri girer girmez, “sabahtan beri Beyolla çalıştın şimdi sıra bende” diyerek kollarımın altından tuttuğu gibi beni kaldırmış ve yanda duran taburenin üstüne oturtmuştu.

T: Ne oluyor ba- (Lafımı kesmişti)

G: Sen daha önce hiç bunula oynamadın mı bakıyım? (Penisimi ölü haldeyken eline almış ve okşamaya başlamıştı)

T: Ha-hayır…

Yavaş yavaş sertleşiyordum, daha önce elbette sertleşmiştim ancak ilk defa bundan oldukça fazla zevk alıyordum. Babam eliyle sikimi en kökten en başa kadar sıvazlayarak bana hayatımın en zevkli anlarını yaşatıyordu, öyle güzeldi ki sertleşmemin üzerinden bir dakika bile geçmeden vanası açılmış çeşme misali haykırarak boşalmıştım. Kendime geldiğimde babamın yüzünün dölle kaplı olduğunu fark edip çok utanmıştım ki;

G: Utanmana gerek yok oğlum, daha ilk seferindi. Bundan sonra babandan vücudunu güçlendirmeyi benden de sikini güçlendirmeyi öğreneceksin gerçi bu boyda ki bir siki çok geliştirmeye gerek yokta neyse. Şimdi temizlen ve temsil okuluna git, orada ki dersi kaçırma.

Gurt Babam çıkmış ve bende tekrar küvete girmiştim. Az evvel o kadar güzel bir şey yaşamıştım ki onları düşünürken yine sertleşmiş bulundum ve bu seferde kendimi tıpkı babamın yaptığı gibi okşayarak yine kısa bir süre de boşaldım.

Temizlenmem bittikten sonra evden ayrılarak, temsil okuluna geçtim. Oraya vardığımda muhtemelen sabah benimle aynı şeyleri yaşamış olan, yakın arkadaşım Orion ile buluştum, halen daha zevkten dört köşeydi. Temsil okulunda sıralar ikili şekildeydi, içeri girerken öğretmen herkesin soyunmasını istemişti ve haliyle herkes heyecanın ve belki de diğerlerinin çıplak vücudunu ilk defa görmesinden olsa gerek sertleşmişti. Herkesin siki birbirinden farklıydı, kalını, kıllısı, incesi, temizi farklı farklıydı, Orion’un ki bir hayli küçüktü, benimkinin yarısı kadar…

Öğretmen oturarak eline bir ölçü aleti aldı ve tek tek bizleri çağırarak penislerimizin boyunu ölçtü ardından dizlerimizin üstüne domalmamızı isteyip eline bir sıvı sürüp işaret parmağını göt deliğimize sokup, sanki hazine arıyormuşçasına kurcalamıştı. Bundan aşırı rahatsız olmuş ve bunu belli etmiştim, bu tavrımı not almıştı. Kimisi ise bundan aşırı derecede memnun olmuştu ve zevk alıyormuşçasına sesler çıkartmıştı tıpkı Orion gibi, öğretmen böyle olanları da not almıştı. Sonradan öğrendim ki XeX partnerini bu tavırlarına göre seçermiş… Öğretmen bize ölçüm sonrasında kamış okşama adını verdiğimiz yolu anlattı, bu benim banyoda yaptığım şeydi. Uygulamalı olarak göstermek için altında ki pantolunu indirdi ve kalkık haldeki sikini okşamaya başladı ancak benim o halimden farklı olarak onun boşalması oldukça uzun sürmüştü, sıra sizde deyince hepimiz ellerimizi sikimize attık ve çok geçmeden hızlıca boşaldık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir