Dershane arkadaşım Buse – 16

Sabah uyandığımda Buse yanımda yoktu. Duştan ses geldiğini farkedince tekrar gözlerimi yumdum. Uykuya dalmış olacağım ki öpücüklerle tekrar uyandım. Gözlerimi açtığımda Buse bornozuyla yanımda yatmış beni izliyordu. Gülümseyerek kendime çektim ve sarıldım.

  • Günaydın…
  • Günaydın minik..
  • Minik olan sensin bebek gibi uyuyorsun.
  • Şşşş..
  • Hadi bana kahvaltı hazırla köle.
  • Hayır ?
  • Nedenmiş ?
  • Ben duşa gireceğim sen kahvaltı hazırlayacaksın.
  • Bensiz mi ?
  • Evet ?

Kollarını bağlayıp arkasını döndü. Gülerek doğruldum ve omzunu öptüm. Duşa gittiğimde gelmeye yeltensede almadım. Yarım saat sonra çıktığımda mutfaktan mis gibi kokular geliyordu. Hızla mutfağa girdim. Buse hala ocağın başında uğraşıyordu. Sandalyeye oturdum.

  • Bugün ne yapacağız ?
  • Sahile gidebiliriz.
  • İlk günden yanalım yani ?
  • Daha iyi bir fikriniz varsa söyleyin beyefendi.
  • Manavgat şelalesi ?
  • Uyar bana.
  • Uymak zorunda zaten.
  • Kaşınıyorsun ama.
  • Eee ? Kaşınırsam nolurmuş ?
  • Üç gün sakso yo-
  • Tamam tamam !

Gülerek yaptığı omleti masaya koyup karşıma oturdu. Yanağımdan makas aldı. Konuşarak uzun bir kahvaltı yaptık. Yemek yeme işimiz bitince hazırlanıp Buse’yi beklemeye başladım.

  • Kaç saat sonra hazır olursun ?
  • Ya geleceğim bekle !
  • Bir saattir başka birşey yapmıyorum zaten.
  • Oraya gelirsem !

Ayağa kalkıp yatak odasına girdim. Direkt kollarının altından tutup havaya kaldırdım.

  • Ben geldim ? Dinliyorum seni .

Pis pis sırıtmaya başladı.

  • Geldiysen…

Diziyle penisime sert bir tekme attı. Acıyla yatağa doğru kendimi bıraktım. Üstüme çıkıp gülmeye başladı.

  • Üç gün boyunca dokunamayacaksın bana.
  • Trip mi ?
  • Hayır amınakoyim üç gün ölü artık o !

Kahkaha atıp üstündeki cropu çıkardı. Göğüslerini avuçlayıp gözlerime baktı.

  • İlacı bende onun.

Bende gülümseyince kucağımdan inip tekrar makyaj yapmaya başladı. Arkasında oturup onu izledim. Utandığı için beni odadan kovdu.
Yarım saatin ardından arabaya atlayıp hareket ettik. Manavgat’a doğru giderken birkaç yere daha uğradık. Bir saatlik yolun ardından ulaştık. Fotoğraflar çektik, eğlenip gezdik. Buse’nin mutluluğunu görmek, hissetmek bile mükemmeldi. Yine yorulmuş dönüş yolunda uyumuştu. Bungalova geldiğimizde uyandırmadan kucağıma alıp yatağa kadar götürdüm. Arabayı park edip bahçeye çıktım. Birayı yudumlarken masmavi gökyüzünü izliyordum. Buse’nin gözleri kadar mavi..

Sıkıldıktan sonra eve girip Fifa oynadım. Yine sıkılıp kitap okudum. Tekrar duşa girdim. Buse saatlerce uyudu. Pizza sipariş edip yedim. İçimde bir şüphe oluştuğu için yatak odasına gittim. Uyuyor gibiydi. Uyurken göğsü aşağı yukarı hareket ederdi ama şimdi bir hareket yoktu. Yatağa yaklaşıp nefesini dinlemek için eğildiğimde çığlık atarak yerinden sıçradı. Bende aynı şekilde bağırarak yere düştüm. Kafamı kaldırdığımda ellerini karnına koymuş kahkaha atan Buse’yi gördüm. Bende gülmeye başladım. Onun gülüşü bana huzur veriyordu. Yatağa çıkıp gıdıklamaya başladım. Ben gıdıkladıkça daha çok kahkaha atıyordu. Sonunda durdum. Nefes nefese kalmıştı. Beni kendine çekip sarıldı. Kulağıma beni çok sevdiğini fısıldadı.

Bir süre öyle kaldık. Sonra kalkıp onuda kaldırdım. Pijamalarını giyip kendini koltuğa gömdü. Hava kararmaya başlamıştı. O telefona bakarken ben iyice sıkılmıştım. Yaramazlık yapma sırası bendeydi. Farkettirmeden bacaklarının arasına geçtim. Yavaş yavaş bacaklarını okşamaya başladığımda önce baktı. Ardından birşey demedi. Pijamasını indirip iç çamaşırını çıkardım. Bacaklarını iyice açtı. Sakince emip yalamaya başladım. Önce hafif hafif inlesede bir süre sonra sesi yükselmeye başladı. Telefonu koltuğa attı, beni izliyordu. Dilimi hızlandırıp inleyerek yalamaya başladım. Buse’nin yine gözleri dönmüş bağıra bağıra inliyordu. Bir eli saçımda diğer eli göğsündeydi. O bağırdıkça ben hızlanıyordum. Yanağımı okşuyor arada tırnakları yüzümü çiziyordu. Dakikalarca yaladım. Buse’nin sesi yankı yapıyordu.
Devam ederken kapı çaldı. Aniden durdum. Buse ile birbirimize baktık. Onu yatak odasına gönderip kapıyı açmak için hareket ettim…

.
Öneri ve yorumlarınızı bekliyorum. Kısa bölümler için kusura bakmayın. Yazacak vaktim yok.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir