Her Şey Bir Rüyayla Başladı-3

Karısı nerdeymiş, bu herifin, dedim. Böyle rahat rahat fotoğraflar atıyor, videolar yolluyor.  Sanki en önemli olan buymuş gibi, Sevgi hiç kafasını yüzüme çevirmeden, sorayım istersen aşkım dedi. Sor, bakalım ne diyecek, sapık herif dedim. Haklısın aşkım gerçekten sapıkmış, dedi. Ama biz de kaşındık aşkım diye ekledi. Az sonra, karımın sapığından mesaj geldi. Eşinin annesine gitmiş, tam da bu geceye denk geldi dedim Sevgiye. Öyle tabi, dedi Sevgi gülerek.

 Senin kocan nerde peki, diye soru geldi ordan. Adam haliyle benim de evde olmadığımı düşünmüştü. Onur’un işleri, diye yazdı Sevgi, Arkadaşının düğünü varmış, oraya gitti arkadaşlarıyla, dedi. Ne zaman, geliyor. Kıskanç kocan, diye bir ikinci mesaj geldi.

Adam benim kıskanç olduğumu nerden biliyor, dedim Sevgi’ye. Aşkım öğretmenler odasında illa ki konusu geçmiştir, ne önemi var dedi. Düğün yarın zaten diye yazdı Sevgi, bir gün önceden yola çıktılar, ne zamandır erkek erkeğe takılmak istiyorlardı zaten arkadaşlarıyla, ben de bir şey demedim, diye yazdı. Karımın yüzüne ne oluyor gibi baktım. Ne var aşkım adama, gecelikli fotoğrafını Onur çekti diyecek halim yoktu herhalde diye çıkıştı, çok haklıydı. Okuldan sonra bir yemek yiyelim mi, dedi. Hazır eşlerimizi yollamışız bir yerlere, hem laflarız. Ne dersin? Mesaj o kadar soğuk kanlıydı ki, sanki az önce fotoğrafına boşalan adam başkasıydı. Tüm o seksist mesajlaşma olmamış gibi, yemeğe davet ediyordu ki sonrası da çok belli ki yatağa atma amaçlıydı. ‘Çocuğu anneme bırakabilirsem, bakarız…’’ diye yazdı.

Aşkım ne zamandır anneannesine gitmek istiyor, hem dışarda yemek yemekten bahsediyor, bahane göstermeden nasıl, geri çevirseydim, dedi. Aşkım eşim duyar çok kızar falan de, dedim. Arkadaşı vs görür, kendi dedi ne kadar kıskanç olduğumu biliyorsa böyle bir şeyin ne kadar canımı sıkacağını da biliyordur, aşkım. Eşim, dediğim minvalde bir şeyler yazdı.

-Tamam o zaman, sen de evine davet et beni, yemek benden tatlı senden…

Yüzsüzlüğün de bu kadarı, aşkım bu herif kafaya koymuş dedim, Ebru hocaya uyguladığı tarifeden sana da uygulayacak herhalde. ‘ Bu karıma, seni sikmek istiyor demenin, üstü örtülü haliydi’. Eşim şakayla karışık ‘Ben de Ebru’nun Mehmet’e uyguladığı tarifeden sana mı uygulayayım’ dedi gülerek. Şakası bile komik değil, hayatım dedim. Hem bu herif yemekten ne anlar, diye çıkıştım. Aşkım sence konu bu mu benden istediği tatlının da ne olduğunu az çok biliyorsundur aşkım dedi. Yarın bakarız, söz vermeyeyim şimdi diye bitirdi konuşmayı Sevgi. Hadi aşkım saat bak kaç olmuş uyuyalım artık.

Sonraki gün öğlene doğru karıma günaydın mesajı attım, sabah uyandığında öyle güzel ve sere serpe uyuyordu ki yatakta, hem okula gitmesine de daha vardı. İş yerinde, tüm gün dün gece olanları düşünüyordum, karıma hiç o gecelik olayını anlatmasa mıydım, ne gerek vardı diye düşünüyordum. Günaydın mesajına karım siyah elbiseli bir fotoğrafla dönüş yaptı, makyaj yapmış harika görünüyordu. Genelde pantolon giyen eşim, o gün elbise seçmişti.

-Harikasın aşkım, dün gece de muhteşemdi, diye yazdım.

  • Sen de öyleydin aşkım, diye yazdı. İş çok yoğun aşkım, ben işe döneyim dedim. Tamam yazıp öpücüklü fotoğrafını gönderdi, ancak gece yaşananlardan ötürü bir türlü işe odaklanamıyordum.

Yaklaşık yarım saat sonra, Hakan Hocan yazdı mı bir şey diye sordum, Yazdı aşkım dedi, günaydın mesajı attı, ve akşamki planı sordu. Ona da bu fotoğraftan atmadın ya aşkım dedim, şakayla karışık. Gülücükle dönüş yaptı, akşam ki plan için ne diyeyim, de reddeyim aşkım dedi. Sen düşün karıcım dedim, beni arkadaşlarımla düğüne yolladın şehir dışına unuttun mu dedim, yarı şaka yarı gerçek, konuşmamız sürüyordu. Çocuğu anneanneme bıraktım bu arada, dedi Sevgi. Ne zamandır gitmek istiyordu aşkım, sıkıldı okuldan. Nedense bu bile beni heyecanlandırmaya yetti. Sanki atması gereken ilk adımı atmıştı eşim, hem de ne adım, o an elbiseyi de Hakan Hoca için giydiğini hissettim, emin değildim ama fotoğrafını atmış bile olabilirdi. Aşkım istersen, ben bizim çocuklarla biraz dışarda oyalanırım, ama sadece bir yemek ve kesinlikle ileri gitmesine izin vermeyeceksin, dedim. Bu cümleyi yazdıktan sonra, aslında karıma ne yazdığımı ondan ne istediğimi daha iyi anladım, o da tamam aşkım,  sadece bir yemek, dedi. Misafirin gidince haber et aşkım dedim, elin de telde olsun hep, merak içinde bırakma beni. Gelen cevap oldukça kısa ve neşe doluydu ‘Tamam aşkım, gülücük ve öpücük’

Akşama kadar zaman nasıl geçti anlamadım bile, elbette ki kimseyle bir plan da yapmadım, AVM’ye gidip oyalanacaktım. İşler nasıl buraya geldi, karşı koyabiliyor muydum içimdeki isteğe; HAYIR. İş çıkışı soluğu avm de aldım, eşime misafirin geldi mi diye yazmadan önce aklımda eşimin şakayla karışık yazdığı mesaj duruyordu ‘Sana da Ebru’nun Mehmet’e uyguladığı tarifeyi uygulayayım mı?’ Şakayla bile olsa bu, dün gece seviştiğimiz yatağa bu defa o sapık herifle girmekten bahsediyordu. Bu açık açık ona s.ktirmemi istiyor musun, demek değildi de neydi. Bunları düşünürken, mesaj geldi. ‘Evet, aşkım geldi, oturuyoruz, diye’

–          Yemek mi yapıyor, diye sordum kinayeli bir şekilde. ‘Yoo, gelirken dışardan getirmiş bir şeyler’ dedi aşkım. Tamam aşkım, ben de arkadaşlarla takılıyorum oyun falan atarız, diye mesaj attım ve telefonu cebime koydum. Bir kafede oturup sağı solu kesiyor, kendimce çapkınlık yaparak, eşimden intikam almak istiyor gibiydim. O mağaza bu mağaza derken; Hava kararmış, saatler iyice ilerlemişti, Avm’e onda kapanacaktı. Saat ona geliyordu. Aşkım, gitmedi mi, bu herif diye mesaj attım. Beklediğim mesaj, gitti aşkım çoktan ben yazmayı unutmuşumdu, ancak gelen mesaj öyle değildi. ‘Düğün nası gidiyor hayatımdı gelen mesaj, sesli mesajdı ve çok seksi bir şekilde söylenmişti’ demek ki hala evdeydi hayvan herif, ve karım adamın yanında sesli mesaj atmıştı, belki de adamın isteğiyle. Belli ki mesajdan bahsetmemiş ancak eşim merak etmiş vs demiş olmalıydı. Araca atlayıp eve yakın, pencereleri gören bir yere geçtim. ‘ Düğün güzel geçiyor aşkım, seni özledim.’ Gürültülü ve müziklerin olduğu caddeden atmıştım bu sesli mesajı, kime neyi inandırmak istiyorsak.

Salonun ışığı açık değildi, mutfağın da… dikkatli bakınca evin diğer tarafına kalan yatak odasından gelen loş ışık belli oluyordu. Bunu hak etmiştim. İçerde ne olduğu çok belliydi. Belki misafiri gidince eşim de bana itiraf edecek ve ben de çaresiz affedecektim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir