Kızım Sena – 1

Merhaba, ben semih. 40 yaşındayım ve 20 yıldır süren bir evliliğim var. Eşimde, bende çalışan bireyler olduğumuz için çocuk bakmak ve yetiştirmenin bizim için çok zor olduğunu biliyorduk ama içimizde de hep bi çocuk isteği vardı. O yüzden tek çocuk sahibiydik, güzeller güzeli kızım sena. Size kızımdan detaylıca bahsetmek istiyorum ki onun nasıl bir kız olduğunu kendi zihninizde canlandırın. Sena 19 yaşında, 1.72 boyunda ve bacaklarının uzunluğu adeta bir manken havasında, 58 kilo, zayıf ama, o kemik gibi görünen kızlar gibi değil vücudu dolgun. Çok tatlı bir yüzü var, çok masum görünüyordu ve senanın gözleri az derecede olacak kadar bozuktu, gözlük kullanıyordu ama gözlük onu daha da çekici yapıyor çok daha güzel oluyordu resmen siyah kemik gözlüğü vardı. Saçları hafif kahverengiydi ve omuzlarının biraz altına kadar uzanıyordu ve düz bir saçı vardı. Oldukça bakımlı, 37 numara, beyaz tenli ve tabanı pembe ayakları ve uzun, ince parmakları olan elleri vardı. Göğüsleri büyük değildi ama oldukça güzel şekli olan kalçaya sahipti. Bu senanın fiziksel özellikleriydi. Kişisel özellikleriyse hala çocuk ruhluydu ki zaten daha oldukça olgunlaşmamıştı 19 yaşındaydı ve reşit olmuş, yolun başındaydı. Oldukça temiz, iyi kalpli bir kızdır sena. Hatta bu sosyal medya camiasında ona çok benzeyen bir kız var, uzaktan görsem kızım sena derim o derece benziyorlar ama burada adını verip kendimi herhangi bir kötü duruma sokmak istemiyorum. Zaten biraz düşününce aklınıza gelir. Neyse artık konumuza gelelim. Sena benim tek kızım, kıymetlim. Ondan çocukken vazgeçemiyordum ve okula biraz geç yazdırdım 8 yaşındayken okula yazdırdım ve şuan 11. Sınıfa gidiyor. Kızım tek çocuk ve kız olduğu için onu biraz şımarık büyütmüştük ve hayatı biraz öğrenmesi için devlet okuluna gönderiyorduk ve ben kızımı ne kadar özel okulda büyütmek istesem de maddiyatımız da buna el vermiyordu zaten. Neyse ben asıl olayı anlatmaya başlayayım. İşten gelip evde oturduğum vakitte sena son derece enerjik bir şekilde odasından aşağiya indi ve koşar adımlarla şarkı söyleyerek eşimle yanımıza geldi. Benim oturduğum çek yatan oturdu ve iyice yanıma yanaşıp sağ kolunu omzuma koyup kafasını iyice yüzüme dayadı ve: -ya baba bugün sınıftan bi arkadaşımın doğum günü, birkaç arkadaşla birlikte kutlamaya gidebilir miyim? Dedi. Saate dönüp baktığımda henüz çok geç değildi (18.00) ama dediğim gibi kızım benim için çok değerliydi. Senaya dönüp:

  • ne doğum günü kızım bu saatte Dedim. Sena bana daha da sarılıp “ya nolur baba” Falan diye naz yapıyordu ve bende ona daha fazla dayanamayıp ” İyi tamam git ama fazla gecikme” Dedim. Sena oldukça mutlu ve heyecanlı bir şekilde kalkıp odasına gitti. Aradan 1 saat geçtiğinde toplu ayakkabı sesleriyle merdivenlerden aşağıya inme sesi duydum. Arkamı dönüp baktığımda, sena beni oldukça şaşırtmıştı. Sena saçlarını oldukça canlı gösteren birşey yapmıştı ve çok uzun olmayan dalgalı saçları çok güzel görünüyordu sol tarafını ince bir şekilde örmüş sağ tarafa yatırmıştı. Yüzünde fazla abartı olmayacak şekilde güzel bi makyaj vardı ve dudaklarında ki o hafif pembe tonunda makyaj dudaklarını çok güzel gösteriyordu. Üzerindeyse askılı, mini bir crop tarzı bişey giymişti ve göğüs kısmı açıktı ve sadece ince bir iple bağlamıştı. Altınaysa oldukça mini bir kot giymişti ve kot pantolon kalçası hizasında bitiyordu. Giydiği kottan dolayı uzun ve ince, hafif dolgun bacakları oldukça ön planda duruyordu ve bacakları pürüzsüz ve ışıl ışıldı. Ellerine koyu kırmızı ve ayak parmaklarınaysa hafif pembeye yakın bir oje sürmüştü. Ayakkabılarıysa oldukça garipti çünkü sadece ayak parmaklarını tutan bir ip vardı ve bileklerine bağlamıştı ayakkabıyı, ayakları tamamiyle açıktaydı ve hatta ayaklarının kenarlarına bakınca pembe tabanları dahi görünüyordu. O benim biricik kızımdı ona asla başka bir gözle bakmazdım ama dışarıda diğer insanlar için sıradan biriydi ve bu şekilde dışarıda olması tehlikeydi gözlüklerinin arkasından güzel gözleriyle bana masum masum bakınca ona kıyamadım ve o izin verdim ama içim hiç rahat değildi.