O kadar güzel uyumuştum ki alarma uyanamamıştım. Birinin bana dokunduğunu görünce tek gözümü açtım. Buse tam karşımda duruyordu.

• Nasıl girdin lan buraya?
• Kapıyı çaldım girdim.
• Tamam çık giyinip geliyorum.

Gözü boynuma gitmişti. Eliyle çenemi tutup kafamı çevirdi. Sinirlendiğini yüzünden anlamıştım. Kafamı düzeltip yüzüne baktım.

• Ben gidiyorum. Tek başına gelirsin.
• Beklesene!

Beni dinlemeden çıkıp gitmişti. Doğrulup aynaya baktığımda boynumun yara ve morlukla dolu olduğunu gördüm. Dün geceden kaldığını uyku sersemi olduğum için biraz geç anladım. Neden sinirlenmişti? Kıskandı mı? Gülümsedim ve üstümü giyinip dershaneye doğru yürümeye başladım.
Sınıfa girdiğimde kendi sırama değil Buse’nin yanına oturdum. Uğraşma sırası bendeydi. Kafasını kitaptan kaldırmadan soru çözüyordu. Ses çıkarmıyordum. Hoca girince dersi dinlemeye başladım. O ise hala önüne bakıyordu. Sonunda tenefüste ne olduğunu sordum. Ses çıkarmadı. Kötü hissetmeye başlamıştım. Kolundan tutup kaldırmaya çalışsamda kalkmıyordu.

• Ya düzgünce terasa gelirsin ya da ben zorla götürürüm.
• Tamam gelirim.

Kafasını kaldırmadan konuşuyordu. Tam sınıftan çıkacakken Merve Hoca içeri daldı. Otobüsün yarın dolu olacağını, bugün herkesin evine gidip bavulunu hazırlaması gerektiğini söyledi. Bana bakıp içten bir şekilde gülümsedi ve sınıftan çıktı. Herkes söyleniyordu ama ben mutluydum. Erciyes’e hep çıkmak istemişimdir.

Eve dönmek için dershaneden çıktım. Buse yine babasını çağırmıştı. Yürürken korna sesiyle kafamı çevirdim. Merve hocayı görünce arabaya bindim. Utandığım için ses çıkarmadım ama biner binmez eğilip öptü. Sadece gülümsedim. Nasıl olduğunu sordum. Klasik öğrenci öğretmen arasında geçecek muhabbetler döndü. Bir süre sonra teşekkür edip indim. Bavulu hazırlayıp Buse’ye yazdım. Bakmayınca aşağı inip bavulla binalarına doğru yürümeye başladım.

Bir süre sonra Buse indi. Yanıma geldi ve konuşmadan yürümeye başladı. Elindeki çantayı alıp konuşmaya başladım.

• Neden konuşmuyorsun Buse?
• Sanane ?
• Benle konuşmuyorsun ne demek banane ?
• Boynunu yedirdiğin kızla konuşsana.

Güldüm.

• Kıskandın mı?
• Siktir git aptal herif senden nefret ediyorum!

Kahkaha atıyordum. Gerçekten kıskanıyordu. Otelde gerekeni yapacaktım. Yetişip arkadan beline sarıldım. Gülümsediğini görünce öyle yürümeye başladık. Durup durup söyleniyordu. Bir süre sonra dershaneye geldik. Otobüse yerleştikten sonra yola çıkmış uzun bir süre yol almıştık. Kulaklığı takmış müzik dinlerken Buse aniden beni ittirdi. Elindeki defteri gösterdi. Defterde Merve Hocayla mı yaptın pislik yazıyordu. Cevap vermeyip pencereye bakmaya devam ettim. Dizime yumruk atıp defteri karalamaya devam etti. Aynı şeyi o yapsa ben de böyle hissederdim o yüzden üstelemiyordum.

Bir süre daha gittikten sonra Buse yerinde duramaz olmuştu. Benle uğraşıp duruyor bacağıma dokunuyordu. Her seferinde uyarsamda aynısını yapmaya devam ediyordu. Telefonda notları açıp sen otelde göreceksin yazdım. Pis bir gülümsemeyle bana baktı. O sırada Merve Hoca dolaşıp duruyor öğrencilerle uğraşıyordu. Buse öldürecekmiş gibi bakışlar atıyor her konuşmasında ağzıyla taklidini yapıyordu. Bir yerden sonra rahatsız etmeye başladı. Kafamı çevirip uyumaya başladım.

Omzumun dürtülmesi ile uyandım. Kayseri’ye gelmiştik…

Bugün meşgul olduğum için ancak bunu yazabildim. Öneri ve yorumlarınızı bekliyorum.