Komşumuzla Tatil (10)

“Ahhh… Siktir… Evet Ayla… Dediğin gibi sikim kocaman… Doyuramıyorum onu… Hep girecek amcık arıyor. Aslında tam sana göre yarağım Ayla… Timuur… Karın benim koca yarrağı çok beğendi Timur…”

Sözleri kenetlenmiş çenesi yüzünden dişlerinin arasından tıslayarak çıkıyordu. İkimiz de onun patlamasını izliyorduk. Yarağının ucundan fışkıran bembeyaz spermler önce havaya, sonra havuzun kenarındaki fayanslara, havuzun suyuna boşalıyordu.

Balta gibi sikini kavrayarak boşalmasını izlemek bir harikaydı komşumuzun… Zevkle sikini sıvazlarken boğuk boğuk inliyordu.

Sonunda hepimiz durulduk. Devinim sona erdi. Zevk inlemeleri, feryatlar, suyun içinde karımı sikerken çıkan suyun şapırtıları…

Sessizlik birden havuz başını kapladı. Her şey koca bir saçmalıktan ibaretti. Sonunda önce Ayla ve sonra da Burhan tarafından taklit edilen buruk bir kahkaha attım.

“Tamam komşu… Sanırım vakit geç oldu. Biz eve gidiyoruz.” dedim, yorgun bir sesle…

Burhan kendine gelip kalın penisini zorlukla şortuna gizlemeye çalışırken konuştu.

“Vay anasını çocuklar… Kasırga gibiydi. Az önce ne oldu?” Ayla biraz utanarak güldü ve ben de…

“Hiçbir fikrim yok.” diye cevapladım komşumuzu… “Birden bire oluverdi her şey…”

Burhan ayağa kalktı, utanmış gibiydi, yüzümüze bakamıyordu sanki… Eliyle sehpanın üzerinde ve havuz kenarındaki eşyaları işaret ederek,

“Bu şeyleri sabah alayım ben…” Alkol karışımını getirdiği sürahi ve bardaklarını söylüyordu. Evine gitmek için döndü ve,

“Dünya standartlarındaydı misafirperverliğiniz gençler… Her şey için teşekkürler.” dedi.

Bir sırıtma vardı yüzünde bunu söylerken ve ilerledi, köşede kayboldu.

Eşim yaşadığı duygu kokteylini yansıtan karmakarışık gözlerle bana baktı. Bakıştık. Hiçbir şey konuşmadık.

Yapabileceğim tek şey onu öpmekti… Sevgiyle ve tutkuyla…

Neden bilmiyorum ama, Ayla ve ben birkaç gün boyunca olaydan bahsetmedik. Birbirimizle normalden daha sessiz kaldık. İkimizin de bu deneyimi içimize sindirmek için biraz zamana ihtiyacımız vardı.

Havuzda seks bizim için yeni bir olay değildi aslında şimdiye kadar… Ama soru beynimi tırmalayıp duruyordu. Neden yaptık bunu? Neden komşumuzun, yabancı bir erkeğin önünde, onun bizi izlemesiyle tahrik olarak seks yaptık biz?

Ayla nihayet bir akşam yemekte konuyu açtı.

“Geçen gün yaşadıklarımız hakkında konuşmak ister misin aşkım?” diye sordu yumuşakça.

“Konuşacak ne var? Bir kaç içki içtik ve inanılmaz derecede güzel, seksi bir kadın iki erkeğin aptalca davranmasına neden oldu.” Durakladım, “Bu dünyanın kendisi kadar eski bir hikaye aslında…”

““Timur, pek öyle değil… Biz ikimiz evliyiz ve evli insanlar bu şekilde davranmıyor.”

“Saçma Ayla. Tonlarca evli çift böyle şeyler yapıyor. Olanlarla ilgili yanlış bir şey yok.” Sesimin tonu istediğimden daha sertti ve bir sonraki sorumu sordum karıma,

“Neden böyle söylüyorsun? Yoksa pişman mısın?” Tabağındaki bezelye ile oynuyordu dalgın dalgın,

“Hayır, ben… Bilmiyorum.”

Onun güvenini sağlamak, yaptıklarımızın o kadar da kötü bir şey olmadığını anlamasını sağlamak zorundaydım,

“Biliyor musun karıcığım? Seni hiçbir zaman bu kadar cinsel açıdan özgür, bu kadar çok heyecanlı görmedim. Sanki tamamen farklı bir kadın gibiydin.” Bu söylediklerim karımın yanaklarının kızarmasına neden oldu,

“Şeyy… Sanırım eğlendim. Sen de öyle…” dedi kıkırdayarak. Ona gülümsedim,

“Burhan’ınki kadar eğlenceli değil.” Sözlerim yanaklarındaki kızarıklığın artmasına neden oldu ve

“Evet, ne büyük bir sapıklık yaptık, değil mi?” diye güldü.

“Belki, ama o da bizi izlemekten hoşlandı sevgilim.” O günü hatırladıkça sanki yine uyarılmış gibiydi. Dudakları titriyordu. Bu duygu alabileceğim en iyi cevabı verdirdi karıma,

“Şeyy… Sikinin o kadar büyük olmasına şaşırdım. Ne kadar kocaman bir yarağı var adamın…” diye cevap verdi. Cümle ağzından kaçtığında, yine kızardı. Çabucak bir özür oluşturmaya çalıştı, “Ben, özür dilerim… Ben…”

Eh, neticede ben bir aptal değildim, karımın komşumuzun olağanüstü sikine ilgi duyduğunu biliyordum.

“Bebeğim, lütfen… Biliyorum. Azgın yaşlı keçinin at gibi yarrağı olduğunu kim düşünebilirdi ki…”

Karım yine kızardı ve konuşmadan, kendi alemlerimize dalarak yavaş yavaş yemeğimizi bitirdik. Arada onun yüzüne bakıyor, aklından neler geçirdiğini tahmin etmeye çalışıyordum.

O akşam daha sonra karımla yatakta sevişirken, gerçeği kabul etmeden kaçmasına izin vermedim. Burhan’ın erkeklik organının boyutu konusunu tekrar öne sürüp büyüttüm. Karımın amında gidip gelirken aynı anda komşumuzun erkekliğini tartıştığını duymak beni büyüledi adeta, deli gibi tahrik oldum.

“Onun kocaman aletini gördün diye kendini üzme bebeğim… Onun da seni sevdiğini söyleyebilirim. O da seni sikmek istiyordu o anda…”

Karımı domaltmış, arkadan vurdurarak sikiyordum bunu söylerken… Dişlerini gıcırdattı,

“Ne…? Hayır… Ohhh… Ben…” Yaptığım yorumdan şaşırmış gibiydi karım… Kıçını tokatladım.

“Yalan söyleme… O koca yarağa nasıl baktığını gördüm senin, seni fahişe seni…”

“Hayır… Ben… Ben hiç… Ohh…! Aşkımm… Hiç o kadar büyük bir yarak görmedim aşkım…” Eğildim ve onu sırtını öptüm, hala pompalıyordum bunu yaparken,

“Görmediğini biliyorum aşkım… İnan ben de ilk kez o kadar büyük bir yarak gördüm. Ve sen de sevdin o koca yarağı…”

Bu kez yüksek sesle inledi. Deli gibi tahrik oluyorduk bunu konuştukça… Belini pençelerimle tutup makine gibi sikmeye, kasıklarımı vurdurmaya devam ederken,

“Söyle orospu… Söyle… Sadece itiraf et! O koca yarağa bayıldın sen…”

“Ohh!“ diye inledi. Dişlerini gıcırdattı, “Güzel! Evet… Sevdim… Çok güzeldi… Ahhh… Ne kadar büyüktü… Ve ne kadar kalın…”

“Ve o yarağı içinde hayal ettin değil mi? Komşumuzun koca yarağıyla seni siktiğini… Şimdi o sikse seni Ayla… O koca yarağını senin sulu amcığına gömse… Ohhh…”

“Ahhh… Gömsün… Siksin beni… O koca yarağını soksun amıma… İçimi yara yara siksin beni… Ohh… Bebeğim… Geliyorum…”

İkimiz de karşılıklı bir orgazm patlaması yaşadık.