Dershane Arkadaşım Buse – 12

Terasa çıktığımızda büyük bir alkış koptu. Buse mutluluktan havaya uçacak gibiydi. Ortadaki kocaman pastaya yaklaştı. Gözlerini yumup dilek tuttuktan sonra mumları söndürdü. Tekrar alkıştan sonra müzik çalmaya başladı. Yanına yaklaşıp sarıldım.

  • Dileğini söylemek doğru olmaz ama merak ettim.
  • Bu gece altında bağırmayı diledim.

Yutkundum.

Eli pantolonumun üstünde gezindi. Sarıldığımız için kimse görmemişti. Defalarca sevişsek bile ilk günkü gibi beni heyecanlandırıyordu. Arkadaşlarına sarılıp tek tek hediyeleri açmaya başladı. Gülümseyerek onu izliyordum. Telefonumun çalmasıyla uzak bir köşeye gidip telefona baktım. Bir numara arıyordu. Telefonu açtım. Önce ses gelmedi. Ardından birisi bağırarak ağlamaya başladı. Buse’nin sesine benziyordu. Kafamı çevirdim. Buse yanimda ve gülüyordu. Ses durduktan sonra tekrar oynatıldığını anladım. Buse bağıra bağıra ağlıyordu. Telefon kapandıktan sonra uzun bir süre donakaldım. Ne olduğunu anlamamıştım. Ama bugünü gereksiz bir arama için mahvetmeyecektim. Dj’e romantik birşey açmasını söyledikten sonra Buse’ye yaklaştım. Ortam aniden değişti. Kıpkırmızı ışıklar ve the night we met.. Buse arkasını dönüp bana baktı. Gülümseyerek yaklaştım ve elinden tutup sakin bir şekilde belini sardım. Ardından yavaşça hareket etmeye başladım. Ardından herkes dans etmeye başladı.

  • Şuan elinin belimde olması bile beni delirtiyor.
  • Nasıl hep bu kadar yüksek oluyorsun ?
  • Sorumlusu sensin.
  • Öyle mi ?
  • Öyle.

Gözlerimin içine baktıkça içim eriyordu. Belimdeki eli iyice kendime doğru çektim. Aramızda mesafe yoktu. Kafasını boynuma gömüp öptü.

  • Uslu bir çocuk olup beni takip edeceksin. Yoksa canını yakarım.
  • Peki.

Elimden tutarak beni kafeden çıkardı. Otoparka giderken ne olduğunu hala anlamamıştım. Arabanın yanına gelip bana baktı. Anahtarla kapıyı açtığımda beni kolumdan tutup içeri itti. Ardından kendiside girdi. Anahtarı elimden alıp kapıyı kilitledi. Ön koltuğa fırlatıp elbisesinin fermuarını çözdü. Ardından direkt dudaklarımı öpmeye başladı. Aynı şekilde karşılık verirken eliyle penisimi okşuyor, ağzımın içine inliyordu. Nefesimiz kesilene kadar öpüştük. Sesli bir şekilde nefes alıp veriyor. Dudakları hırsla büzülüyordu. Pantolonumun kemerini ardından düğmesini açtı. O kadar hızlı ve aceleci davranıyordu ki olan biteni anlamadan ağzına almıştı. Hırsla sakso çekerken bana bakıyordu. Ön koltuğa eğilip anahtarla arabayı çalıştırdım. Koltuğu sonuna kadar ileri çektim. Ben bunları yaparken Buse hala sakso çekiyordu. Oluşan boşluğa, bacaklarımın arasına geçip oturdu.

  • Ben seni ödüllendiriyorum. Sen de ödülümü ver.

Tek elimle çenesini tutup diğer elimle sert bir tokat attım. Sesli bir şekilde inleyip tekrar ağzına aldı. Elini bacaklarının arasına götürdü. Saçlarını tutup kafasını bastırıyordum. Bir süre kendini kaybetmiş bir şekilde sakso çekti.

Saçlarını tutup ağzından çıkardım. Makyajı akmış daha çekici olmuştu. Dizime iki kere vurunca doğrulup kucağıma oturdu. İçine alıp yavaş yavaş zıplamaya başladı. Buse zıpladıkça arabada hareket ediyordu. Elbisesinden göğsünü çıkarıp emmeye başladım. Elleri saçlarımda dolaşırken inliyor ve konuşuyordu. Bir anda saçımı çekip kafamı kaldırdı. Boynumu ısırıp öpmeye başladı. Kanamasını önemsemeden öpmeye devam ediyor hatta yalıyordu.

Aynı şekilde devam ederken geriye doğru gitti. Zıplarken gözlerime baka baka inliyordu. O görüntü, kaşlarının masum bir şekilde kalkması, kızarmış gözleri, ağzının açılıp derin derin inlemesi… Sanat eseri gibiydi. Gerçekten sanat eseri gibiydi.

Dakikalarca seviştik. Buse iki kere boşaldı. Sona geldiğimi hissettiğimde Buse hissedip kucağımdan kalktı. Ağzına alıp sakso çekmeye başladı. Dayanamayıp ağzının içine boşaldım. Hepsini yuttu. Ardından koltuğa oturdu. Nefes nefeseydik.

  • Beni, beslediğin için sağol.

Dudağının kenarını yalayıp güldü. Kahkaha atmaya başladık. Kafasını omzuma koyup dinlendi. Yavaş yavaş giyinirken Buse’yi izliyordum. Elim bel boşluğuna gitti. Belindeki gamzeler, kalçasının belinden ayrılışı… Oturup saatlerce izleyebilirdim. Kafamı kaldırdığımda bana bakarak gülümsediğini gördüm. Elbisesini giydikten sonra arkasını döndü. Fermuarı kapatıp boynunu öptüm. Ardından ön koltuğa geçip makyajını düzeltti. Arabadan inip onu bekledim. Telefon yine aynı numara tarafından çalınıyordu. Cevap vermedim. Buse inince kolumu beline sarıp yanında yürümeye başladım.

Tekrar terasa çıktığımızda annesi imalı bir şekilde bize baktı. Buse dudağının kenarını silip gülümseyince o da güldü. Birkaç saat içinde insanlar yavaş yavaş ayrılmaya başladı. Buse oturmuş içiyordu. Çok fazla içme diye uyarsamda dinlemiyordu. Misafirleri uğurladıktan sonra yanına oturdum. Ayağa kalkacak durumda değildi. Koluna girip aşağı indirmeye başladım…
.

.

Öneri ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir