Kardeşler Arasında Olur Öyle Şeyler – [Bölüm 3: Reddit’le Tanışmam Hakkında]

Son gönderimin üzerinden biraz süre geçti. Yüksek lisans sürecine başlayacağım için koşuşturuyorum. İşten ve okuldan süre bulabildiğim kadarıyla sizlerle birlikte olmaya ve anılarımı aktarmaya devam ediyorum. Şimdiden herkese iyi okumalar.

Son yaşanan olaydan sonra, artık hislerimden tamamen emin olmuştum. Evet, kendi kız kardeşime yükseliyordum. Ona dokunmak, onu koklamak, öpmek, sarılmak, kucağıma almak ve daha fazlasını yapmak istiyordum. Peki bu, ne kadar doğruydu?

Kafamdaki soruları gidermek ve benim gibi insanların neler hissettiğini anlayabilmek için, kardeşine ensest duygular besleyen ya da ensest birliktelikleri olan insanların yazdıklarını okuyabilmek; iç dünyalarını anlayabilmek istiyordum. Bu da benim yolumu Quora’ya çıkardı. Örneklemlerin ve kaynakların bolluğundan dolayı yabancı kullanıcıların Quora’nın ensest etiketindeki sorularına ve cevaplarına bakınmaya başladım.

Dakikalar saatleri, saatler günleri takip etti. Okuduğum her bir yazıda -ne kadar gerçek olduklarından %100 emin olmasam da- yaşadığım bu heyecana ortak birilerini bulmak ve yalnız olmadığımı bilmek iyi gelmeye başlamıştı. ”Benim gibi hisseden insanların yazdıklarını okuyarak kendi içimde bu durumu normalleştirmem doğru mu?” diye uzun süre düşünsem de, kendimi bu duygu-düşünce girdabının içerisinden de bir türlü çıkartamıyordum.

Daha fazlasını istemek, insani bir duygu. Her zaman daha fazlasını, daha iyisini, daha farklısını ve daha ilginç olanını istemek genlerimize işlenmiş yararlı bir kod. Tabi ki bu kodun yararlı olması, hepimizin onu iyi amaçlarda kullanacağı manasına gelmiyor. Anılarımın ilk bölümünde de aktardığım üzere, ensest porno izlemeye başladıktan sonra sürekli daha gerçekçisini aramıştım. Artık bir noktada daha gerçekçisini bulamayınca, beynim bana kız kardeşimi ve kendimi hayal ettirmişti. Mastürbasyon yaparken aklıma gelmesinin yanı sıra, bilinçaltıma da işlenmiş olacaktı ki, geceleri kız kardeşime dair ıslak rüyalar da görüyordum. Tıpkı buradaki ”her zaman daha fazlasını isteme” durumuna müteakip, diğer ensest insanları arama maceram da hız kazanarak devam ediyordu.

Daha önceden de kayıt olduğum, ancak çok az bir süre kullandığım bir sosyal medya mecrasına göz atmak geldi aklıma. ”Neydi şeyin adı..? Iııı… Turuncu bir yazısı vardı. Reddit? Evet!”.. Mevcut hesabımdan çıkarak anonim bir hesap açtım. Karşımda bir bildirim çıktı. ”Kullanıcı adınızhiddensaga” olarak belirlendi. Bunu bir daha değiştiremeyeceksiniz. Devam etmek istediğinize emin misiniz?” Seçeneklerden *”Evet”*e tıkladım ve devam ettim. Arama bölümüne ”incest” yazarak, ilk önce yabancı yazarların ilgi çeken hikayelerini okudum ve kendime yakın gördüklerimle dm üzerinden irtibata geçerek konuşmaya başladım.

Bu süreç bu şekilde aylarca devam etti, inciğine cıncığına kadar anlatmayacağım, içinizi ferah tutun. Lakin, bir süre sonra yabancılarla konuşma işi çok karikatürize bir hale gelmeye başladı benim için. Bu yüzden Türk toplukları araştırarak, kendi anadilimde insanlarla konuşmak ve kendimi daha rahat-özgür bir biçimde anlatmak istedim. Birkaç irili ufaklı subreddit taramasından sonra gözüme kestirdiğim bazı kullanıcılara dm attım ve konuşmaya başladık.

Mükemmel hissediyordum. Kendi dilimde bunları anlatabiliyor olmak, birisi ile yüz yüze bunları konuşabilmeye en yakın şeydi. Heyecan vericiydi. Şu an sizlerle anılarımı paylaşırken yine aynı heyecanı yaşıyorum, bu yüzden hepinize tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.

Ensestliğimin ilk yılının ilk yazı çoktan bitmişti, sonbaharın da hatrı sayılır bir kısmı geride kalmıştı. Kardeşimle olan ufak tefek cilveleşmelerin ara sıra devam ettiğinin, ancak uzun süredir de o çorap olayındakine benzer bir şey yaşanmadığının bilincindeydim. Burada konuştuğum birkaç kişiden aldığım taktiklerden bir tanesini denemekte artık kararlıydım.

Yalan yok, bir çoğu porno senaryosunu andıran ve gerçekçilikten kilometrelerce uzak ”taciz” girişimlerine benzeyen tavsiyelerdi. Kız kardeşime bir abi olarak sevgim ve saygım devam ettiği için, asla onu rahatsız edecek bir hamlede bulunmak istemiyordum. Bu yüzden, gidişatını daha çok onun belirleyeceği bir yaklaşımda bulunacaktım.

Odamdan çıktım. Akşam saatleri. Karanlık çoktan çökmüş. Evde henüz ben ve kız kardeşim dışında kimse yok. O da salonda, her zamanki gibi en büyük koltuğa yüz üstü uzanarak dizi izliyor.

”TAK TAK TAK”

S: ”!! Yuh! Yavaş, korktum!”

Yanına doğru yavaşça yaklaştım. Serena yüz üstü bir şekilde televizyona doğru uzanırken yanına oturdum. Elimi ensesine koyduğum anda:

S: ”Boş boş durma masaj yap bari..”

Cevap vermedim. Ellerimle boynuna ve omuzlarına masaj yapmaya başladım. Küçüklüğümden beri spor yaptığım için belirli kas gruplarına nasıl masaj yapılacağına dair ufak bir eğitim almıştım. Masaj konusunda üst düzey becerilerim olmasa da, fena da sayılmazdım. Buna en büyük delil, kız kardeşimin gevşemeye ve rahatlamaya başlamasıydı. Uzandığı koltuğa daha rahat yayıldı, ufak tefek sesler çıkartmaya başladı. En önemlisi ise artık diziye bakmıyordu, kafasını tamamen yastığa gömmüştü. O an maruz kaldığı tek şey ellerimin vücudu üzerindeki hareketleriydi.

Üzerinde ince bir tişört ve altında mini bir pijama-şort vardı. Tişörtün üzerinden sırtına uzun süre masaj yapmıştım. Oradan boynuna doğru ilerledim. Boynunu ve ensesini kavradım. Onun rahatladığını gördükçe, onu ürküteceğime dair olan endişelerim de yerini bir tür rahatlamaya bırakmıştı. Boynuna ve kollarına da masaj yaptıktan sonra yavaşça tekrar sırtına, oradan da daha yavaşça beline doğru götürdüm ellerimi.

”*Beim des çalışırkn o kadr ağrıor ki”
H: ”Anlamadım?” dedim, kafasını yastığa gömmesinden dolayı sesinin neredeyse yarısından fazlasını duyamadığımı sonradan fark eden Serena’ya.
S: ”Belim ders çalışırken çok ağrıyor diyorum. Geçen dönem o kadar çok çalıştım ki, ağrı baya uzun süre devam etmişti. Pek geçmişe benzemiyor. Hala dersin başında çok oturunca belim ağrıyor haliyle.”

Ellerimi incecik belinde gezdirmeye başladıkça, belinin aslında tahmin ettiğimden çok çok daha fit ve kalça bölgesinin çok daha dolgun olduğunu fark ettim. Klasik bir çay bardağı gibi incelip, mükemmel bir orantıda tekrar dolgunlaşıyordu yukarıdan aşağıya. Beline masaj yaparken, ellerim az da olsa kalçasının başlangıcına doğru değiyordu. O kadar yumuşak ve dolgun hissettiriyordu ki, eski flörtlerimden bir tanesi aklıma gelmişti. Kaldı ki o flörtüm, kız kardeşimden daha büyük olmasına rağmen kalçalarında neredeyse aynı dolgunluğa ve mükemmel yuvarlak yapıya sahiplerdi.

Masaja devam ettikçe kardeşimin vücudunun ısındığını fark ediyordum. Onun ısınması normaldi, dakikalardır iki büyük el tarafından masaj yapılıyordu, aynı şekilde ellerim de ısınmıştı çünkü. Ancak, bu ısı neden benim tüm vücuduma da dağılmıştı? Özellikle, aletime? Eğer Serena yüz üstü yatmasaydı, penis bölgemdeki belirgin farkı anlayabilirdi.

DİNG DONG… DİNG DONG…

Kapının çalması ile birlikte, girdiğim trans halinden aniden çıkarak irkildim. Serena da hafifçe sıçramıştı. Kendimizi çok kaptırmıştık. Anne babamız gelmişti, apartmanın dışından zile basıyorlardı. Bunu fırsat bilerek hemen yerimden zıpladım ve Serena kafasını daha tam kaldıramadan odadan hızlı adımlarla çıktım. Zile yanıt verdim. Bizimkiler eve doğru geliyordu. Hemen aletimi ve şortumu düzelttim. O sırada odadan bizimkileri karşılamaya Serena da geldi. Birbirimize bakarken, bu masajın son masaj olmadığının ikimiz de farkında gibiydik. Yoksa, sertleştiğimi görmüş müydü?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir