Eski nişanlım – Bölüm 3 (Nişanlımı Ziyarete gittim 2)

5-6 dakika sonra yatağım hazırlanmıştı. Nişanlım ve annesine iyi geceler dileyerek yatmaya gittim. İçeri girdiğimde başucuma konan pijamaları giyerek yatağa uzandım. Elbette uyumaya niyetim yoktu ve birazdan odama gelecek olan nişanlımı bekliyordum.

Yatağa gireli neredeyse bir buçuk saatlik zaman olmuş artık yavaş yavaş gözlerime uyku bastırmaya başlamıştı ama hala gelen giden yoktu. Hanife’nin geleceğinden tam ümidi kesmiştim ki yavaşça kapımın açıldığını duydum. Gözlerimi açıp kapıya baktığımda Hanife bir seks ilahesi gibi karşımda duruyor, odayı aydınlatan gece lambasının solgun ışığında “Alpppp uyudun mu yoksa aşkım?” diye şuh bir şekilde bana bakıyordu.

 “Seni beklerken uyur muyum” ben diyerek yattığım yerden doğrulup elinden tutarak yatağıma getirdim. Üzerinde gündüz bana gösterdiği siyah transparan gecelik vardı. Hafif bir makyaj yaparak dudaklarına kırmızı bir ruj sürmüş daha da seksi olmuştu . Omuzlarına dökülen dalgalısı saçları ıslak ve nemliydi. Belli ki buraya gelmeden önce banyo yapmış saçlarını tam olarak kurutmaya ise fırsat bulamamıştı.

 “Offff ne güzel olmuşun böyle.”

 “Sahi beğendin mi?” Dedi.

 “Beğenmek ne kelime aşkım bayıldım. O kadar güzel olmuşun ki aklımı başımdan alıyorsun şu an.”

 “Ohhh sende öyle, sen de çok yakışıklısın, kurban olurum sana ben.”

 “Kurban olmana gerek yok aşkım, sadece benim ol yeter.”

“ Tabi ki bitanem. Ömrümün sonuna kadar hatta öbür dünyada bile seninim aşkım.”

 “Bende bend e seninim” dedim.  “Gecikince gelmeyeceğini sandım.”

 “Ya kusura bakma, annem ancak uyudu” dedi. “Ama uyudu sonunda, artık sabaha kadar rahatız.”

 “Nasıl sabaha kadar? Uykusu o kadar ağır mı?”

 “Yatmadan önce sakinleştirici alıyor o yüzden de sabaha kadar mışıl mışıl uyur.”

 “Hadi ya iyiymiş. Ya baban?”

 “Merak etme o da uyanmaz ona da annemin haplarından verdim gizlice. Erkenden nasıl uyudu sanıyorsun?”

 “Ohhh akıllı sevgilim benim” dedim.

Hanife tüm seksiliğiyle kırıtarak yanıma geldi ve direk kucağıma yan duracak şekilde oturdu. Öpüşmeye başladık bir anda. Ben bir yandan göğüslerini diğer yandan da geceliğinin altından amını okşuyordum. Hanife de kalçalarıyla kucağımda daireler çizerek benim ufaklığı uyandırmış zevke getiriyordu. Bir ara duraksayarak;

 “Aşkım şimdi biz gündüz sikiştik ya…” Dedi.

 “Evet bebeğim?”

 “Peki ya ayrılırsak nolacak?”

 “Ne ayrılması bitanem, zaten evlenecez ya ha şimdi yapmışız ha evlendikten sonra.”

 “İyi o zaman… Sen öyle diyorsan.”

Tekrar öpüşmeye başladık. Öpüşmeye devam ederken ben bir yandan da Hanife’nin geceliğini yavaş yavaş soymaya başladım. Geceliğin ip askılığını indirdiğimde göğüsleri sütyeniyle beraber tüm güzelliği ile meydana çıkmıştı. Hanife ise kudurmuş bir şekilde altımda kıvranıyor beni soymaya çalışıyordu. Ben de onu soyuyor, delice sevişiyorduk. Ben sadece külotla Hanife ise çırılçıplak kalmıştı. Dudaklarından göğüslerine indim. Meme uçlarını yalayıp ısırık atıyor Hanife’nin iyice azmasını sağlıyordum. Ben yaladıkça Hanife’nin o küçücük memelerinin uçları da iyice kabarmaya dikleşmeye başlamıştı.  O dikleşen uçları parmaklarımın arasında eziyor dudaklarımın arasında akide şekeri gibi emiyordum. Dilim bir sağ memenin bir sol memenin üzerinde dolanıyor her iki memeyi de dişleye dişleye yalıyordum. Ben memelerini yalarken Hanife iniltiler arasında

 “Ahhh erkeğim benim, kocacığım, yavaş em acıtma ne olur” diyor parmaklarını saçlarımın arasında dolandırıyordu. Avuçlarımı dolduran memeler yoğrulmaktan ve sıkılmaktan yumuşamış gibiydi sanki. Dakikalarca Hanife’nin bir o göğsünü, bir diğer göğsünü emdikten sonra dudaklarımı yavaş yavaş aşağılara doğru kaydırdım. Dilimle birkaç dakika göbek çukurunda dolandıktan sonra asıl hedefime amına inmiştim. Kasıklarından başlayarak amını yalamaya başladım. Dilim o taptaze amının dudaklarına değince bütün bedeni titremeye başladı birden. Ben dilimi amının dudakları üstünde gezdirdikçe, “Ohhh… ohhh…” diye inliyordu.

Hanife inlerken bende dilimle amının dudaklarını ayırıp, iç taraflarını yalamaya başladım, dilimi sokup çıkarıyor, adeta dilimle sikiyordum onu. Dilim amının içinde dolaştıkça çıldırıyor. “Ohhh erkeğim, yala… yala kocacığım… ohhhh!” diye inliyordu.

Nişanlım zevkten inim inim inlerken bende onun o güzel am kokusunu derin derin içime çekiyor, akmaya başlayan ballı sularını dilimle bir kürek gibi toplayarak kana kana içiyordum. Zevkten delirmek üzereydi neredeyse Hanife. Dilimi amına sokup çıkardıkça inliyor ve eliyle başımı amına doğru daha çok bastırıyordu.

 “Immmhhh Aşkım hadi… ohhh sik beni bebeğimmmmm….”

Dilim üstten bızırını bulduğunda Hanife’nin inlemeleri daha da arttı. Daha bızırına birkaç dil darbesi atmıştım ki. Tıpkı gündüz olduğu gibi kaskatı kesildi birden. Bacakları kenetlenmiş, elleriyle sıkı sıkı bastırdığı başımı amının üzerinde hapsetmişti adeta. Kalçaları ile birlikte tüm vücudu titriyor

 “Ohhhhh bittim ben aşkım…bittimmmmm…. aşkımmmmmm….” diye inliyordu.

Sonra birden gevşediği bacakları, durulmuş sakinleşmişti sanki. O durgunluktan yararlanarak onu yüzüstü çevirdim hemen. Hiç itiraz dahi etmedi. Ensesinden başlayarak tüm vücudunu öpmeye başladım yeniden, omuzlarını ve sırtını okşayarak, öperek, yalayarak aşağılara doğru iniyordum yavaş yavaş. Bu arada ellerimle de kalçalarını okşuyor, avuçluyordum. Her iki omuzlarını öpüp yaladıktan sonra ortadaki çukurluğu bir yol gibi takip ederek kalçalarına kadar indim. Yalaya yalaya kalçalarına gelip, onları yalamaya ısırmaya başladım. Hanife sürekli,

 “Ohhh, ohhh aşkımmmm!” diye inliyordu.

Hanife inlerken bende her iki kalçasını bazen öpüyor, bazen de küçük ısırıklarla okşuyordum. Sonra kalçalarını yanlara ayırıp, aralarını yalamaya başladım. Dilim küçük bir düğme gibi duran göt deliğinin etrafında dolaşıyor Hanife’nin inlemelerinin daha da artmasına sebep oluyordum. Yavaşça dilimi o daracık göt deliğine sokup, yalamaya başladım. Dilimi çıkarınca parmağımı sokuyordum yavaşça. Parmağım o daracık göt deliğinde kayboluyor. Parmağımı sokup çıkardıkça daha da sesli inlemeye başlıyordu Hanife. Ben dilimle parmağımı değiştirere, değiştire onun daha çok inlemesini sağlamaya çalışıyordum.

Sonra tekrar kalçalarına dönüp onları yalamaya başladım. Yavaşça baldırlarına ve bacaklarına iniyordum. Bacaklarından ayaklarına kadar inip tekrar yukarı çıktım. Yukarı çıktığımda hafiften geri çekilerek önümde çırılçıplak yatmakta olan nişanlımı seyrettim kısa bir süre. Arkadan o kadar güzel, o kadar tahrik edici gözüküyordu ki. O yuvarlacık poposu başımı döndürmüştü adeta. Dayanamadım daha fazla ve deminden beri önümde taş gibi duran yarağımı o yuvarlak kalçalarının arasına yerleştirdim. Ben sikimi kalçalarının arasına yerleştirirken “Ohhhhh” diye inledi Hanife. Tekrar ensesini öpmeye başladım. Ensesini, omuz başlarını öperken kalçalarının arasında yarağımı kızak kayar gibi kaydırıyordum. Taş gibi yarağım git gel yaparken götünün deliğine sürttükçe deliriyordu Hanife. Biraz öyle git gel yaptıktan sonra Hanife’yi tekrar sırtüstü çevirip, dudaklarına yumuldum bu kez ve onu çılgınca öpmeye başladım.

Biraz önce nişanlımın göt deliğini fırçalayan yarağım şimdi amını fırçalıyordu. Tekrar dan memelerini okşamaya, avuçlamaya, morartırcasına emmeye başladım. Her iki memeyi de öpüp emdikten sonra yukarı kayarak sikimi o küçücük memelerin arasına yerleştirdim. Biraz önce öpüp emdiğim yerlere sikimi sürtüyor, sırt üsttü yattığı için iyice dağılıp kaybolan memeleri sikmeye çalışıyordum. Hanife ise elleriyle dağılan memelerini toplayıp sikime sürtmeye çalışıyordu. Bir eliyle sikimi kavramış, diğer eliyle de sikimi tutmuştu.

 “Hadi karıcığım al ağzına onu. Ağzına al ve yala!” dedim.

Hemen yarağımı eliyle kavrayıp okşamaya sıvazlamaya başladı. Diğer eliyle de taşaklarımı okşuyordu. “Ohhh karıcığımmm, aşkımmmm!” diye inledim o ara. Nişanlım yarağımı yüzüne sürdükten sonra dudaklarına sürüyordu. Dudaklarını araladı, dilini çıkarıp yarağımın kafasına değdirince, ben zevkten inlemeye devam başladım. Ben zevkle inlerken nişanlımda sikimi yalamaya başladı, önce kafasını, sonra baştan aşağı taşaklarıma kadar yaladı. Taşaklarımı ağzına alıp emmeye başlayınca ben nerdeyse çıldıracak duruma gelmiştim. O kadar güzel o kadar ustaca yalıyordu ki

 “Ohhh aşkım harikasın!” diye inledim. Şimdi yarağımı ağzına alıp emmeye başlamıştı. Ben ağzının içinde git gel yapıyor, saçlarından tutarak başını yarağıma bastırıyordum. Dudaklarının arasında gidip gelmek öyle zevkli ki, zevkten çıldıracaktım sanki.  Hanife ise sikimi yalarken kırk yıllık fahişeler gibi bana bakıp gülümsüyordu. Hanife sikimi öyle güzel yaladı ki, çıldırmıştım adeta, fakat ağzına da boşalmak istemiyordum. O yüzden ağzından çıkıp tekrar amını yalamaya başladım. Ancak çıldıran sadece ben değildim. Hanife’de en az benim kadar çıldırmıştı. O yüzden dayanamayıp,

 “Hadi erkeğim, hadi kocacığım, sok artık, sok, sik beni, sik beni!” diye inledi. Bunun üzerine bacaklarını iki yana açıp, yarağımı amının dudaklarına sürtmeye başladım. Bu hareketimle Hanife daha çok azmıştı. Sonunda dayanamayıp “Offfff sok şunu” diyerek yarağımı eline alıp amının içine kendisi sokuverdi. Anlaşılan sabrı kalmamıştı. Sikimin kafası içine girince, ben de bir hamle yapıp birden hepsini kökledim iyice. Kasıklarım Hanife’nin kasıklarıyla buluştuğunda “Ohhh!” diye bir çığlık çıktı ağzından. Şimdi tamamen nişanlım Hanife’nin içindeydim. Yavaş yavaş içinde git gel yapmaya başladım. Her sokup çıkardığımda “Ahhh, ohhh, ufff!” diye inlemelerin artıyor. Bense gittikçe hızımı artırıyor çıkarıp çıkarıp yeniden köklüyordum. Hanife’yi bir müddet öyle siktikten sonra bacaklarını omuzuma aldım ve öyle sikmeye başladım. Her soktuğumda “Erkeğim, erkeğim!” diye inliyordu. Taşaklarım şap şup diye götünün deliğine vuruyor çıkan sesler Hanife’nin inlemelerine karışıyordu. Bu inlemeler arasında Hanife’nin yeniden orgazm olmak üzere olduğunu fark ettim. Yeniden nefesi sıklaşmış vücudu tir tir titremeye başlamıştı. Üzerine uzanarak sikimi daha da bastırdım. O altımda en şiddetli orgazmlarından birini yaşarken bende iyice sona yaklaşmıştım. Artık dayanacak gücüm kalmamış boşalmak üzereydim. Hanife ise bacaklarını indirmiş altımda pelte gibi yığılıp kalmıştı. Birkaç kez daha git gel yaptım. Tam sikimi çıkaracakken bacaklarını belime dolayarak kendine doğru bastırdı. O anda bende boşalmaya başladım. Spermlerim oluk oluk nişanlımın amına dolarken o ana kadar yaşadığım en zevkli anı yaşıyordum.

Ancak kendimize geldiğimizde yaptığımız hatanın farkına varmıştım. Telaş ve korkuyla

 “Aşkım ne yaptık biz, ya hamile kalırsan” diyerek nişanlıma baktım. Ancak o gayet sakin gözüküyordu.

 “Merak etme aşkım yarın ertesi gün hapı alırım” dedi.

Öyle bir hap olduğunu ilk kez duymuştum ve elbette bu benim işime gelmişti. O gece bir kez daha seviştik nişanlım Hanife ile. Gündüz de seviştiğimiz için ikimizde de takat kalmamış, üstelik uykumuz da gelmişti. Hanife;

 “İstersen yatalım aşkım artık, yoksa sabah kalkamayacağız” dediğinde

 “Birlikte yatalım aşkım ne olur. Tıpkı karı koca gibi sana sarılarak uyumak istiyorum” dedim.

 “Olur bebeğim, bende sana sarılmak istiyorum” dedi Hanife.

Kalkıp gece lambasının ışığını kapatıp tekrardan yanıma uzandı. Birbirimize sarıldık. Birbirimizi öpe, öpe, okşaya, okşaya uykuya dalmıştık. Sabaha karşı Hanife telefonun alarmı ile uyanarak odasına gitti. Bende yeniden uyumaya devam ettim.

Sabahleyin uyandığımda benden başka herkes uyanmış kahvaltı için beni bekliyorlardı.

 “Ya kusura bakmayın uyanamamışım” dedim.

 “Eeee, damat buranın havası sizin oralara benzemez. Ne yediklerine doyar burada insan ne de uykusuna.”

 “Çok haklısınız” efendim dedim. Gerçekten de yediklerime doymamıştım.

Güzel bir kahvaltı yaptık hep beraber. Kahvaltıda kaynanam “Bey çocuklar babam izin verirse biraz gezelim diyorlar. İlçeye belki Bursa’ya filan gideceklermiş işi yoksa babam arabayı bugün bize verse diyorlar” dedi.

Böyle bir şeyi ilk defa duyuyordum. Demek ki Hanife benden habersiz plan yapmış bunu annesine söylemişti. Kayınpeder bana bakıp

 “Ehliyetin var değil mi damat” dedi.

 “Var tabi efendim.”

 “İyi, öyleyse bizi bahçeye bırakır, sonra istediğiniz yere gidersiniz. Ama akşama geç kalmak yok, arabayı da dikkatli kullanın”

 “Tabi efendim” dedim.

Kahvaltıdan sonra Hanife hazırlanmaya gitti. Kayınpeder ve kaynanamda bahçeye gidecek eşyaları hazırlıyordu. Yaklaşık 15-20 dakika sonra yola çıktık. Hanife arkaya, kayın pederde öne yanıma oturmuş, düğünü filan ne zaman yapmayı düşündüğümüzü soruyor “Madem işin adı kondu çokta fazla geciktirmeyin artık” diyordu.

Kayınpederleri bahçeye bıraktıktan sonra Hanife ön tarafa yanıma geçti. Daha birkaç dakika uzaklaşmıştık ki. Şımarık bir kız gibi boynuma sarılarak

 “Eeee sürprizimi nasıl buldun beğendin mi?” Dedi. Ben arabayı sürerken bir yandan da beni öpüyordu.

 “Beğendim tabi kız, beğenmez olur muyum!” deyip kısa bir öpücük kondurdum dudaklarına. “Akıllı sevgilim benim” dedim. Sonra da “Eeee söyle bakalım nereye götüreyim seni? Nereye gitmek istersin?” Dedim. Hanife;

 “Bilmem!” dedi. “Nereye istersen, istersen Bursa’ya gidelim annenin dediği gibi.”

 “Ya boş ver Bursa’yı, sonra gideriz oraya biz şimdi şöyle baş başa kalabileceğimiz bir yere gidelim.”

 “Hımmm! Baş başa diyorsun…”

 “Benim o gün kaldığım otele gidelim istersen. Güzel temiz bir yer.”

 “Sorun çıkarmaz mı? Hani evli değiliz ya sonuçta.”

 “Yok ya otel kâtibi arkadaşım. İdare eder bizi.”

 “İyi öyle diyorsan. Hadi bakalım.”

Hanife ile direk o gün kaldığım otele gittik. Hanife lobide beklerken bende otel resepsiyonist Sefa ile konuşmaya gittim. Sefa beni görür görmez durumu anlamış sırıtarak

 “Vay kanka hoş geldin” diyordu.

Durumu kısaca izah ettim. Kafasını kaldırıp biraz ileride beklemekte olan Hanife’ye baktı. Sonrada sırıtarak “Ne demek kanka ayıpsın, halden anlarız biz” dedi.

Oda ücretini ödeyip kaydımı yaptırdım. Bir gece otelde kalacakmışım gibi kayıt yaptırmış ücretinde ödemiştim. Anahtarı alıp Hanife ile birlikte odamıza çıkarken kâtip hala pis pis arkamızdan bakıyordu.

Odaya çıktığımızda ikimizde tek kişilik yatağın üzerine oturmuştuk. Hanife

 “Eeee kaldık işte baş başa… Ne yapacağız şimdi?” diyerek gözlerini kısmış, istekle ve şehvetle bana bakıyordu.

 “Ne yapacağımız belli değil mi” deyip elinden tutarak kendime doğru çektim ve dudaklarına yapıştım. Hanife çoktan elini önüme atmış, ben dudaklarını kemirirken o da pantolonumun üzerinden taş gibi sertleşmiş sikimi avuçlamıştı bile…

Az sonra yarağımı pantolondan kurtarıp, sanki bir daha bırakmayacak gibi tutmuş, parmaklarının arasında sıkıyordu. Öpüşmeye doyduktan sonra boynunu, kulak memelerini ve elbiseden kurtardığım o küçücük göğüslerini yalamaya başladım.

Elinden tutup ayağa kaldırdım. Dudaklarını somururken, kalçalarını avuçluyordum. Kollarımın arasında arkasını çevirdim. Bir süre kalçalarına sürtündükten sonra eğilip eteğini yukarı kaldırdım. Muhteşem bir göt manzarasıydı bu… Altına külot giymemişti. İnledim,

 “Off aşkım… Külot yok altında bebeğim…” Kikirdedi, şuh bir gülüşle yanıtladı beni,

 “Evet Aşkım… Gelirken seninle bu sahneyi yaşayacağımızı bildiğim için giymedim! Gelirken çıkarıp attım külotumu… Hoşuna gitti mi? Güzel mi?”

 “Güzel de laf mı Hanifem…? Harikasın yavrum… Tam yemeliksin sen… Oh benim seksi sevgilim…”

İki büyük yuvarlak beyaz butu sıkıp ısırdım. yatağa doğru domalttım, tüysüz ve kaymak gibi amını parmaklarımla açarak yalamaya başladım. Hanife yüksek sesle inliyor, bacakları titriyordu. Amı ve göt deliği arasında dilimle fırçalar atıyordum.

Yere doğru çömelip beni altına çekti ve 69 pozisyonu aldık. Taş gibi olmuş sikimi öyle bir yalıyordu ki… Dibine kadar gırtlağına sokup çıkartıyor, sonra boydan boya dilini gezdiriyor, bir dakika kadar kafasını sömürüp tekrar gırtlağına alıyordu. Ben amcığını yaladıkça daha da şehvetleniyor, taşaklarımı somurup, kasıklarımda dilini gezdiriyordu.

Bende azmıştım iyice bızırını dillerken amına iki, göt deliğine de diğer iki parmağımı sokup çıkartmaya başladım, Hanife zevkten çığlık atmaya başlamıştı. Hızla üzerimde ters dönüp yarağıma oturdu. Sikimin başı amının dudakları arasından amına girdiğinde dudaklarını ısırıp inledi,

 “Ohh… aşkım…  Sik beni… doyur beni yarağa bugün…”

Ayak parmaklarının uçlarına basarak, bacakları iki yanımda çömelmişti. Sikimi en dibinden tutup kalçalarını aşağı indirdi biraz. Sonra da bir anda oturdu sikimin üstüne… Başı geriye devrilmişti. Ellerini göğsüme dayayıp hareketlendi. Köküne kadar oturup tekrar kalkıyor ve ritmik hareketlerle beni zevkin doruklarına taşıyordu. Eğilip dudağıma yapıştı

 “Ohhhh hoşuna gitti mi kocacım?… Benimle sevişirken zevk alıyorsun değil mi?… Seni mutlu edebiliyorum değil mi?”

 “Ohhhh tatlı sevgilim benim… Seninle sevişip te mutlu olmamak mümkün mü?”

Şimdi iyice hızlanmıştı hareketleri. Yukarı hareket ederken sikimi en ucuna kadar içinden çıkarıyor, sonra hırsla oturup dibine kadar içine alıyordu beni. Tıpkı bir ata biner gibi sikimin üzerinde hoplayıp duruyordu. Hanife’de bende zevkten delirmiştik. Birden Hanife’nin tüm vücudu sarsılmaya başladığını gördüm. Gözleri kaymış hızlı hızlı nefes alıyor, vücudu yayından boşlamış bir zemberek gibi titriyordu. Orgazm olmuştu.

Yığıldı kaldı üzerime yine. Bir müddet dinlenmesine izin verdikten sonra belinden kavrayarak altıma aldım onu. Kalçalarından tuttum sıkıca ve yarağımı yavaş yavaş amına soktum. Taşaklarıma kadar girmiştim içine. İçine girdiğim anda hızlı hızlı pompalamaya başladım. Çok keyif alıyordum. Gittikçe hızlanmaya başladım. Hanife o küçücük memelerini avuçlamış, onları sıkıyor, yoğuruyor bir taraftan. Fısıltıyla,

 “Oğhh, aşkım, kurban olurum sana… Ne güzel sikiyorsun böyle… Ohhhh, oğhh, , ığhh!” deyip duruyordu. Bu söyledikleri beni daha da azdırmıştı. Hızlandıkça hızlandım. Hanife’nin gittikçe kayganlaşan amı sayesinde yarağım sanki yağ sürülmüş gibi kolayca girip çıkıyordu. Altımızdaki yatak deli gibi sallanmaya başlamıştı.

Aldığım keyifle gözlerimi kapadım, bir süre daha siktim Hanife’nin tatlı amını. Ama şimdi pozisyonumu değiştirmek istiyordum. Hanife’nin omzumdaki bacaklarını iyice geriye yatırdım, amından çıktım. Bu şekilde götü iyice havaya dikilmiş, belinin altı boşlukta kalmıştı, bir yastık koydum belinin altına. Ellerimi yatağa dayadım iyice, bacaklarımı uzattım, dizlerimi yatağa koydum. Açık duran amına soktum yarağımı. Hanife bu pozisyonda pek rahat değildi, ama ben çok rahattım. Belimi indirip kaldırarak yarağımı piston gibi sokup çıkarıyordum amına. Hanife’nin memeleri dağılmış uçları olmasa nerdeyse belli belirsiz Özge gelmişti. Ben hızlandıkça hızlanıyordum. Bir süre sonra Hanife’den gelen iniltiler artmaya başladı yeniden, “Ağhh, uğhhh, aoğhh!” derken Hanife bir orgazm daha yaşıyordu. Ben de son bir gayretle iyice yüklenmeye başladım. Hanifem altımda iki büklüm olmuştu ve ben yüklendikçe vücudu yaylanıyordu. Bir anda vücudum titremeye başladı. Sonun da bende daha fazla dayanamamıştım. Hanife boşalırken bende spermlerimi Hanife’nin içine akıtmaya başladım. O halde bir süre daha girip çıktım ve sonrasında birkin bir şekilde Hanife’nin üzerine yığılıverdim. Hanife geriye yatmış bacaklarını iyice havaya dikti önce, sonra da ayaklarını belime doladı. Sıkı sıkı sarılmış, boynumu, kulaklarımı öpüyordu.

 “Kurban olurum sana, erkeğim, o kadar alıştım ki sana! Gidersen ben ne yapacağım diyordu.”

Hanife’nin üzerinden inerek yanına uzandım sırtüstü, ikimizin de kalbi kalbim küt küt atıyordu. Bana bakıp

 “Keşke hiç gitmesen hep yanımda olsan” dedi.

 “İnana aşkım bende çok istiyorum bunu ama sabret yakında evleneceğiz ve ben hep yanında olacağım.”

Tek kişilik yatakta yan yana yatarken hem birbirimizi okşuyor, hemde birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi, gelecekteki planlarımızı anlatıyorduk. Birkaç yıl sonra cep telefonu ve bilgisayar satan kocaman bir mağaza açacaktım kendime. İşte o zaman kendi evimizi de tutacak, babamlara muhtaç olmadan yaşayacaktık. Hatta belki arabamızı bile alabilirdik.

 “Ohhhh sahi mi diyorsun aşkım” dedi Hanife. Gözlerinin içi gülüyordu.

 “Sahi tabi aşkım. Yeter ki seninle birlikte olayım, senin için her şeyi yaparım ben.”

 “Aşkım benim!” dedi.

Yeniden öpüşmeye başlamıştık. Dillerimiz birbirine dolaşırken o benim sikimi elliyor bende onun memelerini okşuyordum. Yattığı yerden usulca aşağı doğru kayarak bacaklarımın arasına kadar indi ve birden sikimi ağzına alarak yarağımın kafasında dilini gezdirmeye başladı. Sikimi iki elinin arasına alıp kafasını dışarıda kalacak şekilde tutmuş kertiğine kadar ağzına alıp öyle emiyordu ki, avurtları neredeyse birbirine değecek şekildeydi. Yarıya kadar ağzının içine alıyor, nefeslenip, tekrar emiyor, hızlı hızlı aşağı yukarı yaparak ağzını siktiriyordu. Yarağım tam kıvamına gelmiş, Hanife’nin ağzına sığmaz olmuştu.

Ben ayağa kalktım, Hanife hala dizlerinin üzerinde önümde duruyordu, saçlarını elimle toplayıp ağzını ileri geri yaparak sikmeye başladım. Hanife nefes almak için arada ağzını çekip, yarağıma tükürüp kayganlaştırıp 31 çekip, tekrar ağzına alıp ileri geri yapıyordu. Sonra Hanife’yi yüz üstü uzattım, ben de üzerine uzandım, omuzlarını yalıyor emiyordum.

Hanife’nin sırtını yalayarak bel çukuruna indim. Götünü okşuyor, parmağımı da göt deliğinin etrafında gezdiriyordum. Parmağımı yavaş yavaş göt deliğine sokmaya başlayınca, Hanife niyetimi anlamıştı.

 “Ahhh aşkım götümü mü sikeceksin yoksa?” diye inledi.

 “Evet aşkım. İstemez misin?”

 “İsterim aşkım. Her yerim senin, her yerimi sikebilirsin. Ama acıtma lütfen” dedi. Sonrada götünü bana sunarcasına, belini çukurlaştırıp götünü yukarı kaldırdı. Dilimi uzatarak kalçalarının arasında küçük bir düğme gibi duran göt deliğini yalamaya başladım. Dilim değer değmez,

 “Oooohhh, aşkımmmm, çok güzellll… Bugün bütün zevkleri tatmak istiyorum seninle!” diye inledi.

Götünü emiyor, ağzımı göt deliğine kapak yapıyor dilimi götüne sokmaya çalışıyordum… Sonra Hanife ile bir anda 69 pozisyonuna geçtik. Hanife yarağımı ağzına alıp emiyor, yarağımı bırakıp taşaklarımı ağzına alıp yalıyordu. Ben de dilimi göt deliğinden ayırıp amına sokup emiyor yalıyor, tekrar götüne sokmaya çalışıyordum. Götüne parmağımı sokunca,

 “Canımmm, ooohhh, yala canım, amıma götüme dilini sok, sikicim benim!” diyor, amından sular akıyordu.

 “Dilimi de sokacağım, sikimi de sokacağım!” dedim.

 “Sok canım, ne istersen sok, amımı götümü bugün yarağa doyur, bıktır beni yaraktan!” dedi.

 “Bıkar mısın kız?” dedim.

 “Deli misin aşkım, bu yaraktan bıkılır mı hiç, bunun hastası oldum bile, yemeden duramam artık! Hadi sik aşkım, tüm deliklerim senindir!”

 “Domal ozaman aşkım!” dedim…

Hanife ikiletmeden domaldı hemen.

Şimdiye kadar hiç göt sikmemiştim ama izlediğim filmlerden, okuduğum hikayelerden bir götün nasıl sikileceğini biliyordum. O yüzden

 “Krem, krem var mı aşkım çantanda?” Dedim. “Var” deyince hemen uzanarak Hanife’nin çantasından kremi alıp arkasında diz çöktüm, önce sikime sonrada götüne sürdüm. Arkasından sikimi göt deliğine sürtmeye başlamıştım ki Hanife,

 “Aşkımmm istersen yat ben çıkayım üstüne” dedi.

 “Nasıl istersen canım” diyerek sırt üstü uzandığımda Hanife üzerimde ters dönüp göt, yarağımın hizasında bacaklarını ayırarak çömeldi, yarağımı eline aldı, amına sürttü, amıyla üzerine oturup, birkaç defa ileri geri yapıp çıkardı. Yarağım amdan çıkınca lop diye göbeğime vurdu. Hanife da yarağımı tekrar tutup,

 “Dur yaramaz, asıl şimdiki vazifeni yapmadan nere kaçıyorsun?” dedi ve göt deliğinin hizasına getirdi, parmaklarını biraz önce yan tarafa bıraktığım kreme daldırıp, biraz yarağıma, biraz da göt deliğine sürdü ve göt deliğine parmağını sokarak ovuşturdu. Yarağımı göt deliğinin hizasına getirip, üzerine yavaş yavaş oturmaya çalışıyordu. “Çok acıyor aşkım ama senin için her acıya katlanırım ben” dedi sonrada yarağımı kafasına kadar götünün içine aldı, ama suratı acıyla buruşmuştu.

 “Hadi sevgilim, hadi aşkım, başı girdi bak, az kaldı, dayan!” dedim. Hanife’yi dizlerinden kendime doğru çekip, alttan da yukarı doğru kendimi kaldırınca, hepsi aniden götüne girdi. Hanife,

 “Ahhhh aşkımmmm yavaşşş!” deyip acıyla kafasını göğsüme bastırıyordu. “Aşkım dur ne olursun kımıldama, canım cok yanıyor! Tenha yerde olsaydık avazım çıktığı kadar bağırırdım, ama otel görevlisi duyar diye korkuyorum!” dedi.

 “Merak etme alışırsın birazdan!” dedim. Bir müddet bekledim öylece. sonrasında ben alttan yavaş yavaş kımıldamaya başlayınca,

 “Aşkım sen dur, ben yavaş yavaş yapayım!” dedi ve kalçasını oynatmaya başladı. İleri geri, sağa sola yavaş yavaş oynatıyordu. Biraz alışmış, zevk almaya başlamıştı artık. Ben de yardımcı olup, kalçalarından tutup, sağa sola oynatıyordum… Hanife iyice zevke gelmiş,

 “Ohhhh götten sikilmekte çok güzel aşkım… İyi ki siktin beni… İyi ki bu zevki de tattırdın bana” diyordu.

 “Domal birazda öyle sikeyim aşkım!” dedim. O da, “Tamam!” deyip, yarağımı götünden çıkarmadan ters dönüp önümde kafasını yastığa gömdü, belini çukurlaştırıp, götünü alabildiğince yukarı verip, elleriyle göt yanaklarından tutup ayırdı

 “Hadi aşkım sik, götümü iyice alıştır yarağına!” diye inliyordu. Ben de götten sikmenin keyfiyle, yavaş yavaş sikerek zevkimi çıkarıyordum.

Artık Hanife’nin göt deliği de yarağıma alışmış daha kolay sokup çıkarmaya başlamıştım. Bir ara götünden çıkararak yeniden amına soktum. Önümde domaltmış saçlarını arkadan elime dolamıştım. Amının suları her soktuğumda dışarı sızıyor ve Hanife durmadan,

 “Ohhh, ohhh, ohhh erkeğim, kocacığım… Sok… hepsini, hepsini sok, sik beni, sik!” diye inliyordu. Kendimi yatakta arka üstü bırakarak, Hanife’yi yeniden üstüme çekip, yarağımın üstüne oturttum.  Şimdi alttan amına sokuyordum. Hanife sikimin üstünde oturup kalkmaya başladı. Üzerime doğru eğildiği için o küçük memeleride belirgin Özge gelmişti. Başımı uzatarak o memeleri öpmeye başladım. Hem memelerini emiyor hemde alttan amına pompalıyordum. Nişanlım Hanife’yi, memeleri ağzımda sikim amında, çılgınca sikiyordum. Hanife yine zevkin doruklarına çıkmış zevkten hızlı hızlı oturup kalkıyor, sikimi tamamıyla içine alıyordu.

 “Aşkımmm, sevgilimmm, birtanemmm, ohhh, ohhh, ohhh, alll, alll, alll, hepsi senin aşkım, hepsi seninnn ohhh!”.

Şimdi ikimiz de inliyor, zevkin doruklarına birlikte çıkıyorduk. İniltilerimiz birbirine karışıyordu. Amından çıkarıp, sikimi tekrardan götünün deliğine hizaladım. Hanife lab diye üzerine oturduğunda Sikim götüne tamamıyla girmişti. Hanife üzerimde zevkle zıplarken bir eliyle de amını okşamaya başladı.

Ben tüm spermlerimi götünün deliğine boşaltırken o da benimle aynı anda orgazm oluyordu…

O gün akşama kadar bir posta daha seviştik Hanife ile. Akşamda erkenden kayınpederlerin köyüne gittik. Söz verdiğim saatten önce döndüğümüz için kayınpeder memnun olmuştu.

 “Aferin damat, bak gözüme girdin” diyordu.

Akşam yemekten sonra sohbet ederken bir ara lavaboya kadar gittim. Dönüşte baktım Hanife mutfakta demlenen çayları hazırlıyor, gündüzden kaynanamın yaptığı pasta börekleri tabaklara yerleştiriyordu. Hemen yanına giderek, sikimi götüne dayayıp sarıldım arkasından. Hanife benim olduğumu anlayınca, tebessüm ederek

 “Aşkım dur gören olacak” dedi.

 “Kim görecek bebeğim. Zaten baban güveniyor bana sıkıntı yok” diye cevap verdim. Herkes içerde oturuyordu ve bulunduğumuz yer oturma odasına bayağı uzaktı. Hanife tepsiyi hazırlamaya çalışırken ben hem göğüslerini hem de kalçalarını okşuyordum. Arada bir boynundan öpüp onu azdırıyordum. O ise cilveli bir sesle

 “Ayyy yapma üzerime döktüreceksin şimdi çayları” diye kırıtıyordu.

Tabaklar hazır olduğunda önce ben girdim oturma odasına. Benden birkaç dakika sonrada Hanife geldi. Çaylarımızı içerken sohbet ettik bol bol. Kayın peder

 “Eeee damat nasıl geçti umarım sıkılmamışındır?” diyordu.

 “Olur mu efendim çok eğlendim. Her şey o kadar güzeldi ki hepinize teşekkür ederim ayrı ayrı. “

 “Memnun kaldıysan sorun yok.” Dedi.

Bir müddet daha sohbet ettik yatana kadar. Herkes uyuyup yataklara çekildikten sonra bir postada gece siktim Hanife’yi. Bu bizim veda sikişimizdi. Ertesi sabah herkesle vedalaşarak ayrıldım oradan. Köyün dolmuşu ile önce ilçeye, oradan da Bursa’ya hareket ederek İstanbul’a dönecektim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir