Ders Çalışamadım – 2

2. Bölüm: Özlem Arzularına Karşı Koyamıyor

Salondaki kısa sohbetimiz bittikten sonra, Özlem çalışmak için onun odasına geçmemizi önerdi. Sırt çantamı tek omzuma yükledim ve kızın yatak odasına yöneldim.

Özlem’in odası, evden tamamen ayrı bir atmosfere sahipti. Perdeler tamamen çekili olduğu için karanlık ve kuytu görünüyordu. Okul üniformaları, yatağın üzerine saçılmış bir haldeydi. Hemen yanındaki duvarı ise eski rock sanatçılarının posterleri süslüyordu. Tahta çalışma masasının üstünde nispeten büyük bir test kitabı ve defter yığını vardı. Masanın yanında ise rafları tıka basa dolu bir kitaplık duruyordu. Bildiğim bir kitap var mı diye raflarda göz gezdirdim, ama zaten çok okuyan bir insan olmadığımdan başlıklardan hiçbiri tanıdık gelmedi. Özlem’in perdeyi çekmesiyle karanlık odaya bir anda gün ışığı doldu. Yatağın üstüne rastgele fırlatılmış giysilerin arasındaki iç çamaşırı da işte o an dikkatimi çekti.
(G: Gökhan, Ö: Özlem)

Ö: Pasaklılığımın kusuruna bakma, okuldan geldikten sonra toplama fırsatım olmadı.

G: Yok yok, sıkıntı yok. Ben de çok titiz bir insan sayılmam zaten. Odan çok güzelmiş.

Gülümsedi,

Ö: Teşekkürler. Şey, hangi konudan başlamak istersin? Zorlandığın bir konu varsa ona yükleniriz.

G: Galiba hepsi? Bilmiyorum, bu sene geometriyi gerçekten siklemedim. Senin için sorun olmayacaksa baştan sona özet geçebilir miyiz?

Ö: Sıkıntı olmaz, benim içim de hatırlatma olmuş olur hem.

Mutfaktan bir sandalye kaptım ve Özlem’in yanına kuruldum. O, ders kitaplarını çıkartmıştı bile. Gerçekten de kitabın başından başlayarak konuları özet geçmeye başladı. Hevesli ve iyi bir çalışma arkadaşıydı. Yumuşak bir sesi ve sakin bir mizacı vardı, ama güzelliği dikkatimi dağıtıyordu. Onu dinlemeye çalışıyordum, gerçekten çalışıyordum ama dikkatim hep cropunun dekoltesinden görünen göğüslerine takılıyordu. Beş-on dakika boyunca Özlem’in üçgenlerden, açılardan ve geometride işlenilen başka her ne varsa ondan bahsetmesine odaklanabilsem da, sonra zihnim onu bütün çıplaklığıyla siktiğim senaryolara kayıyordu. İnce dudaklarının sikimi kavradığını görmek, göğüslerini sıkmak, bana haz verdiğini hissetmek, güzel suratını döl ile kaplamak istiyordum. Bu kadar erotik düşüncelere kapıldığını düşünmesem de, Özlem de ara sıra yüzüme kaçamak bakışlar atıyor, bedenime hayranlık dolu gözlerle bakıyordu. Ergenliklerinin baharında iki liseliydik nasıl olsa, bu normaldi.

Zavallı kız, konudan saptığımızı fark ettiği anda pes etmeden anlattığı konuyu veya çözdüğü soruyu tekrar ediyor, döngü yeniden başlıyordu. Yaklaşık yarım saat boyunca bu şekilde ders çalışmaya çalıştık. Ergenlik işte, yarınki sınavda batıracağımı bilsem de damarlarımda deli gibi pompalanan hormonlarım, her türlü mantıklı düşüncenin önüne geçiyordu. Geometri sikimde bile değildi o an, ben Özlem’i istiyordum. Bunu bilmem imkansızdı tabi ama muhtemelen Özlem de benzer şeyler düşünüyordu. Yine suratıma bakarak dalıp gitmişti ki:

Ö: Bu gün biraz dikkatim dağınık. Kusura bakma, aynı şeyleri tekrar tekrar dinlemek zorunda kalıyorsun.

Gözlerimi göğüslerinden kaçırdım ve atıldım:

G: Yok yok, özür dilemene hiç gerek yok. Asıl dikkati dağınık olan benim.

Kız, iç çekti.

Ö: Ders çalışma seansı pek verimli geçmedi galiba. İstersen bir mola verelim, hem benim de lavaboya uğramam gerekiyor. Sonrasında devam ederiz çalışmaya.

Özlem’in tuvalete gitmesiyle odada tek başıma kalmıştım. Zengin kitaplığını inceliyordum ki, aklıma yatağındaki kıyafetlerin arasındaki iç çamaşırı geldi. Orada olduğunu teyit etmek için göz attım; ince külot, okul üniformasının yanında, öylece yatıyordu. Ergenliğimin ve azgınlığımın verdiği aptal cesaretiyle, aklıma bir fikir gelmişti. İç çamaşırını elime aldım ve burnuma bastırdım. Özlem’in amının kokusunu derin bir nefesle içime çektim. Sikim beton gibi olmuştu, sınıf arkadaşımı sikmeyi hayvani bir içgüdüyle istiyordum. Yakalanma korkusuyla yerine bıraktım, ama saniyeler sonra dayanamadım ve iç çamaşırını yine suratıma bastırdım. Kokuyu içime çektikçe, Özlem’in mavi gözleri, kumral saçları ve mükemmel göğüsleri gözlerimin önüne geliyordu. Sikim pantolonumu parçalayacak gibi hissediyordum.

Beş dakika sonra, Özlem’in tuvalet kapısını çarpmasını duydum. Alelacele toparlandım, iç çamaşırını eski yerine koydum ve az önceki yerime geçtim. Ne kadar gizlemeye çalışsam da, pantolonumun üzerinden erekte sikimin hatları oldukça net bir şekilde seçiliyordu. Özlem odaya geldiğinde, çalışma masasının önündeki sandalyeye kurulmuş, telefonuma bakıyordum. İçten içe, bu kızı sikmeye kararlıydım.

Ö: Bir on-yirmi dakika sonra çalışmaya yeniden başlarız, senin için sıkıntı yoksa.

Özlem’e döndüm

G: Benim için sıkıntı yok. Kusura bakma, kafam biraz dağınık bugün. Biraz daha iyi odaklanmaya çalışırım bu sefer.

Ben Özlem’e bakıyordum ama o bana bakmıyordu. Pantolonumdaki potluğu tişörtüm ile gizlemeye çalışmıştım, ama başaramamıştım. Özlem, pantolonuma rağmen görünen sikimi fark etmiş olmalıydı.

Kız, gözlerini kaçırdı.

Çalışmaya başlayana kadar zaman öldürmek için yatağın üstüne bağdaş kurduk ve havadan sudan konuşmaya başladık. Birbirimize utanç verici küçüklük anılarımızı anlattık, garip tanıdıklarımızdan bahsettik, sevdiğimiz filmleri listeledik… Özlem ile konuştukça, kızın beni arzuladığını daha net bir şekilde hissediyordum.

Anlık bakışlar, imalı gülüşler, sevecen el kol hareketleri: ikimiz de ne istediğimizi biliyorduk. Asıl soru, ilk adımı kimin atacağıydı. Bir zaman sonra sohbetimiz de durgunlaştı. Özlem vücudumu baştan sona süzerken, biraz sabırsızlanmaya başlamıştım.

Az sonra gözleri, yine erekte sikime kaydı. Hatta bakışlarını ondan ayıramadığını hissettim. Özlem suskundu. Ben merakla izlerken, hiçbir şey demeden, ojeli parmaklarını bacağım boyunca gezdirdi. İşte başlıyorduk. Gözlerimiz adeta transa geçmiş gibi birbirimize odaklıyken, kızın elleri pantolonumun üzerinden yarrağımı okşamaya başladı. Başımı ona yaklaştırdım ve narin dudaklarına bir öpücük kondurdum. Bir öpücük daha, sonra bir öpücük daha. Nefes alış verişi hızlanmış, bariz şekilde heyecanlanmıştı. Parmaklarını üzerinde gezindirdiği sikim ise yeniden sertleşmeye başlamıştı. Ben onun boynunu ve dudaklarını öperken, o da belime uzandı.

Özlem, biraz zorlansa da kemerimi çıkartmayı başardı, sonra ise düğmemi ilikledi ve fermuarımı açtı. Bedenimi, yatağın ucuna oturacak şekilde döndürdüm, bir yandan da Özlem ile yiyişmeye devam ediyordum. Yataktan indi ve bacaklarımın önünde, dizlerinin üstünde yere oturdu. Aceleyle pantolonumu indirdi ve külotumu sıyırdı. Benim azgın bakışlarım altında, artık gün yüzüne çıkmış olan yarrağımı kavradı, dilini çıkardı ve onu yavaş yavaş yalamaya başladı. Dilinin sıcaklığı ve yumuşaklığı hoştu, ama ben daha fazlasını istiyordum. Biraz yalıyor, biraz okşuyor, sonra biraz daha yalıyordu. Özlem, sikim tamamen sertleştikten ve tükürüğüyle ıslandıktan sonra ise onu ağzına aldı ve emmeye koyuldu.

Özlem’in bana sakso çekmeye başlamasıyla, vücudumu bir rahatlık ve sıcaklık sarmıştı. Islak ve sıcak ağzının hissettirdiği haz ile birlikte onun yumuşak, kumral saçlarını okşamaya başladım. Sevimli gözleri yukarıya, bana doğru bakıyordu. Ben de aynı şekilde bakışlarımı ona kenetlemiş, zaman zaman istemsizce inliyordum. Özlem, daha önce sakso çektirdiğim kızlardan biraz daha acemiydi, bu muhtemelen onun ilk seferiydi. Özlem’in bir bakire olduğu gerçeğinin farkına varmak beni daha da heyecanlandırdı. Kızın güzelliği, deneyimsizliğini önemsiz kılıyordu.

Maalesef Özlem, ne kadar çabalasa da sikimin tamamını ağzına alamıyordu. Bu konuda ona yardımcı olmaya karar verdim. Onu kafasının arkasından sıkı sıkı kavradım. Özlem, neyin yaklaşmakta olduğunu bilircesine derin bir nefes aldı. Hazır olduğunu hissettiğimde başını yavaşça ama sertçe kendime doğru çektim. Yarrağım, köküne kadar boğazının içine doğru kaydı: zevkten dört köşe olmuştum, gözlerim kapanmıştı. Özlem öğürme içgüdüsüne engel olmaya çalışırken, ben de onun boğazını iyiden iyiye sikmeye başladım. Sikim, onun gırtlağından geçerken kız, nefes almaya çalışıyordu. İlk seferi için ona biraz sert davrandığımı biliyordum, ama Özlem öğrenmeye yatkındı. Bir süre sonra, başını bastırmama gerek duymayı bıraktı. Ağzından salyalar akmasına rağmen beni tatmin etmeye devam ediyordu.

Sakso faslı, dakikalar sonra bitti. Birkaç daha devam etseydik onun boğazını içine boşalmam işten bile olmazdı, ama Özlem’in başka planları vardı. Ayağa kalktı, dağılmış saçlarını düzeltti ve ağzından akan tükürüğü sildi. Onu biraz hırpalamıştım, ama o devam etmeye çok hevesliydi. Bana azgın bakışlarla bakmaya devam ederken cropunu çıkardı. Süt gibi göğüslerini gözlerimin önüne sermişti artık. Bana dönük bir şekilde dizlerinin üstüne oturdu.

Ben onun memesini sıkıyor, emiyor ve öpüyorken, o da tükürüğüyle kapladığım sikime masaj yapıyordu. Özlem’in göğüsleri, çok büyük olmasalar da, mükemmel şekillendirilmişti. Bütün vücudu gibi onlar da pürüzsüz ve yumuşacıktı. Pembe meme uçları, onları emdikçe sertleşmişti. Ara sıra kıza bakıp gülümsüyordum, mükemmel bedeni tarif edilemez bir mutluluk veriyordu bana. İkimizin de hevesi yüzlerimizden okunabiliyordu.

Kısa ve dar kot pantolonu, kalçasını gizlemekte oldukça kötü bir iş yapıyordu. Özlem’in götünü kavradım. Bu sırada kız, ban başını yaklaştırdı ve kulağıma fısıldadı:

Ö: Sik beni

G: Emin misin?

Özlem başını salladı

G: Bu ilk seferin olacak, değil mi?

Bir kez daha başını salladı. Talimatı almıştım. Kot pantolonunun fermuarını çözdüm ve aşağı sıyırdım. İnce, mavi külotunu indirmeden onun üstünden amını biraz okşadım. Özlem, beni içine almak için yanıp tutuşuyordu. Ona istediğini verecektim.

Külotunu yavaşça aşağı sıyırdım, Özlem’in amı tam karşımda duruyordu. Kendimi çok şanslı hissettim, güzel bir kızın pembe ve bakir amını sikme fırsatına ulaşmıştım. Parmaklarımı üzerinde gezindiriyor, klitorisini okşuyordum. Bu Özlem’i mutlu etmişe benziyordu. Kalkmış sikimi aldım ve amının kenarına sürtmeye başladım. Diğer elimle de onu kalçalarımdan kavramış, kucağıma doğru ittiriyordum. Derin bir nefes aldım, ve Özlem’i götünden tutarak sikimin üzerine çektim. Az önce boğazında ıslattığım sikim yavaşça kızın pürüzsüz amının içine doğru kaydı. İçerisi ıslak, kaygan ve sıcaktı. Üstelik o ana kadar siktiğim tüm kızlarınkinden daha sıkıydı. Vücudumun her tarafına dalga dalga haz ve mutluluk yayıldı.

Terlemiştim, gömleğimin düğmelerini teker teker ilikledim. Altıma atlet giymemiştim. Vücuduma yayılan güç hissi ile birlikte, kucağımdaki Özlem’in göğüslerine asıldım. Bir yandan meme uçlarını emiyor, bir yandan da onu kalçasından tutarak kucağımda hoplatıyordum. Sikim içine girdikçe, kız inliyordu. Bu beni daha da azdırıyor ve daha da hızlanıyordum. Özlem, sikilirken ellerini göğüs kaslarım üzerinde dolandırıyordu. Daha önce hiç bunu deneyimlememişti, vücudu hissettiği haz ile birlikte sarsılıyordu. Ben de benzer bir durumdaydım, boşalma hissi gelse de kendimi tutuyordum: bu anı olabildiğince uzun yaşamak istiyordum.

Çok geçmeden Özlem, zevk nidaları atarak orgazm oldu. Bunun üstüne ben de artık dayanamadım, son anda sikimi kızın amından çıkartarak üstüne boşaldım. Zevki vücudumun her karışında hissetmiştim. Özlem’in bekaretini kaybedişi, ikimiz için de oldukça eğlenceli geçmişti.
Mutfaktan kağıt havlu getirdi, ikimiz de kurulandık. Özellikle Özlem çok yorulmuştu, bir süre yatağında yan yana yattık. Özlem başını çıplak göğsümün üstüne yaslamış, elini terli karın kaslarımın üzerinde dolaştırıyordu. Sonra ise:

Ö: Geometri çalışmaya dönsek iyi olur.

G: Öyle mi dersin?

Ö: Yani, yarın sınav var. Hem belki şimdi… odaklanmamız daha kolay olur.

Bana kalsa sikişmeye devam ederdik, ama Özlem’in bu isteği üzerine çalışma masasına geri döndük. O giysilerini bir daha girmişti, ama ben bununla uğraşmamıştım bile. Üzerimde sadece iliklenmemiş haldeki gömleğim vardı. Hem ara sıra Özlem’in sikime attığı kaçamak bakışları komik buluyordum. Kız bana konuyu anlatmaya çalışıyordu ama, hala yarrak sevdasıyla yanıp tutuştuğunu gözlerindeki parıltıdan anlayabiliyordum. Yaklaşık yirmi dakika sonra, kendimi yine Özlem’in amını sikerken buldum.

Önümüzdeki yaklaşık bir buçuk saat boyunca durmadan sikiştik. Özlem bir kere tadını aldıktan sonra durmak istememişti. Ben de on sekiz yaşında ergen bir erkektim, fırsat olduğu sürece tabi ki bu mükemmel kızı sikmeye devam edecektim. Özlem’i evin her odasında, pek çok pozisyonda siktim. Onu mutfak tezgahına dayadım, çalışma masasının üstüne oturttum, salonun ortasında domalttım ve duraksamadan siktim. Ne de olsa bu fırsatı değerlendirmemem aptallık olurdu. Birkaç defa analı önersem de kabul etmedi, ben de anlayış gösterdim. Bekaretini az önce, benim ellerimde kaybetmişti, her şeyi hemen şimdi deneyimlemesi gerekmiyordu.

Sonunda kendimizi, Özlem’in ebeveynlerinin yatak odasında bulduk. Bu oda Özlem’inkine göre daha büyüktü, üstelik yatak da çift kişilikti. Beyaz ve narin vücudunu yatağa yatırdım, ince bacaklarını kavrayıp omuzlarımın üstüne aldım, ve sikmeye başladım. Sikim, Özlem’in dolgun am dudakları arasında ıslanmıştı. Doyumsuz kız devamlı inliyor, buna rağmen onu daha sert sikmem için yalvarıyordu. Onun bu isteğini karşılamak için elimden geleni yapıyordum. Hem ben, hem de Özlem, terlemiş ve yorulmuştuk, ama durmaya asla niyetimiz yoktu. Bütün dikkatimizi birbirimize, birbirimizin bedenlerini tatmin etmeye vermiştik. Belki de bu sebepten anahtar seslerini duymadık, dış kapının açılmasını ve koridordan gelen adım seslerini duymadığımız gibi.

O anda, odanın kapısının gıcırdadığını duydum. Ben kapıya sırtımı dönmüştüm, bu yüzden içeri gireni görmeden önce Özlem’in gözlerindeki şaşkınlığı görme fırsatım oldu. Sikimi kızın amından çıkarmaya bile yeltenmeden, başımı çevirdim. Bu Özlem’in annesiydi, ve olan biteni kavradığı anda tiz bir çığlık ile ortalığı inletti. Anlaşılan, işten erken dönmüştü.

-Devamı gelecek-