İnsan Kaynakları – Part-2 –

Ablamı işe sokmam ile beraber şirkette yeni bir dönem başladı. Başlarda insanlar danışmaya gitmese de, ablam bazı testler hazırlayıp çalışanlara verdi. Bir süre sonra insanlarda bazı sorunlar gören ablam, onları odasına davet edip onlara yardımcı olmaya başladı. İşinden de memnun kalmıştı. Masasına eniştemin ve yeğenimin fotoğrafını koymuştu. Şirkette ki insanların sarkmamasını istiyordu… Necati bey de durumdan memnundu. İlk ayında vermiş olduğu rapor hakikaten de çok olumluydu. Bir kaç defa Muhasebeci Şeyma hanımında danıştığına şahit olmuştum. Ablama ne kadar da sorsam, danışan gizliliğini ihlal etmiyor bana bir şey anlatmıyordu.

Necati beyin isteği doğrultusunda, son dönemdeki stresin azalması için şirket çalışanlarına bir kokteyl düzenlenmişti. Her departmanın üstünde telaş ve stres vardı. İnsanları birazcık rahatlaması için bu kokteyl şahane olmuştu.

Ablam yeğenime bakacağı için gelemeyecekti, bende artık çok iyi para kazandığım için paraya kıyıp pahalı bir smokin aldım. Sonuçta genç bir delikanlıydım benimde bir kız arkadaşım olmasının vakti gelmişti, zaten son günlerimi geçiriyordum ablamın evinde. Şirket çalışanları ile sevgili olmak istemiyordum ama belki yanlarında getirmiş olduğu kız arkadaslari ile tanışabilirdim.

Cumartesi akşamı kokteylin olacağı mekana gittim. Son derece lüks ve güzel bir mekandı. Necati beyin sırrı aslında buydu. Çalışanları için paraya acımaz, onları memnun etmek demek şirkette daha verimli çalışmak demekti.

Biraz geç kalmıştım, ben geldiğimde Necati bey konuşmasını yapıyordu. Tüm çalışanlara bu dönemde özverili çalıştığı için teşekkür ediyordu. Sınırsız içki ve yiyecek vardı. Yerli bir dj eşliğinde eğlenmeye başlamıştık.

Barın önündeki bir bar taburesi üstüne oturmuş etraftaki güzel kızlara bakıyordum. Tek başıma bira tekila yapıp, eglenmeye çalışıyordum. Ömrüm boyunca insanların ne dediğini hiç umursamadım. O yüzden yalnız başıma eğlenmeyi de alışkanlık haline getirmiştim…

Necati bey çok durmamış mekandan ayrılmıştı, Tugay bey güzel bir locada alkolün tadını çıkartıyor bir yandan da etrafı kesiyordu… Bir süre onu izledim, gözleri birini arar gibiydi daha sonra o gözler aradığını buldu. Dikkatlice baktıktan sonra bakıştığı kişinin Şeyma hanım olduğunu anladım. O da ona bakarak dans ediyor, kur yapıyordu… Şeyma hanım utanmıyor, hatta daha da ileri gidiyordu dansında.

Bulunduğum yer tam köşeye düşüyordu ve hafif yüksekti, o yüzden insanları rahat rahat inceleyebiliyordum. Bende karanlığa düştüğüm için insanlar beni seçemiyordu. Bir süre daha etrafa dikkatlica baktım, kim kimle yakın onları gözlemliyordum.

Gözlerim Nihal’e odaklanmıştı, ama yanında 2 kız arkadaşı vardı ve çok güzellerdi. Etrafta Bartu yoktu, Nihal ise telefonuna odaklanmış sanki biri ile hararetli bir şekilde mesajlasiyordu. Nihal her kafasını telefondan kaldırdığında, tuvalete doğru bakıyordu. Bende oralara odaklandım, tuvaletin giriş kapısı tekti ama içerideki koridorda ikiye ayrılıyordu. Bir tarafta kadınlar, diğer tarafta erkeklerin tuvaleti vardı.

İlk önce bir kız eteğini toparlayarak dışarıya çıktı, kafası güzel olduğu yürüyüşünden belliydi, 2 saniye sonra Bartu çıktı ve burnunu kaşıyordu. Gözleri kısıktı, resmen uçuyordu.. Sürekli burnunu temizliyordu. Bunu gören Nihal ayağa kalktı ve ona doğru yürüdü, onun yanına giderken kız ile karşılaştı kolundan tuttu ve bir şeyler söyleyip bıraktı. Daha sonra Bartuya birşeyler söyleyip oradan ayrıldı. Bartunun arkasından gidecek hali yoktu. Nihal çıkar çıkmaz o güzel kizlarda arkasından onu takip ettiler…

Gecenin içinde gece yaşanıyordu, ben ordaki barmenle sohbete dalmıştım. Bazı insanlar beni tanıyor sohbet ediyorduk ama mesafemi kafam iyi olmasına rağmen koruyordum. Şirketten biri ile çıkmam demek, aleyhimde rahat rahat konuşmaları anlamına gelirdi ki, ben bunu asla istemezdim. Necati beye karşı sorumluluklarım vardı.

Şeyma hanım ve Tugay beyde ortalıkta yoktu, Türkan hanım hiç gelmemişti bile mekana.. Barmen ile aramız baya iyi olmuş, kendisinin ödüllü kokteylini yapmisti bana… Laf lafı açmıştı ki, saat baya ilerlemişti. İzin istedim ve oradan ayrıldım, mekandan çıkmadan önce tuvalete gidip baya bir işemem gerekiyordu. Tuvalete girdim, kafam iyi olmuştu, gözümü açamıyordum. Kabinin içinde şarıl şarıl işerken, gözlerimi hafif açmaya başladım. Bir baktım ki yan kalbinden birinin ayağı neredeyse benim kabinimde…

Kafam güzel ne yapacağımı bilemedim, pantolonu topladım ve yan kabinin kapısını açtım. Allah’tan kitli değildi. Kapıyı açınca gördüğüm kişi Bartu’ydu. Klozetin dibinde boylu boyunca sızmıştı. Başta sızdığını anlamadım, başına birşey geldi sandım ama bir iki hafif tokat attıktan sonra kendine gelince içim rahatladı. Burnunda beyaz beyaz seyler vardı. Bazı şeyler artık daha netti..

Ben- Bartu bey, iyi misiniz ? Arkadaşlarınız nerede, sizi kim eve bırakacak.

Sarhoş bir şekilde bana cevap verdi

Bartu- Sanane ne sen kimsin.. Yok arkadasim falan bırak uyuyorum ben..

Gözlerini açmıyordu bile, sesimden de beni tanımlamıştı… İş başa düşmüştü, bir güvenlik çağırdım, ikimiz koluna girip dışarıya çıkardık. Evinin nerde olduğunu bilmiyordum.Ordaki güvenlik, Bartu’nun buraya devamlı geldiğini, genelde böyle şeyler yaptığını ve buradaki taksicilerin çoğunun onun evini bildiğini söyledi..

Taksiyi çağırmıştık, taksici tanımıştı ve nereye gideceğimizi biliyordu. Trafik olmamasına rağmen gitmemiz yarım saati buldu.Guzel bir villanın önünde durduk. Gece 4’e geliyordu. Güvenlik kulübesi vardı ama içinde kimse yoktu. Bir kolunun altina girdim ve onu sürükleyerek evinin kapısının önüne kadar geldim. Anahtarı falan hiç bir şeyi yoktu. Bende mecburen zili çalmak zorunda kaldım. Bartu hala sızmış vaziyetteydi. Bir iki defa daha kapıyı çalmıştım, eğer açan olmazsa kapının önüne bırakıp gidecektim. Resmen bunun yüzünden benim kafam açılmıştı.

Tam onu bırakacakken,içerden bir ses duydum. Kapı açıldı ve karşımda Türkan hanım vardı… Beni bir anda böyle görünce irkilmişti… Üzerinde ince saten beyaz röpteşambır bir gecelik vardı. Beni görünce hemen önünü kapatmıştı.

Türkan- Bartu oğlum noldu sana, yine ne hale geldin… Senin ne işin var oğlumla, sen bu hale getirdin değil mi!!!

Ben- Hayır Türkan hanım asla, ben onu tuvalette sızmış bir şekilde buldum. Etrafında kimse yoktu, bende ortada kalmasın diye evine getirdim.

Türkan- Neyse getir odasına götürelim.

O da bir kolunun altına girdi ve girişteki odasına götürdük. Tam yatağa yaptıracağımiz sırada Bartu, eliyle Türkan hanımın üzerindeki röpteşambırdan asıldı ve istmesiz üzerinden çıkarmış oldu. Onu da alıp sarıldı ve sızdı.. Bir anda karşımda transparan bir gecelik ile kalmıştı. Ne yapacağını bilemedi,dikkatimi başka bir yere çekmek için hamlesini yaptı. Sessizce dışarıya çık dedi. Beraber odadan dışarıya çıktık.

Türkan- Şimdi de oğlum ile mi uğraşmaya başladın, iş yerinde ses çıkartmıyor olabilirim ama bu özel hayat. Bir daha seni oğlumun yanında görmek istemiyorum. Varoş hallerinden uzak tut oğlumu.

Ben- Size söyledim, ben birşey yapmadım. Yardımcı olmak istedim. Neyse artık iyilik yapanda kabahat. Ne haliniz varsa görün…

Bir hışımla yanında uzaklaşıyordum ki arkamdan söylendi..

Türkan- Varoş piç.

Bir anda gözlerim dönmüştü, hem kafam hala biraz iyiydi hemde bu iyiliğe bile laf edecek bir insandı bu kadın. Çok öfkelendim ve bir anda geri dönüp onu duvara yasladım..

Ben- Sen iyilik nedir, nezaket nedir bilmiyor musun ? Hala hakaret ediyorsun… Beni çevrende ki zengin çocukları ile karıştırma sakın. Ben onlar gibi kuru sıkı değilim… Sen bunu gayet iyi biliyorsun değil mi ?

Hem laf söylemekten çekinmiyor, hem de bir şey yapınca korkuyordu. Kadın benim korktuğumu görse başımı anında ezerdi, ama bu yaşına kadar hiç kimse ona böyle davranmadığı için ne yapacağını bilemiyordu… Korkudan derin ve hızlı nefes almaya başladı… Ama laflarından hala geri kalmıyordu..

Türkan- Defol git evimden varoş. Şirkette değilsin, bana bir bok yapamazsın. Senin canını okurum…

Ses çıkartmadım, kafam eğdim ve göğüslerine dikkatli bir şekilde bakmaya başladım. Bu yaşta kadının meme uçlarında piercing vardı.

Bakışlarım dikkatini çekmişti, elimi göğüslerine götürdüm. Ben ondan mücadele beklerken, aksine sadece yine beni izliyordu.. Elimi gecelikten iceriye soktum, kalbinin hızlı atışını hissedebiliyorum. Dikleştirilmiş memeleri ve sertleşmiş meme ucunu hissetmeye başlamıştım. Meme ucundaki piercingi tek elime çıkardım. Türkan terlemeye başlamıştı. Piercing çıkartırken iyice meme ucu ile oynadım. Üçünü bilerek sıktırdım.. Diğer piercing daha fazla uğraştırdı ama onu da çıkartmayı başardım. Elime ikisini de alıp dudaklarıma getirdim ve yaladım. Daha sonra ona uzattım, bir süre baktı ve dilini uzatıp o da yaladı. Daha sonra cebime attım. Sikmek istiyordum ama önce evcilleştirmem lazımdı. Eğer sikersem onun istediği olacaktı. Mühim olan benim istediğim zaman sikmemdi

Ben- Seninle işim bitmedi, böyle devam edersen hiç bitmeyecek… Amına elimi götürdüm, sırılsıklamdı.. biraz okşadım, okşadıkça inlemeleri arttı. Bana doğru bir hamle yapıp beni öpmeye çalıştı, onu geriye ittim…

Ben- Ben seninle istediğim zaman sevişirim, sen benimle değil anladın mı beni ?

Elimi amından çektim, ıslak parmaklarımı dudağına getirdim. Yalamaya başladı. İki parmağımı da boğazina kadar soktum. Artık bende çok azgındım ama kendime mukayyet olmak gerekiyordu.

Biraz daha bekledim ve sonra hiç birşey demeden arkamı dönüp gittim. Hayal kırıklığını görmüştüm gözlerinde.

Diğer günler olağan geçiyordu. Türkan hanım hiç radarıma girmiyordu artık organizasyona 2 aydan az bir süre kalmıştı.. Yine bir toplanti vardı. Herkes yerini almış, son detaylardan bahsediyordu. Sıra Tugay beye gelmişti ki, bir anda telefonu çaldı. Kapalı olması gereken telefonu bir de üstüne açtı ve ‘Neee’ diye bağırmıştı. Bizde birşey olduğunu düşündük ama aslında olan şey yeni almış oldu yarış atının öldüğü haberiydi. Apar topar toplantıyı terk etti. Türkan durumdan memnundu ve bıyık altından gülüyordu. Necati bey son derece ofkeliydi. Erkenden toplantıyı bitirdi ve beni odasına çağırdı.

Necati- Görüyorsun değil mi, bir at şirketin geleceğinden daha önemli. Bu yavsak o kadar yerinden emin. Ama artık biseyler yapmamız lazım.

Ben- İsterseniz onu da kışkırtabilirim…

Necati- Ne yapacaksın, bu ne işimize yarayacak…

Ben- Siz bana bırakın ama şikayet vs gelirse lütfen aldırış etmeyin. Sınırları aşmam ama onların sınırları aştığımı düşünmelerini isterim…

Necati- Bu gerizakli düzelsin de gerisi mühim değil…

Ben- O halde izninizle..

Gün boyu çalıştım ama aklım hep Tugay beye ne yapabilirimdeydi. Biraz kafam dağılması için molaya indim, bir sigara yaktım ve düşünmeye başladım. Herşey artık çok yorucu gelmeye başlamıştı. Harun abi yanıma geldi onunla laflamaya başladık.. Harun abi ayaklı gazete gibiydi..

Harun- Psikolog baya iyi oldu Kaan bey. İnsanlar rahatlamaya gevşemeye başladı.

Ben- Abi çıkar ağzındaki baklayı.. merak ettirme işte haha

Harun- En çok Şeyma hanım gidiyormuş, hatta birisinde ağlayarak çıkmış odadan, geçenlerde Nihal hanım, ilk defa muhasebeye inip Şeyma hanım ile hararetli bir şekilde birşeyler konuşmuş. Daha sonra Tugay bey ile de tartışmış. Son zamanlarda Asistan Gaye’de uğrar olmuş.

Ben- İlginç hakikaten. Esin hanım hiç gözükmüyor ortalıkta.

Harun- Genelde yurtdışından yürütür işlerini. Tugay bey ile evliliklerini nasıl yürütüyorlar hiç bilmiyorum..

Ben- Sağol Harun abi, günlük dedikodu limitimi doldurdum ben işime geri döneyim.

Ofisine girer girmez, kafamda şimşekler çaktı. Hemen Tugay beyin asistanını yanıma çağırdım.

Gaye- Buyrun Kaan bey, size nasıl yardımcı olabilirim.

Gaye çıtı pıtı alımlı ve güzelliğinden haberdar bir kızdı. Kısa boylu,limon büyüklüğünde memeleri olan bir kızdı. Zayıf olmasına rağmen kalçası çıkık ve sekilliydi. Yüzünde masumiyet değil aksina sinsilik vardı.

Ben- Son zamanlarda sık sık izin aldığını görüyorum, bir neden var mı ?

Gaye- Bazı özel sorunlarım vardı o yüzden..

Ben- Psikologumuza danıştın mı?

Gaye- Evet, gayet cana yakın ve işini bilen birisi. Bana çok iyi geldi..

Ben- Bende performansını yükseltmek için bazı kararlar aldım. Bir süre Türkan hanımı asiste edeceksin. Türkan hanım bu aralar çok yoğun, Ona yeni birini bulana kadar Tugay bey kendi başının çaresine bakacaktır.

Gaye- Lütfen, ben işimden memnunum. Bırakmam Tugay beyi. Olmaz yapamam..

Ben- Senin isteğine bağlı değil, eğer istemiyorsan istifani verebilirsin.

Gaye el mahkum kabul etti. Türkan hanım ve Tugay beyi bu durumdan haber etmek için her ikisine de mail attım.

Gaye ağlamaklı bir şekilde odamdan ayrıldı…

Tugay bey ve Türkan hanım ne diyecekti çok merak ediyordum..

İlk tepki Tugay beyden oldu. Yanima gelmesi uzun sürmedi.

İçeriye sinirli bir şekilde girdi ve benden hesap sormaya başladı.

Tugay- Ulan şimdi de bana mı sarmaya başladın, sen benim yanımda çalışan birini kafana göre cikartamazsın, hele hele Türkan’ın yanına koyamazsın.

Ben- Ben gereken neyse onu yaparım, sizin gördüğüm kadarıyla meşguliyetiniz yok. Sizin asistana değil seyise ihtiyacınız var anlaşılan.

Tugay- Ulan döl artığı, benim neye ihtiyacım olduğunu ben bilirim. Haddini aştın, siktir git bu şirketten.

Ben- Senin beni kovma yetkin yok, hatta sen bana bir bok yapamazsın. Şimdi siktir git ve az ilerde ağla. Yada babana şikayet et.. Kendini toparlamazsan sadece elinden asistanın değil herşey gider. Şimdi siktir git.

Muhallebi çocuğu olduğu için bu tipler. Böyle Cevap verince ne yapacaklarını bilemezler.. O da bir şey diyemediği için çekip gitti.

Tam çıktığı sırada kapıda Türkan hanım ile karşılaştı, bir şey demeden Türkan hanıma omuz atıp gitti.

Türkan hanım iceriye ilk defa sakin bir şekilde girdi. Hatta oturabilir miyim diye soru bile sordu.

Bende kibar bir şekilde elim ile oturacağı yeri gösterdim.

Türkan – Ben bu kızı istemiyorum, bu Tugay’ın asistanı ayrıca ona muhbirlik yapmayacağı da ne malum. Senden ricam onu yanımdan alman. Daha donanımlı birisi gelsin yada Emre geri gelsin..

Ben- Hala itaatsizlik etme peşindesin..

Bu lafı duyunca bir anda eli gayri ihtiyari gömleğindeki düğmelere gitti. Gözleri cam fanusuma kilitlendi.İcinde artık piercingleri de vardı..

Ben- Tugay bey ile aranızdaki fark sen işine önem veriyorsun, o cezasını çekmeli. Hem Gaye ile aralarında bir bağ var onların. Bazı şeyleri kaybetmesi gerekir. Siz ondan daha fazla önem veriyorsunuz şirkete.

Cümlelerim hoşuna gitmişti, sakinliğim ve dominasyonum onu etkiliyordu. Oğlu yaşındaki bir erkek, onu etkiliyor hatta bana göre evcilleştiriyordu. Çevresindeki herkes muhallebi çocuğuydu, alışkın değildi…

Türkan- Pekala… Ama ben yinede ona güvenmiyorum ve lütfen en kısa zamanda başka birini yönlendir asiste etmesi için..

Ben- Pekala…

Masanın üstündeki cam fanusu elim ile ittirip onun önüne çektim. Cam kapağını açtım ve Türkan hanıma bakmaya başladım..

Yine heyecanlanmıştı, ne yapacağını anlaması uzun sürmedi.

Bana doğru bakarak kendisi düğmelerini kopardı ve fanusun içine attı. Bu sefer içinde herhangi bir sütyen yoktu. Ayağa kalktı ve masaya doğru eğildi. Göğüsleri karşımda duruyordu.

Fanusun içinden o iki piercingi aldım, meme ucuna taktım. Gözleri ile hadi artık sik beni diyordu. Meme uçları sertleşmişti yine. Yine beni öpmek için yaklaştı ama yine engel oldum.. Göğüslerine birer tokat attım.

Ayağa kalktım…

Ben- Şimdi gidebilirsiniz, başka bir konu var mı Türkan hanım…

Türkan- Şey… Yani.. Yok yani şimdi bişey yok ben gideyim gelirim..

Şaşırmıştı yine, sinirleri ile oynuyordum. Öfkesini gizliyordu ama gözlerinden belliydi. Arkasını dönüp gitti…

Gece yarısına kadar çalıştım, odamı kilitleyecektim ama şifreyi bir türlü kabul etmiyordu. Necati bey güvenlik önlemleri için tüm kapıları akıllı yapmış,herkes sifre ile odasına giriş yapıyordu. Gün içinde şifre devre dışı oluyordu ama çoktan gece olmuştu.

Güvenlik harun abiyi çağırdım, Harun abi- Kaan bey sizin şifreyi kabul etmiyor,yarın ben güvenlik şirketini çağırır icabına baktırırım. Şimdilik açık kalsın.

Ben- Olmaz, bir hal çaresine bakmamız lazim.

Harun- Eğer aramızda kalacaksa bir yolu var ama lütfen kimseye söylemeyin. Güvenlik şirketi bu kapıları kurarken bana bir sır verdi oradaki adam. Tüm kapıları açan ve kilitleyen bir şifre.. acil durum şifresi.

Ben- Harun abi, sen böyle bana kıyak yapmaya devam edersen, ben seni hiç ummadığın şekilde memnun ederim.

Şifreyi öğrenmiştim. Artık tüm kapılar bana açılacaktı.

İnsanların sorunlarını, sırlarını ogrenebilir. Kim muhbir kim değil hepsini ortaya çıkarabilirdim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir