Hem Helin’le yaşadıklarımızın hem de yakalanmaktan son anda kurtulmamızın şoku içerisinde odama geçmiştim. Kapım kapalı bir şekilde yatağımda uzanırken kardeşimin duştan çıktığını duydum. O da hemen salona gelip annem ve babama selam verdi. Ben de yatağımdan kalkıp yanlarına gittim. Helin, bornozu ve saçlarını sardığı havlusuyla sandalyenin kenarına oturmuş şekildeydi. Ben de geçip koltuğa oturdum. Kardeşim annemlere günlerinin nasıl geçtiğini soruyor muhabbet ediyordu. Arada bir de bana kaçamak bakışlar atıyordu. Bense hala karmaşık duygular içerisindeydim ve Helin’e bakmaktan kendimi alamıyordum. Evet, daha biraz önce ağzına boşaldığım, arka deliğinden içine girdiğim kız bornozuyla karşımda oturuyordu. Üstelik bu kız benim kardeşimdi.

Helin bir süre bornozuyla oturduktan sonra odasına geçti. Ben de o kalkınca odama geçtim. Biraz süre geçtikten sonra da Helin’in yanına gittim. Helin hala bornozuyla aynasının önünde başını öne eğmiş vaziyette saçlarını kurutuyordu. Öyle güzel pozisyondaydı ki, bornozu çıkarıp az önce yarım bıraktığımız işi tamamlayabilirdik. Fakat az önce yakalanma tehlikesi atlatmamızın da etkisiyle, içerde annemlerin olduğunu düşünüp böyle bir işe girişmedim. Ertesi gün sabah erken okula gidecekti. Kaçta gideceğini sorup öğrendikten sonra;

– Tamam ben de yarın çıkacaktım beraber çıkarız seni de okula bırakırım.

H: Tamam abi öyle yaparız. Yoldan alalım kahvaltılık bir şeyler sabah uğraşmayalım.

– Tamam işte yine uğrarız fırına.

H: Okey

Gayet normal bir şekilde ertesi günü planlayıp odadan çıkmıştım. Sanki az önce içinde olduğum kız o değilmiş gibi. Kardeşim de aynı şekilde davranıyordu. O da sanki hiç penisimi ağzına almamış gibi gayet normal şekilde konuşmuştu. Resmen yaşadıklarımızı o anda bırakıyor, devamında aynı abi-kardeş ilişkimize devam ediyorduk. Bu maceralı günü bu şekilde noktalamıştık.

Ertesi gün erkenden kalkıp hazırlanmaya başladım. Helin de uyanmış odasında üstünü giyiniyordu. Günaydın demek için kapısını çaldım. Kapıyı açtığımda kardeşimin üstündekileri çıkarıyor olduğunu gördüm. Gece uyurken sütyenini çıkarıyor olacak ki, atletini çıkardığında güzel memeleri tamamen karşımdaydı ve kendisini bana sergiliyordu.

– Günaydın.

H: Günaydın.

– Hazırlanıyor musun geç kalmayalım trafik var bak bu saatte.

H: Giyiniyorum işte. Bunu söyledikten sonra eşofmanını da çıkardı. Sadece altında külotu ile kalmıştı.

H: Fırından kahvaltılık alacağız ya, yanında meyve suyu da alalım kuru kuru gitmez.

– Tamam meyve suyu olur, soğuk çay olur bakarız bir şeyler.

Aslında çok gereksiz konuşuyorduk ama annemlerin bizi duyması ihtimalini göz önünde bulunduruyorduk. Onun amacı giyinirken kendini bana göstermek, benim amacım da onun güzel vücudunu izlemekti. Zaten konuşmasının arasında Helin, kaş göz işareti ile beni içeri çağırıyordu. Kapıdan biraz daha içeri girip eşofmanımı sıyırarak penisimi dışarı çıkardım. Klasik sabah ereksiyonu ve kardeşimin ufak çaplı sergisi ile zaten dimdik haldeydi. Helin bana doğru yaklaşıp penisimi tuttu ve biraz okşadı. Devam etsek iş başka noktalara gidebilirdi. O yüzden poposunu iyice sıktım;

– Hadi hazırlan sen ben de giyineyim, geç kalmayalım.

H: Tamam. (Sırıtarak)

Sabah sabah birbirimizi iyice azdırmıştık. Zaten dün akşam yaptığımız şey yarım kalmıştı. İkimizde de o istek halen sona ermiş değildi. Gerçekten kendime hakim olmasam odasına o an girip yarıda kalan işi tamamlayabilirdim. Ancak bunu başka zaman yapmalıydık. Odasından çıkıp kendi odama döndüm ve hazırlanmaya başladım. İkimiz de hazır olduktan sonra artık çıkmaya hazırdık. Helin altına dizlerinin çok az üstünde biten bir etek, eteğin içine de nispeten kalın bir termal çorap giymişti. Üstünde de kalın bir kazak vardı. Evden çıktıktan sonra asansör düğmesine basıp beklemeye başladık. Asansör bizim için kısa süreli bir sevişme alanıydı. Nitekim kapısını açıp içine girdiğimiz anda o süre başlamıştı. Kardeşim asansör aynasında saçlarını düzeltiyor, makyajını yakından kontrol ediyordu. Bense arkasından eteğini yukarı kaldırıp poposuna dayanıyordum. Zemin kata gelmeden hemen önce ise kendime doğru çevirdim.

– Hani benim öpücüğüm?

Helin hemen dudaklarımı öpmeye başladı. Bu defa onu öperken yeni sürdüğü rujun da tadını alıyordum. Bir elim poposunu okşuyor diğer elimle de belini kavrıyordum. Asansör zemin kata varmış ama biz daha içinden çıkmamıştık. En son katın düğmesine basarak tekrardan asansörün tekrardan yukarı çıkmasını sağladım. Bu sırada kardeşimle fısıldaşıyorduk.

– Gireyim mi burada içine?

H: Soyunurum bak.

– Soyunmana gerek yok poponu açsan yeter bana.

H: Çok istiyorum ama ben şu an.

– Napcaz peki?

Bir anlık her şey aklımızdan çıkmıştı. Tekrardan kardeşimin içinde olmak istiyordum. O sırada aklıma tavan katındaki asansör dairesi geldi. En üst kata ulaştığımız zaman kapıyı açtım ve Helin’i de kolundan tutarak dışarı çıkardım.

H: Niye iniyoruz?

– (Kulağına yaklaşarak) Sikmek istiyorum seni de ondan.

H: Nerede?

Bu sırada merdivenlerden yukarı çıkıp asansör dairesine vardık. Hemen kardeşimin dudaklarına yapıştım. Burada ışık olmadığı için karanlıkta kalmıştık. Yavaş yavaş gözlerimiz karanlığa alıştıkça birbirimizi görebiliyorduk. Helin’in okula gitmesi gerektiği detayı o an umurumuzda değildi. Öpüşme sırasında kemerimi çözüp pantolonumun düğmelerini açtım. O anda Helin devreye girip pantolonumu hafifçe sıyırdı ve seksiliği sayesinde yine dimdik yaptığı penisimi boxer üzerinden okşamaya başladı. Daha sonra bir hamleyle penisimi dışarı çıkardı ve bu defa direkt olarak ileri geri yaparak beni zevke getirmeye başladı.

– Dünkü o losyon çantanda demi?

H: Abi gerçekten sokacak mısın yine?

– Sokmayayım mı?

H: Canım yanar burada vakit de yok.

– Yakmam canını iyice kayganlaştırırım. Hızlıca boşalırım zaten doldum iyice.

H: Abi burada yapmayalım.

– Hadi güzelim hızlı olacağım vallahi bak.

Bunu söylerken çoktan eteğini yukarı kaldırmış, çorabını sıyırmaya başlamıştım. Helin’in de beni istediğini biliyordum. Söylediklerinde haklıydı, canı yanarsa apartmanın içinde olduğumuzdan sıkıntı da olabilirdi ama hiç oralı değildim. Çorabını sıyırmaya devam ettim, çorabıyla beraber külotu da sıyrıldı. İşte o güzel mi güzel poposu yine karşımdaydı. Poposu ortaya çıktığı an eğilip iki yanağını da öpmeye başladım. Kardeşimin poposunun ve hatta bedeninin her yeri pürüzsüzdü ve müthiş bir kokusu vardı. Resmen beni büyülüyordu ve hiç bırakmak istemiyordum. Helin de bu sırada çantasından losyonu bulup çıkarmıştı. O da bana ayak uyduruyor, duvara yaslanıp kalçasını dışarı doğru çıkarıyordu.

H: Abi bak yavaş yap tamam mı? Sakın bana çığlık attırayım falan deme.

– Yakmayacağım canını, yavaş yavaş girecek merak etme.

Losyonu elime sürüp kardeşimin arka deliğine yine masaj yapmaya başladım. Helin bu sırada iyice eğilmiş bir şekildeydi. Elini de cinsel organına atmış ben deliğine masaj yaptıkça o da klitorisiyle oynuyordu. Losyonu daha sonra penisime sürdüm ve iyice kaygan hale getirdim. Penisimin başını deliğine yaslayıp içeri doğru itmeye başladım. Dünkü ilk denememize göre biraz daha kolay şekilde içine doğru kayıyordu penisim. Helin başını duvara yasladığı koluna dayamış, ağzını kapatıyordu. Biraz canının yandığını görüyordum ama zevk ikimiz için de daha ön plandaydı. Penisim yine kardeşimin içindeydi. Yavaş yavaş git gel yapmaya başlamıştım. Helin kafasını bana döndürüp biraz gözü yaşlı şekilde yüzüme bakıyordu. Benim yüzümdeki zevki görmüş olacak ki;

H: Nasıl? Güzel mi kardeşini sikmek?

– İnanılmaz.

Gerçekten inanılmazdı. O kadar çok zevk alıyordum ki daha fazla dayanamayacağımı hissetmiştim. Kardeşimin deliği alıştıkça hızımı biraz daha artırıyordum. Nispeten hızlı şekilde dar deliğinin içinde gidip geldikçe de zevkin doruğuna çıkıyordum.

– Geliyor.

H: İçime gelme burada temizlemesi kolay olmaz.

– Ağzına al yine.

H: Aç karna döllerini mi yutayım abi?

– Boşalıyorum.

Penisimi hızlıca deliğinden çıkardım, poposuna ve sırtına doğru boşalmaya başladım. Helin kazağını iyice yukarı sıyırmıştı. Şimdi sırtı benim döllerimle doluydu. Kardeşimi arka deliğinden sikmiştim ve ilk kez onu sikerek boşalmıştım. Her şey tamam olduğuna göre artık onu okuluna götürebilirdim, geç kalmış olsa dahi…