Ama sabah yeni bir güne uyandık. Kahvaltı hazırlamıştı Sibel, izinde almıştı. Evdeydik beraber.

Dün akşamki konuşma hiç olmamış gibi neşe içinde kahvaltı ettik. Bal sürdüm yaladım parmağını , heyecanlandı çok. Ne çocuk olmuştu sibel ne genç. Çok şey yaşamış olsada ufak şeylere yükseliyordu. Biraz daha sür yala derken dayanamadı kucağıma atladı, sanki hiç sevişmemşiz gibi. Elimi attım arkaya uzun pijamasından içeri sokup göt deliğini buldum kısa sürede, dudakları ayırdı bir anda.

-istiyorum dedim

Bir anda ayağa kalktı elimden tuttu yatak odasına götürdü çekerek. Odaya girer girmez çekmeceden anal jel çıkartıp elime verdi. Üstündekileri atıp yatağa domaldı, ama ne domalmak, yüzü yatakta, top kalçalarını olbildiğince yukarı dikmiş. Dedimya halamınkini kara delik sanırdım. Halamınki sütlü çikolata ise bu bitter di.(Pelinin kide beyaz çikolata) Sabırsızca elleri ile kalçalrını ayırarak bana açtı yolu. Başladım parmaklarımla, sanmıştımki alışık, geniş bir delik olacak. Ama amından kat kat dardı.

Ama bukadar arzulu ve hazırlıklı, şaşırdım duruma. Hep ben ilk hamleyi yapmıştım bugüne kadar , bukadar çok istemesi ve dar olması , tam bir çelişki idi. 1 derken 2 parmak oldu, bol jel ile acıtmadan yavaş yavaş genişlettim deliğini, Hazırlayacağım derken boşaldı bile. Dayanamadım sordum “siktirdin mi daha önce”

-Hayır dedi inleyerek, Hapiste parmaklattım çok, ozamandan beri istiyorum ama götüm büyük elim yetişmiyor. Gitmiyor derine.

Lezbiyen desen değildi. Erkek düşkünü, anala alışmıştı, arzuluyordu ama onuda dolu dolu  yaşamamıştı. Hayatı hep yarım , eksik, Geç.

Boşaldıktan sonra epey daha devam ettim 3üncü parmağı biraz aldı sonra acele ile” yeter , hadi gir “ diye bağırdı.

Onuda yavaş yavaş yapmaya başladım , Hırçınlığı kalmadı, şimdi kaçmaya çalışıyordu ufak ufak sonra vazgeçip tekrar geri geliyordu kalçaları, gözlerini sonuna kadar açıp baktı bana omzunun üzerinde, ağzıda sonuna kadar açık. Çığlık atarmışçasına ana en ufak ses çıkmıyordu. Her milimini hissede hissede .yarısını geçince daha rahatlamış kapadı gözlerini yüzünü yatağa koydu tekrar. Sakince hissetti hepsinin girmesini. Yüzünde garip bir tatmin gülümsemesi vardı. Yaşadığım diğer anal ve cinsel deneyimlerimden farklı idi. Özlediğine kavuşmakmak gibiydi.

Bende mutlu oldum. Sadece Sibele böyle bir duyguyu yaşattığım için, onunla beraber bu sevişmeyi tecrübe ettiğim için. Sakin ve duygusal bir birleşmeydi, anal seks ile ilgili bütün düşüncelerimi yıktı.

Taylanda doğru uçaktaydım. Aklımda 1 hafta sonra çinde yapacağım bağlantılar. Şimdiden moda girmiştim. Kafamdan yapacağım konuşmaları, replikleri tekrar ediyordum. Benim için bu seyahat iş hayatım konusunda dönüm noktası idi. Fabrikada , üretimde aksama olmasın diye , yanlışlıkları görsem bile sineye çekmiştim. Burada ki bağlantılar şirketin yıllarca elini güçlendirebilirdi.

Yol uzundu , Heyecanlıydım çok . Beni bekleyen yeni bir sürü tecrübe. Herzaman yaptığım gibi kendimi irdelemeye başladım. İblis nerdeyse hiç görünmüyordu. Benim hayatım garip şekilde ilerlemişti. Yaşanan herşey bana çok şey öğretti, en büyük problem sanırdım. Hayatımdaki en basit sorunsuz insan pelin bile hayata tutunmak için kendini satmıştı, şuan geldiği nokta tamamen yeni bir insan. Semra , herkesin imreneceği anlayışlı nazik bir eş diye düşünürken bunu bir Çukur gibi hissetmiş , içinde kısılmıştı. Sezen ,sibel , halam. Hepsinin yaşadıkları fedakarlıkları……..

Seks hayatım Başlı başına tez konusu idi. İnsan kafasının içinde sevişiyordu, şekli yöntemi nasıl olursa olsun . haz  ve tatmin kafasının içindeydi. Yer altında biriken basınçlı su misali, kafamızın içinde birikiyor, doğru koşulu bekliyordu dışarı çıkmak için. Beden sadece bunun için bir oyun alanıydı.

Semra sadece tavrıma , sesime tahrik olmuştu, halam bir erkeğin varlığına, Buse arkadaşlığıma , yoldaşlığıma. Sibel için hayatındaki eksikleri , yaşamadığı basit heyecanları yaşamak.

Sezen geldi aklıma bu kadının zengin , görmüş , yaşamış…..

İlk gecemde Pattaya yı turladım. Ne olduğunu tanımak için. Eğlenceli, ışıklı , gürültülü ilk gece paralı bir ilşki yaşadım. Sonraki gece başka barlar başka klüpler. Tatile gelmiş bir rus kızı ile yakınlaştık, biraz dans içkiden sonra otel.  Sonraki gece sahilde yürüdüm uzun uzun , feribot iskelesine vardığımda bir kız yanaştı yanıma, görüntüsüne bakarsan 1,40-1,50. Ben 14-15 yaşında sandım önce. Sonra kat kat kıyafetinin bir katını kaldırdı, kumaşın üzerine vitrin misali iğnelenmiş ufak poşetler. Renk renk haplar.

Kız torbacı idi, ve showroom kıyafeti idi. 1 poşette 5li sarma sigara vardı onu gösterdim. Kopartıp verdi. Eli ile 5 yaptı. 50 mi 500 mü diye düşünürken. İngilizce 500 dedi, kaşılığı ne yapıyor düşünmeden verdim parayı.  Üni hayatımda bazı tecrübelerim olmuştu , öğrenci evlerinde. Devam ettim iskelenin ucana kadar, oturdum kenara. Elimdeki birayı , 1 de sarma bitirdim. 1 saat geçti belki denizi seyrederek.saat daha 23:00 tü.

 Walking streetin gürültüsü hengamesine girmek istemedim. 1 gibi gider 15 dakkada birini bulurum sonrada otele giderim diye düşünürken. Biram bitti. Kalkıp markete gidip 3 bira aldım. 2 saat te ancak yeter diye düşünerek.gelip tekrar oturdum yerime 1 saat daha takıldım denizi mehtabı seyrederken. 12 yi geçmiştiki Biraz önceki torbacı kız geldi yanıma oturdu ,gülümseyerek.

Poo dedi elini uzatırken. Elini sıktım “giray” dedim. 4-5 kere tekrar etti adımı her seferinde doğru söylemeye çalışrak. Ben her seferinde tekrar ettim adımı. Olmadı. En son “gigi” dedim onu tek seferde doğru söyledi. Ben alkışladım. Oda sevinerek bana uzanıp yanağımı öptü. Sürekli gülüyordu. Hayatımda hiçbir kadının bukadar aralıksız gülümsediğini hatırlamıyorum. Biraya uzattı elini , ben Tedirgin oldum yaşı küçük diye. Şişeyi tuttum vermemek için. O paylaşmak istemiyorum sandı , para çıkarttı cebinden.

O an küçüksün dedim. Telaşlı kimliğini çıkardı. Kız 21 yaşındaydı. Adının başında poo vardı ama 12-13 haneli uzun , karmaşık bir ismi vardı. Birayı açıp verdim eline. Biralar bitti tekrar gidip aldık , o bira içerken ben bir ufak şişe viski aldım. 2 ye kadar oturduk konuştuk . Bu kadar çok gülümseyen bir kızla konuşmak hoşuma gitmişti.

Yağmur başladı hafiften. Kalkıp otele gitmek istedim. Motoru varmış arkamızda, atladım arkasına , sarıldım beline. 1-2 dak gitmemiştik ki. Fena bastırdı yağmur. Dövercesine yağıyordu. Biz moturun üstünde gitmeye çalışıyorduk. Yoldaki su birikintileri , karşıdan yağan büyük taneli yağmur , hızlı gitmemize engel oluyordu. Sıcak yağmur, sanki zaman yavaşlamış gibi hissettim. Huzur doldu içime. Ufacık poo ya sarılmışken kollarımı ayırdım.

 Alabildiğine açtım 2 yana. Yüzümü kaldırdım gökyüzüne, her düşen damlayı hissetmek için.  Olabildiğince sinmiş , gözlerini kısmışken poo , güç bela motoru kullanmaya çalışıyordu. Ben kendimi yağan yağmura sunmuştum, sevgilimi kucaklamak istercesine. Kollarımı bırakınca poo şaşırdı ve motoru durdurdu. Ben ayaklarımı yere koyup motoru dengede tutum.

Bir müddet beni seyretti, ne halde olduğumu, gülümseyerek yağmuru kucaklamamı. Oturakta dizlerinin üzerinde doğruldu yapıştı dudaklarıma. Yağan yağmurda öpüşmeye başladık. 5-10 dak. Nekadar zaman geçti bilmiyorum. Ama kollarımdaki bu minyon kız için yanıyordum. Caddenin ortasında öpüşüyorduk. Ayırıp kendimden otele gidelim dedim. Sırılsıklam kıyafetlerle daldık odama . banyoya girdik duşun altında başladık sevişmeye. Sonrasında yatakta, odanın her yerinde. Sabahın ilk ışıkları ile ancak uyuduk. Uçakta düşündüğüm şey başıma gelmişti. Bir gülen yüze , bir sevecen kıza fışkırmıştı içimdeki birikmiş herşey. Arzularım; barajını yıkmışçasına serbest kaldı. 

Bu minyon güleryüzlü kız yatakta da ayrı bir efsaneydi, sınırsız limitsiz. Rimming ,pegging ilk defa o gece yaşadım. Aramızdaki sıklet farkını da tecrübe etmek benim için yeni bir deneyimdi. İlk defa 40-45 kilo bir partnerim olmuştu,o kucağımda iken  Ayakta sevişmenin bir efsane olmadığını öğrendim. Sevişmelerin arasında hiç durmadan masaj yaptı bana Poo, bende ona. Buseyi hatırlattı bana biraz , onu çok özlediğimi hissettim. Ve o gece bir karar aldım.

Öğle saatine doğru kalktık. Motoruna atladık. Hala nemli idi ama 15 dakkaya güneşin altında kurudu. Beni bütün gün şehri gezdirdi. Çeşit çeşit yerlere gittik. Esnaf lokantası tabir edilebilecek bir sürü yerde yemek yedirdi bana. Hepsi; turistlerin gelmediği lokal yerler. O doyduğu halde; ben daha çok tatmak için başka yerler istedim. Tok olsamda gittik tattık. Son gecemdi o gece, ertesi gün çine uçacaktım. Poo yine işe çıkmak istedi o gece. İzin vermedim, son gece olduğunu söyledim. Ne kar elde edeksin diye sordum. 100-150 usd gibi bir rakkam söyledi . parayı verince almadı. Ama işe de çıkmadı o gece.

Bende ona bir kolye aldım.Altın. ona hayır diyemedi. Gözleri kamaştı. Banada 300 usd ye patladı tabi.

Geceyide oldukça eğlenceli ve ateşli bir şekilde geçirdik. Sabah vedalaştık ben çine uçtum.