Her Şey Bir Rüya İle Başladı

Otuz yedi yaşında, orta boy, kumral, kirli sakallı yakışıklı biriyim, kamuda mühendisim, eşim Öğretmen, esmer bir kadındır, küçük göğüs, çıkık kalça, dar giyinmeyi seven 33 yaşında bir çocuk annesi, kendisine bakmayı ve her fırsatta kıskanç kocasını çıldırtmayı seven bir kadın.

Dediğim gibi her şey, bir rüya ile başladı, rüyada eşimin beni aldattığını görmemle. Yaklaşık altı yedi ay önce, bir gece çığlık atarak uyandım, öylesine bağırmıştım ki, sesime eşim de uyanmıştı. ‘Ne oldu hayatım?’ diye uykulu uykulu sordu, ben de bir şey olmadığını, saçma sapan bir rüya gördüğümü söyledim, resmen kabustu aşkım dedim. Bir su içip geliyorum, elim ayağım titriyor sinirden kanım çekildi resmen dedim. Ayağa kalktığımda taş gibi olan aletimi gizlemeye çalışarak, mutfağa gittim ve geri yatağa döndüm. Eşim de uyanmıştı, ne gördün hayırdır, dedi. Aşkım yok bi şey uyu hadi sen dedim, hem sana anlatıp anlatmama konusunda emin değilim, rüyamı kabustu, dedim ya aşkım dedim ve bir öpücük kondurdum. Uykum kaçmıştı, gözümü kapatırsam devam edecek gibi geliyor, off dedim. Aslında sesli düşünmüştüm. Eşim tekrar dönüp, anlatsana ya ne gördün ki dedi.

Tamam, anlatıyorum o zaman dedim; rüyamda kampa gitmiştik, şu senin çocukluk arkadaşın var ya hani, kübra mı büşra mı ne adı, şu eşi polis olan, dedim. Kübra’yı mı diyorsun, dedi. Komiser eşi,

Her neyse, diyip kestirip attım, onlarla işte kampa gitmiştik. Gündüz, güldük eğlendik, gece olunca herkes çadırlarına geçti, sonra onların çadırdan sesler gelmeye başladı, sen de tutturdun eşi kızı dövüyor diye, geçmişte de dövmüş mü ne çünkü öyle bir şey anlatıyorsun bana, gidip gizlice bakalım dedik, çadırın arka penceresinden ki, ne dövmesi, işi pişiriyorlardı resmen.

Bu muydu rüyan dedi, eşim. ‘Bitmedi dedim’, ben hemen çadırımıza dönüp geldim ama sen kaldın izlemeye devam ettin onları, açıkçası bozuldum bu duruma biraz canım sıkıldı Sevgi, dedim.

Seni beklerken o kız çıkageldi, ‘Kübra mı, dedi?’ Sevgi. ‘Evet, Aşkım, seni sordu, diyemedim tabi sizi izliyordu diye, gidip gizlice bakayım dedim, ama anlamsız şekilde sesler de gelmeye devam ediyordu, çadırın arka penceresine geçip içeriye baktım, ‘Bu kez içerde sen vardın aşkım, isimlikli kolyenin sallanışı gözümün önünden gitmiyor, göğüslerinin arasında dedim.’ ‘Nasıl ya, beni Levent’le mi gördün yani!’ dedi. Evet, demiştim sana dedim, saçma sapan bir rüya gördüm diye dedim. Hayır, çadırı parçalamam gerekirken orda öylece kalıp izledim, dedim.

-Ne yani, bizi mi izledin dedi? Eşim, bu kez şaşkınlıktan çok gizli bir cilve vardı sesinde. ‘Çok kötüydü, Aşkım’ dedim. ‘Özür dilerim böyle bir rüya gördüğüm için.’ Tamam ya rüya işte geçmiş gitmiş, ‘Zaten Levent tipim değil’ dedi.

-Tipin olsa ne olacakmış, dedim ya, Boynuzlayacaksın yani beni öyle mi?

-Amma abarttın hayatım, rüya bu kendin de dedin, hem ben sana aitim, yat uyu hadi aşkım, yarın işin var, okul var, ben uyuyorum, dedi.

Fena halde uykum kaçmıştı, ‘Sevgii, Sevgiii.. diye seslendim uyuyan eşime, ya gereksiz kıskançlık değil de, şu geçen kuzenin düğününde attığın storiye, ‘Şarap gibisin’ yazmıştı hani adamın biri, eski çalıştığım okuldan şakacı bir Hocadır, Evli barklı adam, mizacı böyle demiştin ya aşkım, o herife cevap yazdın mı, merak ettim dedim.

Eşim, doğruldu uflayıp puflayıp, teşekkür ettim aşkım dedi, başka bi şey de yazmadı, dedi. Aklıma saçma sapan bir şey geldi aşkım dedim, işi şakaya vurarak, keşke sorsaydın kırmızı şarap gibi mi beyaz şarap gibi mi, diye dedim gülerek. ‘Ne kırmızı şarap gibi mi? dedi eşim. ‘Sen diye cevap verdim, madem şarap gibiymişsin, kırmızı şarap gibi mi beyaz şarap gibi mi güzel karım bilirdik dedim. Hem şakacı adam demedin mi kendin, biz de şaka yapmış olurduk, tabağı boş göndermemiş olurduk dedim. Hadi yazsana şimdi dedim, bir şey demesine fırsat vermeden, bakalım ne diyecek dedim, ‘bu saatte mi ?’ dedi, Sevgi bu kez gerçekten şaşırmıştı. ‘Niye o sana gece atmamış mıydı mesajı dedim.

-Evli barklı adam Aşkım, bu saatte mesaj mı atılır, yanlış anlar dedi.

Eşimin haklı olduğunun farkındaydım ancak yine de sözümde devam ettim,

-Sen de evli barklı kadınsın ama o gecenin bir yarısı mesaj atmaktan çekinmiyor aşkım, dedim. Hem sınırı aşarsa engellersin olur biter, diye ekledim.

-İyi tamam, yazıyorum o zaman dedi. Neden bilmem o an heyecanlandığımı fark ettim.

Mesajı yazdıktan hemen sonra, görmüştü adam ve çok geçmeden cevap geldi.

‘Buna karar verebilmek için seni bir kırmızı bir de beyaz elbiseyle görmem gerek desem, yazmış gülücük koymuştu, resmen çaktırmadan foto istemişti. Galerinde vardır illa ki, diye ikinci mesajı da yolladı.

Sevgi yüzüme ne yapayım der gibi bakıyordu. Kırmızı elbise, doğum gününde giymiştin aşkım dedim, beyaz hiç hatırlamıyorum, geçen yaz Alanya’da tatilde giydiğin vardı bi hatırladığım o da çok açıktı ‘aşkım nasılsa tatildeyiz’ diye ikna etmiştin beni hatırlıyor musun dedim. Ne yani, göndereyim mi fotoğraf adama dedi, Aşkım kırmızı elbiseli halin zaten instanda var, beyaz elbiseyle fotoğraf çekinmiş miydin ki hiç dedim? Paylaşmasını istemediğimi, ve paylaşmadığını biliyordum çünkü.

-Galeride vardır, dedi. Telefonun galerisni açıp, geçen yaz tatili fotoğraflarına kadar gitti ve dediğim iki fotoğrafı adama yolladı. Sence hangisini seçecek aşkım dedim, Kırmızıyı seçer herhalde bilmiyorum dedi, isteksizce konuşuyor gibiydi ama merak ettiğini hissediyordum. Az sonra adamdan cevap geldi, tabletinde beyaz elbise açıktı, üzerinde adamın spermleri, evet adam boşalmıştı fotoğrafın üzerine ve bunun fotoğrafını çekip göndermişti. Dikkatsizce mi yapılmıştı, yoksa bile isteye mi bilmiyorum, arka plandaki aynadan adamın koyu renkli aleti ve taşşakları alenen görünüyordu. Altına ise şöyle yazmıştı ‘Bunu seçtim!’. Ne diyeceğimi bilemedim, şaşkınlıkla küfür etmeye başladım, eşim de ee, gecenin bir yarısı fotoğraf atarsak olacağı bu aşkım dedi. Engelle şu herifi dedim ya, hani şakacı mizacta biriydi art niyetli değildi, gördük dedim, sanki haklı çıkmış olmak bir şeymiş gibi.
Eşim engelleyinceye değin, adam bir mesaj daha yazmıştı, kararımı kırmızı şaraba ancak kırmızı gecelikli bir fotoğrafın çevirebilir diye, pişkince yazılmış bir mesaj. Bu ne pişkinlik dedim ya, adama bak evli kadına nasıl da yürüyor, şu olayı karısı öğrense hayatı kayar. Eşim konuştuklarıma gülümsedi, yataktan kalkıp lavaboya doğru gitti, Nereye aşkım ya, dedim, bi an gecelik giyeceksin diye ödüm koptu Sevgi dedim, döndüğünde.
-Gerçi giy, gel zaten çok azdım dedim.

-Hımm, hangisini giyeyim aşkım dedi, Kırmızıyı mı?

şu adama bi foto göndersene aşkım dedim, yüzün görünmediği, kırmızı gecelik giymiş bir kadın fotoğrafı, aptal gibi ona da boşalsın. Hem böylece intikam almış, adamı aptal yerine koymuş oluruz ne dersin aşkım dedi. Hayatım, emin misin? dedi, Sevgi. Hemen internetten sana benzeyen gecelik giymiş bi kadın bulup attım, yolla şunu aşkım, bakalım maymun herif buna da boşalacak mı dedim. ‘iyi, tamam’ diyip, dediğimi yaptı eşim.

Adam, Sevgi, diye mesaj attı hemen eşime, bu sen değilsin, netten herhangi bir gecelikli kadın değil, senin gecelikli halini görmek istiyorum ben dedi. Evde kırmızı geceliğim yok demeyeceksin herhalde diyip, yine gülücükle bitirdi.

Adama bak ya, maşallah fiziğini de ezberlemiş dedim. Bu defa kıskançlık yapmaya hakkım varmış gibi. Ne bileyim hayatım dedi, zaten sapık gibiydi bakışları okulda da hep. Hani sana bir ara ingilizce öğretmeniyle bir öğretmenin dedikodusu çıktı demiştim ya geçen sene, bu adamlaydı işte, dedi. Ebru Hocadan mı bahsediyorsun dedim eşime, ‘Evet, dedi. Mehmet’in eşi işte’. Mehmet anlamış mıdır, boynuzlandığını sence dedim. Aşkım, dedi Sevgi, bana söylediğine göre, Mehmet’e itiraf etmiş Ebru, o da affetmiş. Zaten okulunu değiştirdi, Ebru da, dedi. ‘Bu p.ç ha, dedim. Ebru’yu nasıl kandırmış? kendi kendime sormuştum bunu, ‘Fotoya dikkatli bakmadın galiba dedi Sevgi, gülümsemesini zorla tutarak. Sebebi gayet belli Aşkım.

O an içimde bir alev daha yayıldı, resmen eşim adamın aynadan yansıyan arka plandaki aletine dikkat etmiş dahası beğenmişti. ‘Hadi geceliğini giy gel aşkım, dedim. Eşim bunu bekliyormuşçasına yataktan çıkıp dolabını açtı..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir