Imkansız Yengem(6)

Sabah uyandığımda saat 10’a geliyordu, dükkana gitmek için gecikmiştim ve seri biçimde hazırlanıp dükkana gittim. Vardığımda beklenmedik bir misafir babamla sohbet ediyordu: dayım. Hemen selamlaşıp sohbete kulak kesildim. Babam dayıma iş hakkında bilgiler veriyordu, sanırım tahmin ettiğim şey gerçekleşiyordu. Dayım artık bizle çalışacaktı. Bu yengemle olan ilişkimiz açısından ne derece iyi ne derece kötü diye düşünüyordum. Aklım iyice karışmaya başladı, her gün dayımın yüzüne bakıp yengemle gizli ilişki yaşayacak kadar şerefsiz olamazdım. Ya da olabilirdim… bu ikilemler beni her zaman zora sokuyordu. İçimden en iyisi oluruna bırakayım ne olacaksa olsun dedim. Babam sıkıcı konuşmasını bitirdikten sonra ben dayıma işin püf noktalarını anlatmaya başladım. Dayımın gözlerine bakarken yengemle arabada yaşadığım anlar aklıma geliyordu. Önemli kısımları anlattıktan sonra bir bahane bulup dükkandan uzaklaştım. Anladım ki dayımla aynı ortamda bulunmak artık hoşuma gitmiyordu. Günler sıkıcı bir şekilde geçmeye başlamıştı, dükkanda işlerimi halledip günün geri kalanında arkadaşlarla takılıp evde oyun oynuyordum. Esma yengem ise kendi halinde evde çocuklarıyla ilgileniyordu. Sıcak bir temmuz günü dükkanda bunaltıcı işleri hallettikten sonra eve gitmeden arabada bir kaç bira içmeye karar verdim. Her zaman ki gittiğim tekelden biraları alıp arabamı uygun yere çektikten sonra playlistimi ayarlayıp biramı yudumluyordum. Sıcak hava ve bunaltıcı işlerden sonra kendimi cennette gibi hissediyordum. Aldığım 3 tane bira yetmeyince tekrardan tekele uğrayıp 2 tane daha aldım. Keyifle bira faslıma devam ediyordum ki slow bir müzik çalmaya başladı. Böyle bir durumda herkesin aklına sevgilisi gelirdi, benim ise aklıma yengem geldi. Ondan başka kimse umrumda değildi sanki. Kafamın hafiften güzelleşmesiyle esma yengemin adını mırıldanmaya başladım şarkıyla beraber. Artık bu hasrete son vermeliydim, yengemi acilen görmem lazımdı. Saate baktığımda dayımın eve gelmesine en az 3 saat daha vardı. Bu benim için yeterliydi, hem dayım gelse bile çocuklar varken benimde evde olmam açıklanamayacak bir durum değildi diye düşünüyordum. Evet evet kesinlikle yengemlere gitmeliydim. Şişenin dibindeki son yudumu içip doğrudan yengemlere yol aldım. Üstüme biraz parfüm bocaladım, maksat biranın kokusunu yengemin almamasıydı. Kapıyı çaldığımda beklediğim manzara karşımdaydı, esma yengem hafif açılmış eşarbı, beni görünce irileşen mavi gözleri, ince bluz ve ev eteğiyle tam karşımdaydı. Kapıda selamlaştıktan sonra içeri davet etti. Çocuklar odalarında oynarken salona geçtik. Esma yengem meraklı ve heyecanlı gözlerle bana bakıyordu, ben ise alkolun verdiği rahatlıkla koltuğa yayılmıştım. Gündelik nasılsın iyi misin faslından sonra dayımı sordu. Dayımın akşama kadar işte olacağını söyledim, ne amaçla geldiğimi bu lafımdan sonra tahmin ettiğini düşünüyordum. Ben gelmeden önce demlediği çaydan ikram etmek için mutfağa gitmişti. Ben ise azgınlıktan kafayı yemeye başlamıştım. Bu kadın benim için tam bir afrodizyak etkisiydi. Çocuklar oyuna dalmış, dayım akşama kadar yok, benim için mükemmel zamanlamaydı. Köyde yaşadıklarımızın devamı birazdan gerçekleşmeliydi. Çayı getirdikten sonra aramızda bir süre sessizlik oldu. Aramızdaki mesafeyi azaltmak için tekli koltuktan kalkıp yengemin oturduğu kanepeye oturdum. Dibine kadar yaklaşırken kalp atışlarım hızla artıyordu. Ben: görüşmeyeli çok oldu yenge özledim seni. Yengem: arayıp sorduğun yok hayırsızlaştın iyice. B: son zamanlar aramasamda hep aklımdasın yenge. Y: o anlamda söylemedim ali. B: ne anlamda söylediğini biliyorum yenge. Y:( hafif kafasını geri çekerek) ali biraz öteye gider misin içerde çocuklar oynuyor yeri değil. B: bence tam yeri yenge çocuklar oyuna dalmış zaten onları düşünme( yengeme daha da yaklaşıyordum). Y: ali kendine gel böyle olmaz(beni omzumdan itmeye başlamıştı).

Yengeme yaklaşmaya çalıştıkça o beni itip uzaklaşıyordu benden. Normalde asla böyle ısrar etmezdim ama lanet olası alkol azgınlığımı katlayıp bana cesaret veriyordu. B: yenge köydeki gibi herşey aramızda kalacak çok özledim itmee. Y: (sesli şekilde derin nefes aldı) allah belanı versin ali ne zıkkım içtin sen. B:( yengeme iyice sokulup yanağını ve dudaklarının kenarını öpmeye başlamıştım kontrolu tamamen kaybediyordum) bişey içmedim ya yenge durr bi artık. Y: (gerilip yanağıma okkalı bir tokat vurdu) defol git burdan ne sanıyorsun sen beni.

Yediğim tokat beni hayal aleminden gerçek dünyaya döndürmüştü sanki. Ne yaptım ben, dayımın evinde yengeme tecavüz edecektim neredeyse. Karakterime tamamen zıt bir şeydi bu ve utançtan yerin dibine girmek üzereydim. Donup kalmıştım ne diyeceğimi şaşırdım o an. B: yenge çok özür dilerim böyle bir şey yapmak istemedim aff- Y: ali yüzünü görmek istemiyorum git burdan hemen.

Yengemin yüzüne bakamadan kalkıp çıktım evden. Yapacağım en kötü şeyi yapmıştım belki de. Utançtan ve yediğim okkalı tokattan yanağım yanıyordu sanki. Şimdi her şeyi berbat etmiştim işte, yengemin gözünde ırz düşmanı bir sapık olmuştum kesin. Bundan sonra yengemle aynı ortama bile giremeyecektim. Allahım sen beni yok etseydin de bu günü yaşamasaydım diye dua ediyordum. Eve gidip odama kapandım. Bundan sonra olabilecek en iyi ihtimal yengemle beraber herşeyi unutup normal bir şekilde hayatımıza devam etmek olurdu. Eğer bu yaptığımı affederse tabi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir