Fatma Kuzen

Kuzenim Fatma okullar kapanınca bize gelirdi yaz tatili için. Teyzemin en büyük kızıydı. Hep bir arada, birlikte büyüdük, oyunlar oynadık, deniz kenarında kumdan kaleler yaptık. Birlikte ağladığımızı da hatırlıyorum hayal meyal Fatma yere düşüp dizleri kanayınca.

Teyzemlerin tayini çıktıktan sonra, pek gelemez oldular. Fatma da benim gibi üniversite sınavına hazırlanıyordu. Artık 18 yaşına gelmiştik.

Fatma, “19’uncu yaş günümü birlikte kutlarız artık, hem çoktandır görüşemedik” diye mesaj attı. Çok sevindim ve “Elbette yaparız, zaten okullar kapandı bizim için, yazlıktayız” dedim.

Fatma gerçekten çok değişmişti. Benim gözümde bir kadın gibi değildi hiç birlikte büyüdüğümüz için. Fatma’yı otogardan almak için gittiğimde tanıyamadım bir an. Boyu o kadar uzamıştı ki, neredeyse benim boyuma yaklaşmıştı. Simsiyah saçları beline kadar geliyordu. Yüzü iyice oturmuştu. Giydiği mat renkte siyah tayt üzerinden kalçalarının detayları belli oluyordu ve şekil olarak nefis hatlara sahipti.

Ön taraftan bakınca dikişsiz bir külot giydiğini tahmin etmiştim, hiçbir belirti yoktu iç çamaşırı giydiğine dair. Memeleri görecek küçük kalıyordu vücuduna göre. Gözlerine çektiği kalem, yürüyüşündeki endam ile otogarda her bakanın gözlerini alamadığı bir kadın vardı karşımda.

“Fatma’cım, canımın içi, hoşgeldin” diyerek sarıldım, sırtını sıvazladım. Sport sutyen giymişti, orada da bir şey belli olmuyordu.

Yüzümü, iki elinin arasına aldı “çok özledim” dedi, sonra yanağımdan öptü, koluma girdi, başını omzuma yasladı ve arabaya doğru yürüdük. Koluma sıkı sıkı sarıldığı için memesini hissettim. Kadınsı ve yaz bitkilerin andıran parfümü, her adım atışımızda yükseliyordu. Bir an istemsizce parfümünü koklamak için ekstra çaba harcarken buldum. İstemsizce gelişen şeydi bu. Kendimi hemen frenledim.

Arabaya gelmiştik. Fatma ön koltuğa otururken hafif eğilmişti. Tişörtünün iç kısmından sutyenini ve göbeğini gördüm birkac saniyeliğine de olsa. Kafamı sola çevirdim, görmemiş gibi davrandım.

Arabanın içi Fatma’nın parfüm kokusuyla dolmuştu. Yolda, baldırıma dokunarak “Anlat bakalım nasıl geçiyor” dedi. Bir anda tüylerim diken diken oldu, içimde bir kıvılcımın çaktığını hissettim o bana dokununca. Hafif bir hareketlenme yaşasam da, şişeden bir duyum su aldım, yola odaklandım ve arabanın penceresini açarak serinledim durumu savuşturmak için.

Evin önündeydik. Fatma: “Ay yaşasın yaaa, ne kadar özledim buraları, hiç değişmemiş, sofa da yerli yerinde, portakal ağacı da, yaseminler de” diyerek sevinçle arabadan indi.

Arabadan inerken istemsizce arkasından baktım. Muazzam bir götü vardı, eğilince tamamen ortaya çıkan hatlarıyla bir anda beni dumura uğratmıştı.

Eve geçer geçmez koltuğa uzandı “ayh yorulmuşum valla” diyerek.

İzin isteyip duşa girdim. Sonra odama geçtim. Biraz soluklanıp, kişisel bakım yapıp, kurulanıp aşağı inecektim. Aklımın bir köşesinde Fatma’nın uzun bacaklarını usulca öptüğümü hayal ediyorum ama bu hayalleri sert bir şekilde bastırdım. Teyzemin kızı hakkında böyle düşünmemem gerekirdi.

Banyodan çıktım, önce saçımı kuruttum, sonra vücudumu. Kasıklarımın kenarına daima aromatik yağlar sürerim güzel koksun diye. Alerji veya kaşıntı yapmıyor, zararsız ve çok güzel kokuyor. Odamdaki koltuğa oturup taşşaklarımın kenarına birkaç damla aromatik yağ damlatıp ovaladım. Aklım yine Fatma’ya gitmişti. Sikim bir anda sertleşmeye başladı. Ayna karşısında sikime baktım, gerçekten çok kabarmıştı, her zaman böyle olmuyordu.

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Canı sıkılmış olmalı ki Fatma bir anda kapıyı açıp içeri girdi “yaaa napıyorsun sıkıldım” diyerek. Ayna karşısında sikimi iki elimle tutmuş kendime bakıyorken gördü beni. Sikimin üst kısmı iki avucumla tutmama rağmen dışarıda kalıyordu. Fatma dondu kaldı, ben de dondum kaldım birkaç saniyeliğine.

Fatma, “ay çok pardon, özür dilerim” dedi, başını diğer yana çevirdi ama başını yana çevirirken bile gözü halen sikime bakıyordu. Ben de hemen toparlandım, “çok özür dilerim Fatma” dedim. Üstümü giyindim. Büyük bir utanç ve pişmanlıkla odada durdum bir süre. Fatma’nın da sesi çıkmıyordu.

Yanına da gitmeye utanıyordum. Mesaj yazmak geldi aklıma Whatsapp’tan: “napıyorsun?”.

Fatma mesajımı okudu ama cevap vermedi. Birkaç dakika sonra odanın kapısını tıklattı Fatma, “gelebilir miyim” dedi. Kalktım, kapıyı açtım.

Fatma gözlerimin içine baktı bir süre, bir şey söylemedi. Kafası karışık görünüyordu. Kızgın mıydı üzgün müydü anlayamıyordum.

“Müzik açar mısın” dedi. Yüzüme bakmıyordu. Ayağa kalktım, ses sisteminin yanına gidip açtım. Soft bir jazz parça çaldı tesadüfen. Fatma halen yüzüme bakmıyordu. Koltuğa oturacakken kafasını kaldırdı: “Benimle dans eder misin?” dedi. İstemsizce tabi dedim, aslında hiç içimden gelmiyordu dans etmek.

Elini tuttum, koltuktan kaldırdım. Kollarını tamamen boynuma sardı, bacakları bacaklarıma değiyordu yavaş yavaş dans ederken müziğin ritmiyle. Beline sarıldım, elimi tişörtünden yavaş yavaş içeri sokmaya başladım, minik dokunuşlarla Fatma’nın çıplak tenini hissediyordum.

İpek gibi kaygan bir teni vardı. Dans etmeye devam ederken nefes alış verişimiz hızlanmaya başladı. Fatma’nın baldırı ara ara sikime dokunuyordu, bu durum beni hareketlendirmişti.

Elimi tişörtünün içinden daha yukarılara götürdüm, sırtını okşamaya başladım, Fatma hiç itiraz etmiyordu. Sonra sol elimle göbeğine dokunmaya başladım minik minik ve taytının üzerinden kasıklarına dokundum. Artık burnumdan nefes alır hale gelmiştim, Fatma da sarhoş gibiydi.

Kulağıma doğru usulca başını çevirip “ben bakireyim” dedi. Hiçbir şey söyleyemedim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Hemen elimi sırtından çektim. İçimi bir endişe kaplamıştı.

İçten içe “Teyzemin kızı beni kalkık sikimle oynarken gördü, şu anda benimle dans ediyor, bakire olduğundan bahsediyor. Ne yapıyorum ben” diye geçirmeye başlamışken dudaklarını dudaklarıma dayadı. Ağzı çilek kokusu gibiydi. Usul usul öpmeye başladı beni, ben heyecandan onu öpemiyordum. Gözümün içine baktı kendini biraz çekerek: “O nasıl bi sik öyle, insan mısın sen” dedi. Ben heykel gibi donmuş kalmıştım.

“Bekaretimi kaybetmek istemiyorum ama seni arzuluyorum. Biraz öpüşelim mi, belki hoşumuza gitmez” diye devam etti cümlesine, tişörtünü ve sutyenini çıkardı.

Memeleri dışarıdan göründüğünden daha iriydi. Halen şaşkındım. Dudaklarıma asıldı hemen, bir yandan da benim tişörtümü çıkardı. Onun cesareti ve vurdumduymaz tavırları beni biraz rahatlamıştı doğrusu. “Memelerin inanilmaz Fatma” dedim, eğilip memelerinin uçlarını emmeye başladım, bir yandan da omuzlarını ve göğsünü öpüyordum.

Ellerimle kalçalarını tuttum taytının üzerinden. Muhteşem bir yumuşaklığı vardı. Dayanamayıp elimi taytının içine soktum. Fatma’nın teni ipek gibiydi, elim üzerinde kayıyordu.

Sağ elimi yavaşça kalçalarının arasına götürdüm, sol elimele memelerine dokunuyordum, dudaklarımız birbirinden ayrılmıyordu hiç.

İki orta parmağımı amına doğru uzattım arkadan, hafifçe dokundum, kendini biraz çekti, çekiniyordu muhtemelen lakin amı yanıyordu, iyice ıslanmıştı, parmağım yapış yapış olmuştu.

Elimi külotundan çıkarıp dudaklarımızın arasına getirdim. Fatma’nın am suyunun tadına aynı anda bakıp öpüşmek geldi içimden bir anda. Fatma benim parmağımı emdi, ben de onun dilini emdim. “Oha çok iyi bu, baya hoşuma gitti” dedi.

Hiç ses etmeden taytını dizlerine kadar indirdim, amını görmek için sabırsızlanıyordum. Daha önce gerçek hayatta hiç bakire am görmemiştim. Fatma bir anda “Külotum biraz daha üstümde kalsın, utanıyorum” dedi. İtiraz etmedim ve sesimi çıkarmadım, sağ elimi külotundan tekrar içeri daldırıp Fatma’nın göt deliğini üzerinden yavaşça gezinmeye başladım, sol elimle de külotu üzerinden amına dokunuyordum.

Fatma artık inlemeye başlamıştı, sancı çeker gibiydi, ayakta durmaktan zorlanıyordu. Birkaç dakika sonra çığlıklar içinde boşaldı ayaktayken. Boynuma sarıldı. Gözünden yaş gelmişti. “Ağlamıyorsun di mi” dedim, “ağlıyorum” dedi, sebebini sormadım, gözünden süzülen damlanın üstüne dudağımı dayayıp öptüm. Bir süre sarılır durumda kaldık, halen ayakta duruyorduk. Fatma “yoruldum, yatağa uzanalım” dedi.

Benim pantolonum halen üzerimdeydi. Fatma’ya sarıldım, saçlarını kokladım, öptüm, ellerimle omuzlarında & sırtında çizgiler çizdim, dudağımın uzandığı her yerini öptüm. Dinlenmişti azcık da olsa. Ellerim kalçalarına ve bacaklarının arasına dokundukça tüylerinin diken diken olduğunu görüyordum.

Fatma yüzünü bana döndü, dudağımın kenarından öptü, pantolonumun düğmelerini çözmeye başladı, pantolonumu çıkardı. Sikim tekrar şişmişti. Boxer’ım üzerinden oynamaya başladı, bir yandan kasıklarımı ve göbeğimi öpüyordu narin dudaklarıyla.

“Ağzıma sığar mı acaba emsem biraz” diye sordu, “sığmazsa ucunu yalarım” diye devam etti cümlesine, elini boxer’ımın içine atıp sikimin ucuyla oynamaya başladı.

“Oha topuz gibi, avucuma zor sığıyor, ağzıma hayatta sığmaz bu” dedi ve boxer’ımı indirdi, sikimin ucunu öptü defalarca ve “kabarıp iniyor bunun kafası, böyle mi oluyor hep” diye sordu avucunun içiyle sikimin ucu üzerinde daireler çizerken.

Fatma’nın daha önce tecrübesi olup olmadığını anlayamıyordum. Belki sadece filmlerden bir şeyler görmüştü.

Sikimle yukarı aşağı doğru oynarken, emmediği için ıslak değildi, hafif acı duyuyordum. “Fatma’cım, dilersen ucunu biraz em, dilersen ucuna tükürebilirsin de, bu haliyle kuru ve tahriş olur” dedim. Fatma sikimin ucunu emmeye başladı. Biraz acemiceydi. “Bunlarla da oynayabilirsin” diyerek taşaklarımı gösterdim, onları da usulca öpüyordu. Onun bu usul usul öpüşleri beni çılgına çeviriyordu.

Artık sikim patlayacak duruma gelmişti. Halen Fatma’nın amını görmemiştim. “Biraz yukarı doğru gel, dudaklarını istiyorum” dedim. Üstüme doğru geldi. Sikim bacaklarının arasındaydı artık. Külotunun kenarından hafif hafif içeri değdirmeye başladım, usulca kenara çekmeye çalışıyordum külotunu. Zaten epey ıslanmıştı, dışarıdan bile belli oluyordu. Sikimin ucunu iyice amının dudaklarına yakın yerlere sürtmeye başladım. Fatma yeniden sarhoş gibiydi.

Külotunu yavaşça kenara çektim, hiç itiraz etmedi. Söz verdiğim için içine girmeyecektim. “Biraz daha yukarı gel, amını ağzıma daya, yalamak istiyorum seni” dedim.

Ne görünüşü, ne tadı, ne kokusu gördüğüm hiçbir şeye benzemiyordu. İnanılmazdı. Dudaklarım Fatma’nın am suyu ile boyanmıştı adeta.

Dilimi hafifçe içine doğru itekler iteklemez “hayır, lütfen yapma” dedi. Amının kenarlarından emmeye devam ettim.

Artık boşalmak üzereydim. “Sırt üstü uzan, bacaklarının arasında gidip geleceğim, boşalmak üzereyim” dedim, uzandı. Uzanırken hafif domalırken “öyle kal” dedim, durdu. Arkasına yanaştım, tekrardan amını yalamaya başladım. Fatma tekrar inliyordu. Çok hoşuna gitmişti. Arada dilim göt deliğine de dokunuyordu ve Fatma hiç sesini çıkarmadı.

Artık boşalmama ramak kalmıştı “ayağa kalkalım, sikimi bacaklarının arasında sürterek boşalmak istiyorum aynanın karşısında, hem sen de nasıl boşaldığımı görürsün” dedim. Bir yandan bacaklarının arasında gidip geliyordum, önden de amını okşuyordum.

Tam boşalacakken Fatma’nın uzun saçlarını tutup yere çökerttim kendime çevirip ve “ucunu em, geliyorum” dedim. Fatma dudaklarını değer değmez ağzının içine ve dudaklarına püskürdü döllerim. Ne yapacağını şaşırdı, tükürdü, ağzını sildi. Lavaboya gitti, elini yüzünü yıkayıp geri döndü. Sarılıp birbirimizin gözlerine bakarak uyuyakaldık.

Yazlıkta kaldığı 5 gün boyunca birbirimizden uzak kaldık. İkimiz de şok içindeydik. Bir sene boyunca hiç konuşmadık. Düşlerimi, sikimi Fatma’nın bakire amına yavaş yavaş sokma ve içine boşalma arzusu işgal etmişti. Sonradan kız arkadaşım olan Merve’nin Fatma’ya benzerliği de tesadüf değildi.

(son)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir