Gecen sefer alıntı olduğunu hikayenin sonuna yazdım diye ağzıma sıctınız bu yüzden basa yazıyorum anlamayan essekler icin HİKAYE ALINTIDIR.
Selamlar, ben Hande. 25 yaşında, 1.55 boyunda, 58 kiloda, çıtı pıtı bir kadınım. Daha önce biraz spor geçmişim de olduğu için vücudum hep şekilli ve seksi gözükmüştür. Aslen Malatya’nın bir köyündenim. İstanbul’da okuyup mezun olduğum üniversitenin ardından İstanbul’da iş arayış sürecim başlamıştı. Özel sektörde iş için müracaat etmediğim yer kalmamıştı. Hep olumsuz geri dönüşler sonucu artık pes etmiş ve mecburen memlekete dönme kararı almıştım.
İstanbul’da seks dolu geçen öğrencilik yıllarımdan sonra memlekete dönüp köyde ailemle de kalmak istemiyordum. Onun için memleketteki akrabaları araya sokup, Malatya merkezde orta büyüklükte bir şirkette muhasebe işlerine kabul edildim. Memlekete döner dönmez ailem köyde kalmam için ısrar etse de ben merkezde bir eve çıkmak istedim. Ufak bir ev tuttum ve üç beş eşya koydum. Pek lüks ve şatafat hevesim yoktur, yatacak bir yatak, oturacak bir iki koltuk olsa yeter kafasındayım.
Zaten orta okulu ve liseyi orada okuduğum için Malatya’ya alışma süreci falan olmadı. İlk iş günü, haftası, ayı derken de işe de alışmıştım. İyi bir gelirim de vardı. Bir gün şirkette temizlikçi olarak çalışan birini gördüm, gözüme tanıdık geliyordu, ama tam emin olamıyordum. Orta okuldan sınıf arkadaşım Harun’a benziyordu bu. O da bana bakıyordu, ama bir garip bakıyordu. En sonunda dayanamadım ve bir gün mesai bitiminde yanına gidip, “Pardon, sizi birine çok benzetiyorum…” diyerek konuya girdim. Kendini tanıttı. Gerçekten Harun idi. Bozuk telafuzu, düzgün cümle kuramayışı, argo kelimeleri falan halen aynıydı.
Harun ise beni çoktan tanımış, ancak onunla konuşmak istemem diye düşünüp yanıma gelmemiş. Harun orta okuldayken biraz değişik biriydi, doğru düzgün derslerini bilmez, tembel olduğundan değil, kafası almazdı. Herkes ona ‘Yarım akıllı’ derdi. Biraz okulun maskotu gibi bir şeydi, hocalar bir şekilde sınıfı geçirirdi. Biraz da yerine göre ne dediğini bilmez, insanların çok kolay yönlendirdiği, hafif kafası kırık biriydi. Ben eski günleri yad edip sıcak bir bağ kurmaya çalıştım. Orta okul zamanlarında Harun diğer çocukların zorbalığına falan uğradığında veya alay ettiklerinde, elimden geldiğince onu koruyup desteklemeye çalışır, bir yandan da haline çok üzülürdüm…
“Madem beni tanıdın, niye çekindin konuşmaya Harun? Biz eski arkadaşız…” falan derken sohbet ilerlemişti. Ancak Harun’un gözleri fıldır fıldır, bir bacaklarıma bakıyor, bir göğüs çatalıma bakınıp duruyordu. Tabii biraz değişik bir tip olduğundan hiçbir kız ona yakın olmuyordu, haliyle bir açlığı vardır diye düşünmüştüm.
Birden, “Ne kadar güzelleşmişsin Hande!” diye bana iltifat etmeye başladı ki, orta okuldaki halinden eser yoktu. Şaşkınlıkla, “Teşekkür ederim!” dedim. Ama hemen ardından, “Memelerin de büyümüş, kocaman olmuş!” dediğinde bir an şok oldum. Böyle bir şey diyeceğini hiç beklemiyordum. Başka bir kadın olsa sert yapar tersler, ya da tokadı yapıştırırdı. Ancak onu tanıdığımdan dolayı, kibarca, “Haruncum, ulu orta söylenmez böyle şeyler!” dedim. Ben böyle der demez utandı ve özür diledi. Bu arada Harun benimle yaşıt, 1.70 boyunda, Zargana denilen sıska tipli birisi. Bu kısa sohbetin ardından servisime binip evime döndüm…
Ertesi gün işe gelir gelmez Harun benimle selamlaştı. Arada sigara molalarında konuşup sohbet ediyordum onunla. Bunu gören yanımdaki masada oturan Cansu abla, “Tanıyor musun Harun’u?” dedi. “Evet orta okuldayken aynı sınıftaydık!” dedim. Cansu abla da gülerek, “Ben de korktum, senin gibi taş gibi bir kızın o yarım akıllıyla ne işi olur diye düşünmüştüm!” dedi. “Yok abla, dediğim gibi eski bir arkadaşım, yıllar sonra görünce biraz sohbet ediyorum!” dedim. Cansu abla, “Sen yine de çok yüz verme ona, yanlış anlar o!” diyerek uyardı. Ben pek önemsemedim dediklerini, en fazla ne olabilir ki diye düşünerek.
O günün sonunda tam servise binmeye gidiyordum ki, eski püskü bir araba gelip yanımda durdu. Baktım Harun. Camı açar açmaz bağırarak, “Handeee, gel bırakayım seni, servis bekleme!” dedi. Ses tonunu da ayarlayamamıştı. Mesai arkadaşlarıma rezil olmamak için utanıp arabaya atladım. Oturur oturmaz, “Evin nerde?” diye sordu. Tarif ettim. “Hadi ya, benim evim de de aynı mahallede, nasıl görmedim seni? Artık beraber gidip geliriz!” dedi. Benim de canıma minneti, servis beklemekten iyidir diye düşünüp kabul ettim.
Yol boyu radyodan saçma saçma şarkılar dinleyerek eve gittik. Beni apartmanın önünde bırakırken telefon numaralarımızı verdik birbirimize. Vedalaşırken teşekkür edip, “Bir ara gel bir çayımı iç Haruncum!” dedim. “Olur gelirim Hande, şimdi geleyim mi lan?” diye hevesli hevesli atıldı. “Şimdi değil de, ayarlarız bir ara Haruncum!” dedim.
Ertesi sabah Harun geldi ve arabaya bindim. Biner binmez eteğim baldırlarıma kadar açılmıştı. Harun birden, “Hande ne kadar güzel bacakların var!” diyerek elini bacağıma attı. Şok olmuştum. “Haruncum teşekkür ederim, ama yapmasan?” deyip nazikçe elini kaldırdım. İçim bir tuhaf olmuştu, ama o niyetle yaptığını düşünmüyor, konduramıyordum. Çünkü onla ben imkansız bir şeydik. Yol boyu sustum. İş yerine varınca inip hemen işimin başına geçtim.
İş çıkışı yine birlikte eve dönüyorduk. Harun, “Hani bana çay sözün vardı Hande?” deyince, “Tamam, eve varınca çay yapayım!” dedim. Eve geldik, ben çay demledim, çayın yanında yemek için de bisküvi koyuyordum tabaklara. Harun da mutfakta oturuyordu. Yine durduk yere, “Hande götün ne kadar büyümüş, yuvarlak top gibi, bir tane dokunayım mı?” deyip gülmeye başladı. O an yine şok olmuştum. “Harun teşekkür ederim iltifatın için de, dokunma lütfen!” dedim. “Merak ettim yav!” deyip suratını astı. Olumsuz cevap verdiğim için bana kırılmıştı. Kendine göre söylediği şeyler normal şeylerdi sanki, gündelik konuşuyor gibiydi.
Haline üzülüp, “Yani çok merak ettiysen dokun bir kere!” dedim. Hemen kalkıp bir şaplak attı götüme. Bunu da hiç beklemiyordum. Ardından hafif hafif avuçlayıp, “Anaa ne yumuşak şeymiş lan!” dedi. “Haruncum tamam yeter, çaylar da hazır, geç istersen masaya!” deyince götümü avuçlamayı bırakıp geçti sandalyeye oturdu. Çaylarımızı içip bisküvileri yiyorduk, ama Harun’da bir gariplik vardı, sürekli bir hareket halindeydi, sanki pantolonun üstünden sikiyle oynuyordu. Ben halen (Yok canım, öyle bir şey düşünmüyordur!) kafasındaydım.
Çayları tazelemek için bardakları alıp tezgaha gittiğimde Harun da yerinden kalkıp, “Hande lan, bir tane daha elleyebilir miyim?” deyip onayımı bile almadan elini götüme atmıştı. Sanki peluştan yapılmış hayvan seviyor gibiydi. Ne yapacağımı şaşırmıştım ki, birden arkadan yaslandı bana. “Harun ne yapıyorsun? Çekil arkamdan!” diye bağırdım. Pantolonun içinde kalkmış sikini eteğimin üstünden tam da götüm yanakları arasına yaslamış bekliyordu. “Bir şey yapmıyorum Hande!” deyip gülerek on saniye kadar sonra arkamdan çekildi. Hışımla arkama döndüm ki, birde ne göreyim, pantolonun önü ıslanmış, küloduna boşalmıştı.
“Harun ne yapıyorsun sen?” diye kızdım. Harun ne yaptığını bile anlamadan şaşırmış bir şekilde, “Hande ne oldu? Ne yaptım ki lan?” dedi. “Nasıl ne yaptım ya, dalga mı geçiyorsun, birdaha olmasın!” diye uyardım. Ne yapacağımı bilemez duruma düşmüştüm. Onu kırmak veya azarlamak istemiyordum, pek insan ilişkilerinden anlamadığından böyle saçma şeyler yapıyor diyerek olayı büyütmedim. “Vakit geç oldu!” diyerek Harun’u gönderdim evine. Harun gittikten sonra kendimi bir tuhaf hissettim, istemeyerek de olsa ve elbise üzerinden de olsa, aylar sonra arkamda sert bir yarak hissetmiştim. O gece kafam karışık şekilde uyudum.
Ertesi sabah yine Harun’la işe doğru yola çıkmıştık ki, Harun yine patavatsızca elini bacağıma atıp, “Ne yumuşak bacakların var lan Hande!” dedi. Elini tutup nazikçe kaldırdım ve “Haruncum bir gören falan olur, böyle şeyler yapma lütfen!” dedim. Biraz sonra, “Ya Hande ne olacak ya, çok hoşuma gidiyor lan!” deyip çocuksu bir yüz ifadesiyle elini tekrar bacağıma attı. Ne diyeceğimi bilemeden sesimi çıkarmadım. Baldırımı mıncıklayıp duruyordu, sıkıp sıkıp bırakıyordu, sanki masaj yapar gibi. Şirkete yaklaşınca, “Yeter bu kadar!” deyip elini bacağımdan kaldırdım…
Yoğun bir iş günün ardından hafta sonuna giriyorduk. Yine Harun’la eve dönerken yol boyunca Harun, “Bu gün de size geleyim mi?” deyip duruyordu. Evde yemek falan da yoktu, “İyi tamam, köftecide dur da paket yaptırayım!” dedim. Köftelerin yanına ayran da alıp eve gittik. Ben üzerimi değişip evdeyken giydiğim taytlardan giydim. Mutfakta köfteleri paketten çıkarıp tabaklara koyuyordum ki, Harun heyecanla, “Oha Hande, götün ne güzel görünüyor lan!” dedi. Garibim aklı sıra iltifat ediyordu, gülerek iltifatına teşekkür ettim.
Yemekleri yedikten sonra masayı toplarladım. Bulaşıkları yıkıyordum ki, Harun yine ayağa kalkıp hiçbir şey demeden götümü avuçlamaya başladı. Bir şey demedim, zaten desem de durmayacaktı, akışına bıraktım. Harun birden götümü avuçlamayı bırakıp, “Hande ya, dün yaptığımız çok hoşuma gitti, bir tane daha yapabilir miyim lan?” deyip yine cevabımı beklemeden götüme yaslandı. Pantolonunu içinde kalkmış sikini taytımın üstünden götümün arasına yaslamış bekliyordu. Sinirlerim tepeme çıkmıştı, ama bir şey de demiyordum. En fazla ne olabilir ki, zaten birkaç saniye sonra küloduna boşalır, bir daha da eve çağırmam diye düşündüm.
Birden sikini daha da hissetmeye başladım, sanki taytımı delecek gibi bastırıyordu. Az sonra bir elimi tuttuğu gibi arkama götürdüğünde şok oldum. Sikini çıkarmıştı ve elime vermeye çalışıyordu. “Harun delirdin mi sen? Niye çıkardın bunu?” dedim. Elimle sikini kavratarak yalvaran bir ses tonuyla, “Hadi lütfen Hande bir tane 31 çek!” deyince durumuna üzülüp döndüm. Sikini sıvazlamaya başladım.
Siki pek büyük değildi, ama kazık gibi olmuştu. Çok geçmeden elimde kalp gibi atarak boşalmaya başladı. Kendimi çok tuhaf hissetmiştim. Boşalması bitince hemen elimi yıkadım. Sikini de kağıt havluyla sildim ve pantolonuna yerleştirip fermuarını çektim, “Tamam mı Harun? Şimdi geç otur!” dedim. “Teşekkür ederim Hande lan!” deyip geçti oturdu. Sanki az önce boşalmamış gibi telefonuyla uğraşıp duruyordu. Bulaşıkları bitirince Harun’u evine gönderdim. Üzerimi değişip yatağa yattım. Hafta sonu Harun’u görmeyeceğim diye rahatlamıştım.
Cumartesi günü öğlen kalktım, biraz çarşıda dolaşıp, akşam yemeğini lokantada yeyip eve döndüm. Duş alıp üzerime rahat bir şeyler giymiştim. Ev hali sütyen giymemiş, bir tişört, altıma da bir şort giymiştim. Dizi izleyecektim ki, kapı çaldı. Kapıcı çöpleri almaya gelmiştir diye kapıyı açtım ki karşımda Harun’u gördüm. Elinde bir poşetle gelmişti, içeri bile buyur etmeden ayakkabılarını çıkarıp içeriye daldı, direkt mutfağa gitti. Ben bön bön baka kaldım. Kapıyı kapayıp yanına gittim.
Poşeti uzatıp, “Hande, viski aldım, içeriz ya! Çikolata, fıstık fındık da aldım!” dedi. “Keşke haber verseydin geleceğini Harun!” dedim, ama Harun oralı olmadı. Mutfaktan iki bardak alıp salona geçtik ve getirdiği viskiyi içmeye başladık. Harun bu sırada tabii ki bacaklarımı ve göğüslerimi kesiyor, viskinin de etkisiyle rahat davranıyordu. Ben de üçüncü dubleden sonra iyice çakır keyif olmuştum ve gayet rahat davranıyor, frikik falan vereceğim diye düşünmeden yayıla yayıla oturuyordum. Amaan görsün, ne olacak havasındaydım…
Dördüncü dubleden sonra kafam daha da güzelleşti. Ayrıca acayip de uykum gelmiş, üçlü koltuğa yüz üstü uzanmıştım. Zaten şortum kısaydı, bu halde uzanınca, götüm adeta (Gel beni sik!) der gibi Harun’a davetiye çıkarmıştı. Harun kaçırır mı, birden kalkıp benim uzandığım üçlü koltuğa geldi. “Hande götün böyle ne güzelmiş lan!” diyerek şortumu bir hışımla aşağı çekip çıkardı. Külodumla kalmıştım. “Harun niye çıkardın şortumu?” desem de çakırkeyf halimle fazla tepki vermedim. İçten içe de haline üzülüyordum, bu güne kadar hiçbir kıza ellememişti garibim. Zaten ha şortla durmuşum, ha külotla, açıklık olarak bir farkı yoktu. Yine arkama sürtünür boşalır diye düşündüm.
Tahmin ettiğim gibi Harun bacaklarımı aralayıp arkama geçti. “Ufff, bayılıyorun senin götüne Hande lan!” diyerek sikini çıkarmış, külodumun üstünden götüme sürtünüp duruyordu. Ama bu sefer ben kendimi çok farklı hissediyordum, ciddi ciddi azmıştım ve ıslanmaya başlamıştım. Hafiften götümü kaldırıp amıma da sürtünmesini sağladım. Harun kerkinmeye devam ederken nasıl olduysa siki birden külodumun kenarından kayarak amıma girdi. Arkamda ne olup bittiğini görmediğimden dolayı böyle birşeyin olacağını hiç tahmin edememiştim. Elimde olmadan inleyip gerildim. “Harunnnn, ne yapıyorsun, çıkar sikini amımdan!” desem de, öyle bir zevk almaya başlamıştım ki, anlatamam.
Uzun süredir sikişmiyordum ve hasret kalmıştım sikişmeye. Ama Harun’la olsun da istemezdim. Yine de olan olmuştu. Harun, “Ohhh Hande, seni sikiyorum şu an, amına koyuyorum lan!” deyip inleye inleye sikinin tamamını amıma köklüyordu. Ben de, “Evet Harun amıma koyuyorsun, devam et beni sikmeye!” diye kısık bir sesle zevke geliyordum. Harun sikerken konuşmadan duramıyor, “Ohhh Hande, ne pofuduk götün var lan, ohhh!” deyip duruyordu. İki eliyle belimi kavramış sert sert amıma kökleyip duruyordu. Ben çoktan orgazm olmuştum, ama Harun sikmeye devam ediyordu…
Artık görmek istiyordum. “Harun dur bir saniye, soyunayım!” deyip altından çıktım. Külodumu ve tişörtümü çıkardım, tamamen çıplak kaldım. Harunu da soydum. Harun’un sıskalığı daha da belli olmuştu böyle, o kadar zayıftı ki, kaburgaları sayılıyordu. Önüne eğilip saksoya başladım. Harun, “Ohhh Hande, aynı pornolardaki orospular gibi yapıyorsun!” diyerek kaskatı kesilmiş duruyordu…
Biraz saksonun ardından kanepeye geçip uzandım ve “Hadi gel!” dedim. Misyoner pozisyonuna geçip bacaklarımı ayırmıştım. Üzerime zıpladı ve direkt memelerimi sıkmaya başladı. Sanki memelerimi koparacak gibiydi. “Hande, aynı pornolardaki karıların memeleri gibi lan, ohhh!” deyip duruyordu. Artık dayanamadım ve sikini elimle tutup amıma hizaladım. “Hadi sik beni!” der demez Harun tüm gücüyle yüklendi. “Ohhhh!” diye inledim, o anki zevkle kendimden geçmişim. Bacaklarımı beline kaldırmıştım, Harun beni dikiş makinesi ritmiyle sikerken ben altında bir o yana bir bu yana dalgalanıyordum…
Çok geçmeden ikinci orgazmımı oldum. Amım vıcık vıcık olmuştu. “Harun kalk üstümden, beni siktin, yeter!” desem de Harun beni duymuyor, bir robot gibi amıma seri bir şekilde pompalıyordu. Nerdeyse 10 dakikadır sert bir şekilde sikiyordu. Üçüncü orgazmıma yaklaşmıştım, ama altında belim ağrıdığından pozisyon değiştirmek istiyordum. Ellerimle ittirip, “Harun dur, domalayım da sik!” deyince durdu. Nasıl halen boşalmadı diye şaşırıyordum ki, üstümden kalktığında amımdan süzülen dölleri gördüm! Ne zaman boşaldığından haberim bile yoktu, boşalmasına rağmen sikmeye devam etmişti.
“Harun ne yaptın? İçime niye boşaldın?” diye kızsam da, Harun yine salak salak konuşup, “Ne olacak ya, içine balımı bıraktım, bir şey olmaz!” deyip beni domaltıp bir hışımla sikini tekrar amıma geçirdi. Neyse ki tehlikeli bir dönemde değildim ve olan olmuştu, devam etmesine izin verdim. Bu pozisyonda da insan gibi sikmiyor, gerilip gerilip köklüyordu. Böyle sikmesinin tek iyi tarafı vardı, üçüncü orgazmımı da olmuştum. Dilim damağım kurumuştu artık, nasıl bu kadar enerjiye sahip olabiliyor diye şaşırıyordum…
“Harun yeter, boşal artık!” diye yalvarıyordum. Bir süre daha siktikten sonra arkama kenetlenip durdu ve boşalmaya başladı. Üzerime yığılıp siki inene kadar içimde bekledi ve “Ohhh, yine balımı akıttım, ama çok yoruldum!” deyip amımdan çıkıp kenara yığıldı. Üstümden kalkmasının rahatlığıyla mutfağa gidip bir bardak su doldurdum. Mutfakta oturup suyu içince biraz kendime geldim. Az önce ne yaşadım ya ben şokuyla mutfakta çıplak bir şekilde oturmuş boş boş tavanı izliyordum. Şimdi ne olacak, neden izin verdim ki diye pişman olmuştum. Beni sikmesinden aldığım zevki hatırlayınca, yine olsa yine yapardım sanırım diye kendimi avutuyordum. Ama Harun’un boş boğazlığı beni korkutuyordu tabii.
Ben mutfakta oturmuş dinlenirken Harun sikini sallaya sallaya mutfağa geldi. “Hande nasıl koydum amına lan, iyi siktim mi seni?” diyerek şen şakrak su içiyordu. Ben ters bir bakış atarak, “Evet Haruncum, iyi siktin, ama böyle konuşma utanıyorum, hele başkalarının yanında böyle hiç deme!” dedim. Harun suyunu içtikten önüme dikilip sikini göğüslerime sürtmeye başladı. “Harun yeter artık, git evine artık, iki posta attın, hayvan mısın?” diye kızdım. Harun hiç oralı olmuyor, “Handeee, hadi bir tane daha amına koyayım, ne olur lan!” diyordu.
Siki kısa sürede yine kazık gibi olmuştu. Onu ittirip, “Git başımdan!” desem de oralı olmayınca, sikini tuttuğum gibi yalamaya başladım. Artık Harun’u yorup yollamakatan başka çarem yoktu, onun için iştahlıca yalıyordum. Tüm sikini ağzıma alıyor, aynı zamanda da taşaklarını okşuyordum. Harun da saçlarımı okşayıp, “Ohhh Hande, aynı pornolardaki orospular gibisin lan!” deyip duruyordu…
Baktım saksoyla boşalacak gibi değil, elinden tuttuğum gibi yatak odama götürdüm. Yatağa oturttum ve kucağına geçtim. Sikini amıma yerleştirdim ve tamamını içime aldım. Yağ gibi kaymıştı amıma siki, çok hoşuma gitti bir an. Biraz alıştırdıktan sonra hızlandım. Hızlıca kalkıp kendimi sikine bırakıyordum. Bu sefer transa geçmiştim. Dolgun götüm Harun’un tüm kasığını kaplıyor, şap şap şap diye ses çarpma sesi çıkıyordu. Ben artık öfkeyle deli gibi zıplıyor, “Nasıl, hoşuna gidiyor mu, ha?” diye sinirli sinirli söyleniyordum.
Harun ise zevkten dört köşe, iki eliyle götümü avuçlamış, bir yukarı bir aşağı kalkıp inmeme yardımcı oluyordu. Bir ara, “Hande yavaş, sikimi kıracan lan!” dedi ama dinlemedim, zıplamaya devam ettim. Artık götümden terler akmaya başlamış, felaket derecede de yorulmuştum. Ama piç kurusu boşalmak bilmiyordu, halen siki kazık gibiydi. Dermanım kalmayınca üstünden kalkıp yatağa yığıldım. Ama Harun hemen üstüme çıktığı gibi bacaklarımı omzuna alıp belimi kaldırıp adeta iki büklüm yapıp sikmeye devam etti. Artık yorgunluktan gözlerim kaymış bir halde, “Ahhh, yavaş Harun!” deyip duruyordum. Harun öyle hızlı sikiyordu ki, yatak gıcırtısını umarım komşular duymuyordur, bekar bir kadının evinden böyle sesler gelmesi hoş olmaz diye düşünüyordum…
Ne kadar sikti hatırlamıyorum. En sonunda hayvan gibi böğürerek içime boşaldı. Siki küçülünce amımdan çıkıp yanıma yattı. Saat de epey geç olmuştu, “Harun hadi git artık lütfen!” dedim. Harun ise, “Hande biraz dinleneyim bir tane daha sikerim lan!” deyince benim sigortalar attı. “Yeter artık orospu çocuğu, siktir git, ya değilse elimde kalırsın, piç kurusu!” diye bağırdım. Harun, “Tamam ya kızma!” diyerek giyinip gitti. Ben de duş bile almadan uyudum…
Pazar günü öğleye doğru uyanıp duş alırken amından halen döller süzülüyordu. Olan biteni sorgulamaya başlamıştım. Patavatsız Harun devamını isteyecek mi, tek seferlik bir şey miydi, umarım ağzını sıkı tutar kimseye anlatmaz diye endişeyle düşünüp duruyordum. O gün Harun ne geldi, ne de aradı. Galiba bana küsmüştü…
Pazartesi sabah işe gitmek için hazırlanmıştım. Altıma diz üstü kısa bir etek, içine de ince siyah bir külotlu çorap giymiştim, üstümde de resmi bir gömlek vardı. Harun artık beni almaya gelmez diye aşağıya inip, servis beklemeye başladım. Yanılmışım, Harun arabasıyla gelip önümde durdu. Masum bir ifadeyle, “Hande, hadi atla!” deyince bana küsmediğine sevinip arabaya bindim ve yola koyulduk. Biraz gittikten sonra Harun elimi tutup sikine koydu ve “Hande, sikimi yalasana, çok azdım lan!” dedi. “Harun saçmalama, sabah sabah ne yalaması, sür şu arabayı, insanı sinir etme!” dedim. “İyi ya, kızma, akşam yalarsın o zaman!” deyince sinirle nefes aldım ve cevap vermedim.
Yoğun bir günün ardından iş çıkışı dışarda Harun’u beklemeye başladım. Harun mesaj attı, “Biraz işim uzadı, aşağıdayım!” yazmış. Harun’un alt kattaki temizlik odasına indim, işi çok mu diye bakmak için, işi çoksa servisle gidecektim. Harun ortalığı toparlıyordu, beni görür görmez, “Sikimi yalamaya mı geldin?” deyip sırıttı. “Harun bir duyan olacak, ulu orta saçma saçma konuşma, yürü gidelim, hadi bitir işini!” dedim. Neyse ki sustu ve işlerini halletti. Çıktık, arabaya bindik, eve doğru yola çıktık.
Evin önüne geldiğimizde, ben, “İyi akşamlar Harun, yarın sabah görüşürüz!” deyip indim. Baktım ki arabayı park edip peşimden geldi. “Hayırdır, sen niye geliyorsun?” dediğimde, sırıtarak, “Seni sikmeye geliyorum!” dedi. “Harun sus, ulu orta böyle konuşma, bir duyan olacak!” dedim. Bu patavatsızlığı sinir etse de, içten içe ben de istiyordum, çünkü tadı damağımda kalmıştı. Onu tersleyip yollayabilirdim, ama bir şey demedim. Peşimden yukarı geldi.
Daireme girip kapıyı kapar kapamaz arkadan beni kavrayıp götüme dayadı ve boynumu öpmeye yalamaya başladı. Gömleğimi tuttuğu gibi de düğmelerini kopararak açtı. Sütyenimi sıyırıp göğüslerimi sıkmaya başladı. Elleri de buz gibi soğuk olduğundan meme uçlarım sivrilmişti. Elinden kurtulmak için uğraşırken dengemi kaybedip koridordaki yolluğun üzerine yüz üstü düştüm. Hayvan Harun düşmemi de umurmamamış, ben yerde yüz üstü yatarken eteğimi sıyırıp külotlu çorabımı da yırtmış, götümü mıncıklıyordu.
“Harun yatağa geçelim, böyle hiç rahat değilim!” desem de dinlemiyordu. Ne zaman sikini çıkardı anlamadım bile, külodumu kenara sıyırıp birden amıma girdi. Henüz amım tam ıslanamamış olduğundan fena acımıştı, siki adeta içimi yarıyordu. Beni yere zımblamış, amımı sert sert sikiyordu. Salyalarını akıta akıta, götümü eze eze sikiyordu. “Harun belim ağrıdı, yatağa geçelim lütfen, orada sik!” deyince insafa gelip durdu. Elimden tutup kaldırdı.
Yatak odama geçtik. Üzerimdeki her şeyi çıkardım. Harun’u da soydum. Sikine yumulup biraz ıslattıktan sonra yatağa uzanıp bacaklarımı açtım. Misyoner pozisyonunda beni sikmeye başladı. Geçenkinin aksine tamamen ayık olduğum için heyecandan titriyor, zevkten kasılıyordum. Ellerimi Harun’un beline dolamış, delice kendime çekiyordum. Harun da nefessiz kalmış bir şekilde amıma pompalıyordu…
Yine uzun bir süre sikti ve ben orgazmdan orgazma koşturdu. Boşalacağını anladığımda, “İçime boşalabilirsin, korunuyorun artık!” dedim. Ama Harun, “Ağzını aç!” der demez sikini amımdan çıkardığı gibi yatakta dizlerinin üzünde göğüslerime kadar gelip ağzıma soktu sikini. Ne olduğunu bile anlayamamıştım, hayvan herif ağzımı sanki am siker gibi biraz sikip bir anda boşalmaya başladı. Üniversitede sevgililerimin döllerini yutardım, döl yutmaya alışıktım yani. Ama Harun’un boşalması bitmiyordu, sikini de ağzımdan çekmediği için gözlerim patlayacak gibi hissedip öğürüyordum. Yutabildiklerimi yuttum, yutamadıklarım, çeneme, göğüslerime akmıştı.
Sonunda sikini ağzımdan çıkarınca nefes nefese, “Harun neden yaptın böyle bir şey? Boğulacaktım nerdeyse!” dedim. Harun sırıtarak, “Bir pornoda gördüm, denemek istedim, hoşuna gitti mi lan?” dedi. “Evet, ama bir daha haber ver böyle bir şey yapacağında!” deyip kalktım. Her yerim yapış yapış, acayip de terlemiştim, günün de yorgunluğu da vardı, kendimi duşa attım. Güzel bir duş alıp rahatlamıştım ki, Harun yine sikini sallaya sallaya geldi, duşa girdi. Daracık duşakabinde arkama geçip sikini götümün yanakları arasına sürtmeye başlamıştı bile…
Siki götümün yanakları arasında sürtünürken amım da ister istemez etkilenmeye başlamıştı. Harun yine amıma girmeye çalışıyor, ama başaramıyordu. Ayak üstü domalır gibi hafif öne doğru eğilip sikini elimle amımın girişine ayarladım. Elimi çektiğimde Harun zank diye amıma sertçe girdi. Ayarı olmadığı için sert sert pompalıyordu. Kafam bazen hafifçe fayansa çarpıyordu. “Harun yavaş sik, bak yerler de kaygan, düşeceğim!” deyince insafa geldi, soft bir şekilde sikmeye başladı. “Ohhh Hande, götün ne pofuduk, aynı pamuk gibi lan!” deyip götümün yanklarını iki eliyle ayırarak yavaş bir tempoda amıma köklerken ben orgazm oldum.
Artık daracık alanda ayakta yarı domalık halde durmaktan belim ağrımaya başlamıştı. Doğrulup, “Hadi yatağa geçelim, orda devam edelim!” dedim. Kurulanmadan çıktık, odaya geçtik, yatağa attım kendimi. Harun sırıtarak, “Hande, pornoda gördüm, bir tane amını yalayım mı lan?” deyine şaşırdım ve “Yala bakalım!” deyip bacaklarımı ayırdım. Harun amıma yumuldu, yalaktan su içen köpekler gibi yalamaya başladı. Yalayarak beni orgazm edince bende film koptu, “Yeter, hadi sik beni!” dedim. Yatakta bir o yana bir bu yana kavga eder gibi sikişmeye başladık. Ben kucağına çıkıyor zıplıyordum, sonra Harun beni altına alıp pompalıyordu. Uzun bir sikişin ardından Harun böğürerek hiç olmadığı kadar boşaldı. Öyle tazyikli boşalmıştı ki, siki amımdayken kenarlardan döller taşmıştı. Artık dermanım kalmamıştı, yığıldım kaldım…
Bir süre dinlendikten sonra, “Vakit geç oldu Harun, eve git istersen, babanlar merak etmesin!” dedim. Harun yalvaran bir yüz ifadesiyle, “Bu gece sende kalsam?” dedi. “Harun bir gören duyan olur, kimseye söylemeyeceksen kal, ama bence git!” dedim. Harun, “Bir şey olmaz ya, kalayım lan!” dedi. “İyi tamam kal, ama yat uyu hemen!” deyip ışığı söndürdüm, arkamı dönüp yattım. Birkaç dakika sonra tam uyumak üzereydim ki, sert sikini götümün arasında hissettim. “Harun yeter, yat zıbar artık!” desem de bir kere daha sikmeden uyumadı…
Ertesi sabah zor kalktık, kahvaltı bile yapmadan işe gittik. Dünün yorgunluğu da derken iş yerinde zombi gibiydim, kafam bir şey almıyordu. O gün mesai bitiminde eve giderken, “Harun birkaç gün yapmayalım, ben çok yoruldum, işe konsantre olamıyorum, bu gidişle işten atacaklar beni ve köye dönmek zorunda kalacağım!” dedim. Harun boynunu bükerek, “Tamam, sen ne zaman istersen o zaman sikerim seni. Köye gidersen ben kimin amına koyacağım?” dedi ve beni evimin önünde indirip gitti…
İzin versem beni her gün sikecekti. Aslında içine düştüğüm durum hoşuma gidiyordu. Yarım akıllı da olsa kendime seks oyuncağı bulmuştum. Tek tedirgin olduğum ve Harun’u her seferinde sıkı sıkı tembihlediğim konu, kimsenin öğrenmemesi idi. Ama bu tedirginliğin yanında aldığım zevkin de bağımlısı olmuştum. Halen düzenli olarak sikişmeye devam ediyorum Harun’la 🙂
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.