Kafama Göre 4

Son zil çaldığında Tuğçe ile buluşmak için okul kapısının önüne doğru mert ile yürüyorduk. Ben tam ağzımı açmış konuşacakken önümüzde bir insan yığını gördük içerisine doğru girdiğimizde ise okulun serseri tayfası Mustafa’yı almış dövüyordu. Bir sağ biri sol kolunu diğerleri de Mustafa’ya yumruk ve tekme atıyordu. Benim o an kan beynime sıçradı hiç haz etmediğim Tuncay Mustafa’ya el kaldırması yetmezmiş gibi birde gülüyordu. Tuncay diye seslendikten sonra tek yumrukla yere serilmesini izledim. Ben vurduktan sonra mertin de hiç düşünmeden Mustafa’nın kolunu tutan serseriyi indirmesi ile tek kalan son kişi de volkandı. Zaten oldum olası sevmezdim mertle birlikte onada giriştikten sonra Mustafa’yı evine ordanda kızlarla mertin evine gittik. Canım sıkılmıştı, bu kuru sıkılar Mustafa’ya nasıl bulaşmaya yeltenmiş akıllım aşmıyordu. Bir yandan Mustafanın ailesini düşünüyorum ama nasıl olsa bu iş bugünle bitmeyecekti bunun yarını da vardı. Bu arada Tuğçe yanında Merve diye bir kız getirmiş. Mankenlere taş çıkarır. Bir an ben bile şüphe ettim acaba buna mı kaysam diye o derece. Zaten mertin ağzının suyu akıyor. Tarif etmem gerekirse Merve Tuğçe’nin kalıplarında ama memeleri onunkilere bin basar makyaj desen bir derste nasıl yaptılar aklım almıyor öyle güzel. Adeta mertle cennetten iki tane meleği bir gecelik almış gibiydik. Mert ile kızlar önde iken konuşma fırsatımız oldu

-Ulan sen nasıl kaptın bunları

-Ben sana rahat ol demedim mi

-Valla hacı sana nasıl teşekkür ederim bilmiyorum

-Akşam olunca teşekkürü ettiricem ben sana

Sonunda mertin evine geldiğimizde önümde Tuğçe merdiven çıkarken ayağı kaydı ya da bilerek yaptı yere çakılmasın diye tuttum ama nasıl. Sol elim alttan götünü avuçlar şekilde, sağ elimse sıkı bir şekilde yere düşmemesi için göğüslerinden tutmuş vaziyetteydim. O durumda biraz durduktan sonra aklım başıma geldi ve tekrar Tuğçe’yi doğrulttum. O anki bakışı varya oracıkta sikmemek için iradem ve sikim arasında 3.dünya savaşı yaşandı. Kahve gözleri onun gibi olan kara gözler ve yüz hatlarına bakıyor dudağını ısırıyordu. Yanakları kızarmaya göz yuvarlağı büyümeye başlamıştı. Tam o anda

-Soyunup sikişin isterseniz birde

Bu ses Merve’den çıkmış haklı bir isyandı ikinizde özrümüzü dileyip tekrar yukarı mertin evine çıktık. Mertlerin evi teras ve altında iki apartman dairesi var birinde annesi, babası ve küçük kardeşi diğer dairede mert kalıyor. Zaten terasta boş in cin top oynuyor sadece iki koltuk var bir camlar ama ben kafama koydum burada Tuğçe’yi bağırta çağırta sikecektim. Eve girdiğimizde Mert direkt çantasını bırakmak ve üzerini değiştirmek için odasına gitti, Merve’de tuvalete gitti. O an Tuğçe’ye baktım ve ikimizin de o an aklımdan aynı şeylerin geçtiğini biliyordum. Yavaş yavaş adımlarla ona yaklaştım o da aynı şekilde bana. Ortada buluştuğumuzda sakince elimi kalçalarına dudaklarımı dudaklarına birleştirip anın tadını çıkartıyordum. İşte bu çok güzeldi dün gece Pelini sikerken de böyle hissetmiştim. Anın tadını çıkartınca hayat çok daha güzel ve zevk verici oluyor her anlamda. Tuğçe dudaklarını aralamış dili ile ağzımın içini keşfederken aynı zamanda elleri ile bir kafamı bir boynumu bir siki okşuyordu ama bir terslik vardı biz iki dakika elleşecekken zamanı unutmuşuz bu sırada mert ve Merve bizi izliyordu. Bunu fark edip ayrılmak için Tuğçe’den dudaklarımı ayırdığımda gözleri ile sik beni, altında çatur çutur sik diyordu adeta ama zamanı değildi. Merte mutfağın yerini sordum ve yemek istediğiniz bir şey var mı diye sordum.

-Valla canım ben döner istiyorda sen yapamazsın ki

-Ustasını aratmam

-Hadi canım ordan

-Yapayım da gör o zaman

Mert’e malzemeleri söyledim hepsi var dedi. Mutfağa girdim. Önce tavuğu aldım bir güzel baharatlarladım içine süt koydum, neden diye sordular bende cevabını bilmiyordum bir yemek videosunda görmüştüm sorgulamamıştım. Bir cevapta bulamayınca götten salladım bir şeyler. En son tavuğu da streçleyip buzluğa attım.

-Eee şimdi yemeyecek miyiz

-Yok zamanı var biraz

-Oooo bakıcaz o zamana kadar

-Benim markete kadar gitmem gerek ordan biraz takılırım tavuk olana kadar

Tuğçe hemen atlayıp

-Tamam beni de götür bunların sohbet sarmaz

Diyerek yanıma geldi Mert’e gelecek misin diye sordum “benimde postaneye kadar gitmem lazım” dedi ve Merve’yle çıktı. Kapıda anahtarı bana ver dedim. Merve’yle gitmesini bekledim. Kapının sesini duydum ve ayakkabımı çıkarıp içeri girdim.

-Hadi gitmiyor muyuz

-Haaa az daha unutuyordum

Diyerek belinden tutarak kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. İkinizde birbirimizi iştahla öpüyorduk. Sanki yarın yokmuş gibi, dillerimiz ağzımızın içinde birleşerek adeta dans ediyordu. Dudaklarımı ayırdığımda neden yaptığımı sorgularcasına bana bakıyordu. “Kapının önünde sevişmeyelim istersen” dedim ve içeri geçtik kapıyı kapattığım anda kucağıma atladı. Onun sütun gibi bacakları, mükemmel kalçaları, orta boy ama yumuşacık memeleri ellerimin altındaydı artık. Tuğçe’yi duvara yasladım ve boynunu öpmeye başladım daha boynunu öperken bile hayvan gibi inliyordu. Çok zamanımız yoktu ve hemen işimi halletmem lazımdı. Tuğçe’yi kucağımdan indirip pantolonumla donumu birlikte indirdim. Yarrağım yüzüne vurduğunda gözleri açılmış sikime bakıyordu. Sağa sola yatırıyor bakıyordu. En sonunda dayanamayıp “yala şunu siktirtme şimdi götünü” diyerek sikimi ağzına soktum. Burdan sonrası onun maharetli elleri ve ağzına kalmıştı. Sakso çekiyordu ama ne sakso. Sanki içimden bir şeyler çekiliyordu zevkten kuduruyordum. Zamanım olsa bir tur da sikmek isterdim ama mertler her an gelebilirdi. Tuğçe’nin muhteşem saksosu beni sona daha da yaklaştırıyordu. Artık dayanamıyordum boşalmanın vakti gelmişti. Ellerimle kafasını tutup hızlıca ağzını sikmeye başladım. Sonunda dibine kadar sokup ağzına boşalmaya başladım. Tuğçe bacağımı cinciklemeye başladığında kendime gelmiştim. O derece kendimden geçmiştim. Sikimi çıkardığım gibi nefes almaya çalıştı. Hepsini yutmuştu döllerimin kuş gibiydim, uçuyordum sanki. Kendime Tuğçe’nin küfürleri ile geldim

-Orospu çocuğu ölüyordum az daha piç

-Tamam ya abartma

-Bir de abartma diyor boğuluyordum az önce farkında mısın

-Biraz susta kapıyı dinle gelmişler ayrıca merak etme bunun gecesi var

-Saksoda bunu yapan sikerken ne yapar kim bilir

-Altıma yatınca görürsün

Diyerek pantolonumu çektim ve kapıyı açtım Mert in yüzü gülüyordu. Benim aklıma bir şeyler gelmişti ama zaten bana anlatacaktı. Bende mutfağa gidip tavuğa baktım hazır olmuştu tam kıvamına gelmişti. Yemeği bir güzel yaptım yanına biber, kıvırcık, domates ve olmazsa olmaz Hatay usulü sos ile şahane bir döner yaptım. Herkes sofraya oturdu dönerleri yedi. Artık benim için sikiş saati gelmişti. Mertin yanına gidip

-Olm ben bu gece bu kızı sikmeden kimse götüremez

-Ya olm mal mısın ikisi birbirinden ayrılmıyor nasıl sikecen

-Valla seni bilmem benimki çoktan saksıya yattı

-Vay yavşak

-Bir şey soracam bu terastan aşağıya ses gider mi

-Gider gitmesine de annemler yok zaten

-Sen rahat ol ben sikerken seslere seninkide azacak en son sende sikicen

-Bunları nasıl ayırıncan umut

-Ya derdini sikeyim be olm ondan kolayı mı var

Dedim ve balkondan kızların yanına gittim, ben yukarı çıkıyorum iyi geceler dedim ama o kadar eminim ki Tuğçe’nin geleceğinden ben bunu dememle Tuğçe’nin “bende geleyim hem serindir orası” demesi bir oldu. Ben yanındayken mert sikemezdi rahat olsun diye yukarı çıkıyordum zaten. Ayrıca onu cama yapıştırarak içini delmek istiyordum. Yukarı çıktık ve içeri girdik. İçeri girdiğimiz anda Tuğçe’nin dudaklarıma yapışması bir oldu. Hunharca öpüşüyorduk. Tuğçe’yi koltuğa yatırdım, dudaklarından boynuna ordanda yavaş yavaş en değerli yere hazineye geldim. Amı gerçekten çok güzeldi. Zaten vücudu parfüm kokuyordu ama amı bile kokuyordu. Fazla bekletmeden yalamaya başladım. Dilimle amının içine sokabildiğim kadar sokuyor zevkten çıldırmasını sağlıyordum, klitorisiyle oynuyor ve diğer elimle memesini okşuyordum. Biraz daha bu şekilde amını yaşadıktan sonra Tuğçe boşalmış benim dilim uyuşmuştu. Yeter bu kadar diyip sikimi amına hizaladım. Hemen sokmayacaktım bu orospunun altımda yalvarmasını istiyordum. Amına fırça atıyor sikimin başını sokup çıkarıyordum. Artık dayanamamış olacak ki “Yeter sok artık yalvarırım” demesiyle sikimi sokmam bir oldu. Tuğçe’den derin bir oh çıktı o saniyeden sonra seri giriş çıkışlarla amını keşfediyordum. Sıcak ve kaygan deliğinde git gel yaptıkça kendimi kaybediyordum. Gözlerim kaymış aklım gitmişti sanki. Gerçekten iki gündür kendimden geçiyordum. Ben bu haldeyken Tuğçe de bir kez daha boşalmıştı. Ben bu şekilde sikerken eminim ki alta ses gidiyordu biliyordum. Bilerek daha hızlı ve sert bir şekilde sikiyordum Tuğçe’yi. Tuğçe’de apartmanı inletiyordu her vuruşumda çıkan şap sesleri ile Tuğçe’nin inlemesi kaplamıştı apartmanı. Sona yaklaştıkça aklıma buraya ilk geldiğimde yapmak istediğim şey geldi. Tuğçe’yi oturduğu yerden kaldırıp terasa doğru domalttım ve hemen sikmeye başladım. Sona yaklaştığım için kalan tüm gücümü belime vererek sikiyordum Tuğçe’yi. Tuğçe’de acı çeker gibi inliyordu. Ağzından”yeter boşal artık amım yandı” şeklinde şeyler söylüyordu. En sonunda nereye boşalayım diye sorduğumda “içime boşal erkeğim hap alırım” cümlesiyle içine oluk oluk boşalmam bir oldu. Harika bir duyguydu bu şehir manzarasına bakarken içine boşalıyordum Tuğçe’nin. Boşalmam bittiğinde koltuğa yığıldım ve Tuğçe’de göğsümde uyuya kalmışız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir