Kırılma Noktası – 15. Bölüm

Bölüm 15

Yıllardır sanki bu anı bekliyor gibi, içten içe sevindi berna. Alper’e doğru dönüp;

Berna: Bırak şimdi içmeyi planlar değişti. Gidiyoruz!

Alper: Paylaşacak mısın benimle yoksa, boşa mı nefesimi tüketiyorum?

Berna: Yarın parti var. Sen, ben, Duru Hanım ve Feyza’nın sadece olacağı kafa dağıtma, bir şeyleri kutlama partisi. Hazırlık yapmamız gerekiyor. Partiyi benim evde yapacağız ama bir kaç alışveriş yapmamız gerek.

Alper: Bu saatte mi? Senin evindeyse gidelim evi toparlayalım yarın da alışveriş yaparız.

Berna: Sana fikrini soran olmadı. Hadi gidiyoruz.

Alper, bu üslup karşısında daha ne kadar dayanabilirim diye düşündü. Biraz daha dayanmam gerek diye kendini teselli etti. İş bitmiş olsa da ortada büyük bir risk vardı. Balığı ürkütmemek gerek diye. Söylenenleri yapmaya devam edecekti. Birlikte şirketten çıktıktan sonra, yola koyuldular. Nişantaşın da bir mağazaya girip görevlileri çıkarttı berna. Berna’nın tek alışveriş yaptığı yer burasıydı. Özel kesim ceketler, elbiseler, iç çamaşırları kısacası kadın için hemen hemen her ürün vardı. Fiyatlarının pahalı olması umurunda değildi. Dükkanda sadece Alper ve Berna vardı. Kepenkleri indirtmişti berna mağaza sahibinden. Çalışanlar ve mağaza sahibi çıkması gereken saatten erken çıkmışlar dükkan ikisine kalmıştı. Berna eşyaları süzdükten sonra;

Berna: Önce iç çamaşırlarıyla başlamalı, sen şöyle geç ve otur giydiklerimi yorumla sadece.

Alper söyleneni yaptı. insanların ayakkabı denemek için oturdukları bir pofuduğa oturup bacak bacak üstüne atarak, başına gelecekleri beklemeye koyuldu.

Berna, ilk olarak ceketini çıkarmıştı. rahat hareket etmesi için ayakkabılarını çıkartıp, kendisini esnetti. Gömleğinin düğmelerini açıp çıkarttığında, sütyeni ve kumaş pantolonu ile kalakalmıştı. Atletik vücudu bu haliyle daha belli oluyordu. Göğüslerinin dikliği alper’in dikkatini çekmişti. Sütyeni çıkartıp, üst bölgesinin çıplaklığını alper’e sergilemekten çekinmiyordu. Alper de ise ufak hareketlenmeler başlamıştı. İpek bir gömlek denedi. Sonra çıkardı. Anlaşılan bu elbise deneme işi uzun sürecekti, bir türlü beğenmiyordu. Alper’e fikrinin bile sormadan çıkartıp, başka bir giysi deniyordu. En sonunda siyah bir gömlekte karar kıldı. Düğmelerini iliklemeden sadece üzerinde sırtını kapatacak şekilde duruyordu.

Berna: Sıra Alt tarafta.

Berna kumaş pantolonu çıkarttığında, alper oturduğu yerden iyice kıpraşmaya başlamıştı. iç çamaşırı üzerinde çok iyi duruyordu. Dudağının kenarında olan benden, bir tane de sağ kalçasında vardı. Elin de iki tane iç çamaşırı tutup alper’e gösterdi. Alper Sağ tarafı işaret ederek, siyah olan dantelliyi seçmişti. Berna çok rahat bir şekilde alper’e arkasını dönerek kendi iç çamaşırını sıyırdı ve o an alper, berna’nın temiz amını görmüş oldu. Kendine bakan birisiydi. Uzun boyuna rağmen eğilirken hiç zorluk çekmiyor, nispet yaparmış gibi iç çamaşırını çıkarıyordu. Alper’e sırtı dönük şekilde, seçilen siyah dantelli iç çamaşırını giyip, önüne döndü ve ellerini iki yana kaldırıp nasıl oldu diye sordu. Alper gördüğü manzara karşısında ellerini belinde bağlamış hafif öne eğilerek dizleriyle sikine doğru baskı yapıyordu. Gayet güzel anlamında bir kafa salladıktan sonra. Berna mağazada gezmeye başladı. İç çamaşırı ile uyumlu olsun diye siyah bir sütyen seçip, alpere onu giydirmesi için çağırmıştı. Alper arkasından yaklaşıp, gömleği yavaşça çıkartırken biraz yakınlaşmıştı. Bunu bilerek yapmasa da verdiği her nefes berna’nın omuzuna ve boynuna çarpıyordu. Gömlek çıkınca göğüslere yakından bakmanın verdiği zevkle yavaşça sütyeni, Berna’nın göğüslerine de hafif dokunarak yerleştirdi ve sırtında kopçasını takıp, yerine geçti. Bu denli yakınlaşma onun için iyi olmazdı kendini frenlemesini bildi. Ancak hormonların tepkisi daha ağır basıyordu. Bu alt taraf da belli oluyordu. Bir kaç dakika geçip elinde bir çift ayakkabı ile gelen Berna, Alper’e giydirmesini söyledi. İlk olarak sol ayağını uzatan Berna bu durumdan keyif alıyor gibiydi. Berna’nın ayak tabanını elinin avucuna sığdıran alper, nazikçe ayakkabıyı giydirdi. Sırada sağ taraf vardı. onu da hallettikten sonra artık işinin bittiğini düşünen alper, yanılıyordu. Sırada eskileri giydirmek vardı. İlk olarak iç çamaşırı ile başladı kalçalarına dokunarak giydirmişti alper, berna bu durumdan şikayetçi değildi. Dikkatlice Alper’i izliyor bu durumdan keyif alıyordu. Belki de içinden kucağına o an atlamak geliyordu. Eski sütyenini giydirirken alper;

Alper: Bu durumdan zevk aldığını biliyorum. Partide benim dördüncü olmamı istedin ve ben bunu red ettim. Şimdi aklınca benden intikam alıyorsun değil mi?

Bu soru karşısında berna alper’e doğru dönüp ona iyice yakınlaşmıştı, dudakları, dudaklarına değecek gibiydi.

Berna: Anlık bir heves, gelip geçti. Sen git feyza’nın köpeği ol.

Alper: Tekrar söylüyorum ben kimsenin köpeği değilim, hele senin hiç. 1000 tane sikim olsa birini bile sana sürmem.

Berna: Alt katta ki öyle demiyor ama.

Gözüyle alper’in sikine bakıyordu ve avucuyla, tutup;

Berna: baksana hazır kıta bekliyor. (hafif okşamaya başlamışken)

Alper, berna’nın elini tutmak için hamle yapmıştı ama berna bir kaç yakın dövüş sanatında ustaydı. Atletik vücudu ve çevikliği, alper’i yere sermesi için gereken tekniği sağlıyordu. Alper bir anda kendini yere bulduğunda. Berna’nın kucağına oturduğunu anladı. Berna’nın üzerinde iç çamaşırı ve sütyen vardı bu manzara karşısında alper’in kalkmış siki, Berna’nın amına temas ediyordu. Berna iyice alper’in yüzüne doğru eğilip;

Berna: Çok beylik laflar ediyorsun. Sana şu an sahip olabileceğim gibi istediğim zaman da sahip olabilirim.

Bunu söylerken gözlerini alperin dudaklarına doğru söylemiş, öpmemek için kendini zor tutmuştu. kalkmak istemiyordu. Hissettiği sertlik onu daha fazlasına itiyordu. Güçlü görünmek için yavaş hareketlerle kalktı.

Berna: buradaki işimiz bitti, gidiyoruz. Geri kalanını ben hallederim.

Berna üstünü giyip yeni aldıklarını bulduğu bir poşete düzgünce koyduktan sonra, telefonuyla mağaza sahibini arayıp anahtarı su sayacının oraya koyacağını söyledi. Yedek anahtar mağaza sahibinde vardı ve birlikte evin yolunu tuttular.

Berna’nın evi, Feyza’nın evi gibi büyük ve gösterişliydi. Saunasına kadar evin içinde yok yoktu. Geniş bir salon, büyük bir mutfak, yatak odası dolaplarla çevrili ve penceresi orman manzaralıydı. Çalışma odasında bilgisayarların olması, onun iş kolik bir insan olduğunu, otorite sahibi olmayı sevdiğini gösteriyordu. Aracı garaja park edip evin içine geçtiler. Alper’in aslında eve uğrayıp üstünü değiştirmesi gerektiğini söylemişti ama berna, sarsılmaz otoritesini kullanıp onu bu halde kendi evine getirmişti. Alper kendisini kirli hissediyordu. Evin içini inceleyip dışarı baktığında yeni temizlenmiş havuzu gördü. Gece ay ışığı altında yüzmenin ona iyi geleceğini sıcaktan bunalmış olmanın verdiği kirlilik hissinin gideceğini düşündü ve gömleğini çıkartıp, pantolonunu indirdikten sonra iç çamaşırıyla birlikte havuza atladı. Berna onu izliyordu sadece Alper suyun dibine dalıp tekrar çıkıyordu. Berna üstünü değiştirmeden bir sandalye çekti ve Alper’i izlemeye başladı. Alper, bernaya bakmıyordu bile sadece suyun tadını çıkartıyordu. Berna bir küddet daha izledikten sonra ayağa kalktı ve alperin yerde bırakmış olduğu gömleği pantolonu alıp havuza attı. Alper bunu fark ettiğinde sinirlenmişti. Yüzünden belli oluyordu. Berna yaramız bir çocuk gibi canı ne isterse onu yapmaya kendinde hak görüyordu. Alperin sinirlenmesi onun umurunda değildi.

       Alper: teşekkür ederim bana giyecek birşey bırakmadığın için.

Berna cevap vermeden alperi izlemeye devam etti ve bu durumdan oldukça keyif alarak ona karşı gülmüştü.

       Alper: yüzündeki gülüşü bir kaç defa gördüm (havuzun kenarına yüzerek gelmiş, ellerini havuz kenarına dayamıştı) sadece benim başıma birşey geldiğinde seni bu gülümsemeyle görüyorum. Söyle bana beni mi kıskanıyorsun? Yoksa feyza’yı mı?

Berna kaşlarını tekrar çatmış alpere doğru yürüdü ve onun yüzüne doğru eğildi.

        Berna: ikiniz…

Cümlesini bitiremeden kendini su da buldu. Alper onu suya çekmek için kışkırtmıştı ve istediğini aldı. Tüm giysileri sırılsıklam olmuştu. Alper ona doğru yüzdü ve dibine geldiğinde;

        Alper: senin bu şımarıklıkların beni artık usandırmaya başladı. Seninle iletişim kurmaya çalıştıkça beni görmezden geldin. Artık istersen olumsuz rapor ver bu saçmalıklarına daha fazla katlanamayacağım. Ben gidiyorum ve bundan sonra da yokum. Feyza’ya gerekli açıklamayı yapıp yoluma bakacağım. Ne sen ne de bir başkası artık umrumda değilsiniz. Ne yaparsanız yapın benden uzal durun artık.

Berna sadece alper’e bakakalmıştı. Ona hayatı zindan etmek için herşeyi yapacak kadın, bir anda moralmen düşmüştü. Bu resti beklemiyordu. Çok üzerine gitmemişti aslında kendini buna inandırıyordu. Ancak kuş yuvadan uçuyordu. Yarın ki parti olmayacaktı belki de bu sebepten. Alperi kolundan tuttu;

         Berna: Özür dilerim biraz fazla ileri gittim.

         Alper: biraz mı? Çok sabrettim sana ama artık iyice bokunu çıkardın sen. Hem sen özür dilemesini ne zaman öğrendin? Bu senin lügatında yok zannediyordum.

         Berna: uzatma alper, şaka yaptım alt tarafı. Yarın gidip sana yeni üstbaş alırım.

         Alper: senden birşey istemiyorum. Bana selam dahi verme, bütün çalışanlar, sana selam vermeye korkarken, ben seni tanımaya arkadaş olarak kazanmaya çalıştım. Ama görüyorum ki, boşuna uğraşmışım.

Alper yine bernanın sakladığı gizemi çözmek onun güvenini kazanmak için bu yola başvurmuştu. Artık son kurşunuydu bu. Tutmazsa başaramamış olacak ve büyük konuştuğu için çekip gitmesi gerekecekti. Plan başarılı olmuş gibiydi. Çok ince bir çizgideydi tartı, çon dikkatli kurmalıydı cümlelerini alper.

Berna alperi kollarından tuttu, ağzından kelimeler dökülmüyordu ama ileri gittiğinin farkındaydı.

          Berna; gel çıkıp biraz konuşalım, bak hava da esmeye başladı soğuk suyun içinde hasta olacağız.

Birlikte sudan çıktılar, alper eşyalarını aldı sırılsıklam olmuştu. Telefonunu berna önceden el koyduğu için onu kurtarmıştı ama cüzdanı sırılsıklamdı. Berna havuzda olan alpere elini uzattı ve onu yukarı çekti. Islak iç çamaşırı ile alperin siki çok net belli oluyordu. Berna biraz baktıktan sonra kendini toparladı ve alperin elinden ıslak eşyaları alıp çamaşır makinesine doğru gitti. Alperde onu takip ediyordu. Küvete sıcak su doldurdu sonra vazgeçti. Saunayı hazır hale getirmeye başladı. Alpere bir havlu uzattı ve iç çamaşırınıda çıkarmasını söyledi. Alper denileni yapıp havluyu beline bağladığında iç çamaşırını kendisi attı makineye. Berna da soyunmaya başlamıştı. Tüm üstündekileri çıkartıp çıplak bir şekilde durduktan sonra kendi çamaşırlarını da makineye attı ve bir havluda kendine alıp onu beline bağladı. Göğüsleri açıktaydı. Utanmıyor, çekinmiyordu alperden. Alperin elini tutup, saunaya çekti ve kapıyı kapattı. İkisi sıcaklaşan oda da dipdibe oturmaya başladı.

Saunanın içi buharla dolmaya başlamıştı. İkisi tek kelime etmeden oturuyordu. Berna’nın göğüs uçları sertleşmişti. Alperin havuzdan çıkarken ki hali gözünün önüne geliyordu. İçten içe onu arzuladığını fark etmişti aslında. İkisi kaçamak bakışlarla birbirini süzüyor, göz kaçırmaya devam ediyordu. Diz kapakları birbirine temas etmeye başlamıştı ilk. Ten sıcaklığı artıyordu. Bir havlunun altında canavar uyanıyor, diğer havlunun altında yangınlar çıkıyordu. Berna elini alperisin bacağına koydu;

      Berna: biz feyza ile yetimhanede büyüdük.

Kısa bir sessizlik olmuştu berna gelecek tepkiyi beklerken alper neler olacağını, berna’nın anlatacaklarına kendini vermek istiyordu.

      Berna: Duru bizi evlatlık alıp yetiştirdi. Bugün istediğimizi alıyorsak, istediğimizi yapabiliyorsak onun sayesinde

Diz kapağının üstünü okşamaya başlamıştı berna, alper gözlerini bernanın yumuşak görünen ama sert olduğunu bildiği eline odaklanmıştı.

     Berna: çok zor bir çocukluk geçirdik, ikimizde istenmeyen, sokağa bırakılan çocuklardık. Oyunlar oynayıp, eğlenmek dururken, birbirmize sahip çıkmamız gerekliydi. Aynı gün yetimhaneye girdik aynı gün çıktık. Bunlar tesadüf mü yoksa kaderin bir planı mı bilemiyorum hala.

Alperin bacağını okşamaya, havlunun altına elini sokmaya başlamıştı. Okşuyordu. Gözleri alperin en özel yerine kitlenmişti. Onu istiyordu içinde. Sıcaklığını, sertliğini hissetmek zevkin doruklarında koşmak istiyordu. Alperden tepki gelmeyince anın tadını çıkarmak ve onu havaya sokmak için daha cilveli okşamaya devam etti.

      Berna: her ne kadar anlaşamıyor gibi gözüksekte birbirimize sahip çıkarız. O benden daha güleryüzlü ben ise sert mizaçlıyım. Bana söylediğin asık surat lafı sana değil benim dünya’ya gelmeme sebep olan bu hayata aslında. Bana bir anne, baba ve gençlik borçlu bu hayat.

Eli kasıklarındaydı, ufak dokunuşlarla yumurtalıklarına temas ediyordu. Gözleri bi alperin sikinde bir de gözlerinin içindeydi. Alper sessizliğini koruyordu. İçinden bunun bir test olabileceğini düşünüp, kendisini frenlemenin iyi olacağını düşündü ancak işler öyle olmuyordu. Bulundukları yer, oturma düzenleri, ortamın sıcaklığı derken bir de temas edilmesi onun iradesini oldukça zorluyordu. Alper yumurtalıklarının avuçlandığını ve okşandığını hissettiğinde berna’nın ona bakışı onu daha çok tahrik ediyordu. Berna elini çekti ve ayağa kaltı. Üstünde ki havluyu atıp alperin karşısına geçti ve bacaklarını ayırarak oturmaya başladı. Tamamen çıplak ve davetkar bir şekilde duruyordu.

       Berna: havlunu çıkarsana benim gibi.

Alper ayağa kalktı ve denileni yaptı. Hipnoz olmuş gibiydi. Ya da şu an iradesine söz geçiremiyordu. Berna karşısındaki manzaradan memnun bacak arasına koyduğu eliyle kendine masaj yapıyordu. Bir karar vermeliydi. Ya bernanın istediğini verecek ya da kendine hakim olup sadaktini gösterecekti.

Alperin eli istemsizce sikine gidiyor okşama dürtüsünü yerine getiriyordu. Berna bacaklarını iyice ayırıp okşamaya başladı kendini.

      Berna: parti gecesi diğer ikisini senin için gönderebilirdim. Sadece senin altında olup içime girip çıkmanı isterdim. Sen izlemeye başladıktan sonra o diğer ikisi benim için yok hükmündeydiler. Onlar işlerini yaparken ben seni hayal ediyordum aslında.

Alper bernaya doğru yaklaşıp yanına oturdu, elini bernanın kasıklarına atıp yavaş hareketlerle okşamaya başladı.

      Alper: feyza’yı aldatmayacağım onun hem iş arkadaşı hem en yakını olacağım. Bu yaptığım sana ilk ve sondur. Aramızdaki buzların erimesi şerefine düşün.

Elini çekip, yere attığı havluyu alıp tekrardan beline sardı. Berna gülümsüyordu. Ama bu gülümseme hangi amacı taşıyor bilemiyordu. Birlikte saunadan çıktılar. Islanmış elbiseler makinadaydı. Berna onları sabaha kadar kurutup hazır hale getirecekti. Salonda yatmıştı alper. Asıl başına gelecekler güneşin doğuşundan tekrar güneşin doğuşuna kadar sürecekti. Zor bir gün bekliyordu onu.

Alper kanepede belinde havlu ile uyurken berna onu uzaktan izliyordu. İçinde üstüne uzanıp tenlerinin birleşmesi fikri geçiyordu. Onun boynundan başlayıp aşağıya doğru öperek inmek istiyordu. Bu düşünceler telefonuna gelen mesajla bozulmuştu. Gelen mesajda; evin aranmasının devam ettiği henüz bir delile rastlanmadığı yazıyordu. Berna cevap olarak alperin önemli bulduğu ve yanında taşıyabildiği bir cihaza takip sistemi takılması yönündeydi. Mesajı attıktan sonra odasına geçip kapıyı açık bıraktı ve çıplak bir şekilde yatağa uzandı. Feyzaya mesaj attı; senin ki çıplak şekilde salonda yatıyor ama sana çok sadık beni istemedi. Gelen cevapta; buna sevindim umarım yarın 4 kişilik eğlencemizde fazla ileri gitmezsin. Berna bozulmuştu. İstenmiyordu ama içindeki arzu daha ağır basıyordu. Bu yüzden tüm kozunu yarın oynayacaktı. Alper yanına gelir diye kapıdan baktı ama gelmeyecekti. Sabah yalnız uyanacaktı ikiside.

Ertesi günün sabahında alperin havlusu yere düşmüş tüm çıplaklığı ile uzanıyordu kanepede. Berna onu uyandırmak yerine biraz daha bu manzarayı izlemek istemişti. Dudaklarını ısırıyor eli istemsizce aşağılarda takılıyordu. Sabah ereksiyonu ile sertleşmiş siki bernayı çağırıyordu sanki. Direnmişti ve uzaktan seslendi alpere. Alper uyandığında durumu anlamış elleriyle hemen mahrem yerlerini kapatmıştı. Banyonun yerini öğrenip oraya uçar vaziyette gitti. İşini görüp çıktığında berna, alperin kurumuş eşyalarını koltuğa bırakmıştı bile. İkisi hazırlanıp, tek kelime etmeden yola koyulmuşlardı.

Akşam vakti geldiğinde tüm çalışanları gönderilmişti. Olası bir hacklenme durumuna karşı berna tüm kameraları devre dışı bırakmış çalışan herkes evine gönderilmişti. Şirkette sadece bu dört kişi kalmıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir