İnsan Kaynakları Müdürü Zülal – 3

Gece garip bir hal almıştı doğrusu. Stajyer Derya: “Zülal hanım ile aranızda geçen olaydan haberimiz var.” dedi söze davranarak.

Tam utançla şaşkınlık arasında bir yerdeyken eşi söze girdi: “Zülal ile evliliğimizin 10 yılının son 5 senesinde denemediğimiz çok az yöntem kalmıştır. Bir yerden sonra, birbirimize olan sevgi ve şefkatimiz her şeye üstün geldi ama içine girdiğimiz döngü çıkılmaz haldeydi. Yeni şeyler yaratmak zorundaydık.

Önceleri birlikte erotik filmler izledik. Bir süre işe yaradı doğrusu. 1965 – 1975 arası çekilmiş birçok filmi izledik çünkü en iyi filmler o zaman çekilmişti, doğal vücutları olan insanların doğal sevişmeleri vardı çünkü henüz Amerikan pornografisinin şişirilmiş vücutlar pompaladığı dönemin öncesiydi.

Önceleri bize yeni bir hareket getirse de, klişeler artık bizi yormuştu. Artık bir sinema akımı olarak izliyorduk o filmleri, bazen kahkahalar eşliğinde seyrettiğimiz oluyordu. Yorucu olan kısmı, filmleri belirli bir zaman belirleyip izlemek ve sevişmeye hazır hissetmek zorundaydık.

Sonrasında seks oyuncakları denedik, titreşimli dildolar, sıcaklık ayarı olan & açılıp kapanan yapay vajinalar, penis yüzükleri, klitoris uyarıcı kremler, seks salıncakları, kelepçeler ve daha niceleri. Bir süre sonra aradığımız şeyin bu olmadığını anladık.

Artık seks yapamaz olmuştuk. Evde iki dost gibiydik. Birbirimizi çok seviyorduk ama bir türlü ilişkiye girme isteği bulamıyorduk. Şöyle bir geriye doğru bakınca her pozisyonu denemiştik. Bu durum akıl ve beden sağlığımızı tehdit eder hale gelmişti.

Bunun tek çaresinin, kafa kafaya verip yeni çözümler bulmak olduğunu düşündük. İlk önce grup seks yapmaya karar verdik. Sadece iki çiftin kendi eşleriyle birlikte oldukları bir ısınma turu şeklinde başladık. Bu tip işlere yatkın olduğunu düşündüğümüz bir çift arkadaşın evine yemeğe gitmiştik. Bir şekilde konuyu açmamız lazımdı.

Arkadaşımın evinde yemek masasına oturduk, şarap ve güzel bir et yemeği hazırlamışlardı. Konu konuyu açtı ve nihayet ilişkilerin nasıl değiştiğinden söz açtım. Sonra “Abi Twitter’da filan çok varmış, grup yapanlar, swinger’lar, maşallah yok yok. Nasıl sıkılmışsa artık evli çiftler ahaha” diye ortaya bir cümle attım. Misafir olduğumuz çift de kahkahayı bastı. Arkadaşın eşi: “Öyle tabii sıkılmışlardır. Herkes siz değil ki” dedi.

Bunu neden söylediğini anlamamıştım ilk önce. “Sizin de hayvanlar gibi sıkıldığınızı biliyoruz” demek istediğini daha sonra öğrenecektim.

Bu konuların ilk önce kadınlar arasında konuşulması doğru olacaktı. Belki biz onları yanlış anlamıştık. Eğer ben konuyu açsam, adamın bu taraklarda hiç bezi olmasa büyük bela çıkabilirdi.

Akşam yemeğini yedik, ayrıldık. Ertesi gün Zülal arkadaşımın eşiyle iş çıkışı kahve içmek için anlaştılar. Sanki ben Zülal’i biraz bu konuya zorluyormuşum da o da konuyu ona açıp kadın kadına fikir alışverişi yapacakmış gibi anlattı.

Ankara’nın sadece bilenlerin bildiği seçkin bir swinger kulübü olduğunu, arkadaşım ve eşinin Ankara’daki tanınmış swinger’larından olduklarını o gün Zülal öğrendi ve onlara teklif götürdü. Ancak eş değiştirme istemiyorduk. Bir sonraki gün onları evimize davet ettik.

Zülal ve ben de heyecandan ölecektik. Biraz da endişe ediyorduk. Arkadaşım ve eşi oldukça rahattılar. Birkaç kadeh şaraptan sonra herkesin dili yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Arkadaşın eşi: “Biz de son derece ürkek ve heyecanlıydık, sonrası daha da heyecan verici. Korkmanıza gerek yok.” dedi.

Yemek masasından kalkıp yan odaya geçmiştik. Eş değiştirme yapmayacaktık ama arkadaşımın eşi Zülal’in karşıma, kendisinin de yanıma oturmasının iyi bir fikir olacağını söyledi, dediği gibi yaptık.

Arkadaşımın eşi o gece kırmızı bir elbise giymişti. Kısa bir elbiseydi. Altında da siyah külotlu çorap vardı. Bacaklarına dokunmamak için kendimi zor tutuyordum. Arkadaşım ise gülerek içkisini yudumluyor, hiç oralı olmuyordu. Durumun heyecanından iyiden iyiye hareketlenmiştim, sikim kalkmıştı. Zülal de bu durumu fark etmişti ve o da bacaklarını birbirine sürtüyordu, belli ki o da hem ıslanmıştı hem yanıyordu. Arkadaşım: “Sizi anlıyoruz. Süreci bize bırakın.” dedi. Zülal de ben de peki dedik.

Arkadaşımın eşi: “Zülal şimdi yanımıza gel” dedi. Koltukta 3 kişi olmuştuk, arkadaşım karşımızda oturmaya devam edip bizi izliyordu.

“Zülal, elini eşinin gömleğinden içeri sok, göğsünü okşa, kulak memesinin altını öp. Elbette aklımda, bugün sadece eşler arasında olacak. Ama işi biraz hareketlendirmekte bence bir sakınca yok.” dedi ve bana dönüp: “Eğer daha önce bir erkeğin yanında çıplak kalmadıysan ve bundan rahatsız olacaksan bana şimdiden bunu söyle, hiçbir şeyden çekinme, istemediğin bir şeye kimse seni zorlamayacak” dedi. Bu duruma henüz pek hazır olmadığımı söyledim.

Eşine aradaki ışığı açıp odadaki ışıkları kapatmasını, sonra balkona çıkmasını söyledi. Oldukça profesyoneldiler çünkü çok rahattılar. Bu bizim için büyük bir şanstı.

Daha sonra Zülal’e dönüp: “Hadi, bildiğin ve sevdiğin şekliyle başla. Korkma, eşine dokunmayacağım, en azından şimdilik Ahaha” dedi.

Zülal, ikimizin de çok sevdiği şeyleri yapmaya başladı. İlk önce ayağa kalktı, sırtını bana döndü, hafif domaldı, külotunu diz kapaklarına kadar indirdi, koltuktan kalktım ve diz çöktüm, Zülal’in külotunu kokladım, amını bir kere arkadan yaladım. Bu bizim kendi aramızdaki bir ritüel, bir çeşit selamlaşma gibiydi.

Sonra yeniden ayağa kalktım, pantolonumu yere kadar indirdim. Bunu yaparken çaktırmadan arkadaşımın eşinin gözünün içine bakıyordum ve onu da sikime iştahla bakarken ve dudağını ısırırken buldum. “oha oha, ay çok pardon” dedi. Zülal arkadaşımın eşine dönüp: “Devam et” dedi. Arkadaşımın eşi: “Çok güzel bir siki var yaa, ne şanslısın. Acayip kalın, ucu daha kalın. Bir kadının daima isteyeceği türden. Çok fena ıslandım” dedi. Zülal dönüp sikimin ucunu öptü, sonra ucunu soğurdu bir süre. Aklımı başımdan almıştı arkadaşımın eşinin sözleri.

Zülal sikimi heyecanla emmeye devam ediyordu. Arkadaşımın eşi: “benimki balkonda sıkılmıştır, getireyim mi?” dedi, kabul ettim. İşler zaten rayından çıkmıştı, sarhoşluğun verdiği cesaretle tamam dedim. İkisi birlikte içeri girdiler.

Arkadaşımın eşi kocasına dönüp: “arkadaşında böyle bir sik olduğunu bilsem senden habersiz gider kucağına oturur, inmezdim” dedi. Bir de şu Zülal’in teni, insanı lezbiyen yapar. Bu nasıl ipek bir ten.” benzeri cümleler kurdu. Zülal de ben de iyice heyecanlanmıştık.

Arkadaşım eşini soydu ve arkasına geçip önce amını yalamaya başladı, sonra birazcık götünü de yaladı. Bize yan dönmüşlerdi, her yaptıklarını görebiliyorduk. Bunu bilerek böyle yapıyorlardı.

Yere uzandım, Zülal onlara bakacak şekilde yüzüme oturdu. Bir yandan onları izliyor, bir yandan dudaklarımı ezercesine yüzümün üstünde gidip geliyordu. İlk tanıştığımız günlerdeki heyecanı yakalamıştık. Zülal o kadar ıslanmıştı ki, am suyunu sadece yalamak yetmiyordu, yutmak zorunda da kalmıştım.

Zülal ayağa kalktı, ben de ayağa kalktım, dudağıma yapıştı, taşşaklarımla oynamaya başladı. Sonra önünde domaldı, içine girip bütün gücümle sikmeye başladım. Öyle sert sikiyordum ki, taşşaklarım öne arkaya sallanırken amına değiyordu, Zülal artık inlemelere doyamıyordu.

Zülal çığlık atarak boşaldı. Ayakta duramıyordu. Direkt yere uzandı, bacakları titriyordu.

Arkadaşımın eşi henüz üstündeki kırmızı eteği çıkarmıştı. Külotu yoktu. Ben boşalamamıştım. Nefes nefeseydim, vücudumdan ateş çıkıyordu, azgın boğa gibiydim. Arkadaşımın eşini de sikmek istiyordum ve onun vücudunu kesiyordum, o da bana bakıyordu, şaşırmışlardı Zülal’in bu kadar hızlı orgazm olmasına.

Arkadaşımın gözünü içine baktım, bana onay verme anlamıyla bir göz kırptı, “görünen o ki bu geceki kısmetimizde tribünler varmış” dedi.

O azgınlık ve boşalamamanın verdiği hırsla arkadaşımın eşinin başını ellerimle tuttum, dudaklarına yapışıp dilini emmeye başladım. O bir yandan sikimle oynuyor, bir yandan ben de onun amını okşuyordum. Sırılsıklamdı. Benim sikim de Zülal’in am suyu ile sabun gibi kaygandı.

Arkadaşımın eşi: “bunun bugün olmasını beklemiyordum ama az önce hayalini kurdum, beni kucağına alıp siker misin?” dedi. Hiç düşünmedim, bir şey söylemeden hafif eğilip bacaklarından kavradım, o da boynuma sarıldı, sikimi tutup amına biraz sürtüp yerleştirdi. Minyon bir kadındı. Kucağımda birkaç dakika siktikten sonra yere indirdim, duvara yaslayıp bacaklarının arasından girerek sikmeye devam ettim. İnlemeleri inanılmazdı. Zülal o anda yerde uzanmış halde bizi izliyordu, arkadaşım da son derece keyifli görünüyordu. Arkadaşımın eşi inleyerek boşaldı, ben de çok yakındım artık. “Boşalmak üzereyim azcık kaldı” dedim, arkadaşımın eşini bırakmadım, sikmeye devam ettim. Tam boşalacakken “Zülal, hayatım, gel sikimi em” dedim, doğruldu, arkadaşımın eşinin bacakları arasına kafasını uzattı, sikimi içinden çıkardı, ucunu emdi ve birkaç saniye içinde Zülal’in ağzına boşaldım.

Arkadaşım: “Oh, hepiniz rahatladınız artık, iyisiniz hadi” dedi. Hiç birimizde hal kalmamıştı. Zülal de ben de arkadaşımın eşi de halının üstüne uzandık, öylece kaldık uzunca bir süre .

Zülal: “duşa giriyorum ben” dedi, “ben de geliyorum” dedim. Arkadaşıma “keyfinize bakın, duş alıp geliyoruz” dedim. İkimizin içinde de hızlıca ortamdan uzaklaşma hissi doğmuştu nedense.

Duşa girdiğimizde Zülal yüzüne bakmıyordu. Arkasını bana dönmüş, vücudunu sabunluyordu. Arkadaşımın eşini de sikmiş olmam planda yoktu hiç. Kollarından tutup kendime çevirdim, gözlerinin içine baktım: Canım, özür dilerim. Biliyorum. Planda yoktu ama oldu. Biraz da alkolün ve o anki hararetin etkisiyle oldu. Affet lütfen.” dedim.

Zülal gözlerime baktı bir süre. “Kafam çok karışık. Ne düşüneceğimi bilmiyorum. Başka bir kadını sikiyor olman fikrini aklıma bile getiremezken gözlerimin önünde gerçekleşti. Bunun hoşuma gitmesine şaşırıyorum, sana kızmadım” dedi.

Rahatlamıştım. Zülal’in yanaklarından ve alnından öptüm, dudağını öpmeye başladım, o da boynuma sarıldı, bir yandan diz kapağıyla taşşaklarıma dokunuyordu. Yeniden hareketlenmeye başladım. Sikim şişiyordu. Zülal önümde diz çöktü ve sikimi emmeye başladı. Sonra ayağa kalktı, duvara doğru döndü. Bir yandan sırtını öpüyordum, bir yandan memelerinin uçlarını hafif hafif sıkıyordum sikim bacaklarının arasında gidip gelirken.

Duşta olduğumuz için Zülal hazır mı değil mi bilmediğim için suyu kapattım. Epey ıslanmıştı. Yanıyordu. Sikimin ucunu yavaşça Zülal’in amının dudaklarına sürtmeye başladım. Hafif inlemeye başlamıştı. Sanki sihirli bir el bize dokunmuş gibiydi.

Zülal, “Hadi bir daha sik beni koca yarraklı erkeğim. Beğendin mi arkadaşının eşini? Nasıldı onun amı? Dar mıydı benimki gibi? Lezzetli miydi? Kucağında zıplarken zevk aldın mı?” gibi şeyler söyledi. Hafif kıskançlık krizine girmişti ama bir yandan da hoşuma gidiyordu söylediği şeyler. Zülal bunları söylerken bir yandan inliyor bir yandan kendi memelerini okşuyordu. Bir süre sonra ben de iyice hareketlendim. Biraz alkolün, biraz da banyoda olmanın rahatlığıyla Zülal avazı çıktığı kadar inliyordu.

Zülal sikimi tutup amından çıkardı, eline biraz tükürük aldı, göt deliğine sürdü, tekrar sikimi kavradı ve göt deliğine doğru sikimi zorlamaya başladı: “Bu garip günde götümü sikmeyeceksen ne zaman sikeceksin” dedi. Bunu söylerken bile inliyordu. Zülal’in götü oldukça dardı ve arkadan verdiğinin sayısı bu yüzden bir elin parmaklarını geçmemişti. Ben de ona acı vermek istemiyordum. Zaten nedir bir amı vardı, bana yeterli geliyordu.

Sikimin ucu nihayet Zülal’in daracık deliğine girmişti. Orada öylece kaldım, acı ve zevk karışımı bir şeyler duyduğu belliydi. Bir yandan omuzlarının arasını öpüyor, öte yandan sol elimle amını okşuyor, sağ elimle memesine dokunuyordum. İki büklüm halde bütün vücutlarımız zevk içindeydi, her yerimiz uyarılıyordu.

Zülal ile aynı anda boşaldık. Nefes nefese kalmıştık, vücutlarımızdan ateş çıkıyordu. Duşu tekrar açtım, serin suyun altında bir süre bekledik, öpüştük ve banyodan çıktık bornozlarla.

Odaya girdiğimizde arkadaşlarımız gitmişti. Masanın üstünde bir not vardı: “Tekrardan…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir