O eski, toz kokusu artık mekanın parfümü olmuş sahafçıya girip etrafa bakınırken 80 yaşlarında ki Rahif abi(yabancı biriydi) göz ucuyla bana bakıp gülümsedi. Sık sık gelirdim buraya kitaplara çok düşkün biri olarak. 25 yaşına girmiş biri olarak kitaplardan başka arkadaşım yoktu. Kızlarla en fazla okulda yan yana oturmuştum. Rahif abinin sohbeti bana ezikliğimi unutturuyor ve yepyeni bir vizyon gösteriyordu. Ama kendimi hep dibe tekrar batmış ve intiharı düşünürken buluyordum. Rahif abiyle yaklaşık bir yıl önce tanışmıştım ve bana kitaplar senin kurtuluşun olacak demişti. O zamandan beri sadece roman okumayı bırakmış rahif abinin önerdiği kitapları da okuyodum. Ama o gün öğrendim Rahif abinin dükkanı kapatacağını. Yorulmuş ve küçükken gelip yaşadığı bu ülkeyi bırakıp anavatanına dönüyordu. Çok üzülmüştüm ama onu tanıdığım için mutluydum. Son bir kitap alayım bari dedim. Üst raflara baktım, uzun olduğum için genelde gözardı edilen kitapları rahatlıkla alıp inceliyodum. Simsiyah kapaklı o kitabı gördüm. Farklı ve eski bir fontla yazılmış o kitap. Kitabı Almar’a. Dokunca midem bulandı. Mastürbasyondan sonra bazen yaşadığım kendimden iğrenme duygusunu iliklerime kadar hissettim. Uzak durmam gereken bir kitap gibi geldi bana. Sanki lanetlenmişim gibi. Ama zaten hayatım dibe batmış, mutsuz hatta daha kötüsü buhrandaydım. Rahif abi o kitabı aldığımı görünce gülümsedi ve gözlerini dikip bana baktı. Sanki insan değildi. Gözleri aşırı siyahtı, aynı kitabın kapağı gibi. Yanıma geldi kitabı aldı ve poşete koydu. Sana ilk ve son hediyem dedi ve toparlanmaya geri döndü. Kitap beni öyle rahatsız etmişti ki teşekkür bile edemedim. Hemen eve gittim. Annem hoşgeldin Oğuz, girmeden şu çöpü atsana dedi. Çöpü atarken kitabı da atmak istedim ama hediyeydi sonuçta. Odama gittim ablamlar ve abim evde değildi. Babamda işine çok düşkün eve sadece geceleri gelirdi. Oturdum masama açtım kitabı. Sayfaları boştu. Çevirdim çevirdi ve çevirdim ama hepsi boş. Bu muydu hediye. Korktuğum bu muydu. Derken masa lambam patladı ve camı elime girdi. Kitabın boş sayfaları hep kan olmuştu. Hemen gidip elimi yıkayıp camları çıkardım. Annem elimi bandajla sardı, dikişe gerek yok, çok derin değil dedi ve yanağımdan öpüp işine döndü. Annem doktormuş ama yıllar önce sevdiği birini kazada kaybedip onu kurtaramadıklarında hem kandan rahatsız olmuş, hemde doktorluğa olan inancını kaybetmişti. Oda döndüm ama kitapta yazılar vardı. Anlam veremedim bir türlü. Mantığa çok inanrdım. Yok doğaüstü varlıklarmış yok karabasanmış hep komik bulurum. Yorgunluktandır dedim ve ilk sayfaya geldim. Ve işk sayfada bğyük siyah bir uyarı vardı ve altında “Şüphe yoktur ki sana kitabı zorla okutmadık ve yine şüphe yoktur ki günahların yalnız kendinderdir. Zevk ve şevkle, gerekse mülkle ilim ve sihir yalnız senindir.” Yazıyordu. Bu ne amına koyim dedim. Neyse okuyalım bakalım diyip geçtim ikinci sayfaya. Kitap 921 saydaydı ve ağırdı. Kitap 19 bölümden oluşuyor ve ilk bölümde kadınların ne kadar narin, azgın ve çekici olduğunu heyecanla anlatıyordu. Okurken taş gibi sertleşmiştim. Kadınların anatomisinden, nerelerini nasıl ve ne zaman okşamak gerektiğini anlatıyordu. Ama bunu erkek olarak değilde kadına farkettirmeden bir dost gibi yapmayı anlatan çok farklı teknikler içeriyordu. Kitap aşırı ilgimi çekmişti. Oldukça yavaş ve anlayarak okuyordum ve havanın karardığını farketmemişim. Ablam Aylin odama girdi ve sandalyenin arkasından gelip yanağımdan öptü. Anladımki bana sataşmadan önce ortamı ısıtıyordu. Ben kitaba bakıp sayfaları çevirirken 2-3 dakika elleri boynumda oda kitaba baktı. En son sıkıldı ve niye boş sayfalara bakıyosun gerizekalı diyip güldü. Yav he dedim okumaya devam ettim. Baktı tepki verip kavga çıkarmıyorum, uğraşmaktan vazgeçip gitti. Derken yemek yedik ve ben yine odama döndüm. Günlerim kitabı okumakla geçiyordu. İlk bölümü bitirmiş ve ikinci bölüme geçmiştim. Aimra’a 1 yazıyordu. Burda kadınların on üç çeşit olduğunu ve hepsinin ayrı fıtratının olduğu söylüyordu. 14. Bölüme kadar sürüyordu. Artık gecem ve gündüzüm kalmamıştı, sürekli kitabı okuyordum ama yavaş ve dikkatli okuduğum için bitmiyordu. Son bölümlerinde geldiğimde kıyafet, sohbet, davranış, vücut ve gücü de anlatıp bitiyordu kitabı almar’a. Kitap bitmiş ve ben bunları hoş bir fantastik fikir olarak görüyordum ama canım sıkılmış olacakki hepsini denemeye karar verdim. Bir akşam çıkıp şehir meydanına ve sahile gittim. Çok güzel kızlar vardı ama ben cesaret edemedim. Ya kötü tepki alırsam napıcaktım. Ya polislik olsaydım. Sonuçta öğrendiğim şeyle selamlaşma gibi basit şeyler değildi. Kadınlara nasıl davranacağımı tamamıyla değiştirmişti. Ama ben bunu kadınlarla iyi bir ilişki başlatmak ve bağı arkadaşca güçlendirmek için de kullanabileceğimi düşünüp annem ve ablamlarla denemeye karar verdim, malasef.
İlgili Hikayeler
Bütün Hayatım – 17. Bölüm
This is post 17 of 23 in the series “Bütün…
Bütün Hayatım – 16. Bölüm
This is post 16 of 23 in the series “Bütün…
Kocamın Performansı Düştü Üvey Oğluma Sardım
Adım Sevim, 32 yaşında, evli, kendi çocuğu olmayan, ama sikişmeyi…
Hikaye Ara
En Son Hikayeler
Kategoriler
- Aile içi Hikayeler
- Aldatma Hikayeleri
- Arkadaş Hikayeleri
- BDSM Hikayeleri
- Bisexüel Hikayeler
- Cuckold Hikayeler
- Duyurular
- En Çok Okunan Hikayeler
- Ender Hikayeler
- Eşcinsel Hikayeler
- Gay Hikayeleri
- Grup Hikayeleri
- İşyeri Hikayeleri
- Kısa Hikayeler
- Komşu Hikayeleri
- Kuzen Hikayeleri
- Lezbiyen Hikayeleri
- Olgun Hikayeleri
- Tarih Hikayeleri
- Travesti Hikayeleri
- Türbanlı Sex Hikayeleri
- Videolar
- Yenge Hikayeleri
- Yetişkin Hikayeleri
- Yetişkin Hikayeleri Özel
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.