Eşcinsel Ablam Ve Aşıkları 1

Ev kiralarının alıp başını gitmesi beni de etkiledi. Ev sahibimin kira artışı baskılarına dayanamayıp evi boşaltmak zorunda kaldım. İstediği kirayı vermem mümkün değildi.

Bir depo kiralayıp eşyalarımı oraya koydum. Birkaç ay benim gibi bekar arkadaşlarımın yanında kaldım, kiralarına ortak oldum. Ancak bunun böyle gitmesi mümkün değildi. Arkadaşlarım bir zaman sonra sıkılmaya başlıyor ben de kendi evim olmadığından sığıntı gibi yaşamaktan bunalıyordum. Ev arıyor ama bütçeme göre bir yer bulamıyordum. Bulduklarım da ahır gibi yerlerdi.

Sonunda dayanamadım ve yıllardır görüşmediğim ablamı aradım. Kendisinin yanına taşınmaktan başka çarem yoktu yoksa sokakta kalacaktım. Babamdan kalan miras meselesi ve önceden aile içinde yaşananlar nedeniyle aramız bozulmuş, ilişkimiz kopmuştu.

O akıllılık edip çalışıp çabalayarak bir ev almıştı kendine. Bense kazandıklarımı ve mirastan gelen parayı har vurup harman savurmuş, karıya kıza yedirmiş, tatillerde, casinolarda eritmiş, tüketmiştim.

Ağustos böceği gibi yaşamış, kış geldiğinde soğuktan ve açlıktan bitap düşmüştüm. Yine de pişman değildim yaptıklarıma. Hayatımın en güzel zamanlarını geçirmiştim ama para tükenince yoksulluğa düşmüştüm.

Cebimde para olduğu zamanlarda kendilerini yedirip içirdiğim, tatillere götürdüğüm, seviştiğim kadın arkadaşlarımı da aramadım değil. Eski günlerin hatırına yardım istedim ama hepsi siktiri çekti. Yapacak bir şey yoktu… Ağustos böceğinin karıncanın kapısını çalması misali ben de ablamın kapısını çaldım…

Ablam Zeynep benden 5 yaş büyüktü, 42 yaşındaydı. Başından iki başarısız evlilik geçmiş çocuğu olmamıştı. Ablamın başarısız evlilikleri, özellikle de ikinci evliliğinin aldatma nedeniyle bitmesi anne babamın ve tabi benim insan içine çıkamaz hale gelmemize sebep olmuştu. Aldatan taraf ablamdı ve üstelik kocasını bir kadınla aldatmıştı!

Ailemiz için tam bir utanç kaynağıydı bu durum. Annem bu duruma dayanamayıp erkenden öldü. Babam da ablamı evlatlıktan ve mirasından men etti. Yine de babam öldüğünde mirasın bir kısmını kendisine verdim. Kalanı ise afiyetle yedim! Tabi ablam bundan çok şikayetçi oldu o zaman, beni mahkemeye vereceğini söyledi ama sonra vazgeçti, o zamandan sonra bir daha hiç konuşmadık…

Ama şimdi sokakta kalma tehlikesi ile baş başa kalınca mecburen onu aramış, konuyu kendisine açtığımdaysa beklediğimin aksine beni reddetmemişti…

Ancak bir mesele vardı… Dediğim gibi ablam bir lezbiyendi ve şimdi evini sevgilisi bir kadın ile paylaşıyordu. Bu duruma tepki göstermeyip kabullenmem gerektiğini aksi halde beni kabul etmeyeceğini açık açık söyledi. Köprülerin altından çok sular akmıştı. Bu konuda herhangi bir sorun çıkarmayacağımı, o dönem anne ve babamın gazına geldiğimi söyledim ablama. Üstüne basa basa tekrar ettim bunları…

Bir Cumartesi akşamı evine gittiğimde beni tahminimden daha iyi karşıladı. Yıllardır görüşmediğimiz halde sarıldı, yanaklarımı öptü. “Ne olursa olsun biz kardeşiz, bir elmanın iki yarısıyız!” dedi.

Üç oda bir salondu evi, küçük bir site içindeydi. Evini ve hayatını Ayşen adında 25 yaşında bir kızla paylaşıyordu. Ayşen özel bir üniversitenin İşletme bölümünde asistandı. Ablamdan daha uzun boylu, uzun siyah saçlı, geniş omuzlu, büyük ve yuvarlak memeleri dimdik duran, geniş kalçalı deyim yerindeyse at gibi bir şeydi. Beyaz oval yüzlü, büyük badem gözleri, kalın kalem kaşları ve dolgun pembe dudakları sanki birinci sınıf bir ressamın elinden çıkmış gibi görünüyordu. Siyah parlak bir taytın üstüne kırmızı dar bir tişört giymişti.

Nazikçe beyaz elini uzatınca sıktım. “Memnun oldum geldiğin için!” deyince “Ben de tanıştığıma memnun oldum!” dedim. Ablam böyle bir afet ile sevgiliydi demek ki. İnanılmaz bir şeydi bu. Daha önce birlikte olduğum kadınların hepsinden daha güzel ve çekici biriydi Ayşen. Daracık siyah taytı amının çizgilerini ortaya çıkarmıştı. Dar kırmızı tişörtünün önü koca memeleri nedeniyle şaha kalkmış haldeydi.

Ablamsa siyah kısa bir elbise giymişti. Kalçalarına gelen elbisesi dardı ve vücut hatlarını belli ediyordu. Bacakları yağ sürülmüş gibi parlıyordu. Derin göğüs çatalı iri memelerini açığa vuruyordu. Parlak kahverengi saçları sırtına dökülüyordu. Esk**en de güzel bir kadındı ama yıllar onu daha da güzelleştirmişti.

Ablam yanıma oturup bacak bacak üstüne attı. Başını omzuma koyup sarıldı. Kalçaları iyice açığa çıkmıştı. Birbirimizi yıllardır görmüyorduk. Ama sonunda kavuşmuştuk. Ablam çok mutluydu ve onun mutluluğu hem beni hem Ayşen’i mutlu ediyordu.

Gelişimin şerefine güzel bir sofra ve yemekler hazırlanmış, iki şişe şarap masaya konmuştu. Ablam ve Ayşen arasındaki ilişkinin bir karı koca ilişkisinden hiç farkı yoktu. Birbirlerine “Aşkım!” diye hitap ediyorlardı. İkisinin de yüzük parmaklarında birbirinin aynı olan yüzükler dikkatimden kaçmadı.

Ablam açık açık durumunu bana anlatmıştı, eğer bunu kabul edersem beni evine alacağını söylemişti. Benim için hayatını ve sevgilisini değiştirecek değildi. Bunları kabul etmekten başka şansım yoktu.

Nasıl tanıştıklarını sordum. Ablam Ayşen’in elini öptü ardından boynunu. “Sen anlat!” deyince Ayşen “Markette tanıştık!” dedi. Şaşırdım, markette başlayan bir tanışıklığın bu noktaya gelmesi ilginçti. Ablamın işyeri ile Ayşen’in üniversitesi aynı semtteydi. İş çıkışı market alışverişi yaparlarken tanışmışlardı.

“Anında birbirimize aşık olduk!” diye devam etti Ayşen. “Gözlerimiz kesişti, kalbim o an çıldırmışçasına atıyordu, o an ablanın dudaklarına saldırmamak için kendimi zor tuttum. İlk görüşte aşk dedikleri şeydi bu…!” diye devam ederken “Nerden anladınız birbirinizin durumunu!” diye sordum. “Çok kolay, anında anlarız biz!” diye gülerek cevabı ablam verdi.

“Sonraki günlerde ablanı görebilmek için sık sık markete gittim, en sonunda da buldum. Birlikte bir şeyler içtik. Evimi başka bir arkadaşımla paylaşıyordum o dönem, kız nişanlıydı. Nişanlısı benden hoşlanmıyordu, kıza sarkıntılık edeceğimi düşünüyordu ama öyle bir şey söz konusu olamazdı. Neyse, ablanla tanışmam tam böyle bir zamana denk geldi, buraya, yanına taşındım. Bir yıla yakın oldu!” diyerek tamamladı sözlerini Ayşen.

Ayşen lise ve üniversitede voleybol oynamıştı ve böyle heybetli bir vücuda sahip olmuştu. 1,80’den uzundu. Gözlerimi onun ihtişamlı memelerinden, dolgun pembe dudaklarından alamıyordum. Pandeminin etkisiyle hayatımda başlayan olumsuz gidiş cinsel hayatımı da olumsuz etkilemiş, eskisi kadar sık ve farklı ilişkiler içine giremez olmuştum. Deyim yerimdeyse elim sikimde gezer olmuştum ve şimdi böyle bir güzelliği görünce de etkilenmeden edemiyordum.

Ayşen ablamın sevgilisi, eşiydi ve ben ona ilgi duyuyordum. Onun da ara ara bana kaçamak ve anlamlı bakışlar attığını görmek hoşuma gidiyordu. Bu minik bakışlardaki anlamı anlayamayacak kadar toy değildim.

Gecenin ilerleyen saatlerine kadar oturduk, konuştuk, sohbet ettik. İki şişe şarap bitmiş, biralarla devam etmiştik. Üçümüzün de kafası güzeldi artık. Özellikle ablam sık sık Ayşen’i yanaklarından, boynundan öpüyor, ona alaturka aşk şarkıları söylüyor, arada da elleri kalçalarına, memelerine kayıyordu.

Doğal olarak ikisi birlikte yatıyordu. Ayşen ablamın koluna girdi ve onu yatak odasına götürdü, bense salondaki koltuğu açıp ablamın benim için hazır ettiği çarşafı serdim. Uyumaya hazırlanırken Ayşen geldi. “Hemen uyudu. Çok fazla içkiye gelemiyor. Hemen böyle dağıtıyor!” dedi gülerek.

Birlikte sofrayı topladık. Gözlerimi Ayşen’in üzerinden alamıyordum bir türlü. Daracık siyah taytı koca götünü sıkıca sarmıştı ve altında külot yok gibiydi. Götünün yanakları löpür löpür oynuyordu. Kırmızı tişörtü kollarını kaldırdıkça açılıyor, çıplak beli, karnı görünüyordu.

Mutfakta bulaşıkları makineye koymasına yardım ederken sonunda dayanamadım ve elini tuttum. Bunun ne anlama geldiğini biliyordu elbette. Kendisinden olumlu bir tepki gelmeyince çektim elimi.

Kıçını mutfak tezgahına dayayarak benden yana döndü. Sol elini saçlarıma attı. “Çok hoşsun!” dedi sağ elinin başparmağını dudaklarımın üzerinde gezdirirken. Ardından ağzımdan içeri soktu parmağını. Parmağını emdim bir süre. Altta yarağım kıpırdamaya başlamıştı.

“Birbirinizi nasıl sikiyorsunuz!” diye sordum. “Merak mı ediyorsun!” diyerek alaycı bir gülümseme yayıldı geniş ağzına. “Takma yarakla!” dedi. “Gerçeğinin yerini tutuyor mu!” diye sordum bu kez. “Arada travesti bir arkadaşımızı çağırıp gerçeğini de yiyoruz!” dediğinde kaşlarımı kaldırdım şaşkınca. Yavaşça dolgun dudaklarına yanaşıp öpmeye başladım. Ayşen de karşılık veriyordu ve elleri sırtımda geziniyordu. Parlak taytın altındaki koca götünü okşuyordum.

Elimi taytın içine soktum, çıplak ve dolgun göt yanaklarını okşarken ince bir ip parçası parmağıma dolandı. Arkası ipli bir kırmızı tanga giymişti. Tanganın ipini çekmem hoşuna gitti, iri beyaz dişlerini dudaklarıma vampir gibi geçirdi. Ardından fazla devam etmedi Ayşen. Elimi tuttu ve salona geçtik.

Salonun kapısını kapadı. Açtığım koltuğa uzandırdı beni. Gömleğimin düğmelerini tek tek açtı, kot pantolonun fermuarını, düğmesini ve kemerini sırayla açıp ayaklarımdan çıkardı pantolonu. Çıplak göğsümü öpüyor, meme başlarımı emiyor, dilliyor, ısırıyordu. Kontrolü kendisi eline almıştı ve ben sadece uzun saçlarını okşuyordum.

Baksırımı indirdiğinde kalkık ve sertleşmiş yarağımı tuttu kökünden. Yavaşça beyaz eliyle okşadı, kökünden ucuna kadar elini yarağımın üzerinde götürüp getirdi. Tükürüğünü yarağımın başına akıttıktan sonra da ağzına aldı.

Ağır ağır sakso çekmeye başladı. Ellerini koltuğa dayamış destek alarak başını kaldırıp indiriyordu. Sakso çekmesini iyi biliyordu Ayşen ve yarağımı kökünden kafasına kadar sokup çıkarıyordu ağzına. Yarağım patlayacak hale gelince durmasını istedim. “Sen de soyun!” dedim.

Üstündeki kırmızı tişörtü ve taytı indirdi. Devasa memeleri siyah sutyeninden taşmıştı. Elini arkaya atıp sutyeni açtı. Memeleri şahlanıp sallandı yukarı aşağı. Dimdik uçları yukarı bakıyordu. Yuvarlak ve kocamandılar. Pembe meme başları kalemle çizilmiş gibi düzgündü. Altındaki kırmızı tangayı indirince tek bir kılın olmadığı tertemiz ve beyaz amı göründü. Harika bir yaratıktı Ayşen.

Üzerime uzandı ve dudaklarıma yumuldu. Ellerimi hemen götüne attım. Dik meme uçları göğsüme değiyordu. Uzun pembe dilini ağzıma sokmuştu, onu vakumlayıp içime çekiyordum. Dolgun göt yanaklarını sıkıyor, avuçluyor, minik tokatlarla içeriyi çınlatıyordum.

Ablam koridorun sonundaki yatak odasında içtiği şarap ve biraların etkisiyle derin bir uykuya dalmıştı ve ben onun sevgilisini daha ilk günden ayartmış, onunla sevişiyordum. Sağ elimin orta parmağını amına attığımda Ayşen’in koca vücudu sarsıldı, titredi. Amını yoğun bir şekilde okşadıkça zevke geliyor, dudaklarımı kanatırcasına emip ısırıyor, yanaklarımı emiyor, kulak memelerimi dilliyordu.

Sağ elim amındayken sol elimi memelerine attım. Her iki memesini okşayıp avuçluyor, etli ve sivri uçlarını parmaklarımla sıkıyordum. Ablamın öptüğü uzun boynunu öpüp etini çektim içime. Sağ elimin parmakları yine amında çalışmaya devam ediyordu.

Kalkık yarağım Ayşen’in karnına değiyor, zaman zaman iri ve ağır vücudunun altında kalıyordu. Derken Ayşen üzerimde doğruldu ve ardından ters şekilde oturur hale geldi. 69 vaziyeti almıştık ve Ayşen’in ağzı yarağımın tadına bir kez daha bakarken ben de amını iştahla emmeye başladım. Başparmaklarımla ayırdığım amının içindeki kızıl pembe boşluğa dilimi soktum. Islanmış ve kayganlaşmıştı. Amının kendine has bir tadı ve kokusu vardı. Yağlanmış gibiydi amı ve dilimin dudaklarımın temasıyla amının ince pembe dudaklarının titreyişlerini izlemek hoşuma gidiyordu.

Ayşen yoğun bir şekilde somuruyordu yarağımı. Aç bir köpeğin kemiğe saldırması gibi saldırmıştı yarağıma. Taşaklarımı sıkıyor, kasıklarımı emiyor, dilliyordu. Amının hemen üzerindeki pembe bir harenin çevrelediği minik bir delikten ibaret götünü dillemeye başladığımda Ayşen gerildi, vücudu katılaştı. Dilimin ucunu göt deliğinin ağzında gezdirirken sarsılmaları devam ediyordu. Daha önce götten yiyip yemediğini merak ettim. Minik delik dil darbelerimin etkisiyle açılıp kapanır gibi oynuyordu.

Bir amını bir göt deliğini dilliyor, pürüzsüz kalçalarını okşuyor, çıplak beyaz etinin elimin altında alev alev yandığını hissediyordum. Amından yoğun bir sıvı akıyordu Ayşen’in şimdi. Am kokusunu içime çekip yağlı sıvının tadına baktım. Tatlı, tuzlu, acı, ekşi kısaca tüm tatlar bu sıvının içinde vardı ve kaynar bir kazanın içindeki çorba misali sımsıcaktı.

Sonunda Ayşen kalktı üzerimden. Kalkık yarağımı iki eliyle sıkıca kavradı ve işer gibi çömelerek yarağımı amına soktu. Ardından hızlı ve seri hareketlerle ileri geri oynamaya başladı üzerimde. Yarağım sımsıcak ve kızışmış amının içinde ileri geri sağa sola gidip geliyordu. En son korunmasız ilişkimin üzerinden çok zaman geçmişti. Kondomsuz, gerçekten bir amın tadına bakmak, zevkini duymak bambaşka bir şeydi.

Ayşen’in belini kavradım, dolgun memelerini sıktım, avuçladım o üzerimde oynamaya devam ederken. Uzun saçlarını diplerinden tutmuş, dudaklarından “Ih hı, ıh hı, ahhh, ımmm, uhhh!” sesleri dökülürken gözleri kapalı halde çıplak halde ata binmiş bir jokey gibi oynamasına devam etti.

Hareketleri gittikçe seriye bağladı. Boşalmaya adım adım yaklaşıyorduk ikimiz de. Zaman zaman amının kasları kasılıyor ve yarağımı sıkıca kavrıyordu, hemen sonrasında gevşeyen kaslar yarağımı serbest bırakıyor birkaç saniyenin sonunda yeniden kasılıyordu.

En sonunda kendinden geçmiş halde gözleri bayık vaziyette boşaldı Ayşen. Dudaklarından “İçime boşal, içime boşal!” sözleri fısıltıyı andırırcasına dökülüverdi bu anlarda. Hemen ardından ben de sarsılıp gerilerek boşaldım ve döllerimi amına akıttım. Ayşen’in koca vücudu gerginliğini ağır ağır kaybetti ve bir hamur kıvamına geldiğinde ağırlığını üzerime vererek bıraktı kendini. Yarağım halen amındaydı ve alttan hafif hafif pompalayarak döllerimi akıtmaya devam ettim.

Ayşen’in sımsıcak nefesi göğsümü yakıyordu. Ağzından salyası aktığı halde uzun uzun öptü dudaklarımı. Saçlarının dipleri terlemişti. Yavaşça doğrulup yanıma sırtüstü uzandığında ikimiz de nefes nefese kalmış ve gücümüzü tüketmiş haldeydik. Ayşen’in iri memeleri kızarmıştı ve göğsü aldığı nefeslerle kalkıp iniyordu.

“İçine boşaldım, kötü bir şey olmaz değil mi!!” diye sordum. Derin bir nefes alıp verdikten sonra “Merak etme olmaz, içimde spiral takılı!!” demesi ile rahatladım. Bir süre yanımda uzandı Ayşen. Ardından kalktı, dudaklarımdan öpüp “Hadi iyi geceler!!” diyerek kıyafetlerini alıp çıktı salondan. Banyoya girdiğini ve suyu açıp yıkandığını duydum.

Ben de kağıt bir peçete ile yarağımı sildim. Baksırımı giyinip battaniyeyi üzerime çekerek uyudum. Ablamın evine gelişimin daha ilk gününde sevgilisini sikmiştim…