Hüzünlü Bir Gece – 1

Bu büyük metropol şehre yeni gelmiştim. O kadar kalabalık ve korkutucuydu ki yalnız başıma geldiğim bu şehirde ne yapacağımı, boş vakitlerimi nasıl geçireceğimi bilmiyordum. Buhran dolu olduğum her anda yaptığım gibi kendimi neşelendirmek adına bir şeyler içmem gerektiğini hissettim. Hüzünlü Bir Gece

Metroya atladığım gibi önce Kadıköy iskeleye oradan da barların olduğu sokaklara doğru yürümeye başladım. Her yanda derinden gelen müzikler, bana doğru gelen kalabalık akın ve benimle beraber sokaklara doğru yol alan başka bir akın… Kelimenin tam anlamıyla pandemi sonrası süreçte bu kadar çok fazla insanın içine yeniden girmek beni büyülemişti. Saat biraz erken olduğu ve hava da tam kararmadığı için mekanların hepsinde boş yer bulmak zor değildi ancak yine de tek kişi olduğumu bildiklerinden kar marjını düşüreceğim gerekçesi ile birkaç mekanın beni almakta gönülsüz olduğunu gördüm. Sonunda hayvan isimlerinden bir tanesine sahip bir mekana oturabildim. Yemek yemeyi sevdiğimden ve biraya da yakıştırdığımdan ortaya bir karışık ızgara tabağı söyledim ve tabak geldiğinde istediğim biranın tedarik kısmındaki teknik problemlerden dolayı biranın biraz geçileceğini söylediler. Ben de kızartma tabağı soğuyup tadını kaybetmeden önce keyif alabilmek adına yavaş yavaş atıştırmaya başlamıştım ki arkamda hissettiğim bir el ile irkilmeye nerdeyse boğulmaya başlamıştım. Arkamı döndüğümde bir de ne göreyim zamanımı geçirmek yeni insanlarla tanışmak için başladığım yüksek lisans sayesinde tanıştığım Gamze ile karşı karşıyaydım. Gamze bilgisayar mühendisiydi ve tipik bir mühendis olmanın verdiği rahatlık ve salı vermişlikle oldukça bakımsız görünen ama doğal güzel olarak nitelendirebileceğimiz kumral, mavi gözlü ve uzun boylu bir hatundu. Gamze okulda o kadar maskülen tarzda giyinirdi ki hiçbir zaman onu çekici bulmaz hatta bizim erkek grubundan biriymiş gibi görürdüm. Fakat bugün o Gamze oldukça iddialı, göğüs dekolteli siyah bir elbise giymiş ve makyaj yapmıştı. Zaten benim boğulmama neden olan şaşkınlık onun bu haliydi. Gamze şaşkınlığımı görmüş olacak ki hemen lafa girdi:


-Aa Celal senin ne işin var burada!
Bu tepkinin ardındaki imayı anlamıştım çünkü çok yoğun tempoda çalışan ve genellikle genç yaşta birçok sorumluluğun yüklendiği biri olarak pek fazla eğlenmeye vakit ayıramazdım. Bu durumu bilerek dalga geçtiğini anlamış ve eğlenceden burada olmadığımı söylemek adına şu şekilde cevap verdim:
+Eğlenmek için burada değilim son zamanlarda o kadar can sıkıcı şeyler yaşadım ki biraz kafa dağıtmanın iyi olacağını düşündüm.
Bunu söyledikten sonra Gamze arkadaşlarıyla buluşacağını büyük bir topluluğun geleceğini ve istersem onlara katılabileceğimi söyledi ancak hem gerçekten de yaşadığım sorunlar hem de efkarlı bir gece geçirmek istemem nedeniyle teklifini geri çevirdim fakat görünen o ki Gamze görüntümden o kadar çok etkilenmiş ki kayıtsız kalamadı:
-Seni daha önce böyle görmemiştim, neyin var? Bak şimdi ben arıyorum arkadaşlarımı işim çıktığını söylüyorum beraber güzelce vakit geçiriyoruz tamam mı?
+Ama seni de arkadaşlarından ayırıyorum bu kadar zahmeti kabul edemem lütfen!
-Israr istemiyorum, en sevdiğim arkadaşımın yüzünden düşen bin parça onun yanında olamayacaksam arkadaşız demenin ne anlamı var!
+Peki peki, teşekkür ederim. Ne içersin?
-Seninkinden söyleyiver işte!
O sırada benim bira gelmiş, elemandan rica ederek ikincisinin de gelmesini sağlamıştım.


Devamını Oku…