Evin Erkeği 7

Geç saate kadar oturup plan yaptım. Ülkü de annemde yatmıştı. Ertesi gün sabah kalkıp erkenden çıktım. Şirkete geçtim. Ekibi kurmak ve çalışma atölyemi görmek için müdür ile görüştüm. Bana ait atölye oluşturulmuş ekiple ilgili ellerindeki en iyi adamların bir cvsini masama bırakmışlardı. 5 kişilik bir ekip bana yeterdi. İçlerinde çok iyi elemanlar vardı. Ancak çoğu oyun üzerine uzmanlaşmışlardı. İki tanesini beğendim. Onları ekibe dahil ettim. 3 kişi daha istiyordum. Bununla ilgili araştırmayı benim yapacağımı söyledim. İtiraz etmediler. Öğlene doğru seda geldi. Şirket avukatları ile ufak bir toplantı yapıp sadece konu mankeni olacaklarını söyledik. Ricamı emir kabul ettiler. Hödük geldi. Seda onu Toplantı salonuna aldı. Hödük avukatı ile gelmişti. Avukatı da bayağı tedirgindi karşısında koca bir ordu vardı. Sessizce bekliyorlardı.

Hödük: neyi bekliyoruz ne konuşacaksak konuşalım. Ülküyle konuşmadan fikrim değişmeyecek.

S: Uras Beyi bekliyoruz

H: Uras Bey demek. Hahahah. Uras, Bey oldu demek.

İçeri girdiğimde Hödük ve avukatı hariç herkes ayağa kalktı. Baş köşeye geçip oturdum. Üstümde kot şort ve keten gömlek vardı.

S: uras bey de geldiğine göre başlayabiliriz. Şimdi durum şu. Ülkü Hanım müvekkilinizden boşanmak istiyor. Karşılığında hiç bir şey istemiyor. Sadece özgürlüğünü istiyor. Evdeki eşyalarına kadar herşey müvekkilinizde kalabilir. Var olan birikimleri, altınları, araba ve düğünden kalan altınları dahil. Elbise ve parfümüne kadar hiç birşey istemiyor.

Hödüğün avukatı: teklifiniz güzel ancak, müvekkilim Ülkü Hanımla konuşmadan hiç birşeyi imzalamayacağını söyledi.

S: ülkü hanımın kesin kararıdır. Hiç bir şekilde görüşme olmayacak.

H: ülkü benimle görüşür. Uras engelliyor

U: diyelim ki ben engelliyorum yine de boşanacaksınız. Bu yüzden görüşmenize gerek yok.

S: evet. Müvekkiliniz ile müvekkilimin konuşacağı bişey kalmadı.

H: o zaman bende yanaşmıyorum anlaşmalı boşanmaya.

S: siz bilirsiniz. Teklifimizi tekrar etmeyeceğiz. 2 gündür attığınız ve hakaret ettiğiniz mesajlar elimizde. Ayrıca ülkü hanıma çok kötü davrandığınıza dair şahitler var. Bunların dışında kocalık görevlerinizi yerine getirmediğiniz biliniyor. Bunu mahkemede hastane raporu olarak talep edeceğiz.

H: bi dakika kocalık görevi mi?

U: evet dangalak. 1 yıldır kardeşime dokunmamışsın. İktidarsız olduğuna dair sağlık raporu talep edeceğiz.

H: seni şerefsiz.

U: seda hanım bunu da not alın. Ayrıca ben de hakaret davası açacağım.

HA: bi saniye. Müvekkilim ile konuşmak istiyorum.

S: buyrun dışarda konuşabilirsiniz.

Dışarı çıkıp konuştular. Hödük ikna olmuş gibiydi. İçeri geldiklerinde şartlarınızı kabul ediyoruz dediler.

U: bi saniye tüm teklifler az önceydi. Artistlik yapmadan önce. Şimdi burdaki tüm avukatlarımızın önünde af dileyecek yoksa dava sürecinin emrini bizzat ben başlatacağım. Hem ülkü ile asla konuşamayacak hem de donuna kadar alacağım.

HA: Tamer Bey isterseniz özür dileyin.

Hödük köşeye sıkışmıştı. İlk önce imzayı attı. Yapacak hiç bir şeyi yoktu. Sesi titreyerek özür dilerim dedi. Kahkaha attım.

U: tamam bu kadar aşağılama yeter sana. Artık kaybol gözümün önünden bi daha da asla karşımıza çıkma.

Hödük götüm götüm çıkıp gitti. Herkese teşekkür ettim. Sedaya sarılıp kocaman öptüm. Yanağı kızarmıştı. Onu hiç tanımıyordum. Elinden tuttum ve hadi yemeğe çıkalım seni tanımak istiyorum dedim.

Sedayla birlikte yemeğe çıktık. Bana bol bol kendisinden bahsetti. Sanılanın aksine yaşı 25ti. Ailesi istanbuldaymış. Anne ve üvey bir baba. Ama seviyordu üvey babasını. Ayrıca sevgilisi yoktu. Marmara hukuk okumuş. 2.likle bitirmiş fakülteyi. 4 yıldır çalışıyormuş. Yaklaşık 1.5 senedir de kendi bürosunu açmış. Anladığım kadarıyla yanında çalıştığı avukat sedayı biraz kullanıyormuş. Kullanıldığını anlayınca ayrılmış kendi bürosunu açmış. 6 ay boyunca sadece bir boşanma işi alabilmiş. Üvey babasının ve annesinin desteği sayesinde ayakta kalabilmiş. Sonra bi kaç dava almış. Başarılı da olmuş. Sen benim şansım oldun dedi bana.

S: gerçekten nerden buldun beni.

B: doğruyu söyliim mi?

S: tabiki.

B: şirket avukatınız ile sizi bekliyoruz dedi. Benim avukatım yoktu ve yakınlarda hangi avukatlar var diye bir araştırma yaptım internetten. İçlerinde en güzeli sendin. O yüzden seni aradım.

S: üfff uras cıvıtıyorsun.

B: bu zamana kadar hangi konuda cıvık davrandım. Gerçekten internetten buldum seni. Ve çok güzeldin. Hepsi bu.

S: ben şimdi buna şans mı diyeyim ne diyeyim. Yani sadece güzel olduğum için mi yanında tutuyorsun beni.

B: orda dur. Seni güzel olduğun için buldum ama yanımda tutmamın sebebi asla o değil. Bi kere zekisin. Gerçekten zeki. İşine önem veriyorsun. Hepsinden ziyade sana ihtiyacım var. Ailemi gördün. İki tane deliyle birlikteyim.

S: ikisi de çok tatlı.

B: işte senin de o aileden olmanı istiyorum. Ben kendime avukat istemiyorum, dost, arkadaş istiyorum. Güveneyim istiyorum sana.

S: bana güvenebilirsin emin ol.

B: seda sana güveniyorum.

Üstüne basa basa söylemiştim.

B: peki sen beni nasıl gördün? İlk günden beri anlatsana.

S: ilk gün o cafeye çağırdığında gelmeyecektim aslında ama telefonda sesin güvenilir geldi galiba. Neyse görüştüğümüzde ise çoluk çocukla muhattap oluyorum diye düşünmedim değil. Ama sonra seni inceledikçe sende ilginç bir çekicilik vardı. Yani karşındakileri etkileyebiliyorsun. Görüşmeye şort ve tişört ile gelen bir kişiden beklenmeyecek şekilde ikna etmiştin beni. Şirket ile ilk görüşmemizde sen fark etmesende ceo ile konuşurken yüz hatlarına çok dikkat ettim. Nasıl derler. Haa!!! “bi o kadar da yerin altında var” derler ya hani işte öyle olduğunu anladım. Beni hergün şaşırtmaya devam ediyorsun. Kararları keskin şekilde alıyor ve net çizgileri çekiyorsun. Bunu yaparken sevdiklerinin ya da değer verdiklerinin kırılmamasına özen gösteriyorsun. Mesela şu avukatlar olayı. Bunu bana söylediğinde aslında “beni yetersiz mi görüyor” diye düşünmeden edemedim. Ama sonra tam tersine beni onore edecek şekilde davranmaya özen gösterdin. Bilmiyorsun belki ama senin hödüğün avukatı çıkışta bana “sizinle tanışmak güzeldi inşallah birlikte de iş yaparız” dedi. Adam beni bu şirketin ya da büyük bir firmanın sahibi falan sanıyor heralde.

B: bi dakika orda dur. Zaten büyük bir avukatlık firmasının sahibisin.

S: o kadar da değil. Sen ne yaptığını bilmiyorsun.

B: gayet iyi biliyorum.

S: uras abartma. Bu kadar şeyi haketmiyorum ben.

B: seda sana ne dedim. Ailemden biri olacaksın. Herkes avukatım olabilir ama herkes benim hakkımı kendi hakkı gibi savunamaz. O yüzden yarın ceo ile yapacağımız görüşmede sen de olacaksın. Haaa bi de şu asistan kızı getir artık yanında.

S: o iş tamam yarın sabah başlıyor. Bir maaş hibe ettim. Kendine alışveriş yapsın diye.

B: çok güzel. Şimdi yarınki görüşmeye gelelim. Yarın saklı kalan aplikasyonlardan birini şirkete vericem. Bu aplikasyonun ortağı ise ben değil sen olacaksın. Tamamen sana akacak parası.

S: yok artık.

B: evet sana akacak. Ve bunun tamamen senin olduğunu belirtir bir sözleşme imzalayacağız. Üstünde hiç bir hak talep etmeyeceğim. Sadece senin isteğinle pay alabileceğim.

S: uras yapma. Çok oluyor.

B: peki karşılığında bişey istesem.

S: bunun karşılıklı değerini sana veremem.

B: verebilirsin.

S: ne istiyorsun peki.

B: yarınki toplantıdan sonra antalyaya tatile gideceğiz. Sen de bizimle geleceksin. Ve bu süreçte senden tek isteğim beni tanımaya çalışman.

Seda bozulmuştu. Onunla ilişki istiyorum zannetti.

S: bu çok yakışıksız olmadı mı?

B: anlayamadım.

S: esas ben niyetini anlayamadım. Açık konuşurmusun?

B: seda ne diyeyim işte beni tanımanı istiyorum. Dur bi dakika sana sevgililik falan mı teklif ettiğimi düşündün.

S: ya ne teklif ediyorsun?

B: haa demek ondan bozuldun. Tatlım özür dilerim. Haklısın paranı veriyorum seni zengin ediyorum benimle sevgili ol dermiş gibi oldu. Haklısın çok afedersin. Bunun para ile alakası yok. Hatta sevgililik ile de alakası yok.

S: hiç bişey anlamadım.

B: seda beni tanımanı istiyorum. Neleri severim? Nelere dikkat ve özen gösteririm? Ne yerim ne içerim? Ablamla ve annemle ilişkim nasıl? Dostlarıma karşı nasılım? Neler giyerim? Hobilerim ne? Bunları öğrenmeni istiyorum.

S: hahahahhaa

B: ne gülüyorsun ya

S: anlatamamana gülüyorum. İnsan konuya öyle girer mi? Önce para konuştun. Bana resmen zenginlik vaadettin sonra beni tanımanı istiyorum dedin uras. Ne düşünmemi bekliyorsun.

B: haklısın. Gözden kaçan nokta sana bunları vaadettikten sonra beni değil seni tanımak isterim derdim. Bunu gözden kaçırdın ama.

S: iyiki öyle demedin.

B: öyle deseydim işte anlamak istediğinde haklı olurdun?

S: tamam o zaman.

B: tamam seni tanımama izin vereceksin yani

Seda şok içinde kaldı.

B: şaka şaka. Sen beni tanıyacaksın.

Tuttuğu soluğu bıraktı.

B: (fısıltıyla) Ben zaten seni tanıyorum.

Yemekten kalktıktan sonra annemle ablamı alıp birlikte eve bakmaya gittik. Evi beğendik ve işlemleri halletmesi için sedayı yetkilendirdim. Annemi ve ablamı alıp eve geçtim. Dışarda yemek teklifimi annem;

A: oğlum ben evde yemek yaptım. Bugün dışarda yemeyelim.

B: anne para sorun ….

A: oğlum bunun para ile ilgisi yok. Evde olalım. Ailece oturalım biraz aynı sofraya. Rahat rahat konuşalım.

B: peki. Seda da gelebilir mi?

A: seda da gelebilir.

B: çok iyi. Arayayım.

Aramak için yanlarından ayrıldım. Seda gelemeyeceğini söyledi. Yarın madem gidiyoruz o zaman hazırlık yapmalıymış. Haklıydı. İçeri dönerken sessiz şekilde koridora girdim. Annem ile ablamı dinlemeye başladım.

A: bu seda güzel kız. Hem işini yapıyor hem de çok cana yakın. Ne dersin bizimki kendini kaptırmış olabilir mi?

Ü: hiç zannetmiyorum annecim. Daha bi kaç gündür tanıyor kızı. Senin oğlun anca senle bana kaldırır o şeyini.

A: ülkü başladın yine.

Ü: e öyle ama.

A: saçmalama. İnşallah sevgili olur da sen de anlarsın bize öyle duygular içinde olmadığını.

Ü: göreceğiz bakalım. İlgisi orda olurda bize hiç yavşamazsa sen haklısındır.

Ablamın son cümlesi herşeyi anlatıyordu aslında. Onlara hiç yavşamazsam onlara karşı duygularımın olmadığı anlaşılacaktı. İyi de benim zaten onlara karşı duygularım yoktu. Pardon vardı. İkisiyle de sevişmek istiyordum. Ayrıca birini annem diğerini de ablam olduğu için seviyordum. Sadece bu kadar. Aşık ya da başka bişey değildim. Tek istediğim şehvetti. Yavaşça geri dönüp sesli şekilde yürümeye başladım. Sessizleştiler.

B: yaa ben size söylemeyi unuttum yarın antalyaya gidiyoruz hep birlikte.

A: o nerden çıktı?

B: eee yorulduk tatil yapalım istiyorum.

A: oğlum iş?

B: halledicem sabah.

Ü: oley bea. Bana çok iyi gelecek vallahi.

B: haberiniz olsun seda da geliyor.

Annem ile ablam birbirlerine baktılar.

A: oğlum bu kızdan hoşlandın mı sen?

B: hoş kız. Ama çok güzel anne

Ü: ağzının suyunu sil.

A: çok güzel gerçekten. Peki o da aynı duygularda mı?

B: bilmem. Göreceğiz.

A: oğlum senden büyük değil mi?

B: 25 yaşında anne.

Ü: gerçekten mi? daha büyük gösteriyor.

B: giyiniş tarzından kaynaklı heralde.

Ü: olabilir. Neyse o zaman ben alışverişe gidiyorum. Geçen gün aldıklarımız bana yetmez. Kıyafetlerimi helak etti uras.

B: gidelim hadi.

A: eee hadi çıkın bakalım.

B: anne sen de gel.

A: benim herşeyim var oğlum.

B: olsun bakardın yine de.

A: istemem. Dinlenicem. Belki biraz spor yaparım.

B: peki sen bilirsin.

Ülkğ hazırlanıp geldi. Hemen çıktık. Alışverişlerimizi yaptık. Ülkü bikini almaya girdiğinde içerde boş boş dolaşmaya başladım. Ülkü mesaj attı.

Ü: kabine gelsene bişey gösterecem.

B: bekle geliyorum.

Gitmeden ordan seksi bir iç çamaşırı da aldım elime. Kabinlerin oraya geldiğimde ülkü diye seslendim. Kapıyı açıp kafasını uzattı.

Ü: kimse var mı?

B: yok.

Ülkü kapıyı tamamen açtı. Bikinisi tüm herşeyini meydana çıkarmıştı. Gözlerimi vücudundan alamadım.

Ü: hey şaşkın cevap ver nasıl?

B: haa pardon. Çok güzel.

Ü: (fısıldayarak) benimle oynama yoksa ben de seninle oynarım demiştim. Gördüklerin hoşuna gitti mi?

Elimi uzattım. Ülkü ne yapacağımı izliyordu. Beklemediği bir şey yaptım ve bikinin göğüsleri kapatan kısmını tutup yana doğru çekiverdim. Memesi bi anda ortaya çıktı. Eliyle kapattı ama görmeme engel olamadı.

Ü: napıyosun yaa deli

Dedi fısıldayarak.

B: ülkü şunu da bi denesene

Diyip seksi iç çamaşırını eline tutuşturdum.

Ü: rüyanda görürsün.

B: giy de göster uzatma.

Ü: avucunu yalarsın.

B: yalayacam ben az kaldı az merak etme.

Ülkü dil çıkarıp içeri girdi. Kapıda bekledim bi müddet sonra çıktı. Giyinmişti.

B: eee hani göstermedin?

Ü: sana dedim küçük sapık. Avucunu yalarsın.

B: sen bilirsin

Diyip arkamı dönüp çıktım hiç uzatmadan. Ülkü öylece kala kaldı.

Eve dönüp akşam muhabbetlerinden sonra yattık. Sabah erkenden kalkıp ceo ile görüştüm. Ona söz verdiğim gibi aplikasyonu tanıtıp anlattım.

C: yani şimdi bu uygulama bir yatırım uygulaması ve dünyanın en büyük finans şirketlerini takip edip onların öneri ve yatırımlarını takip eden ve bize ilgimize göre öneriler sunan bir uygulama.

B: sadece o değil mesela altına yatırım yapacaksınız. Uygulamaya soruyorsunuz. Uygulama altın ile ilgili genel görüş ve önerileri size grafik olarak söylüyor. Yatırım yapmak isterseniz de yaptığınız yatırımları takip edebiliyorsunuz. Getiri ve götürülerini.

C: bi nevi yatırım takip etme aracı.

B: ben bu kadar basite indirgemezdim. Çünkü uygulamayı isterseniz anlaştığınız bankalar ile entegre edebilirsiniz. Ayrıca uygulama en gelişmiş koruma yöntemi ile korunmaya müsait. Üzerinde bir kaç oynama yeterli. Face id e uyumlu. Bunun dışında izinler alınırsa borsa gibi yatırım araçları için de grafik çizme gibi bir çok olanak tanıyor.

C: incelemeye almamız lazım.

B: kendi ekibinizle inceleyebilirsiniz. Seda hanım gerekli sözleşmeyi oluşturdu. Tüm hakları saklı olarak nitelendirilecek. Ve bu uygulamayı piyasaya sürersek eğer tüm getirilerinin yarısı sizin yarısı da seda hanımın olacak. Yani bu seda hanıma benim hediyem.

C: herşeyi düşünmüşsün. Bunu ne zaman yaptın.

B: 2 sene oldu.

C: akıllı birisin Uras. Hem de çok akıllı. Bakalım uygulama bize neler söyleyecek.

Telefonu kaldırıp kendi ekip liderini aradı.

B: gelelim bir diğer konuya. Biraz tatil yapmak istiyorum. Çok değil en fazla 10 gün. Sonra işimin başındayım. Öncelikle arama motorunun gelişimi için çalışacağım. Ayrıca geliştirmeyi beklediğim bir kaç fikir daha var. Onlarla da ilgileneceğim.

C: istediğin kadar tatil yapabilirsin. Dışardan çalışma iznin var biliyorsun. Yalnız ekibini oluşturmamışsın. Sadece iki kişi seçmişsin. Onlarda senden haber bekliyor. Bi an önce ekip işini halletmeni rica ediyorum.

B: bi kaç kişiyi işe alabilir miyim?

C: en iyiler zaten bizde. Burdakilerden seçmek daha mantıklı değil mi?

B: siz en iyilerin sizde olduğunu düşünüyorsunuz. Ayrıca en iyi yazılımcılar burda olabilir ama bana dünya görüşü, fikirleri ile bizleri sürükleyecek insanlar da lazım. Bunun üstünde de çalışıyorum.

C: peki. Sen bilirsin. Maaşlarını sonra konuşuruz. Sen ekibini kur. Senle birlikte başlayacakları şekilde ayarla.

B: teşekkür ederim.

C: uras çok zekisin. Sana çok güveniyorum. Sakın güvenimi boşa çıkarma. Hep birlikte en büyük olalım.

B: olacağız merak etmeyin.

Şirketten çıkıp eve geçtik. Sedanın valizleri zaten arabadaydı. Hemen annem ile ablamı da alıp havalimanına geçtik. Sonra doğru antalyaya. Kiralık aracımızı da alıp ayarladığım villaya geçtik. Yol yorgunluğunu unutup eğlenceli bir gün geçirdik. Akşam çökmek üzereyken havuz başında sohbete daldık.

S: uras uzun zamandır bu yaşadığım en huzurlu şey. Tatil gerçekten iyi geldi. Çok sağol.

A: vallahi ne yalan söyleyeyim ben de gelmesem diye düşündüm ama iyiki gelmişim.

Ülkü içerden bikinisi ile çıkınca gözlerimi ondan alamadım. Baktığımın farkındaydı ve

Ü: bana da çok iyi geldi. Şu havuzun da bi açılışını yapalım artık değil mi?

S: bende hazırlanıp geliyorum.

B: anne istersen sen de hazırlan

A: yok oğlum ben yarın girerim.

B: peki sen bilirsin. Ben de şortumu giymeye gidiyorum.

İçeri girip üst kata çıktım. Sedanın odasının önünden geçerken sedanın üstündeki gömleği çıkarmasına şahit oldum. Beni farketti. Sadece sütyeni üstündeydi. Kafasını yana döndürdü ve bana baktı. Utanma ya da niye bakıyorsun gibi bir ayıplama yoktu. Gülümsedi. Odanın ortasında öylece durup omuzunun üstünden bana gülümsüyordu.

B: özür dilerim. Soyunduğunu bilmiyordum.

S: önemli değil.

Gözlerimi kaçırarak konuşuyordum. Gerçekten de onu rahatsız etmek istemiyordum.

S: eteğimin fermuarını açarmısın?

Çıkardığı gömleğini yatağın üstüne sakince bıraktı. Arkası hala dönüktü. Odanın perdeleri çekikti. Loş bir ışık vardı içerde. Yanına yaklaşınca sütyeninin renginin parlement mavi olduğunu farkettim. Teni çok güzeldi. Ensesine kadar yanaştım. Sedanın nefes alışverişleri hızlıydı. Elimi eteğin fermuarına attım ve açmaya çalıştım. Açılmıyordu.

B: sıkışmış.

S: biraz zorlasan.

B: deniyorum.

Biraz daha zorlayınca açıldı. Etek kendini salınca altında dantelli kalçalarının yarısını kapatan aynı renk bir külot belirdi. Eteği tuttu. Kalçaları tamamen belirginleşmedi. Öylece izlemeye dalmıştım.

S: öhöömmm.

B: pardon.

S: önemli değil.

B: ben çıkayım.

Seda gülümsedi.

B: kalayım mı yoksa.

S: Urassss!

Dedi işveli bir ses tonuyla.

B: tamam çıkıyorum.

Kapıya yöneldiğimde aletimin kalktığını farkettim.

Kapıdan çıkınca bir gölge gözüme çarptı ama aldırış etmedim. Kendi odama girdim. Çırılçıplak soyunup kendi odamdaki tuvalete işedim. Aletimi okşaya okşaya az önceki anı kafama kazıdım. Banyodan çıktığım gibi karşımda bi anda annemi gördüm. Çırılçıplaktım ve annem de elinde şortum ile kalakalmıştı. Kısa bir şoktan sonra Hemen kapıya yönelip kapıyı kapattım. Annem gözlerini aletimden alamıyor bense baktığını umursamıyor sedanın görmesinden korkarak hareket ediyordum. Bizi o şekilde görse kim bilir neler düşünürdü.

B: anne ne yapıyorsun odamda

A: şortun benim valizimdeydi oğlum onu getirdim.

Aletim o şokun etkisiyle yarı inikti. Hala gayet devasa duruyordu. Annemin aletimden gözlerini alamamasını farkettiğim halde aletimi kapatmadım. Yanına yürüyüp elinden şortumu aldım.

B: yeterince gördüysen artık çıkarmısın?

A: afedersin oğlum niyetim o değildi.

B: niyetinin önemi yok. Gördün göreceğini. Ülkü de gözlerini alamayıp sonra beni suçluyor. İkinizin neyi var böyle.

Annemi yeterince suçlu hissettirmiştim.

A: özür dilerim

Diyerek odadan çıktı. Zamanı geldiğinde ona şefkat gösterip yakınlaşabilecektim. Şimdilik kendini suçlu hissetmesi işime geliyordu.

Şortumu giyip havuza gittim. Ülkü de seda da havuzdaydı. Sedanın vücudunu hala suyun içinde olduğu için görmemiştim.Annem ise ortalıkta yoktu.

B: ülkü annem nerde?

Ü: bilmem. İçerdedir heralde.

B: ben bi bakayım. Geliyorum.

İçeri girip doğru odasına yöneldim. Kapıyı tıklatıp anne diye seslendim. Ses gelmiyordu. Kapıyı açtım. Elbiseleri ortadaydı. Kendi ise banyosundaydı. Banyonun kapısına gittim. Kapıyı tıklattım. Su sesi geliyordu ama kapıyı duymuyordu. Zaten hafif tıklatmıştım. Kapıyı yavaşça açtım. Annem duşakabinin içinde suyun altında gözlerini kapatmış sırtını duvara yaslamış kendini okşuyordu. Kapıyı hafif aralık bırakıp pencereye gittim. Seda ile ülkü havuzda eğlenmeye devam ediyorlardı. Dönüp annemi izlemeye başladım. Bu kadının vücudu nasıl bu kadar güzel olabiliyor diye düşünüyordum. Memeleri yusyuvarlaktı. Hafif belirgin karın kasları vardı. Kalçaları çok dolgundu. Kolları da gayet kaslıydı. Beli inceydi. Annemi izlerken aletimi çıkardım. Okşamaya başladım. Dışardan seda ile ülkünün sesleri geliyordu. O yüzden rahattım. Annem gözleri kapalı şekilde mastürbasyona devam ediyordu. Çok güzeldi. Derin derin soluyordu. Yaz günü ılık su bile buhara sebep oluyordu. Duşakabin buharlaşmaya başlamıştı. Annem yüzünü duvara dönüp kalçalarını domalır şekilde iyice belirginleştirdi. Yüzünü duvara yasladı. Elleri bacak arasında amını okşuyordu. Domalmış götündeki bütün delikler önümdeydi. Buhar neredeyse kapatmak üzereyken annem inleyerek kasılmaya başladı. O kasılırken ben içeri girdim. Duşakabinin kapısının önünde aletimi kaldırmış şekilde beklemeye başladım. Annem kasılmaları bitip gözlerini açtığında karşısında beni gördü. Şok içinde elleriyle vücudunu kapatmaya çalıştı. Duşakabinin kapısını açtım. Elimi uzattım ve onu tutup dışarı çektim. Hiç birşey söylemeden dudaklarına yapıştım. İki eli de göğüsünü kapatmış amını bırakmıştı. Öpücüğüme karşılık vermiyor sadece duruyordu. Dudaklarını sert şekilde öptüm. Bir elini tutup aletimi eline verdim. Sadece tuttu. Hiç birşey yapmadan.

Dudaklarını öpmeyi bırakınca kulağına “sen beni ben de seni gördüm bi daha odama girerken mutlaka seslen yoksa olacaklardan sen sorumlu olursun annecim” diyerek şortumu çekip çıktım banyodan. Aşağı kadar ellerim titreyerek indim. Aletim gerginlikten hemen indi. Doğrudan havuza atladım. Sürekli annemi kolaçan etmeme rağmen annem yaklaşık 30 dakika sonra geldi. Altında bikinisi ve onu kapatan bir deniz kıyafeti vardı.

Ü: anne gelsene havuza.

A: yok kızım ben iyiyim.

Annem benle göz göze gelmiyordu. Seda etrafımda geziyordu. Alttan dalıp bacaklarına sarılarak onu batırdım. Suyun altında müthiş bir vücut vardı ama bakalım sudan çıkınca ne görecektim. Aynı anda dip dibe sudan çıktık. Seda ellerini omuzuma koydu. Sonra da gözlerine akan suyu geri itti. Gülümsüyordu.

B: beni tanımaya başladın mı?

S: şimdilik sadece eğlenmeye odaklandım. Seni nasılsa uzun uzun tanıyacağım.

Dedi imalı şekilde. Dünden beri kararlı ve güçlü duruşumdan etkilendiğini varsayıyordum. Olay para değildi.

Tekrar dalıp sedayı aşağı çektim. Bu sefer suyun altında ona sarıldım. Gözlerime bakıyordu. Suyun altında masmavi gözlerle kendisini izleyen erkek onu etkilemişti heralde. Yavaşça yukarı çıktı bense hala nefesimi tutuyordum. Ablamın bacakları görünüyordu. İleri doğru yüzdüm elimi bacaklarında ve poposunda gezdirip bir mıncık aldım ve yüzeye çıktım.

Ülkü fısıldayarak

Ü: kız arkadaşın görmesin sapık damgası yersin.

B: seda kız arkadaşım değil.

Ü: valla sana fermuarını açtırırken adeta beni şimdi sik diyordu.

B: sence öyle mi?

Ü:bence öyle. Şansını dene istersen.

B: sen söylemeden önce denemeye başladım bile

Diyerek ayaklarımla duvardan destek alıp sedaya doğru yüzdüm. Dalıp onu alttan yakaladım. Elimle kalçalarından yakaladım ve sonra göbeğine dokunup arkasından sarıldım. Bi elim göğüslerindeydi. Göğüsleri gayet yeterli büyüklüğe sahipti. Yine de ablam ile anneminkiler kadar değillerdi. Seda gülümsüyordu.

S: sana cesaret verdim değil mi?

B: avukat hanım pişman mısınız?

S: çok hızlısın.

B: fırsatları değerlendirdiğim için şu an avukatımsın.

S: zekisin uras hem de çok zeki.

B: ceo gibi söyledin.

Seda güldü.

S: Zaten onu taklit ettim.

B: peki doğru yoldamıyım.

S: yolun sonuna bile geldin. Sadece geç farkettin

Sedanın bu söylemi ile ayıktım. Kız aslında çoktan benden hoşlanmış ve benimle ilgili kendini hazırlamıştı. Eteğini çıkarttığım an bile bunun farkına varmamıştım. Eteğini çıkarmam sadece bana kendini farkettirmek içinmiş. Yine de bunu yeni farkediyormuş gibi yapamazdım.

B: ilk günden beri senden hoşlanıyorum ama açıkçası iş ve arkadaşlığımıza ihanet etmemek için herhangi bir harekette bulunmuyordum. Taki sen işaret çakana kadar.

S: iyi en azından işareti almışsın.

B: 153 iq var benim.

S: ukala.

Gülüştük. Dönüp etrafıma baktım. Annem ve Ülkü şezlongta uzanıyorlardı. İkisinin de vücudu mükemmeldi.

B: biz de çıkalım mı? Ellerim buruş buruş oldu.

S: benimde. Hadi çıkalım.

B: önce sen. Gizlediğin vücudunu daha göremedim.

Seda gülümsedi. Kenarı yüzüp sudan çıktı. Kalçaları gerçekten güzeldi. Memeleri ise ele avuca gelen ama ablam ve anneme kıyasla küçüktü. Bende sudan çıktım. Havluyla kurulandık.

B: acıktınız mı?

Ü: evet

B: seda? Anne?

S: ben çok acıktım.

A: olabilir

Dedi. Sakince. Durgunlaşmıştı.

B: Tamam ben yemek söyliyeyim. Ayrıca marketten de bişeyler sipariş edeyim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir