Kankamın Kardeşi 4

Beril’in yüzü kızarmıştı ve gururla gözlerimin içine bakıyordu.

B- Arda ben se..

Cümlesini bitiremeden restoranın kapısından biri içeri dalıp bağırdı.

“BERİL!”

Bu gelen Ege idi. Hemen gelip Beril’in koluna yapıştı.

A- Vaay kardeşim bu ne hoş sürpriz.

Ege beni umursamadı ve Beril’i çekiştirmeye çalıştı ancak Beril direniyordu. Restorandaki tüm herkes bize bakıyordu. Artık sinirlerim acayip bozulmaya başlamıştı.

A- Ege bıraksana kızı gelmek istemiyor baksana.

E- Sanane olum kardeşim lan o benim.

A- Yeter be artık. Sıktı bu tavırların. Niye batıyor Beril’le takılmamız söylesene bi? Kızı zaten şu yaşına kadar ne sen ne baban bir rahat bırakmamışsınız. Yeter artık!

Çok sesli çıkışmıştım. Beril’in abnlattığına göre de bu kavga olayına kadar (Ege’nin babasıyla kavgası) babası haftada bir Beril’in telefonunu alıp tüm konuşmalarını vs inceleyip erkek varsa banlıyormuş. Bildiğiniz hapsediyorlarmış kızı.

Beril kafası eğik üzgün ve sessiz bir şekilde bizi dinliyordu. Son sözümden sonra Ege Beril’i cidden sertçe çekip restoranttan götürdü. Derin bir sessizlik sonrası herkes yemeğine devam etti. Ben de içeceğimi dikip hesabı ödeyip sinirli bir şekilde çıktım. “Kıza çıkma teklifi etmiştim. Tam cevap verecekken alıp götürdü kızı. Bu Ege çok olmaya başladı.” gibi düşünceler geçip duruyordu aklımdan. Eve gittim. Yatağıma yattım. Hafif sarhoşluğun etkisiyle direk uyumuştum. Sabah uyandığımda yoğun bir baş ağrısı karşılamıştı beni. Hemen telefonumu kontrol ettim. Beril’den bir mesaj vs. var mıdır diye. Yoktu. Bir ara evlerine gidip konuşacaktım. Başka yolu yoktu.

O gün kalkıp güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra iyi denilebilecek bir film buldum. Atıştırmalık için markete gidecektim. Merdivenlerden inerken Sunaların kapısı açıldı. Çıkan Suna idi.

A- Selam Suna.

Çat diye kapıyı kapatmıştı. Artık hiç konuşmuyordu. Aman be diyip devam ettim. Filmimi izledim, uyudum, dinlendim. Baya rahatlamıştım. Ama hala çıkmıyordu Beril aklımdan. Yarın gidip konuşacaktım Ege’yle.

**ERTESİ GÜN**

Sabah erken uyanmıştım. Tüy gibi hafif hissediyordum kendimi. Ve moralim yerindeydi nedendir bilinmez. Ancak bu moral bana acayip cesaret vermişti. Hızlıca mini bir kahvaltı yapıp hazırlandım ve Egelere doğru yola çıktım. Giderken tatlı yaptırttım. Sonunda evlerine varmıştm. Kapıyı çaldım. Aynur teyze açtı kapıyı. Hafif üzgündü ama beni görünce küçük bir gülümseme atmıştı.

Ay- Aa Ardacım hoşgeldin buyur.

A- Hoşbuldum Aynur teyze. Ege ve Beril evde mi acaba?

Aynur teyzenin birden yüzü düştü. Acayip morali bozulmuştu.

Ay- Haberin yok mu senin?

A- Neyden?

Ay- Ege dün terk etti evi. Başka şehre gidiyormuş.

A- Nasıl ya? Nereye gitmiş? Neden gitmiş?

Çok garipti. Evi neden terk etmişti ki?

Ay- Bilmiyoruz biz de. Sadece bir yazı bırakmıştı. “Anne baba ben gidiyorum hakkınızı helal edin” diyerekten.

Üzgün üzgün bakıyordu bana. İçeri buyur etti. Çok garip düşünceler içerisindeydim.

Ay- Beril odasındadır. Hadi geçin dertleşin birazcık.

Babası evde değildi Beril’in. onun da rahatlığıyla kafa sallayıp odasında doğru yöneldim. Kapısını çaldım ve içeri girdim.

B- Arda!

Çok şaşırmış sevinçli bir şekilde koşup sarıldı. Yüzüme baktı.

B- Hoşgeldin.

Duraksadı. Gözleri doldu.

B- Arda… Ege gitti.

B- Neden bilmiyorum. Restoranttan eve geldiğimizde telefonumu alıp kırmıştı. Ama dün acayip iyi davranmıştı. Aramız iyi gibiydi. Fakat sabah uyandığımızda kendisinden eser yoktu.

A- Anladım.. Annen baban nasıl peki?

B- Babam çok sinirlendi dışarı çıktı. Yürüyüş yapıyordur şuan. Annemse şoku hala atlatamadı. Doğru düzgün üzülemedi bile.

Çok saçma boktan bir olaydı. Düşüncelere daldım. Bir süre sessiz kaldık. Ardından bana doğru yaklaştı.

Gözlerimin içine baktı.

B- Arda.. geçenki teklifin vardı ya

Bu olayın üstüne doğru kafayla düşünemeyip beni reddedeceğini düşündüm o yüzden teklifimi geri almaya çalıştım.

A- Beril bak gerçekten o gün o kafayla ciddi deği…

Beril dudağıma yapışmıştı. Ben şokla karşılık vermemiştim ancak çok şehvetli bir öpücük olmuştu. Dudaklarını ayırdı. Birbirimize hiç bir şey demeden baktık. Bir süre daha bakışırken sertçe kapı açıldı. Aynur teyze arkadan Okan dur diye bağırıyordu.

Ege’nin babası Okan amca odaya dalmıştı. Beni görünce sinirli bir şekilde kolumdan asıldı.

O- Söyle lan, Ege nerde söyle!

A- B-Bilmiyorum Okan amca gerçekten, aramız kötüydü zaten.

Okan amca ses düzeyini düşürdü. Bir şeyleri çözmüşcesine yüzüme baktı.

O- Aranız neden kötüydü Ege’yle?

Derin bir yutkunma geçirdim. Beril’le birlikte olduğumuz için sinirlendi desem adamın da kendi kızıydı. Sadece susarak yüzüne baktım. Susmak kendi tercihim değildi ama konuşamadım da.

O- Ulan yoksa Ege’nin bahsettiği çocuk sen miydin?

A- Hangi çocuk amca?

Sesim titriyordu.

O- Beril’e sarkıntılık yapan çocuk sen miydin doğru söyle lan!

Sarkıntılık mı? Noluyor amına koyayım!?

Yutkundum. Konuşmamı bekliyordu ancak konuşamıyordum. Bir anda Beril konuşmaya başladı.

B- Eeeh! Yetti artık be! Sizin bu geri kafalılığınız yüzünden doğru düzgün yaşayamıyorum hayatımı. Ayrıca sarkıntılık falan da değil. Ben Arda’yı seviyorum. Biz sevgiliyiz!

Evet olaylar gerçekten boka sarıyordu. Yutkunmakla devam ettim. Çok yutkunmuştum. Ortam sessizleşti. Okan amca bize sinirli sinirli bakıyordu. Aynur teyze de Okan amca bir şey yapmasın diye tetikte bekliyordu.

Okan amca hafif sakinleşti gibi oldu. Ben de rahatlamıştım biraz da olsa. Beril’in bu yaptığı da ona olan aşkımı kuvvetlendirmişti. Bir süre herkes sessizce bekledi. Sonra Okan amca hızlı adımlarla evden çıktı. Aynur teyze de peşinden gitti. Giderken de sen ne yaptın dercesine Beril’e baktı. Kapı kapandığı gibi Beril kucağıma atladı ve öpmeye başladı. Karşılık verdim. Çok şehvetli öpüşüyorduk. Sonra Beril kucağımdan inip yere çömeldi şortumu indirirken duraksadı ve vazgeçti. Yüzü pişmanlıkla dolu gibi duruyordu.

A- Beril? İyi misin?

B- İ-İyiyim. Sadece şuan yapmayalım olur mu?

A- Nasıl istersen.

Anlık bir azgınlıkla patladığı kesindi ancak sonra babası ve Ege ile yaşadıkları gelmişti muhtemelen aklına. Yani kolay bir durum değildi.

Ege’nin ayrılığı içimi cız ediyordu. Sevdiceğimi, Beril’i kazanmıştım ancak en yakın dostumu kardeşimi Ege’yi kaybetmiştim. İçim hem ne kadar mutlu olabilirse o kadar mutlu ve ne kadar üzgün olabilirse o kadar hüzünle doluydu.

Beril ile yatağına oturur pozisyonda uzanıp sarılarak uyuduk. Yaklaşık bir saat sonra uyandım. Eve gidip yalnız kalmak istiyordum. Uyuyan Beril’in alnına ve dudağına öpücük kondurup evime geri geçtim. Beril ile telefonla bağlantım yoktu evet ama artık bazı kilitler kırılmıştı.

Eve geçip küveti ılık suyla doldurup yarım saat orada takıldım. Ardından çöken yorgunlukla mışıl mışıl uyudum.

Sabah gelen bir kaç bildirim sesiyle uyandım. Mail gelmişti. Gönderen Ege idi. (Ege telefon hattını değiştirdi. Bu yüzden ailesi ona ulaşamıyordu) Ne gönderdi diye heyecanlanmıştım. Maili hızlıca açtım.

E- ” Selam kardeşim benim. Nasılsın? İyisindir umarım. Öncelikle son zamanlar için gerçekten çok özür diliyorum. Bunların hepsinin bir nedeni var. Ancak o konuya gelmeden önce şunu söyleyeyim. Bu yazıdan kimsenin haberi olmayacak. Sana güveniyorum. Öncelikle kardeşimle yakınlaşman. Evet bu gerçekten en başta canımı sıkmıştı ancak it kopuk yerine senin gibi biriyle olması içimi rahatlatıyordu. Bizim kavgadan sonra (Beril’e laf atma olayı) babam durgunluğumdan şüphelenip beni sorguya çekmişti. Neler olduğunu falan sorup iyice darlamıştı. Ufak ufak bir şeyler söylemiştim ancak tamamen değil. Ondan sonra Beril’in de içince olduğu ve kendimden iğrendiğim bir olay yaşadım. Kafam yerinde değildi ancak gerçekten affedilemez bir olaydı. O gün babam beni evlatlıktan reddetmiş, sorguyu arttırmıştı. Artık vicdan azabından her şeyi dökülmüştüm. Babam bu sefer iyice çıldırmıştı ve söylenmeyecek onca söz söylemişti o gün. Ben de ufak çaplı bir depresyona girmiştim. Doğum günümde de seni tersleyince vicdan azabım tavan yapmıştı ve ilaçları içmiştim. Ama sana yine de kötü davranıyordum. Gerçekten çok üzgünüm. Restorant olayında da babamın parmağı vardı. Beril’in tişörtüne takip cihazı takmıştı. Restoranta gittiğini görünce de işkillenip beni de tehdit ederek oraya gönderdi. Oraya geldiğimde de seni görünce çok şey de diyemedim sana. Eve gidip babama takıntılı sapık bir herif Beril’le takılmaya çalışıyormuş diyip geçiştirmiştim. Ama gerçekten artık çok darlanıyordum evde. Kendimi sürekli halsiz hissediyor vicdan yapıyordum. Ben de evden ayrılma fikri aldım. Şu an Aydın’a gidiyorum. Antalya’yı özleyeceğim evet ama yapacak bir şey yok. Eğer hala benimle görüşmek istersen yeni numaramdan bana ulaş. \*\*\*\*\*\*\*\*\*\*\*. -E”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir